Osman ARIOĞLU

Osman ARIOĞLU

Diğer Yazıları

Bazı düzenlemeler vardır ki, bunlar ilk bakışta önemsiz küçük düzenlemelerdir. Fakat etki olarak baktığınızda bu düzenlemeler çok geniş kitleleri önemli ölçüde etkileyen sonuçlar doğurur. Bugün burada esasen ana fikir olarak bir, detayda iki öneride bulunacağız. Bu önerilerimiz Türkiye’nin özellikle kayıtdışıyla mücadelede geldiği nokta dikkate alındığında savunulabilir olduğu kanaatindeyim. Bu düzenlemeler ile kayıtdışılığı değil, tam aksine, kayıt içinde olmayı teşvik edici sonuçlarının daha ağır basacağına ve önemli ölçüde katkı sağlayacağını söyleyebiliriz.

Çalışana verilen yemek ve yol yardımlarıGelir Vergisi Kanunu’nda çalışana verilen yemek ve yol yardımları ancak belli şartlarla vergiden istisna tutulmuş, onun dışında ise vergi matrahına tabi olması durumu söz konusudur. Öteden beri, iş yerinde yemek çıkarılması durumunda çalışana ayrıca bir yemek desteği verilmesine gerek olmaksızın çıkan bu yemek bedelinin şirket açısından gider yazılması söz konusu. Bundan yaklaşık 25 yıl önce yapılan bir düzenlemeyle çalışana yemek verilmek üzere başka firmalardan sağlanan destek de limitli olarak istisna kapsamına alınmıştı.

Bu uygulama daha ziyade, çalışana yemek firmalarının biletlerinin verilmesi suretiyle devam ettirilmektedir. Bugün için verilen bu bilet bedellerinin de ücret olarak gelir vergisine tabi tutulmayan üst sınır 19 TL’dir. Şayet işveren aynı bedeli veya daha düşük bir tutarı çalışana ücretine eklemek suretiyle vermeye kalkarsa bu defa bu istisna uygulanmayıp bu desteğinin gelir vergisi matrahına dahil edilmesi gerekmektedir.

Düzenlemenin getirildiği yıllarda Türkiye’de kayıtdışılık daha yaygın, Gelir İdaresi’nin kavrama kapasitesi çok daha sınırlıydı. Bu nedenle ancak belgelenmesi kaydıyla istisnanın verilebilmesi gibi sınırlı bir düzenleme yapılmıştı. Oysa geldiğimiz günde Gelir İdaresi’nin kavrama kapasitesi ciddi ölçüde yükselmiştir. Belli ölçeklere ulaşan işyerleri daha ziyade kayıt içinde kalmaya çabalamaktalar.

Bu anlamda da çalışanlara verdikleri sosyal destekleri artırma gayretine girmeye gayret etmekteler. Ancak bu sosyal desteklerin vergi ve sigorta matrahlarına dahil edilmesi durumunda işverene maliyeti bir hayli yüklü olmaktadır. Zira, özellikle sigorta yükü anlamında ücretlinin üzerindeki mali yük bir hayli yükseliyor, yaklaşık yüzde 65’lere kadar çıkıyor.Bir başka deyimle işveren çalışana 100 TL ücret verdiğinde işverene maliyeti 165 TL’ye gibi rakamlara çıkabiliyor. Elbette belli ölçeğin üzerinde çalışanı olan işyerlerinde daha ziyade ya hizmet satın alınmak suretiyle veya bizzat işveren tarafından ücretli personeli aracılığıyla yemek hizmeti verilmektedir.

Ancak bu işyerlerinde de sahada çalışması işinin gereği olan personellerin işyerinde verilen bu hizmetten istifade edebilmeleri söz konusu değildir. İş yerinde yemek çıksa dahi fiziki olarak iş yerinde olamadıkları için personelin bu hizmetten yararlanma imkanı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca da işverenler bu çalışanlara yemek bileti vermek veya ücretine yemek bedeli olarak bir tutarı ilave etmek durumuna gidiyorlar. Zira bazı çalışanlara bilet verilmesi suretiyle uygulama yapılması da fiilen beklenen amacı sağlayamamaktadır. Bu nedenle de işverenlerce nakdi olarak ücretine eklemek suretiyle destek verilmesi yoluna gidilmektedir.

ÖnerimizGelir İdaresi’nin geldiği teknolojik alt yapı ve kavrama kapasitesi dikkate alınarak ücrete ilave şeklinde verilen ve istisna limitini aşmayan tutarın da vergi ve sigorta matrahından istisna edilmesi sağlanabilir. Daha açık deyimiyle, iş yerinde yemek çıkmayan durumlarda ve görevi gereği iş yeri dışında çalışması gerekenlere maddi olarak belli limit dahilinde yapılan yemek yardımlarının da vergi ve sigorta matrahından düşülmesinde kamunun ciddi bir kaybı olmayacağı, aksine bu durumun kayıtlı istihdamın teşviki anlamına da geleceğini ifade edebiliriz.

Elbette bu destek asgari ücret alan çalışanın asgari ücretinin bir kısmının yemek yardımı şeklinde gösterilmesi anlamına gelmeyecektir. Asgari ücrete ilave tutarın verilmesi ile bu istisnadan yararlanılabilecektir. Aynı şekilde, işyerleri servis uygulaması yaptığında personele sağlanan bu servis hizmeti vergilendirilmediği halde, çalışana ücretine ilave şeklinde verilen yol yardımları vergi matrahına dahil edilmektedir.

Aynı uygulamanın burada da yapılması özellikle toplu taşıma araçlarının yoğun olduğu büyük şehirlerde verilen yol yardımlarından da belli limit dahilinde gelir vergisi matrahından düşünmesi, yine aynı şekilde istihdam teşviki anlamında olumlu bir destek olacaktır.Bu desteklerin ilk bakışta rakamsal olarak küçük olduğu söylenebilir. Bunların etkisi son derece olumlu yönde olacaktır. Türkiye’de gelir dağılımı adaletinin geliştirilmesi için mutlaka dağıtılacak pastanın büyütülmesine ihtiyacımız var. Bu da üretim ve yatırım ile sağlanacaktır. Üretim ve yatırımı desteklemek üzere yapılan destek unsurları elbette ki olumlu sonuçlar verecektir.

30 Ağustos 2019 Cuma