Salih KESKİN

Salih KESKİN

Diğer Yazıları

SALİH KESKİN
www.inovasyonuzmani.com

Murpy Kanunları der ki: “Olmuyorsa zorlayın, kırılırsa zaten değişmesi gerekir.” Bizim firmalarımızın da bir an önce yapması gereken şey, korkmadan, bedeli ne olursa olsun değişmek ve yenileşmektir.

Doygunluğa ulaşan sektör aktörlerinin değişmelerinin diğerlerine göre daha zor olduğunu biliyoruz. İstatistikler bize, yaşı ilerleyen bu sektörlerin Ar-Ge’ye daha az ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.

En genç sektörler arasında yer alan biyoteknoloji, yazılım ve donanım sektörleri, aynı zamanda en fazla Ar-Ge yatırımı yapılan sektörlerden.

Dünyanın ilk 100 firmasının sektörel dağılımına baktığımızda 16 sektörden ilk 3’ü, neredeyse diğer 13 sektöre eşit bir büyüklüğe sahip.

SAVUNMA SANAYİ ÖNCÜ

İlk 3 sektörden 1’incisi, ‘yarı iletkenler ve elektronik bileşen üretimi’. 2’ncisi, ‘kimyasal üretimi’ ve 3’üncüsü ‘bilgisayar donanımı üretimi’. Daha alttaki sektörler ise ‘tüketici ürünleri’, ‘makina üretimi’, ‘haberleşme’ vs. olarak devam ediyor.

Ülkemizin bu skaladaki ilk 3 sektörde adını neredeyse hiç duyuramadığını görüyoruz.

Yine, global ölçekte önemli bir üretim ağımız olmasına rağmen tekstil sektöründe son yıllarda yaşanan önemli daralma, işbu alanda Ar-Ge yatırımlarının çok geride kalmasına sebep olmuş ve sektör daha da geri gitmeye başlamıştır. Bu durum, Türkiye’nin tekstil alanında ihracatı düşük kâr marjlı ürünlere bağımlı kaldığını, dolayısıyla uluslararası pazarda kayıplar yaşadığını gösteriyor.

İstihdam ve ihracatımızda çok önemli bir yeri olmasına karşın, tekstil ve teknik tekstil için yapılan Ar-Ge yatırımları çok zayıf. 2020’de ilk 50 firma arasına giren bir tekstil firması yok.

Ekonomi ve İş Dünyası Portalı Turkishtime’ın ‘Türkiye Ar-Ge 250 Araştırması’, Türkiye’de yaşanan bu gelişmeleri, ortaya koyduğu rakamlarla çok net açıklıyor.

Araştırma sonuçlarına bakıldığında, ülkemizin ilk 50 firmasının yaptığı Ar-Ge yatırım toplamının 2019’da yüzde 62.8’ini oluşturan savunma sanayinin payının, 2020’de yüzde 60 olduğu görülüyor. Otomotiv ve otomotiv yan sanayinin yüzde 16’lık, yazılım ve telekomünikasyonun yüzde 10’luk, beyaz eşya ve tüketim elektroniğinin ise yüzde 6.4’lük bir paya sahip olduğu belirtiliyor. Bir diğer deyişle, savunma sanayinin Ar-Ge yatırımlarındaki öncülüğü devam ediyor.

16 MİLYAR TL YATIRIM

Ar-Ge 250 Araştırması; Logo, Netaş, Turkcell Teknoloji, Türk Telekomünikasyon gibi firmaların da Ar-Ge yatırımlarının arttığını ortaya koyuyor. Araştırmada, bir diğer Ar-Ge yatırımı yapan firmanın, Çin’in en büyük oyuncularından olan Huawei’nin 2020’de 145.8 milyon TL Ar-Ge yatırımı ile ülkemizdeki en önemli yabancı sermaye firmalarından biri olduğuna da dikkat çekiliyor.

Araştırmada şu başlıklar öne çıkıyor:

* 2020’de Ar-Ge yatırımları ciddi devlet teşviklerine rağmen düşen kâr oranları ve pandeminin olumsuz etkileri nedeniyle kayda değer bir büyüme sağlamadı. İlk 50 firma toplamının 2020’deki yüzde 5.5’lik nominal büyümesi, özünde reel küçülme demektir.

* Ülke olarak Ar-Ge harcamalarımız artsa da hâlâ istenilen seviyede değil. Samsung’un 2020 Ar-Ge yatırımları tek başına 15 milyar dolara yakınken, bizim yatırımımız 16 milyar TL.

* Listeye giren en büyük 250 firmanın Ar-Ge harcaması ortalama 64 milyon TL. Ayrıca 250 firmanın yaklaşık 16 milyar TL olan Ar-Ge harcamasının yaklaşık 6 milyar TL’si, ilk iki firmaya (ASELSAN ve TAI) ait. Yani, ilk beş firma, ülkemizdeki toplam Ar-Ge harcamalarının neredeyse yüzde 50’den fazlasını gerçekleştiriyor.

* Teşvik sistemi ülkemizdeki Ar-Ge merkezi açma hızını domine etse de patent almanın başarı parametresi olarak görülmesi, teşviklerin doğru dağıtıldığını göstermiyor; çünkü alınan patentlerin yüzde 80’ine yakını maalesef raflarda çürüyor.

Sonuç olarak yaşlanan sektörlerin devlete bel bağlamadan kabuk değiştirebilmeleri şart. Tersi bir durumda örneğin dünyanın en güçlü üretim altyapılarından birine sahip olan tekstil sektörünün çöküşüne hep birlikte şahit oluruz ki, çok yazık olur.

09 Temmuz 2021 Cuma