Dr. Can GÜRLESEL

Dr. Can GÜRLESEL

Diğer Yazıları

ABD başkanlık seçimlerini Trump kazanınca dünya ekonomisine yönelik beklenmedik bir iyimserlik oluşmuştu. Trump’ın büyüme yanlısı ekonomi politikaları vaatleri ile dünya ekonomisinde büyümenin hızlanacağı ümitleri artmıştı. Bu ümitler halen korunuyor olsa bile Trump’ın uygulamaları sonrası bugünlerde Trump ile nereye kadar tartışmaları ve endişeleri de giderek yaygınlaşıyor. Bu çerçevede Trump’ın uygulamalarını ve geleceğini değerlendirelim.

1. DIŞ TİCARETTE KORUMACI BİR YAKLAŞIM SERGİLİYOR

Trump, ABD’nin mevcut ticaret anlaşmalarından memnun değil. Bu nedenle Trans Pasifik Anlaşması’ndan çekildi. AB ile yürütülen Transatlantik Anlaşması müzakereleri de neredeyse buzdolabına kalktı. ABD, Kanada ve Meksika ile arasındaki NAFTA anlaşmasını da yeniden müzakere etmek istiyor ve ticarette korumacılığını tetikliyor.

2. ABD PARİS İKLİM ANLAŞMASINDAN ÇEKİLDİ

Trump, kampanya döneminde sözünü verdiği şekilde ABD’yi, iklim değişikliğiyle mücadeleyi amaçlayan ve geçen yıl imzalanan uluslararası anlaşmadan geri çektiğini açıkladı. Anlaşma, 22 Nisan 2016’da BM Genel Merkezi’nde aralarında ABD’nin de olduğu çok sayıda ülke tarafından imzalanmıştı. ABD, Çin ve Türkiye dahil 190’dan fazla ülkenin imza attığı iklim değişikliğiyle mücadeleyi hedefleyen anlaşma, 4 Kasım 2016’da yürürlüğe girmişti. ABD’nin anlaşmadan çekilmesi ciddi endişelere yol açtı.

3. ENERJİ POLİTİKASI İLE FOSİL YAKIT ÜRETİMİNİ ARTIRIYOR

Trump ile birlikte ABD’nin enerji politikası da değişti. ABD enerjide dışa bağımlılığını ortadan kaldırmak istiyor. Bu nedenle de petrol ve doğalgaz üretimini kademeli olarak artırıyor. Buna bağlı olarak zaten zayıf seyreden küresel petrol talebi ABD’nin de artan üretimi ile azalıyor ve petrol fiyatları düşüyor. Üretici ülkeler aralarında anlaşarak üretimlerini kıssalar dahi petrol fiyatları zayıflıyor. Bu da petrol üreticisi ve ihracatçısı ülkelerin ekonomilerini olumsuz etkiliyor.

4. PİYASALARA ÜMİT VEREN BÜYÜMEYİ HIZLANDIRICI ADIMLAR HALEN ATILAMADI

Trump’ın seçilmesi ile birlikte uygulayacağı politikalarla ekonomide büyümeyi hızlandıracağı ümitleri artmıştı ve bir iyimserlik rüzgarı estirmişti. Ancak Trump yönetimi büyümeyi hızlandıracak en önemli unsur olan vergi indirimlerine ilişkin somut bir adım atamadı. Kamu alt yapı yatırımlarına yönelik ilave harcamalar da henüz bir programa bağlanamadı. Trump’ın bu alandaki vaatlerini yerine getirme konusunda ortaya çıkan belirsizlik Trump rüzgarını da giderek azaltıyor.

5. ABD PARA POLİTİKASI ÜZERİNDE BELİRSİZLİK OLUŞTURUYOR, DOLAR ZAYIFLIYOR

Trump ile birlikte büyümenin hızlanacağı, enflasyonun daha çabuk yükseleceği ve bu nedenle ABD Merkez Bankası Fed’in 2017 yılında 3-4 kez faiz artıracağı kabulü yapılmıştı. Dolar da önemli ölçüde güçlenmişti. Ancak Trump’a ilişkin kaygılar Fed para politikası için de belirsizlikler oluşturuyor ve dolar zayıflıyor. Dünyanın geri kalanı için de öngörülebilirlik azalıyor.

6. SEYAHAT YASAĞI VE DIŞ POLİTİKADA İÇE DÖNÜŞ

Trump ulusal güvenlik politikaları ile iç güvenlik politikalarını birbirine bağımlı hale getirmeye başladı. İlk icraatlarından biri birçok ülke vatandaşına giriş yasağı koymak oldu. Yüksek mahkeme uygulamayı durdurdu, ancak Trump’ın dış politikası aynı katılıkta sürüyor. Trump, Avrupa’nın güvenliği konusunda da artık eski ABD desteği olamayacağını açıkladı. NATO için Avrupa’nın artan katkısını talep etti. NATO zirvesi ve G7 Zirvesi’nden geriye Trump ile ortaklar arasındaki birçok uzlaşmazlık kaldı.

7. TRUMP İLE TÜRKİYE DE ZORLANACAK

Türkiye ile ABD ilişkilerinde güncel iki konu hayati önem taşıyor. Bunlardan biri FETÖ’nün iadesi, diğeri ise Suriye ve Irak’taki gelişmeler. Her iki alanda da Trump yönetimi ile bir yakınlık ve uyum sağlanamadı.

Son Söz: Yılın geri kalanında dünya ve Türkiye için en önemli risk kaynağı Trump’ın belirsiz geleceği olabilir.

12 Haziran 2017 Pazartesi