Prof. Dr.  Kerem ALKİN

Prof. Dr. Kerem ALKİN

Diğer Yazıları

ABD Başkanı Trump’ın ‘ciddi ölçüde kusurlu’ bulmasına rağmen ‘ulusal birlik’ için imzaladığı ABD Kongresi’nin Rusya, İran ve Kuzey Kore’ye yönelik yeni yaptırım tasarısı, ‘ciddi ölçüde kusurlu’ olmasına karşın ‘ulusal birlik’ için imzaladığı ‘ABD’nin Düşmanlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası’, ABD-Rusya-AB üçgeninde gerçek manada bir ‘küresel ticaret savaşı’na dönüşüyor. Rus yetkililer, gerekçelerini reddettikleri yeni yaptırımlarla Rusya’yı eğip-bükmeyi, politikasını değiştirmeyi düşünmekle büyük hata yaptıklarını belirtiyorlar. Rusya Başbakanı Medvedev ise yeni yaptırımlar nedeniyle ABD ile ilişkilerin düzelme ihtimalinin artık kalmadığını; ABD’nin, bu yaptırım hamlesiyle Rusya’ya yönelik tam kapsamlı bir ticaret savaşı başlattığını açıkladı. Yasa, Rusya’nın demiryolu, gemicilik, metal ve madencilik gibi kilit sektörlerini de hedef alıyor.

ENERJİ AĞIRLIKLI İŞBİRLİĞİ

Yasayla birlikte Rusya’daki petrol şirketleriyle iş yapan şirketlere de kısıtlamalar getirilecek. AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Başkan Trump’ın imzası sonrasında, Rusya’nın doğal gaz ve petrol projelerinde yer alan Almanya, Fransa, Hollanda ve Avusturya gibi AB üyesi ülke şirketlerinin zarar görmesi ihtimali karşısında ABD’ye karşı ekonomik çıkarlarını savunacaklarını ve yeterli ölçüde karşılık vermeye hazır olduğunu vurguladı. Anlaşılan o ki, ABD-Rusya-AB hattında işler daha da gerginleşebilir.

İngiltere ise Asya-Pasifik cephesinde yeni ortaklarla pozisyon almak üzere adımlarını hızlandıracaklarını belirtiyor. Görünen o ki, küresel enerji oyunu sertleşiyor ve ABD, Rusya ile AB arasında enerji ağırlıklı alanlardaki işbirliğini ciddi anlamda baltalamayı hedefliyor.

5 ALANDA TEYAKKUZ ZAMANI

Önde gelen gelişmekte olan ülkeler ile gelişmiş ülkeler arasında hızla tırmanan rekabeti kendi kontrolünde şekillendirmek adına, küresel ekonomi-politik sistemin her daim hakimi olmak isteyen ‘küresel müesses nizam’ her türlü vahşi operasyonuseferber etmiş durumda. Venezuela’dan Brezilya’ya, Katar’dan son olarak Pakistan’a şekillendirilmeye çalışılan ‘küresel düzen’i sorgulayan, bunun bir parçası olmak istemeyen veya kendi yolunu çizmek isteyen ülkelerin başına gelmedik kalmıyor. Afganistan, Irak, Suriye, Libya, Yemen, Kuzey Kore gibi kriz noktaları oluşturularak, bu noktalar üzerinden o coğrafyalardaki ülkelere askeri ve siyasi operasyonlar düzenleniyor. Kendi coğrafyasındaki ülkelere ilham veren, onları umutlandıran, cesaretlendiren Türkiye ve lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik acımasız operasyonlar da bu sürecin bir parçası ve neden teyakkuz durumunda olmamız, neden bir ve diri olmamız konusunda tüm ipuçlarını ortaya koyuyor.

5 teyakkuz alanımız var. Birincisi, siyasi teyakkuz. Türkiye’yi gerekirse bölmeyi, parçalamayı dahi göz almış ‘küresel oyun’a karşı, iktidarı ve muhalefetiyle siyasetin, Meclis’in uyanık olması.

TEKNOLOJİ HAMLELERİ

İkincisi, ekonomik teyakkuz. Türkiye’yi üretim ve yatırım yapılamaz bir ülke haline getirmeye çalışıyorlar. Bu nedenle yerli-milli enerji, hammadde, teknoloji hamleleri kritik önemde.
Üçüncüsü, manevi teyakkuz. FETÖ ve dünyada benzeri örgütlenmeler üzerinden ülkelerin manevi değerleri yıpratılarak, yeni bir küresel din empoze edilmeye çalışılıyor. İslamiyet’in, Türklüğün temel ve değişmez değerlerine her zamankinden fazla sahip çıkmamız gerekiyor.

Dördüncüsü, güvenlik teyakkuzu. Türkiye’nin güvenlik birimleri terörün her türlüsüyle tarihi bir mücadele veriyor. Milli ve yerli savunma sistemleri ile Türkiye’nin caydırıcılık gücünü daha da perçinlememiz gerekiyor.
Beşincisi, toplumsal teyakkuz. Türkiye’yi bölmeye, insanlarımızı birbirine düşman etmeye, aile bağlarımızı zayıflatmaya yönelik her türlü algı operasyonunu püskürtmemiz gerekiyor. Tarih, teyakkuzda olan ve kendi coğrafyasının kaderi için mücadele edenleri altın harflerle yazacak.

TÜRKİYE, AB İLE ORTAKLIK STRATEJİSİ OLUŞTURMALI

Küresel ticaret savaşındaki gelişmelerin tümü, AB’nin enerji arz güvenliği açısından Türkiye’yi bir kat daha ‘vazgeçilmez ülke’ konumuna getiriyor. Bu nedenle Doğu Akdeniz, Orta Doğu ve Türk Cumhuriyetleri’ndeki petrol ve doğalgazın bölgesel kavşak noktası Türkiye ile AB’nin daha uzun vadeli bir ‘ortaklık stratejisi’ oluşturması gerekiyor.

Ne tesadüf ki AB Komisyonu Başkanı Juncker, yaptığı bir açıklamayla Türkiye’nin AB’nin önemli bir komşusu olduğunu ve Türkiye-AB arasındaki katılım müzakerelerinin devam etmesi gerektiğini belirtti. Enerji Bakanımız Berat Albayrak ise dünya rekorunun kırıldığı dev rüzgar enerjisi ihalesini Alman şirketi Siemens’in kazanmasının bölge ve dünyaya önemli bir mesaj olduğunu, Türkiye’nin en güvenilir yatırım yapılabilir ülkelerin başında geldiğini bu ihale ile ortaya koymaktan dolayı büyük gurur duyduklarını ifade etti. Türkiye’nin enerji hamleleri ‘küresel’ konumumuzu perçinleyecek.

08 Ağustos 2017 Salı