Yapay zeka eğitimde yeni dönemi başlattı: Öğretmene veri temelli destek!

Yapay zeka tabanlı sistemler öğrencilerin ilgi alanlarını ve öğrenme alışkanlıklarını analiz ederek öğretmenlere kişiselleştirilmiş içerikler sunuyor. Uzmanlara göre yapay zeka, öğretmenin yerini almak yerine ona veri temelli destek sağlayarak eğitimde dönüştürücü bir rol üstleniyor.

Giriş: 08.11.2025 - 12:38
Güncelleme: 08.11.2025 - 12:43
Yapay zeka eğitimde yeni dönemi başlattı: Öğretmene veri temelli destek!

Yapay zekanın eğitimde kullanımı hızla yayılırken, öğretmenlerin rolü de yeniden tanımlanıyor. Öğrenci verilerinin analiz edilmesi, öğrenme motivasyonlarının belirlenmesi ve kişiye özel ders tasarımlarının yapılması artık yapay zeka araçlarıyla mümkün hale geliyor. Eğitimciler için dijital okuryazarlığın ötesinde yapay zeka okuryazarlığı zorunlu bir beceriye dönüşüyor.


Eğitim Teknolojileri Uzmanı Ebru Karayel Çınar, yapay zekanın öğretmenin otoritesini azaltmadığını, aksine güçlendirdiğini belirtti. Çınar, “AI for Educators” yaklaşımıyla birlikte öğretmenlerin dijital yerliler olan öğrencileri geleceğe hazırlayabilmek için yapay zeka okuryazarı olmaları gerektiğini vurguladı.


Çınar, teknolojinin insan merkezli kullanıldığında öğretmeni bir rehbere dönüştürdüğünü belirterek, öğrencinin dijital izlerini, motivasyonlarını ve ilgi alanlarını doğru yorumlayan öğretmenlerin ders tasarımlarını buna göre uyarlayabileceğini söyledi. Ona göre öğretmenin yeni rolü, “veriyi okuyan rehber” olmak.


EĞİTİMDE YAPAY ZEKA AJANLARI DÖNEMİ

Çınar, klasik yanıt veren modellerin yerini artık eylem temelli yapay zeka ajanlarının aldığını ifade etti. Bu ajanların kendi inisiyatifiyle aksiyon alabildiğini belirten Çınar, 2025’ten itibaren bu teknolojilerin öne çıktığını söyledi.


Bir ebeveynin çocuğunun becerilerini girerek hangi kurslara yönelmesi gerektiğini yapay zeka ajanına sorabildiğini örnek gösteren Çınar, yakın gelecekte herkesin kodlama bilmeden kendi kişisel yapay zeka asistanını geliştirebileceğini aktardı.


Türkiye’nin bu dönüşümde kullanıcı değil üretici olması gerektiğini belirten Çınar, Türkçe dil modeli geliştirilmesinin önemine dikkat çekti.


ETİK SINIRLAR VE VERİ GÜVENLİĞİ BELİRGİN HALE GELİYOR

Eğitimde yapay zeka kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte veri güvenliği ve etik farkındalık başlıca gündem maddelerinden biri haline geldi. Çınar, kişisel verilerin korunması konusunda dikkatli olunması gerektiğini belirterek, “Bir şeyi size ücretsiz veriyorlarsa ürün sizsinizdir.” ifadesiyle veri paylaşımındaki risklere dikkat çekti.


Eğitimde etik, şeffaf ve sorumlu yapay zeka kullanım kültürünün oluşturulması gerektiğini söyleyen Çınar, bunun öğretmenler ve eğitimciler tarafından şekillendirileceğini vurguladı.


İNSAN ETKİLEŞİMİNİN ÖNEMİ DEVAM EDİYOR

Yapay zekanın yabancı dil öğretimini tamamen ortadan kaldıracağı yönündeki yorumları aceleci bulan Çınar, dilin kültürel bir unsur olduğunu, insan sosyal bir varlık olduğu sürece öğrenme ihtiyacının süreceğini belirtti.


Donanıma bağlı çeviri araçlarının kullanımının artmasına rağmen, yapay zeka araçlarının insan etkileşiminin yerini henüz alamadığını söyleyen Çınar, dil eğitiminde öğretmenin önemini koruduğunu ifade etti.


KÜLTÜREL DÖNÜŞÜM KAÇINILMAZ

Eğitimde dijital dönüşümün yalnızca teknolojik değil kültürel bir değişim olduğunu vurgulayan Çınar, yapay zeka çağının kültürünün henüz oluşmakta olduğunu söyledi. Bu kültürün etik, şeffaf ve insan merkezli bir eğitim anlayışıyla şekillendirilmesi gerektiğini belirterek, gelecek nesillerin bu bilinçle yetişmesinin önemine dikkat çekti.