tatil-sepeti
Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları


Allah rahmet eylesin, Antep’te Mennan Usta ismi ile nam salmış cins bir adamımız vardı.   Mektep medrese görmemesine rağmen öyle kabiliyetleri vardı ki, bu sebeple Avrupa ülkelerindeki fuarlara girişi yasaklanmıştı. TÜBİTAK onunla birlikte çalışmaları için akademisyenler ve uzmanlar tahsis etmişti de çok iyi projeler kotarılmıştı. Meraklılar, TRT’nin yaptığı Mennan Usta belgeselini izleyebilirler. Van’da Mehmet Kuşman adında ve halen hayatta olan 84 yaşında cins bir adamımız daha var. O da mektep medrese görmemiş ama arkeolojik kazı ameleliğinden ülkemizde ve dünyada Urartuca’yı bilen az sayıda insanlardan biri olmayı başarmış.

Bu örnekleri artırmak mümkün. Anadolu, bu konuda hakikaten çok zengin. Her birimiz kendi şehrimizde, kendi semtimizde bu türden insanlarla karşılaşmışızdır. Ama birimizin bildiğini diğerimiz bilmez. Zira, elimizde bir envanterimiz yok. Bu türden adamları çoğumuz dikkate de almayız, bir magazin olarak görürüz. Burada aslında şunu sormak doğru olur. Bu adamlar mektep görmeden bu hale gelmişlerse onlara bu imkân verilse idi ne olurdu? 

 

İşte geçen hafta, halen hayatta olan ve 60’lı yıllarda Van’daki Çavuştepe kazısında bekçi olarak işe alınmış ve burada adeta ömrünü geçirmiş, kazının başından beri öğrenme azminde olan, bunu hiç yitirmeyen Mehmet Kuştepe’nin hikayesini oluşturmak ve kayıt altına almak üzere Van’a bir ziyaret gerçekleştirdik. Maarif Vakfı’nın Türkçe, İngilizce ve Fransızca olarak üç dilde yayın yapan Uluslararası Maarif Dergisi adına yaptığımız bu ziyarette, Mehmet Kuşman ile Çavuştepe kazı alanında uzun bir söyleşi yaptık. Böylece bu sıra dışı adamın hikayesi yazılmış ve kayıt altına alınmış oldu.

 

Mehmet Kuştepe, çoktan emekli olmuş ancak gönüllü olarak her gün kazı alanına gittiğinden bize randevuyu Çavuştepe Kalesi’ndeki kazı alanında verdi. Önce kale ve kazı alanı ile ilgili bilgiler vererek, güzelce anlatıp detay vererek, Urartuca metinleri okuyarak bizi gezdirdi. 84’lük ihtiyarın bizden dinç ve heyecanlı olduğunu gözlemledik. Hem anlatıyor hem de kazıya gerekli maddi destek verilmediğinden ve sürecin hızlı gitmediğinden dem vurarak sitemle konuşmasını sürdürüyordu. Ama konuşması öyle halk dilinde değil, hocaları çok ve özenle dinlediğinden olacak, yarı bilimsel düzlemde idi. 

 

En büyük yakınması Urartuca’yı öğrenecek kişileri bulamaması idi. Çok muhtemeldir ki, akademisyenlerin bir kısmı da kendi aralarında Kuşman’ı eleştiriyorlar, haddi aştığından hareketle ciddiye almıyorlar fakat bunu alenileştirmiyorlardı. Ama Kuşman yurt dışı toplantılara bile davet ediliyordu ve popülaritesi de iyiydi. Van’a, çok satan gazeteler de dahil, birçok gazeteci gelmiş, Kuşman’la söyleşi yapıp haberleştirmişlerdi. Hatta ona ‘Son Mohikan’dan mülhem ‘Son Urartulu’ ismini verenler de olmuştu. Kuşman da bu haberlerin kupürlerini kazı alanındaki yarı atölye gibi olan kulübesinde sergiliyor, magazin anlamında da şov yapmasını biliyordu.

 

Netice olarak aslında olayın iki boyutu var. Birincisi; sahada kendini azimle ve kendince yetiştirmiş olan Kuşman’a arkeoloji camiası özellikle yerel üniversite, daha farklı davranabilir ve akademik geleneğe uygun bir formülle içine çekebilirdi. Gördüğümüz; bu yapılamadığından o da kendi becerisi ile kendine bir alan açmış olduğudur. 

 

İkinci boyutu ise; bu türden cins insanların envanterinin çıkarılması ve eğitimde bunlardan yararlanılmasıdır. Tüm ülkeye hitap ettiği için TOBB’un, Milli Eğitim Bakanlığı’nın desteği ile bu çalışmaya öncülük etmesi, kendi kimliği ve misyonu açısından uygun olur. Bu hususta elinizdeki envanter önemlidir, o sizi doğru yöne götürür.

 

Yazının son notu; Van’da Kültür Bakanlığı Van’da Van Kalesi’nin eteğinde, daha çok bölgedeki kazılardan çıkan Urartu eserlerinden oluşan müthiş bir müze yapmış. Adeta bir Urartu müzesi. Teşhir, tanzim ve senaryo çok iyi. Burada böyle bir müze kurulması fikri, ilk olarak Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) tarafından ortaya atılmış ve müzenin hayata geçirilmesi için ciddi maddi destek sağlanmış. Müzeyi dönemin DAKA Genel Sekreteri olan Prof. Dr. Emin Yaşar Demirci ile gezdik. Yolunuz Van’a düştüğünde müzeyi mutlaka görün.

29 Temmuz 2024 Pazartesi