Çinli otomobil üreticilerinin yatırımları kuşkusuz istihdam, ekonomik büyüme, imalat teknolojisi kazanımı açısından yarar sağlayacak. Ancak ürün teknolojisi kazanımı o kadar kolay olmayacak.
Çin, uzun yıllar boyunca gelişmiş ülke oto üreticilerinin yatırımlarını çekmeye çalıştı; şimdi başka ülkeler Çinli otomobil üreticilerinin yatırımlarını çekmeye çalışıyorlar. Çin’in bu alandaki deneyimleri, başka ülkeler için dersler içeriyor. Daha önce ele aldığımız gibi Çin’in piyasa ekonomisine geçişiyle beraber ülke yabancı yatırımcılara açılmıştı ama yalnız ihracat yapabiliyor, iç pazara satış yapamıyorlardı. Ülke yönetimi 80’li yılların başlarında oto üretim kapasitesini artırmak ve daha da önemlisi, ülke üreticilerinin teknolojik düzeyini yükseltmek için iç pazarı ilk olarak yabancı otomobil üreticilerine, şartlı olarak açtı. Yabancı şirketler, Çin’de üretecekleri otomobilleri iç piyasaya satabileceklerdi ama devlete ait büyük otomobil üreticileri ile yüzde 50 ortaklık yapmak koşuluyla.
Bu doğrultuda ülkede çok sayıda yabancı-yerli ortaklığı kurulduysa da sonuçlar iyi değildi. 2010’lu yıllara gelindiğinde
Çin, dünyanın en çok otomobil üretilen ve satılan ülkesi olmuştu ama oluşturulmuş olan yerli-yabancı ortaklıkları yalnız yabancı ortağın marka ve modellerini üretiyor, bunlar satılan binek otomobillerinin yüzde 70’ten fazlasını oluşturuyordu. Çin’in yerli üreticileri, pazarın ancak düşük gelir gruplarına hitap eden yüzde 30’luk bölümüne sahiptiler.
YABANCILARLA ORTAKLIK
Pazar payı bir yana, bu politikanın teknoloji transfer hedefinde de ilerleme yok denecek düzeydeydi. Yabancı ortaklar Çin’de, kendi ülkelerinde tasarladıkları eski modelleri üretiyorlardı; Çinli ortaklar firmaların kendi ülkelerinde gerçekleştirdikleri Ar-Ge ve tasarım faaliyetlerinin dışındaydılar; bu şekilde olsa olsa montaj becerileri kazanabilirdiler.
Ülkeye teknoloji transferi parça ve bileşen sağlayıcıları kanalıyla da gerçekleşebilirdi. Bu doğrultuda ortaklık anlaşmalarında, giderek artan oranlarda yerli parça kullanım koşulları bulunuyordu. Ancak bu koşullar da ülkede yabancı ortağın standartlarına uygun üretim yapan yerli sağlayıcıların varlığına bağlıydı. Ülkenin birçok yöresinde faaliyet gösteren ortaklıklar, gerekli kalitede üretim yapan yerli sağlayıcılar bulamıyordu. Bunun tek istisnası Şanhay’dı. Şanhay yerel yönetimi, sahibi olduğu SAIC firması ile Volkswagen arasındaki ortaklığın koşullarına uygun şekilde yerel parça kullanımını temin edecek tedarikçilerin gelişmesini sağlayabilmişti. Bu tedarikçiler daha sonra, yabancı şirketler için yaptıkları üretimden edindikleri becerileri yerli üreticiler için kullanarak bunların gelişmesine katkı yaptılar. Bu stratejinin kısıtlı da olsa kayda değer yararı buydu.
YERLİLİĞE YÖNELİŞ
Ülke yönetimi, 2010 yılında güçlü bir yerli otomotiv sanayi kurmak için yeni bir stratejiye yöneldi. Çevre ve iklim sorunları nedeniyle devri kapanmaya doğru giden geleneksel otomotiv sanayi yerine, Çin yeni gelişen elektrikli otomobil sektöründe yerini alacaktı.
Daha önce ele aldığımız gibi ülke yönetiminin üreticilere verdiği destekler, satışlardaki sübvansiyonlar, şarj altyapısı yatırımları, genel olarak teknoloji, Ar-Ge, eğitime yapılan yatırımlar, ülkenin hızla gelişen elektrik-elektronik sanayi ekosistemi sayesinde bu strateji son derece başarılı oldu; ülke üreticileri teknoloji, ürün kalitesi, fiyat açısından eski oto üretici ülkelerin önüne geçti. Bugün bu ülkeler Çinli firmaların yapacağı yatırımların sağlayacağı teknoloji transferi ile aradaki açığı kapatmayı umuyorlar.
TEKNOLOJİ KAZANIMI KOLAY OLMAYACAK
Çin’in yabancı yatırımlar yoluyla teknoloji kazanma çabasında karşılaştığı zorluklar şimdi bu ülkeleri bekliyor. Otomobillerin tasarımı ve bunun dayandığı Ar-Ge faaliyetleri Çin’de gerçekleşiyor olacak. Büyük olasılıkla bu firmaların gereksinim duyduğu alt sistem ve parçalar, yatırım alan ülke firmalarınca gerekli standartlarda ve verimlilikte üretilemeyecek ve Çin’den gelecek. Bazı tedarikçiler, Çinli firmaları takiben bu ülkelere gelecek ama bunların da tasarım ve Ar-Ge faaliyetleri Çin’de kalacak. Bu yatırımlar kuşkusuz istihdam, ekonomik büyüme, imalat teknolojisi kazanımı açısından yarar sağlayacak. Ancak ürün teknolojisi kazanımı o kadar kolay olmayacak.
16 Temmuz 2024 Salı