Prof. Dr. Nurullah GÜR

Prof. Dr. Nurullah GÜR

Diğer Yazıları

DOÇ. DR. NURULLAH GÜR

Bölgemizde jeopolitik riskler bir kez daha artıyor. Bu sefer riskin boyutları çok daha yüksek seviyelerde. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü askeri operasyonları, savaş olarak tanımlamak yanlış olmayacak. Bu boyuttaki bir jeopolitik gelişmenin bölgesel ve küresel boyutlarda ekonomik etkileri olması kaçınılmaz.

STAGFLASYON RİSKİ

Rusya ve Ukrayna; tahıl, sanayi metalleri ve enerji gibi kalemlerde kayda değer küresel ağırlıklara sahip olan ülkeler. Askeri çatışmalar, bu emtiaların üretimini ve sevkiyatını olumsuz etkileyeceği için küresel piyasalarda fiyatlar anında artmaya başladı. Halihazırda yüksek enflasyonla boğuşan küresel ekonomi için kritik emtiaların fiyatlarının artıyor olması, piyasaları tedirgin ediyor. Bu fiyat hareketleri, dünya genelinde enflasyonun daha da fazla yükseleceğinin habercisi. Hatta stagflasyon riski baş gösterebilir. Yani enflasyon artarken, ekonomik aktivite sert biçimde yavaşlayabilir. Bu noktada Fed ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) atacağı adımlar önemli. Eğer enflasyon endişesiyle panik halinde faizleri piyasaların şu şartlarda kaldırabileceğinin çok üzerinde artırırlarsa, ekonomik aktivite bir anda soğuyabilir. Çatışmaların uzaması durumunda Fed ve ECB’nin sıkı para politikasına geçiş noktasında biraz daha temkinli hareket etmesi gerekir.

YAPTIRIMLARDA VİTES YÜKSELTİLDİ

Batılı ülkelerin Rusya’nın işgal girişimine karşı aldıkları ilk yaptırımların dozu oldukça yetersizdi. Bundan cesaret alan Rusya askeri harekatını genişletince, Batı’nın tutumu da sertleşmeye başladı. Geç de olsa ekonomik yaptırımlarda vites yükseltildi. Bu kapsamda bazı Rus bankaları SWIFT sisteminin dışına çıkarıldı, Rusya Merkez Bankası’nın rezervlerinin bir kısmına erişimi kısıtlandı ve Avrupa hava sahasının büyük kısmı Rus uçaklarına kapatıldı. Sadece Rus ekonomisini değil, küresel ekonomiyi olumsuz etkileyecek olsa da yaptırımların caydırıcı olması için bu kararların alınması gerekliydi.

KÜRESEL EKONOMİYE MALİYETİ

Olay çok sıcak; her geçen gün yeni değişkenler denklemin içerisine giriyor. Ekonominin dışındaki faktörlerin tetiklediği bu belirsizlik ortamında ekonomik tahminde bulunmak daha da zorlaşıyor. Kesin olan bir şey var ki, o da bu büyük jeopolitik gerilimin küresel ekonomiye maliyetlerinin olacağıdır. Enflasyon artacak, büyüme oranları yavaşlayacak. Savaşın seyri ve merkez bankalarının tercihleri, ekonomik faturanın boyutlarını belirleyecek unsurlar olacak. Dünyanın gerek insani gerekse iktisadi olarak bu süreçten en az yara ile çıkması için diplomatik adımların sözde değil, özde biçimde atılması gerekiyor. Her geçen saat dünyanın aleyhine işliyor. Belli bir aşamadan sonra zayıf diplomasi sonuç üretemezse, çatışmaların artması kaçınılmaz olur. Umarız dünyanın yüzde 99.99’unun kalbinden geçen olur.
Bir sonraki yazıda kısmet olursa, hadiselerin Türkiye ekonomisi üzerine olası etkileri üzerine yoğunlaşalım.

04 Mart 2022 Cuma