FATİH OKTAY
Geçtiğimiz on yıllarda ucuz işçilikle dünya insanlarının yaşamlarına giren Çin, bunu artık giderek teknoloji ile yapıyor. Huawei iletişim ağı cihazları, dünyanın birçok yöresinde cep telefonu altyapısının önemli bir bileşenini oluşturuyor; ülke yönetiminin engellemelerine karşın ABD’de kırsal bölgelerin cep telefonu altyapısı hâlâ büyük ölçüde Huawei ürünlerine dayalı olarak çalışıyor.
Akıllı cep telefonlarında ABD’nin teknolojik yaptırımları ile Huawei bir numaradaki yerini kaybederken, Xiaomi Apple’ı geçip dünyada iki numaraya yükseldi; dünyanın en çok satan 5 akıllı telefon markasından üçü Çinli şirketlere ait. DJI, dünya drone piyasasının açık ara lideri konumunda bulunuyor; ABD’de silahlı kuvvetler ve emniyet dahil birçok devlet kurumunda bu şirketin cihazları kullanılıyor, ülke yönetimi bunları kullanım dışı bırakmaya çabalıyor ama zorlanıyor. Aynı durum yapay zeka tabanlı görüntü ve ses tanıma sistemleri için geçerli. Yeşil teknolojilerde Çin, dünyada lider konumuna gelmiş bulunuyor. Güneş enerjisi modülü üretiminde Çinli şirketler dünya piyasasının büyük bölümüne hâkim durumda. Bu şirketlerin piyasaya girmesiyle güneş enerjisi maliyetleri 2010 yılından 2020 yılına yüzde 85 düştü; bu, güneş enerjisinden yararlanmayı dünyada ekonomik duruma getirdi. Çin, elektrikli otomobillerde ülke bazında dünyanın açık ara en büyük pazarına sahip ve bu pazarda Tesla dışındaki yabancı şirketler önemli varlık gösterebilmiş değiller; piyasaya büyük ölçüde yerli şirketler hakim durumda bulunuyor. Bu şirketler şimdiye kadar dünyaya açılmamışsa da gözlerini dünyanın ikinci büyük pazarı Avrupa’ya dikmiş durumdalar. Çin, dünyanın en gelişmiş internete dayalı ticaret ve hizmetler ekosistemine sahip. Bu alanda faaliyet gösteren şirketler genel olarak henüz batı pazarlarına büyük bir açılım gerçekleştirmemişseler de TikTok, Facebook ürünlerini geçerek dünyada en çok indirilen uygulama konumuna gelmiş bulunuyor.
BAĞIMLI OLDUĞU ALANLAR
Bütün bunlara karşın Çin henüz teknoloji meselesini halletmiş değil. Çinli şirketlerin ürünlerinde kullandıkları entegre devre çipleri en son teknolojide Çin’de üretilemiyor. Entegre devre çiplerde teknoloji ilerledikçe çip içindeki transistorlar daha küçük aralıklarla yerleştirilebiliyor. Bu alanda dünyada başı çeken Tayvan’ın TSMC şirketi, bunları 3 nanometre aralıkla yerleştirebilirken, Çin’in en iyi şirketi ancak 14 nanometreye inebiliyor; bunu yaparken de yabancı kaynaklı makina ve malzemeler kullanıyor. Çinli şirketler henüz ancak 28 nanometre aralıklı çip üretebilecek cihaz ve malzemeler üretebiliyorlar. Çinli şirketler otomobil üretiminde büyük yol almış olsalar da bu üretimde kullanılan hassas takım tezgahlarının üretiminde geri durumdalar. Çinli bilim insanları, kuantum bilgi işlem ve iletişim gibi alanlarda dünyada liderliğe oynasalar da bu çalışmalarda kullanılan hassas ölçüm cihazlarında dışarıya bağımlı durumdalar.
15 YILDA TAM TEKNOLOJİ GÜCÜ
Bu bağımlılıklarla ve ABD ilerlemesini durdurmak için elinden geleni yaparken Çin teknoloji konusunu halledebilecek mi? Büyük bir olasılıkla evet. Çin, büyük bir insan kaynağı ve yatırım yapma potansiyeline ulaşmış bulunuyor; bu potansiyeli durdurmak artık çok güç görünüyor. Öte yandan Çin, piyasa sistemine geçtikten sonra teknolojik gelişmesini Japonya ve Kore örneklerinden farklı olarak yabancı rekabetine açık olarak gerçekleştirmeye çalışıyordu. Bu zorluklar yaratıyordu; örneğin Çinli çip üretim cihazı üreticileri yerleşmiş yabancı üreticilerle rekabet edip satış yapamadıklarından gelişemiyorlardı; ABD’nin Çin’e bu ürünlerin satışını engellemesiyle yerli şirketlerin satışlarında patlama oldu ve gelişme potansiyelleri aniden arttı.
Önümüzdeki 10-15 beş yıl içinde Çin’i tam bir teknoloji gücü olarak göreceğiz sanırım.
24 Eylül 2021 Cuma