FATİH OKTAY
Çin ekonomisinin 2021 yıllık büyümesi yüzde 8 olacak görünüyor. Dünya ekonomisi ve ABD, AB gibi diğer büyük ekonomiler için beklenen yüzde 5-6 dolayında büyüme ile karşılaştırılınca bu oldukça iyi bir rakam. Ancak bu rakamları değerlendirirken baz etkisini unutmamak gerek; 2021’de hepsi ya normalden az büyümüş ya da küçülmüş olduğu için 2021 rakamları tüm ekonomiler için abartılı çıkıyor. Bununla beraber Çin ekonomisi, bunun yanında Türkiye ekonomisi, diğer büyük ekonomiler gibi küçülmeyip normalden az da olsa büyüdükleri için büyüme rakamındaki abartma daha düşük düzeyde. Yani Çin ekonomisinin 2021 göreceli büyüme performansı, yukarıdaki rakamların yansıttığından daha da iyi durumda.
DESTEKLER DÜŞÜRÜLDÜ
Öte yandan, diğer büyük ekonomilerde ekonomiyi canlandırma tedbirleri tam güç ile sürdürülürken, 2021’de Çin’de destekler düşürüldü ve ekonomik büyümeye kısa dönem etkileri olumsuz olan bazı uygulamalara yönelindi; Çin ekonomisi buna rağmen yüzde 8 düzeyinde büyüdü. Vergi gelirlerindeki hızlı artışa karşın, 2021’de kamu harcamalarında 2020’ye göre bir azalma gerçekleşti ve ekonomiye mali desteğin göstergesi olan bütçe açığında önemli bir düşüş oldu. Bu, büyük ölçüde ekonominin genel borçlanma düzeyini kontrol altında tutma politikasının bir uzantısıydı. Ülkenin yüksek olan şirket borçluluk genel oranı, Covid krizi öncesinde aşağı çekiliyordu, kriz baş gösterdiğinde canlandırma tedbirleri nedeniyle oran tekrar yükselmişti; 2021’de ekonomiye etkisi olumsuz da olsa ekonomi yönetimi gerek kamu harcamaları gerekse kredi politikalarında bu oranı düşürmeyi gözetti. İnşaat sektörüne yönelik politikaların da 2021 büyüme rakamı üzerinde olumsuz etkisi oldu. Özellikle konut inşaat sektörü, özellikle de 2008 krizi sonrasında ülke yatırım kaynaklarından önemli bir pay almaya ve ekonominin giderek artan bir bölümünü oluşturmaya başladı. Ülke yönetimi, gerek yatırım kaynaklarının daha verimli alanlarda kullanılması, gerek bu sektör firmalarının yüksek borçluluk düzeylerini kontrol altına almak, gerekse konut piyasalarındaki balon oluşumlarını önlemek için 2021’de bu sektörü sıkı denetim altına almaya ve sektöre kaynak akışını kısmaya yöneldi. Yılın çok önemli bir gelişmesi de Çin’in 2060 yılına kadar net karbon salımlarını sıfırlama hedefini açıklamasıydı. En yetkili ağızdan gelen açıklama, doğal olarak sanayi politikalarına da yansımaya başladı; demir, çelik gibi yüksek karbon salımı olan sektörlere gelen kısıtlamaların da büyüme rakamına olumsuz etkisi oldu.
Tüm bunlara karşın elde edilen yüzde 8’lik büyüme sonucunu başarılı olarak nitelemek gerekir.
TEKNOLOJİ ŞİRKETLERİNE SERBESTLİK
Covid krizi sonrasında ülkede istihdam normale döndüyse de iç talep, özellikle tüketim harcamalarının artış hızı, henüz kriz öncesi düzeyine dönmedi. Ekonomik büyümenin buna karşın oldukça yüksek çıkması güçlü dış talep sayesinde gerçekleşti. Çin ekonomisinin ihracatı, 2020 kriz yılında kriz öncesine göre artış göstermişti, 2021’de de 2020’ye göre yüzde 30’u aşan bir artış olacağı görülüyor.
Çin ekonomisinde bu büyüme rakamlarından da önemli gelişmeler, devletin ekonomi ile ilişkisinde görüldü. Ülkede devlet, 2021’e kadar özellikle internet tabanlı hizmetler sunan teknoloji şirketlerinin elini kolunu büyük ölçüde serbest bırakmış bulunuyordu; bireylerden toplanan fonlarla birey ve şirketlere finansman sağlayan şirketlerin faaliyetleri bile açıkça büyük risk taşımalarına karşın etkin bir şekilde denetlenmiyordu. Bu ortamda teknoloji şirketleri büyük bir gelişme göstermiş, Çin, açık ara dünyanın en büyük e-ticaret pazarı olmuş, teknoloji tabanlı ödeme sistemleri, bireysel işlemlerde büyük ölçüde kağıt paranın yerini almış durumdaydı.
2021’de devlet Veri Güvenliği Yasası, Kişisel Bilgilerin Korunması Yasası, Rekabet Yasası’ndaki değişiklikler ve bunların sıkı uygulamasıyla oyuna güçlü bir şekilde girdi. Teknoloji şirketlerinin faaliyetlerinin denetlenmesi ve düzenlenmesi, günümüzde çok önemli bir ihtiyaç ve ABD’de dahil tüm büyük ekonomilerin gündeminde yer alıyor. Bu açıdan ülke yönetiminin bu yaklaşımı yerinde görünüyor ve Çin’i bu alanda öncü konuma koyuyor. Öte yandan yaklaşım, Çin’de devlet için ekonomide daha aktif bir rol öngören politikasının yansımasını oluşturuyor.
2022, dünya ekonomisinin daha yavaş büyümesi beklendiğinden Çin ekonomisi için daha zor olacak görünüyor. Ülke yönetiminin de ekonomik büyüme için yüzde 5-6 dolayında bir hedef belirleyeceği düşünülüyor. Devletin yukarıda belirttiğimiz, kısa vadede ekonomiye etkisi olan uzun vadeli hedefler doğrultusundaki politikalarda geçici gevşeme yapma olanağı olduğundan, 2022 büyümesinin de genel olarak olduğu gibi bu hedefi aşmasını bekleyebiliriz.
31 Aralık 2021 Cuma