fatih@fatihoktay.com
Ülke yönetiminin 2024 yılı için planlarını ele aldığımız yazıda, bu yılın büyüme hedefinin yüzde 5 dolayında olduğunu, ancak bu hedefi tutturmanın geçen yıldan daha zor olacağını belirtmiştik. Ulusal İstatistik Bürosu’nun açıkladığı verilere göre, yılın ilk 3 ayındaki GSYH, bu hedefe uygun bir şekilde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.3 büyüdü. Büyüme yaklaşık olarak tarım sektöründe yüzde 3, genel sanayi sektöründe yüzde 6, hizmet sektöründe ise yüzde 5 olarak gerçekleşti.
Genel sanayi sektörü, imalat sanayi, madencilik, elektrik-gaz-su sağlama, bunlara ek olarak da inşaat sektörünü kapsar. İstatistik bürosu açıklamasında, büyümenin imalat sanayinde yüzde 7’ye yakın, yüksek teknolojili imalat sanayi sektöründe yüzde 40’larda, elektrik-gaz-su üretiminde yüzde 7’lerde, madencilikte yüzde 2’nin altında bir düzeyde olduğu belirtiliyor. Ancak açıklama, inşaat sanayindeki büyüme konusunda bilgi içermiyor.
Daha önceleri ele almış olduğumuz gibi inşaat sektörü 2008 krizinden sonra hızla büyüyen, girdi sağlayan sektörlerle beraber ele alınınca Çin ekonomisinin yüzde 20, bazı değerlendirmelere göre yüzde 25, hatta 30’unu oluşturur hale gelmiş bir sektör. Bir çalışmaya göre, bu sektörün faaliyetlerindeki yüzde 20’lik bir azalmanın, ülke GSYH’sinde yüzde 10’a varan düşüşe yol açması söz konusu.
SANAYİDE KREDİ ARTIŞI
İstatistik bürosunun verilerinden, bu sektörün büyük bir bileşeni olan konut ve işyeri inşaat sektöründe yılın ilk üç ayında, geçen yılın aynı dönemine göre, hem satış değerleri hem yeni başlanan inşaat metrekaresinde yüzde 30 dolayında bir düşüş gerçekleşmiş durumda. Bu düşüş, daha önceki bir yazıda ele aldığımız, ülke yönetiminin balon oluşumunu önlemek ve kaynakların daha üretken alanlara yönlendirilmesini sağlamak üzere 2020 yılından başlayarak bu sektörün finansman olanaklarını kısma politikasının bir sonucu.
Ülke yönetimi, ekonomide büyük bir daralmaya yol açabilecek bu gelişmeyi, bir yandan altyapı inşaatı yatırımlarını artırarak, bir yandan da üretim, özellikle de yeni teknoloji alanlarındaki üretime yönlendirilen kaynakları artırarak destekliyor. 2008 küresel krizi sonrası dönemde bankacılık sisteminin sanayiye sağladığı kredi tutarı neredeyse sabit düzeyde kalırken konut ve işyeri inşaat sektörüne sağlanan her yıl artan oranda artıyordu. 2020 yılındaki politika değişikliğiyle durum tersine döndü ve sanayiye sağlanan krediler hızla artarken, konut-işyeri inşaat sektörüne sağlanan kredilerdeki artış giderek azalıp sonunda eksiye döndü. Bunun da sonucu olarak, verilere göre geçtiğimiz 3 ayda sanayi sektörü sabit yatırımları yüzde 10 artarken konut-işyeri inşaat sektöründe yüzde 10 azaldı.
POTANSİYEL İHRACAT PAZARI
Konut-işyeri inşaat alanına yapılan yatırımların, ilerleyen yıllarda ülke GSYH’sine, eğer kullanılırsa -ki Çin’de büyük sayılarda boş yeni bina bulunuyor- bina fiyatlarının 20 yıllık kira tutarına eş olduğu varsayımıyla, yılda yatırım bedelinin yüzde 5’i dolayında katkı yaptığını söyleyebiliriz. Yeni teknoloji alanındaki bir yatırımın geri dönüşü ise bunun çok üzerinde olabilir. Dolayısıyla Çin ekonomisinin sancılı bir şekilde de olsa bina inşaat sektörüne bağımlılığının kırılması, kaynakların sanayiye yönlendirilmesi önümüzdeki dönemde büyümesinin hızlanmasını sağlayabilir. Ancak bunun için yeni yatırımlar ile üretilen ürünlerin satılabilmesi gerekir. Fazla kapasite itirazları, sübvansiyon soruşturmalarına bakılırsa günümüzün ekonomisi gelişmiş ülkeleri, bu ürünlerin yurtdışı pazarını kısıtlamak için ellerinden geleni yapacaklar. Ama günümüzde Çin’in yeni teknoloji ürünlerinin en büyük müşterisi Çin. Öte yandan da Çin’in gelişmekte olan ülkelere ihracatı gelişmiş ülkelere olanı aşmış durumda. Dolayısıyla gelişmiş ülkeler kendi pazarlarını kapatsalar da bu ürünlerin büyük bir potansiyel pazarı yine de olacak.
Çin, büyümede engebeli ve taşlı da olsa yeni bir yola giriyor olabilir.
13 Mayıs 2024 Pazartesi