Dr. İlhami FINDIKÇI

Dr. İlhami FINDIKÇI

Diğer Yazıları



ifindikci@degerdanismanlik.com.tr

 

Yapay zeka, yaşamımızın bir gerçeği. Hayatımızı nasıl etkileyeceğini bilemediğimiz her yeni gelişme gibi yapay zekaya da mesafeli duruyoruz. Bir kısmımız anlamaya çalışırken bazılarımız yapay zeka endişesi yaşıyoruz. 

 

Zira insana dayalı işgücünün yerini hızla makinalar almaya başladı. Yapay zekaya dayalı program ve uygulamaların tercihlerimizi ve kararlarımızı giderek etkilemeye başladığı da bir gerçek. Diğer yandan insanın düşünce, irade ve duygu alanını da kopyalayacak yapay zeka ürünü ileri robotların yeryüzünde etkin olacağı bekleniyor.

 

Bugün ulaştığımız yaşam kalitesi, insanın kendisini ve tabiatı anlamaya dönük merakının, çabasının ve bilimsel çalışmalarının eseridir. Dolayısıyla her yeni buluş, esasen bir araçtır. Asıl olan bu aracın hangi amaca hizmet edeceğidir. 

 

HANGİ ZEKA?

 

Yapay zeka çalışmalarını reddetmek ve gündemin dışında tutmak doğru olmaz kanaatindeyim. Kaldı ki, bunları reddetmemiz bu alanda inanılmaz hızda gelişen çalışmaları durdurmaz. Dolayısıyla ilk insanlar, tarım toplumu, sanayi toplumu, bilgi toplumundan sonra gelen dijital toplumun baş aktörü olan yapay zeka teknolojisinden uzak duramayız, durmamalıyız.  

 

Bilindiği üzere zeka; düşünme, muhakeme, dil, hafıza, mekân algısı gibi alt yeteneklerin birleşiminden oluşan ve insanı diğer canlılardan ayıran yegâne özelliktir. Zeka testleriyle ölçebildiğimiz soyut zihinsel potansiyel (IQ) yanında zihinsel kapasitemizin duygularla ifade edilme potansiyeli olarak duygusal zeka (EQ) ve temel ahlaki değerleri, düşünce ve davranış düzeyinde ortaya koyan potansiyel olarak moral zekadan (MQ) söz edebiliyoruz. 

 

Dolayısıyla insanın zekası; mantık, duygu ve etik odaklı üç temel yapıdan ve üç türden oluşuyor. Bu yapıların kaynağı, çalışma metodu, öncelikleri ve bireydeki baskınlık dereceleri farklı. Ve üçünün toplamı, insanı o insan yapan temel kişilik potansiyelini oluşturur. 

 

Yapay zeka; insanın zekasını taklit ederek insana ve topluma ait bazı iş ve görevleri yerine getiren ileri düzeyli teknolojidir. Burada insanın zihinsel potansiyeli ve sinir sisteminin çalışma biçimine ilişkin binlerce parametreden hareketle geliştirilen makinaların (insansı robotların) yapay sinir ağlarıyla öğrenme, problem çözme, iletişim kurma ve inisiyatif alma becerileri söz konusu.  

 

İNSANI TAKLİT 

 

Böylece teknoloji; tarım, sanayi, turizm, sağlık gibi iş alanlarında etkin olmanın ötesine geçti. İleri teknoloji ürünü robotlar, insanın düşünme ve karar verme gibi eylemlerini yani insanı taklit etmeye başlandı.

 

Tarımda topraktaki nem, çevre ısısı ve hava olaylarını tahmin ederek seradaki birçok çalışmayı, değişen şartlara göre programlayabilen, müdahale edebilen robotlar var. Sanayide işgücünün yerini alan robotların dışında tasarımdan endüstriyel üretime, lojistikten müşteri memnuniyetine kadar insanın inisiyatif alarak karar vereceği hassas konularda yapay zeka programları rol alabiliyor. Gideceğimiz oteli bütçe, alışkanlık, tercih gibi kişisel özelliklerimizden hareketle en doğru seçenekleri sıralayan akıllı uygulamalar var. Robot işçiler, polisler, garsonlar çoktandır iş başında. 

 

Bizim açımızdan asıl tartışma konusu, insanın hangi zekasının taklit edildiği ya da edileceğidir. Yapay zeka; insanın mantık odaklı zihinsel potansiyelinin taklit edilebileceğini ortaya koydu. Ancak insanın duygusal ve özellikle moral zeka kapasitesinin taklit edilmesi kolay değil. 

 

Araştırmalara göre; binlerce düşünce ve davranış modelini taklit ederek oluşturulan algoritmalardan hareketle insan gibi düşünen ve davranan robotlar yapılabilir. Ama bunların gerçek bir insanın duygularını, sezgilerini, ahlakını göstermesini ve sergilemesini bekleyemeyiz. 

 

İnsanın belirli bir durum karşısındaki düşünceleri, davranışları ve duyguları, binlerce örneğin ve parametrenin oluşturduğu algoritmalarla taklit edilebilir. Ama insan taklit edilemez. Çünkü o kendisine has ve biriciktir.

15 Ocak 2024 Pazartesi