Dr. Can GÜRLESEL

Dr. Can GÜRLESEL

Diğer Yazıları

Ekonomide yeni yılın ilk 4.5 ayı geride kaldı ve yaz aylarına doğru yaklaşıyoruz. 2017 için firmaların yapmış olduğu bütçeler, satış performansları kadar maliyetlerden ve kârlılığı etkileyen diğer unsurlardan da etkileniyor. Bu çerçevede bu konuda belirleyici olan enflasyon, faizler, Türk Lirası’nın değeri ile petrol ve emtia fiyatlarına ilişkin beklentileri değerlendirelim.

1. ENFLASYONDA ARTIŞ MALİYETLERİ ZORLUYOR

2017’de şirketlerin maliyetlerini beklentilerin ötesinde olumsuz etkileyen bir unsur, enflasyondaki yükselmedir. Özellikle 2016’nın ikinci yarısında döviz kurlarının artışı ile ortaya çıkan baskı nedeniyle üretici ve tüketici fiyatlarında önemli artışlar yaşanıyor. Enflasyondaki bu artışın yaz ayları sonuna kadar artacağı öngörülmeli. Muhtemelen 2017 çift haneli üretici ve tüketici enflasyonu ile kapanacak. Merkez Bankası’nın mevcut para politikası da enflasyon ile mücadelede yeterli değil. Bu nedenle enflasyon beklentileri ile fiyat davranışları da bozulmuş durumda. Şirketler olarak 2017’nin geri kalanında artan maliyetler karşısında fiyat ayarlamalarını değerlendirmek kaçınılmaz olacak.

2. TÜRK LİRASI FAİZLER YÜKSELİYOR

Türk Lirası faizler son yılların en yüksek seviyelerine ulaşmış bulunuyor. Türk Lirası faizlerdeki artışta küresel ekonomik gelişmelerin etkisi çok sınırlı. Esas etki yurtiçinde oluşan ekonomik koşullardan ve ekonomi dışı risklerden geliyor. Öncelikle döviz kurları artışının enflasyon üzerindeki etkisi nedeniyle enflasyon hızla arttı ve buna bağlı olarak TL faizler yükselmeye başladı. Merkez Bankası da karmaşık para politikası içinde faizleri artırıyor. Buna bağlı olarak da faizler yükseliyor. Kamunun piyasaları rahatlatmak için kredi kullanımına getirdiği garantiler de kredi talebini, kullanımını ve kredi faizlerini artırıyor. Yılın ilk aylarında kredilerde hızlı genişleme olunca kaynakları azalan bankalar şimdi de taze kaynak için mevduat faizlerini artırıyor. Yılın geri kalanında da TL faizler yüksek kalmaya devam edecek. Türkiye’nin ekonomi dışı siyasi, dış politik ve jeopolitik riskleri de faizleri etkileyecek.

3. TÜRK LİRASI’NDA GELİŞMELER

2017’nin nisan ayında Türk Lirası’nda göreceli bir değerlenme yaşandı. Bu değerlenmenin önemli bir nedeni küresel mali koşullar içinde yumuşama ve gelişen ülke paralarına yönelik artan taleptir. Bir diğer neden ise Merkez Bankası’nın faiz artışları. Önümüzdeki aylarda Türk Lirası üzerindeki değer kaybı baskısı sürecek. Bir başka deyişle ekonomi dışı risklerde çok önemli sürpriz bir iyileşme olmaz ise dolar kuru 3.50 TL, Euro kuru da 3.80 TL altına inemeyecek. Merkez Bankası’nın olası yeni faiz artışları kurları bu seviyelerde tutmaya yardımcı olabilecek.

4. PETROL VE EMTİA FİYATLARI

2017’nin ilk aylarında petrol üreticisi ülkelerin uzlaştıkları üretim kısıtlaması etkili oldu ve petrol fiyatları 55-60 dolar arasına yükseldi. Yılsonuna kadar da fiyatların bu aralıkta dalgalanacağı öngörülüyordu. Ancak ABD’nin yeni enerji politikası çerçevesinde petrol üretimini hızla artırması petrol fiyatlarını yeniden 50 doların altına çekti. ABD’nin üretim artışını sürdürmesi ve petrol üreticisi ülkelerin yeni bir üretim kısıtlamasına gitmemeleri halinde petrol fiyatları zayıflamaya devam edecek. Metal ve diğer emtia fiyatları da özellikle Trump yönetiminin yüksek kamu yatırımları ve hızlı büyüme vaatleri ile yeni yılın başında yükselmişti. Ancak Trump rüzgarının zayıflaması ile birlikte emtia fiyatları da durağanlaşmış bulunuyor. Yılın geri kalanında da muhtemelen durağan kalmaya devam edecek.

Son Söz: Şirketler 2017’nin geri kalanı için bütçelerini yeni fiyat ve değer varsayımları çerçevesinde yeniden değerlendirmeli.

15 Mayıs 2017 Pazartesi