Osman ARIOĞLU

Osman ARIOĞLU

Diğer Yazıları

Osman Arıoğlu

Yeni kurulan şirketlerde ilk imza beyannamesi düzenlenmesinde gözden kaçan bir husus bulunuyor. Konuyu bu köşede yaklaşık 1.5 yıl önce dile getirmiştik. Ancak bazı konuların tekrar tekrar dile getirilmesinde yarar bulunduğu kanaati ile konuyu tekrar dile getirmek istiyoruz.

KONU NEYDİ

Özetle konuyu hatırlatalım.

10 Mart 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7099 sayılı kanun ile yeni kurulan şirketlerin ilk imza beyanı düzenlemesinin noterlerde değil, ticaret sicili müdürlüklerine yapılmasına yönelik bir düzenleme yapıldı. Bu düzenleme, kanunun adından da hareketle yatırım ortamının iyileştirilmesi kapsamında şirket kuruluşlarında kolaylık çerçevesinde kamuoyuna takdim edildi. Düzenleme ile yeni kurulan her şirketin imza beyanına girenlerin bir defa ticaret sicili müdürlüğü personeli huzurunda imza beyanı gereğini ortaya koyuyor. İlk bakışta tamam, yeni bir şirket kurulduğuna göre bu şirketin imza beyanına giren kişilerin bir defalık ticaret sicili memuru huzuruna gitmesinde ne var denilebilir. Ancak, içerisinde bulunduğumuz Covid-19 süreci de dikkate alındığında ve teknolojinin getirdiği imkanlar göz önünde bulundurulduğunda, bu uygulama hem ticaret sicili müdürlükleri anlamında hem de müteşebbisler için bir gereklilikten ziyade bir mağduriyete neden olabilecek bir uygulama haline geliyor. Kaldı ki, birçok müteşebbis birden fazla şirketin imza beyanında yer alıyor. Bu uygulama, herhangi bir ticaret sicili müdürlüğünde sadece ilk defa şirket kuran ve imza beyanına girenler için olsa bir derece makul karşılanabilir. Fakat birden fazla şirkette imza sirkülerinde bulunan kişiler bakımından her yeni şirketin ilk imza beyanında tekrar tekrar ticaret sicili müdürlüklerine gidilmesi kolaylık ve pratiklik değil, bir angarya durumuna dönebilir.

Daha önce de bu köşede yazdığımız gibi amaç, elbette yatırım ortamının iyileştirilmesi işlemlerin pratikleştirilmesi olmalı. Bazı düzenlemeler iyi niyetle dahi yapılsa uygulamada ortaya çıkan mahsurlar görüldüğünde bu düzenlemelerin değiştirilmesi yönünde karar alınması bir gereklilik olacak. Bu nedenle herhangi bir amaca hizmet etmez hale gelen ve külfete dönüşen bu uygulamanın, bugüne kadar birçok olumlu hizmete imza atan Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan ve Bakan Yardımcılarımız tecrübeli bürokratlar Sezai Uçarmak ve Rıza Tuna Turagay’dan konuya el atmalarını bekliyoruz.

NE YAPILABİLİR?

Yapılabilecek olan, ilk kanun değişikliğinde bu düzenlemeyi noterle seçenekli hale getirmektir. Yasal düzenleme yapılasıya kadar da bakanlık tarafından yayınlanacak bir genelge ile ticaret sicili müdürlüklerinde daha önce imza beyanı bulunanlar için her yeni şirket imza beyanı için tekrar tekrar ticaret sicili müdürlüğüne gidilmesine gerek bulunmadığı açıklanmak suretiyle konu yumuşatılmış olacak. Ümit ediyoruz ki, bu konuya ilişkin yeni bir düzenleme hızla yapılır.

Yatırım ortamının iyileştirilmesi ve bürokrasinin azaltılması konusunda bugüne kadar birçok adım atmış hükümetimizin bu konuda da gereğini yapacağından kuşkumuz yok. Bizim amacımız, iş yoğunluğu içerisinde gözden kaçabilen bu tür konuları tekrar ilgililerin dikkatine sunmaktan ibaret.

18 Eylül 2020 Cuma