Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları



 

Eşraf ile burjuvazi, aristokrasi veya kentsoyluluk arasında nasıl bir anlam ilişkisi var? Bu soru üzerine birçok açıdan illiyet bağı ve anlam benzerlikleri kurulabilir elbette. Kavrama ilişkin bir literatür araştırması ve buna bağlı akademik bir çalışma yapıyor isek bunun bir anlamı olabilir. Fakat bilelim ki, genel düzeydeki bu benzerlikler düşünce bağlamında bizi bir yere götürmez. Doğru olan her kavramı kendi kültürel sosyolojisi içerisinde okumak ve değerlendirmek gerekir. Zira, toplumsal ve kültürel değerlerin kattığı ve oluşturduğu nüanslar büyük önem taşır.

 

Şehir hayatı içerisinde eşraf dediğimizde şehri oluşturan yerel topluluğun saygın ve etkili üyelerini ifade ederiz. Elbette zaman zaman eşraf; geleneksel olarak sosyal, iktisadi ve siyasi güçlerini kullanarak şehir yaşamını etkileyebilir hale gelebilir. Bu ilişki bazen olumlu etkiler yaratırken, bazen de aşırı nüfuz veya haksız ayrıcalıklar gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir. Nihayetinde şehir ve eşraf ilişkisi, süreç içerisinde yerel yönetim, adalet ve kalkınma gibi konularda şehrin yöneticilerini etkileyebilir. Şüphesiz ki, burada sevk ve idareye dair en stratejik husus denge sağlamaktır. Denge sağlanabildiği taktirde ise eşrafın oluşturduğu imkânlar ve nüfuz, şehir hayatında her alanda müthiş kazanımlar sağlar. Şehrin; siyasetine, kamu ve yerel yönetimlere, kültür-sanat hayatına, dini ve sosyal yaşamın devamlılığına, eğitimin niteliğine ve yatırımlarına, toplumsal barışın muhafazasına, problem çıktığında ise çözümüne dair pozitif roller ifa ederler. 

 

*           *           *

 

Konuya negatif boyuttan bakmak istersek; eşrafın elindeki nüfuz oluşturan güçleri aşırı kullandığında nasıl olumsuz durumlar ortaya çıktığına dair cümleler de kurabiliriz. Ancak bildiğimiz husus; bunların önünü kesmek için tedbirler geliştirilebilir ve bunun mümkün olmasıdır. Sözgelimi; şeffaflık ve hesap verebilirlik, katılımcılık ve temsil, hukuki düzenlemeler, eğitim ve farkındalık oluşturma, sosyal yardımlar ve kalkınma projeleri, bağımsız medya ve iletişim türünden tedbirler, eşrafın aşırı gücünü ve nüfuzunu dengelemeye yardımcı olabilir ve yönetilir kılabilir. 

 

Şehrin eşrafına dair asıl soru ise eşraf ortadan kalkarsa ne olacağına ve şehrin neler kaybedeceğine ilişkindir. Özünde güvenlik olan problemler sebebiyle oluşan yerel göçlerin şehrin demografik yapısını nasıl tehdit ettiğine iyi bakılmalı. Diğer bir ifadeyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bölgelerimizin kırsalından bölge şehirlerine gelen düzensiz göçler ve güvenlik tehditleri ile şehrin eşrafını yerinden eden büyükşehirlere olan göçlerin şehir hayatında nasıl bir koca boşluk bıraktığını sebepleri ve sonuçlarıyla birlikte iyi analiz etmek gerekir. Eşrafa, bir topluluğun ileri gelenleri ve itibar sahibi kişileri olarak baktığımızda eşrafın yok olduğunda şehrin  nereye evrileceğini, şehrin sosyolojik yapısında ne tür değişimler olacağının detayına bakmakla mükellefizdir. 

 

*           *           *

 

Şehri, ‘medeniyetin kabı’ ve İslam medeniyetini de şehirle doğrudan bağlantılı olarak ifade eden İbn Haldun’dan şehri ‘bir ön iradenin ürünü’ olarak gören Turgut Cansever’e kadar bu değerlere baktığımızda şehrin eşrafını da doğru konumlandırmanın ve denge halini muhafaza eden bir yönetim anlayışı ile devamlılığını sağlamanın en rasyonel ve geleneğe uyan bir yaklaşım olduğu ortaya çıkıyor. Çözüm; şehrin eşrafını ortadan kaldırmak değil, geleceği ve itibarı için o şehrin eşrafının varlığını korumaktan geçiyor. Adeta, korunması gerekli somut olmayan kültür mirası gibidir. Zira eşrafın varlığı o şehri var eden, o toprağı şehir kılan önemli bir hususiyettir. 

 

19 Ağustos 2019 tarihinde Van Erciş yakınlarında şehit olan Haluk Dursun Hoca, ömrünün son yıllarında bölgeye yaptığı ziyaretlerde eğitim camiası ile buluşmasının ardından özellikle şehrin üst düzey kamu yöneticilerini ve şehrin eşrafını ziyaret ederdi. 

 

Bazen bu iki önemli kesimi de bir araya getirdiği olurdu. Bu ziyaretlerinden çıkan fikri hasılayı bizatihi kendinden dinlemiş ve farklı boyutları ile müzakere etmiştik. Kamu yöneticilerine de şehir eşrafı ile iyi bir iletişim ve dengenin kurulması gerektiğine dair tavsiyeleri olmuştu. Şehir ve eşraf nihayetinde birbirini tamamlayan parçalardır. Bu vesile ile Haluk Hocamızı şehadetinin yıldönümünde değerli fikirleriyle rahmetle ve özlemle hatırlıyoruz.

14 Ağustos 2023 Pazartesi