Hikmet BAYDAR

Hikmet BAYDAR

Diğer Yazıları

hikmetbaydar@3-goz.com

 

Ticaret Bakanlığı, Ocak 2024 dış ticaret verilerini açıkladı. 2023 ocak ayında dolar 18.70 TL civarındayken 19 milyar 324 milyon dolarlık ihracat yapılmışken, 2024 ocak ayında dolar 30 TL civarındayken ihracat rakamı yüzde 3.6 yani 704 milyon dolar artış göstermiştir. Kur yüzde 67 civarında değer kazanmış, yani TL yüzde 67 civarında değer kaybetmiş, ancak ihracat sadece yüzde 3.6 artabilmiştir. Buradan kurların ihracatı ne kadar destekleyebildiği de açıkça görülüyor. Yüzde 65 civarı TÜFE yaşatan (piyasanın hissettiği enflasyon daha yüksek) kur artışı ihracat avantajı sağlayamamıştır.

 

Gelelim ithalata… 2023 ocak ayında ithalat 33.601 milyon dolar iken 2024 ocak ayında 26.201 milyon dolara düşmüştür. Burada aklınıza hemen pahalı kur nedeniyle ithalat yavaşlayarak yurtiçi üretime mi döndü sorusu aklınıza gelebilir, ancak durum pek de öyle değil. Yüzde 22 ithalat daralmasının arkasındaki ana sebep, enerji ithalatıyla alakalı. Ocak 2023’te ‘mineral yakıtlar, mineral yağlar ve bunların damıtılmasından elde edilen ürünler, bitümenli maddeler ve mineral mumlar’ grubunda ithalat 8.794.088.000 dolar iken, 2024 ocak ayında 6.534.699.000 dolara, yüzde 25.7 oranında düşüş göstermiştir. İşte ithalattaki daralma da bu kalemlerden geliyor. Ham petrol ithalatı ise yüzde 7.3 artmıştır. 

 

İÇ TALEBİN DARALMASI

 

Ocak ayında Geniş Ekonomik Grupların (BEC) sınıflamasına göre, en çok ihracat 9 milyar 946 milyon dolarla (yüzde 1.5 artış) ‘hammadde (ara malları)’ grubunda yapılırken, bu grubu sırasıyla 7 milyar 346 milyon dolarla (yüzde 3.2 artış) ‘tüketim malları’ ve 2 milyar 623 milyon dolarla (yüzde 13.8 artış) ‘yatırım (sermaye) malları’ grupları takip etti. 

 

Burada tüketim mallarındaki artış çok önemli. Çünkü iç talebi daraltarak enflasyonu düşürmek hedeflenirken, üretilen ürünler görüleceği üzere mevcut kurlar üzerinden yurt dışına pahalı olarak gidiyor. Peki, o zaman içeride fiyatların düşmesi mümkün mü? Dolayısıyla azaltılmaya çalışılan iç talebin yerini 33 TL olan Euro kuru üzerinden ihracat hemen doldurabilir. Bu durumda iç talebin zayıflaması nedeniyle daha fazla ihracat yapılabilse de enflasyonun düşüşü daha ilerilere ‘baz etkisi’ umutlarına kalıyor.

 

MAKRO ÇIKARLAR MI, MİKRO ÇIKARLAR MI?

 

Ocak ayında sektörlere göre ihracatın payı sırasıyla; imalat sanayi sektörü yüzde 93.0 (18 milyar 623 milyon dolar), tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörü yüzde 5.0 (993 milyon dolar), madencilik ve taş ocakçılığı sektörü yüzde 1.5 (307 milyon dolar) oldu. Görüleceği üzere imalat sektörü içeri ucuza ve vadeli satmaktansa dışarı daha pahalı ve peşin satarım daha iyi demiş gibi görünüyor. Bu durumda makro çıkarlar mı yoksa mikro çıkarlar mı bir ülke için önemli diye sormadan geçemiyoruz. Sonuçta bedeli kronik enflasyon ve fakirleşme olarak karşımıza çıkıyor.

 

Şimdilik kurlar özellikle haziran ayında, tıpkı 2023 Haziran ayındaki gibi yüzde 30 civarında yükselmezse, matematiksel hesaplamalar yani ‘baz etkisi’ umuduyla temmuz ve ağustos aylarında enflasyon düşecektir. Peki, sıkı para politikası ne fayda sağlıyor? Hele bir üretim üssü konumundayken…

04 Mart 2024 Pazartesi