Dr. Can GÜRLESEL

Dr. Can GÜRLESEL

Diğer Yazıları

Küresel ekonomide dalgalanmalar ve beklenmedik fiyatlamalar devam etmektedir. 2016’da da önemli dalgalanmalar ile başlanmıştır. Bu nedenle küresel krizin üzerinden 7.5 yıl geçmiş olmasına rağmen halen dengeli ve sürdürülebilir bir iyileşme sağlanamadığı görülmektedir. Gelişmiş ülkeler uzun süre sonra toparlanmaya başlarken bu kez de gelişen ülkeler yavaşlamaya başlamıştır. Bu yavaşlama etkisi ve daha birçok unsurun birleşmesi ile birlikte bu kez de petrol fiyatları tahminlerin ötesinde gerileme göstermektedir. Bu çerçevede petrol fiyatlarındaki gerilemeyi değerlendirelim;

1. PETROLÜN OLMASI GEREKEN FİYATINI BİLEN YOK

Petrol fiyatları son 15 yıl içinde olağanüstü bir dalgalanma gösteriyor. Petrol fiyatları Asya-Pasifik, Rusya ve Arjantin krizlerinin ardından ortaya çıkan küresel resesyon ile 2002’de 10 dolara kadar gerilemişti. 2008 küresel krizi çıktığında ise petrol fiyatları 140 doları aşmıştı. Küresel krizi ile petrol fiyatları yeniden 32 dolara kadar geriledi. Sonrasında petrol fiyatları kısa sürede toparlandı ve 2010 sonunda 77 dolara, 2011 sonunda ise 100 dolara erişti. 2013’ün ilk aylarında ise 127 dolara kadar yükseldi. Petrol fiyatları 2014 ortasına kadar 110 dolar seviyelerinde kaldı. Ardından hızlı bir gerileme eğilimi oluştu. 2015’e 50 doların hemen üzerinde başlandı. 2016’nın ilk haftalarında ise petrol fiyatları 30 doların da altına geriledi. Petrol gibi çok kritik bir üründe görülen bu geniş dalgalanma küresel ekonomide sağlıklı bir gelişme sürecine halen girilemediğini göstermektedir.

2. PETROL STRATEJİK ÜRÜN VASFI İLE FİYATLANIYOR

Küresel ekonomide petrol fiyatlarının daha çok arz ve talep dengesi içinde belirlenmesi beklenmektedir. Ancak 2013’ün sonundan itibaren petrol daha çok stratejik ürün vasfı ile fiyatlanmaktadır. ABD’nin kaya gazı alternatifini bulması, Batı’nın Rusya’ya yaptırımlar uygulamaya başlaması, İran’ı nükleer anlaşmaya zorlama isteği, Orta Doğu’da Sünni-Şii gerginliği ve enerji hatlarına sahip olma arzusu petrolde stratejik fiyatlama yaklaşımlarına neden olmaktadır. Petrol üreticisi ülkeler daha düşük petrol fiyatları üzerinden birbirileri ile rekabet etmeyi tercih etmektedir. Düşük maliyetli üreticiler dayanabildikleri fiyat seviyelerini görerek rakiplerini oyun dışına itmeye çalışmaktadır. En son olarak İran’a uygulanan yaptırımların kaldırılması ile birlikte stratejik fiyatlamalar yeni bir evreye girmiş ve petrol fiyatları 30 doların da altına inmiştir. Bu seviyedeki petrol fiyatları üretici ülkelerin mevcut döviz ve nakit rezervlerini kullanmalarına neden olmaktadır ve mali açıdan onları giderek sıkıştırmaktadır. Küresel bir mali kırılma petrol üreticisi ülkelerden gelebilecektir ve bu siyasi krizlere de yol açabilecektir.

3. DÜŞEN PETROL FİYATLARI TÜRKİYE’Yİ İKİ YÖNDEN ETKİLİYOR

Düşen petrol fiyatları Türkiye’yi iki yönden etkilemektedir. Doğrudan ve olumlu etkisi cari açığın azalmasıdır. 2014’te ortalama 97.5 dolar petrol fiyatı ile 46.5 milyar dolar cari açık veren Türkiye 2015’te 31.7, 2016’da ise 28.6 milyar dolar açık verecektir. Düşük petrol fiyatları mevcut küresel ekonomik ve siyasi koşullar içinde Türkiye’ye önemli bir güvence sağlamaktadır. Ancak diğer yandan Türkiye’nin petrol ve doğalgaz ihraç eden komşularının ekonomik büyüme hızları ve ithalatları gerilemektedir. Müteahhitlik işleri ve turizm faaliyetleri de sınırlanmaktadır. Bunlarda Türkiye’yi olumsuz etkilemektedir. Türkiye’nin son yıllarda ağırlık verdiği yeni ve hedef pazarların önemli bir bölümü enerji ve emtia ihracatı gelirlerine bağımlıdır. Bu nedenle bu pazarlara ihracat potansiyeli zayıflamaktadır.

Son Söz; Türkiye önümüzdeki bir iki yıl petrol fiyatlarındaki düşüşü bölgesinde oluşabilecek riskleri de önceden öngörerek iyi değerlendirmeli.

24 Ocak 2016 Pazar