Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları

7-8 yıl önce İstanbul’un nasıl bir şehir olduğunu müzakere eden önemli bir tartışma toplantısına katılmıştım. Müzakere öncesi bir sunum yapılmış ve İstanbul’un marka bir şehir olması için nelerin yapılması gerektiği üzerine odaklanılmıştı. Sunum kurgusu da tamamen bu fikrin üzerine yapılmıştı. Ben de söz alıp özetle şunları söylemiştim; ‘marka’ kavramının özünde ‘gelip geçici’ bir anlayış vardır. Yani bir gün marka olan bir unsur bir başka zaman bu özelliğini kaybedebilir. Dolayısıyla İstanbul gibi eşsizliği, kültürel miras zenginliği, ilham vericiliği, kreatifliği, çok kültürlülüğü, doğal güzelliği ve saymakla bitiremeyeceğimiz kendine has özelliklerini bünyesinde taşıyan bir kadim şehri ‘marka’ kavramı ile yan yana düşünmenin İstanbul’a hakaret sayılacağını anlatmıştım. Bundan sonra tartışmanın seyri markadan uzaklaşıp İstanbul’un diğer özellikleri üzerine yoğunlaşarak devam etmişti.

Şimdi bu mukaddimeyi neden yaptığımızı açıklamamız gerekir. İstanbul, kendi dinamizmini kendi yaratan bir şehir olarak ülkenin önünde gitme özelliğine hatta onu sürükleme yeteceğine sahip. Bölgede ve ülkede yaşanan çok boyutlu krizler elbette İstanbul’u da etkiledi ve başta turizm olarak bundan ciddi ölçüde zarar gördü. Bir de üzerinden üçüncü yıl dönümünü yaşadığımız, şehitlerimizi rahmetle andığımız, FETÖ çetesinin fütursuz bir 15 Temmuz vatan hainliği geçince kriz iyice derinleşti. Turizmin göstergesi sayılan müzelerin ziyaretçi sayısı azaldı. Oteller ve bilumum turistik tesisler bu süreçte ayakta kalma mücadelesi verdiler. Kruvaziyer turizmi, İstanbul’a ara verdi.

Şimdi şükürler olsun ki bunların tümü geçti. Müzeler yeni ziyaretçi rekorları kırıyorlar, oteller ve restoranlar memnun. Dünyanın en eski çarşılarından biri olan Kapalıçarşı esnafının gidişattan yüzleri gülüyor. İstanbul turizmi için önemli olan Kruvaziyer turizmi, uzun bir dönemin sonunda tekrar canlanıyor. Yine bu şehrin göstergesi kabul edilen kongre turizmi yeniden eski günlerine kavuşuyor. Velhasıl İstanbul kendi dinamizmini kendi yaratan bir şehir olarak sahnede var olmaya devam ediyor.

Sahnede var oluş nasıl devam edecek? Elbette güven duygusu içinde. Güvenlik ile güven korelasyonunu iyi kurarak. Zira her şey güvenle başlar onun zedelenmesiyle yok olur. Bu anlamda dünyada İstanbul’a güven artışı yükseliyor. Bunun ekonomiye etkisi aynı oranda artıyor. Yatırımcının ve dolayısıyla çalışanın gözü yeniden İstanbul’a yönleniyor. Yabancılar İstanbul’dan gayrimenkul edinme işini canlandırıyor. Yakın coğrafyamızda problem yaşayan ülkelerdeki birçok insan, İstanbul’da ikinci bir ev açarak aile yaşantısını güven içinde buradan destekliyor.

Diğer taraftan İstanbul’da sağlık turizmi müthiş canlanıyor. Çünkü doktor kalitemiz ve teknik altyapımız çok iyi bir noktada. Hizmet kalitemiz Avrupa ülkeleri ile yarışır durumda. Fiyatlarımız ise onlara göre çok makul noktada. Hem üniversite hastanelerimiz hem de Sağlık Bakanlığı’nın hastaneleri yurtdışından gelen hastalara cazip gelen özel programlar uyguluyor. Sağlık turizmi yapan profesyonel kuruluşlar iyice tecrübe kazandılar ve aracılık işini kusursuz yaparak memnuniyeti artırıyorlar. Afrika’dan bile çok sayıda hasta akışı var.

Bir başka husus; yabancı öğrenci sayısının yeniden bir trend yakalaması. İstanbul’da 60’a yaklaşan üniversite sayısı ve hem bölüm hem de fiyat açısından farklı seçeneklerin mevcut olması pazar payımızı artıran önemli bir unsur. Lisans eğitiminin yanında lisansüstü eğitimin de büyük bir çeşitlilik sunması cazibeyi artırıyor. Devlet üniversitelerinde de çok sayıda yabancı öğrenci bulunuyor. YTB’nin Türkiye bursları bu ilgiyi artıran önemli bir unsur oldu. Maarif Vakfı’nın okullarından mezuniyetlerin başlaması da mezun öğrencilerin yönlendirilmesi ile özellikle İstanbul’a ilgiyi artırıyor.

Her şey güllük gülistanlık değil şüphesiz. Ama İstanbul’un göstergeleri yeniden iyiye doğru gidiyor. Bu şehrin cazibesini artırması ülkeye de artı bir değer kazandıracak ve hareketlendirecek. Fethin ruhu İstanbul’da yaşamaya devam edecek.

12 Temmuz 2019 Cuma