Dünyanın en kalabalık ülkesi Çin, konut sorununu çözmeye yönelik politikalarını güncelliyor, geliştiriyor. Ülke yönetimi, geçtiğimiz ay şirketlerin ellerindeki satılamayan konutları düşük fiyatlarla alıp ucuz kiralık konutlara dönüştürmeye yönelik yeni bir program açıkladı.
Çin’de konut sahipliği oranı, kırsal bölgelerde yüzde 100’e yakın, kentsel bölgelerde ise yüzde 90 dolaylarında; hane halklarının yüzde 20 dolayında bir bölümü de birden çok konuta sahip. Bu, son derece yüksek oranlara karşın ülkenin bir konut sorunu var ve devlet, uzun yıllardır bu konuda çeşitli tedbirler alıyor.
SOSYALİST DÖNEM
Ülkedeki yüksek konut sahipliğinin kökeninde sosyalist geçmiş var. Nitekim dünyanın ev sahipliği en yüksek ülkeleri hep eski sosyalist blok ülkeleri. Piyasa ekonomisi öncesi dönemde kırsal bölgelerdeki idari birimler olan Komünler, ortak mülkiyetteki topraklardan her haneye ev yapacak arazi ve ev yapacak destek sağlıyordu. Kentsel alanlarda ise her aileye çalıştıkları devlet kurumu tarafından bir lojman sağlanıyordu. Piyasa ekonomisine geçiş sürecinde 80’lerin sonlarından itibaren bu lojmanlar oturanlara uygun koşullarda satıldı. Kırsalda ise Komünler lağvedilse de toprağın ortak mülkiyeti ve kırsal hanelere konut arazisi tahsis uygulaması devam etti.
Bu dönemde devlet, konut edinme desteğini Konut Sağlama Fonu adlı zorunlu bir tasarruf uygulaması ile sürdürdü. Çalışanlar ve işverenlerin ücretin belli bir oranında katkı yaptığı kişi bazında takip edilen fonda biriken tutarlar ve bu çerçevede kamu bankalarınca sağlanan uygun krediler, çalışanın konut satın almasını sağlıyordu.
ARTAN KONUT FİYATLARI
Ülke gelir düzeyinin hızla yükselmesi ve finansal sistemin gelişmesiyle 2000’lerin ortalarından itibaren ev edinme olanağı sağlama rolü büyük ölçüde serbest piyasaya kaydı ve ticari mortgage kredileri konut finansmanının ana kaynağı durumuna geldi. Çin’de hane halkı tasarruf oranının çok yüksek olması ve kültürel olarak ev sahipliğine verilen önem, yüksek düzeydeki konut sahipliği oranının serbest piyasa döneminde de sürmesini sağladı.
Bununla beraber ülkede, özellikle hızla artan konut fiyatları ve kira bedelleri ile konut sahibi olma sorunu yaşayan gruplar var. Bunların bir kısmını çeşitli nedenlerle çalışmayan veya çok düşük ücretle çalışan, yoksul olarak tanımlananlar, bir kısmını gelir düzeyleri yükselen fiyatlarla konut almaya olanak vermeyen insanlar oluşturuyor. Son yıllarda bunlara genç profesyoneller de eklendi. Özellikle en iyi iş imkanları sunmanın yanında konut fiyatları ve kiraların olağanüstü hızda arttığı büyük şehirlerde, hiç de dar gelirli olmayan bu insanlar da konut sorunu yaşıyor.
KİRA DESTEĞİ
Devlet, 90’ların sonlarından bu yana geliri belli bir düzeyin altında olanlara, çok cömertçe olmasa da gelir desteği yanında kira desteği sağlıyor. Yoksul sayılmayan ama geliri mevcut piyasa koşullarında konut almaya yeterli olmayanlar için ise yerel yönetimler, doğrudan inşaatlarını gerçekleştirerek veya arazi tahsisi ve diğer teşviklerle özel sektörü yönlendirerek uygun koşullarda satın alma veya kiralama programları sunuyor.
Büyük şehirlerdeki genç profesyoneller için ise 2021’de ucuz kiralık konut programı başlatıldı. Bu programa göre yerel yönetimler arazi tahsis ederek ve vergi, kredi kolaylıkları sağlayarak, şirketlerin düşük fiyatlı kiralamaya yönelik konut üretimini teşvik ediyor. Çin’de portföyleri gelir getiren altyapı projeleri ile kısıtlı olan gayrimenkul yatırım ortaklıklarına 2021 yılında ucuz kiralık konut projelerini de portföylerine alma olanağı tanınması da bu teşviklerden biri oldu.
YÖNETİM YENİ PROGRAM AÇIKLADI
Daha önceki yazılarda ele alındığı gibi Çin’de devletin bu sektördeki balonu patlamadan söndürme ve ülke kaynaklarını daha üretken alanlara yönlendirme çabası sonucunda inşaat sektörü bir krize girmiş bulunuyor. Sektördeki şirketlerin finansal sıkıntı içine girmesinin ortaya çıkardığı güven eksikliği ve düşmeye başlayan fiyatlar nedeniyle azalan talep sonucunda inşaat şirketlerinin elinde birkaç milyon konutluk bir stok birikmiş bulunuyor. Sektördeki daralmayı bu noktada durdurmak isteyen ülke yönetimi, geçtiğimiz ay, şirketlerin ellerindeki satılamayan konutları düşük fiyatlarla alıp ucuz kiralık konutlara dönüştürmeye yönelik yeni bir program açıkladı. Bu programa yeterli kaynak sağlanırsa bir taşla iki kuş misali, ülkenin iki büyük probleminde çözüme doğru önemli bir adım atılmış olacak.