ABD ve Çin arasında iki ülkenin birbirlerine iki tarafı da zorlayıcı düzeyde ek gümrük vergisi getirmesine varan çatışmada taraflar istese de çözüm yönünde bir adım atılamıyordu. Sonunda Cenevre’deki görüşmelerle bu adım atıldı ve bir ateşkes sağlandı.
ANLAŞMANIN İÇERİĞİ
Çatışma, 2 Nisan’da ABD’nin Çin mallarına yüzde 34 ek gümrük vergisi getirmesiyle başlamış, Çin aynı şekilde karşılık verince ayın 8’inde ABD bir artış daha yapmış, Çin ona da aynı şekilde cevap verinde 9’unda bir artış daha gelmiş, Çin’in ona da cevap vermesiyle iki tarafın birbirlerine uyguladığı ek gümrük vergisi oranı yüzde 125’e ulaşmıştı.
Anlaşmaya göre taraflar ilk yüzde 34’lük artışın 24 puanlık bölümünü 90 günlüğüne kaldırıyorlar. 90 günlük süre ‘başlangıçta’ olarak niteleniyor, yani uzatmalar için açık kapı bırakılıyor. Yüzde 125’in kalan 91 puanlık bölümü ise süreye bağlı olmaksızın kaldırılıyor.
Anlaşma, ayrıca tarafların, Çin Başbakan Yardımcısı He Lifeng ve ABD Hazine Bakanı Scott Bessent başkanlığında ekonomi ve ticaret alanındaki sorunlarını görüşecekleri bir düzen oluşturulmasını öngörüyor. Yani bu anlaşma, Çin ile ABD arasındaki sorunları çözen değil, çözüm arayışı için ortam hazırlayan bir anlaşma.
TRUMP’IN BEKLENTİSİ
Kurtuluş Günü olarak adlandırdığı 2 Nisan’da Çin’e ve diğer ülkelere ek gümrük vergileri getirirken Donald Trump’ın beklentisi, tüm diğer ülke liderlerinin kendisini araması, onun da övündüğü pazarlık yapma yeteneği ile vergi oranlarını düşürme karşılığında bu ülkelerden ABD lehinde tavizler içeren anlaşmalar yapmasıydı. Çin’in lideri Xi Jinping ile böyle bir görüşme sonrasında varılacak ABD lehinde bir anlaşma, iç politika açısından Trump için özellikle büyük önem taşıyordu. Ancak Xi, bu aramayı yapmadığı gibi daha alt düzeylerde de ABD ile bir anlaşma girişimi olmadı.
ÇİN’İN TUTUMU
Çin, bir anlaşmaya oturmak için öncelikle ek vergilerin kaldırılması ve görüşmelerin bir tarafın ricacı, diğerinin lütuf dağıtıcı konumunda değil, ikisinin de eşit olduğu bir çerçevede gerçekleşmesini talep ediyordu. Bunlardan da önemlisi, Xi’nin Trump ile masaya oturup bir anlaşma yapması, Çin’de devletin çalışma prensipleri açısından kabul edilebilir değildi; iki lider ancak teknik düzeyde ayrıntıları belirlenmiş bir anlaşmayı noktalamak için bir araya gelebilirdi. Trump, birkaç kez Çin ile görüşmeler olduğunu iddia etse de Çin tarafı her seferinde bunun doğru olmadığını açıklamıştı.
Trump, arka arkaya blöflerle gümrük vergilerini çok yüksek düzeylere çekerek kendisini köşeye de sıkıştırmıştı; gerek tüketim, gerekse üretim mallarında Çin’e büyük ölçüde bağımlı ülkede sanayi üretiminde aksamalar, marketlerde rafların boşalması, enflasyon işaretleri başlamış durumdaydı.
SONUÇ
Varılan ateşkes anlaşması, Çin’in koşullarının kabulü anlamına geliyor. Çin’e getirilen ek gümrük vergisi, tüm diğer ülkelere uygulanan yüzde 10 düzeyine çekiliyor ve çözüme yönelik görüşmelerin iki ülkenin bürokratları arasında gerçekleştirilmesi kabul ediliyor.