Hikmet BAYDAR

Hikmet BAYDAR

Diğer Yazıları


Hikmet Baydar

TCMB verilerine göre reel sektörün 2008’in 12. ayında toplam döviz cinsi varlığı 80.5 milyar dolar iken, 2020’nin 5. ayında yüzde 53.96 artışla 123.9 milyar dolara ulaştı. Burada en ilginç olan kısım, reel sektör mevduatının yurt dışı bankalardan yurt içi bankalara kayması. 2008 yılında yurt dışı bankalarda 33 milyar dolar civarında mevduat bulunduran reel sektör, 2020 yılına geldiğimizde yurt dışı bankalarda tuttuğu mevduatı 18.5 milyar dolara indirdi. Oysa yurt içi bankalarda tuttuğu döviz mevduatı 2008 yılında 27.2 milyar dolar iken, 2020’nin 5. ayında bu rakam 73.9 milyar dolara yükseldi. Reel sektörün toplamda mevduatı 60 milyar dolar civarından 92 milyar doların üzerine çıktı.

İHRACAT ALACAKLARI

Diğer ilgimizi çeken kalem ihracat alacakları. 2008’in 12. ayında 10.8 milyar dolar ihracat alacağı olan reel sektörün 2020’nin 5. ayında ihracat alacağı yüzde 27 artışla 10.9 miyar dolara ulaştı. Yani reel sektör yurt dışına döviz vadeli satışını artırdı.

Reel sektörün yükümlülüklerine baktığımızda; 2008’in 12. ayında 150.3 milyar dolar olan yükümlülükler, yüzde 92 civarında artışla 288.9 milyar dolara yükseldi.

Yükümlülüklerde artışın en önemli merkezi yurt içi bankalar. Buradan elde edilen döviz kredileri 2008’in 12. Ayında 48 milyar dolar iken 2020’nin 5. ayında yüzde 210’dan fazla artışla 149 miyar doların üzerine çıktı. Yurt dışından sağlanan krediler ise 87.6 milyar dolardan 96 milyar dolar civarına artış sağlayarak yüzde 9.5 büyüme sağlayabildi.

Alınan kredilerin uzun vadeli olması, yatırım kredisi olduğu anlamına geliyor. Dolayısıyla bu yatırımın gelir projeksiyonları henüz hesaplara dahil olmadığı için varlık ve yükümlülükler arasındaki fark, sizlere ciddi bir risk gibi gelmemeli. Burada yıllar içerisindeki yatırımın dönüşü bulunmuyor.

İTHALAT BORÇ RAKAMI

Tabloda ilgimizi çeken ve oluşturduğumuz lobinin de katkısı olması nedeniyle mutluluk duyduğumuz ithalat borç rakamlarına bir bakalım. İthalat borç rakamı, vadeli alım anlamına gelir ve bu sayede kredi kullanmak zorunda kalmazsınız. Birçok şirket bu sayede kredi kullanımlarını azaltabildi. 2008’in 12. ayında 14.6 milyar dolar olan ithalat borcu, yüzde 200’e yakın artarak 43.7 miyar dolara yükseldi. KKDF gibi firmaları peşin alıma zorlayan engeller azalınca reel sektör vadeli alım yaparak bu tutar kadar kredi kullanmaya ihtiyaç duymadı. Umarız bu rakamların kat be kat artmasıyla reel sektörümüze yurt dışının gösterdiği güvenin nasıl arttığını da görme imkanına kavuşuruz.

KUR ATAKLARI ZARAR VERMEZ

Burada kritik diğer bir konu, kur ataklarına karşı reel sektör savunmasız mı değil mi onu görmeliyiz. Kısa vadede varlık ve yükümlülük karşılaştırmasını yaptığımızda reel sektörün kısa vadeli döviz pozisyonunda 13.8 milyar dolar fazla dövizinin bulunduğunu görüyoruz. Yani kur atakları reel sektöre herhangi bir zarar veremeyecek.

Son sözümüz; kur riski şirketlerin kârlılığını ciddi bir şekilde riske atan, beklenmedik zamanlarda ciddi zarar verebilen bir unsur olduğundan şirketinizin kur riskine profesyonel bir şekilde hakim olmayı sakın ihmal etmeyin.

07 Ağustos 2020 Cuma