Prof. Dr.  Kerem ALKİN

Prof. Dr. Kerem ALKİN

Diğer Yazıları

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, son 150 yıldır Türkiye’nin süregelen bir tasarruf açığı ve bu açığın bir yansıması olarak, cari işlemler açığı var. Türk ekonomisinin tasarruf açığı ve bu açığın cari işlemler açığına dönüşümüne baktığımızda, 1975’de 1.7 milyar dolar olan cari açık, 1977 ve 1980’de, Türkiye’nin ciddi döviz sıkıntısı var iken, 3 milyar doları aşmış. Özallı yıllarda, 1987’de 806 milyon dolara gerileyen cari açık, 1988 ve 89’da, sırasıyla 1.6 milyar dolar ve 938 milyon dolar fazlalığa dönmüş.

CARİ AÇIĞI SERMAYE GİRİŞİ İLE FİNANSE ETTİK

1994 krizi nedeniyle 2.6 milyar dolar cari fazla sonrası, 1995 ve 96 doğal olarak, 2.4 milyar dolar cari açık ile geçmiş. 1999’daki 925 milyon dolarlık cari açığın, bir anda 2000 yılında 9.9 milyar dolarlık açığa dönüşmesi, IMF ile yürütülen stand-by’ın kurgu hatası, 2001’de bizi daha ağır bir krizle karşı karşıya bıraktı ve dolar kuru 697 bin TL’den 1 milyon 300 bin TL’ye sıçrar iken, krizin etkisi ile cari işlemler dengesi de bu defa 3.8 milyar dolar fazla verdi.

2002 yılında cari açık sadece 626 milyon dolar gerçekleşse de, ağır ekonomik kriz ve yaşanan travma, Kasım 2002’deki seçimlerde, birçok merkez sağ ve sol partiyi barajın altına itti ve AK Parti tek başına iktidar oldu. 2003’den itibaren toparlanmaya başlayan Türk ekonomisinde cari açık, 2000 yılındaki rekor 9.9 milyar dolarlık seviyesi sonrası, önce 7.6 milyar doları, 2004’de 14.2 milyar doları, 2005’de 21 milyar doları, 2006’da 31.2, 2007’de 37 milyar dolar ve nihayet 2008’de, o zaman bir Cumhuriyet tarihi rekoru olarak, 39.4 milyar doları gördü.

Türkiye, 2004 ile 2007 arası bu dönemde, verilen cari açıktan çok daha yüksek miktarda bir net sermaye girişine konu olduğundan, 2004’de 3 milyar dolar, esas, AB’ye tam üye adayı olmamızın resmiyet kazandığı 2005’de 22 milyar dolar, 2006’da 11 milyar dolar ve 2007’de de 13 milyar dolar cari açıktan daha fazla net sermaye girişine konu olduğundan, cari açıktaki rekor artışa rağmen TCMB’nin döviz rezervleri artmaya devam etti.
2011’de, 80 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihinin rekoruna gitmekte olan cari açık, GSYH’ye oranla yüzde -10’a yükselerek, zaten alarm veriyordu. O dönemde, ekonomi yönetiminin makro ihtiyati tedbirleri ile 80 milyar dolara doğru koşan cari açıktaki yükselme önce durduruldu; ardından 2011 yılını cari açık 74.4 milyar dolarda kapattı ve yeni cari açıkta yeni bir Cumhuriyet tarihi rekoru kırıldı. Makro ihtiyati tedbirlerin sonuç vermesi ile 2012 yılında 48 milyar dolara gerileyen cari açık, 2013’de Hükümet içerisinde ‘gaz-fren’ tartışmaları çerçevesinde, 63.6 milyar dolara çıktı. Tekrar alınan tedbirler ve Türkiye ekonomisinde büyümenin yavaşlaması ile 43.5 milyar doları gördü.

YERLİ HAMMADDEYE YÖNELME Mİ VAR?

Türkiye ekonomisi 2015’de büyümeyi, 2014’deki yüzde 2.8 seviyesinden, yüzde 4’e çıkarmış olsa da, başta petrol olmak üzere, küresel emtia fiyatlarındaki gerileme, Türkiye’nin emtia ithalatı faturasına olumlu yönde yansıyınca ve artan dolar-TL kuru ile yurt içindeki hammaddeye yönelince, cari açık 2014 yılında 32.1 milyar dolara geriledi. TCMB Ödemeler Dengesi verileri ışığında, yıllıklandırılmış olarak, 2016 yılı şubat ayı sonu itibariyle Türkiye’nin cari açığı 30.5 milyar dolara kadar gerilemiş durumda ki, finans piyasalarındaki ekonomistler böyle bir veri beklemiyorlardı. Bu gelişmede, geçen yılın ilk 2 ayına göre, ithalatın 4.5 milyar dolar azalmasının etkisi göz ardı edilmemeli. Bu gelişmede, hiç şüphesiz ciddi hammadde, emtia ithalatı olan Türkiye’nin, küresel emtia fiyatlarındaki gerilemeden nasiplenmesinin yanı sıra ilginçtir. Türkiye, 2015 yılında ağırlıklı olarak yerli girdi ile üretim yapan sektörlerin büyümeye katkısı ile önemli bir trend yakaladı. Bu da, cari açıktaki düşüşün devam etmesini sağlıyor. Sanayi üretim verileri ise ocak ve şubat aylarında, bir önceki yılın aynı aylarına göre, yüzde 5.3 ve yüzde 5.8 olmak üzere beklenenin bir hayli üzerinde artmasına rağmen cari açıktaki gerilemeye şaşırdılar. Bu arada şubat ayında resmi rezervler de 646 milyon dolar artmış durumda.

18 Nisan 2016 Pazartesi