Hikmet BAYDAR

Hikmet BAYDAR

Diğer Yazıları

Yurtiçi piyasalar açısından 23 Mayıs 2015 günü çok kritik bir gündü. Hem yeni kabinenin ilanı hem de Merkez Bankası PPK kararları uzun süredir piyasaların kafasını kurcalayan ana başlıklardı. Piyasaları ikna edecek bir formülle siyasi belirsizlik atlatılmış görünüyor. Yeni kabinede ekonomi ile ilgili bakanlıklar noktasındaki soru işaretleri şimdilik dağılmış oldu. Mehmet Şimşek kabinede kaldı, ayrıca ekonomiden sorumlu isimlere genel olarak baktığımızda piyasaların prim vereceği ılımlı isimler olduğunu gördük. Ayrıca Başbakan Binali Yıldırım’ın belirttiği yatırımcılara ve özel sektöre teşvikler, büyümeye olan bakış açısı, mali disiplin noktasında taviz vermemesi, cari açığı ihracatla kapatma hedefleri gibi başlıklar piyasalar için olumlu açıklamalardı.

Dolayısıyla bu açıklamaların akabinde hızla Türk Lirası’nın sepet bazında değer kazandığını gördük. Yani hem Euro hem de dolar, Türk Lirası karşısında değer yitirdi.

Merkez koridoru daraltıyor

PPK toplantısında Merkez Bankası piyasanın beklediği gibi koridorun üst bandında 50 BP indirime giderek faizi 9.5’e çekmiş oldu.

Burada önemli olan Merkez Bankası’nın yavaş yavaş koridoru daraltıyor ve sadeleştirme anlamında fonlama maliyetine getirme hedefini sürdürüyor olmasıydı. Artık bundan sonra daha ölçülü ve dikkatli davranacaktır. Çünkü global risklere dikkat çekmeye devam ediyor, sıkı para politikasına vurgu yapmaya devam ediyor. Bu piyasalar için rasyonel bir hareket. Zira Fed faiz artırımının yoğun olarak konuşulduğu şu dönemde global fon akımlarındaki hareketi nedeniyle faizleri tekrar yükseltmek zorunda da kalabilir. Ahmet Davutoğlu’nun istifasının olduğu gün döviz sepeti 3 TL civarındaydı. Oysa bugünlerde hâlâ bu seviyelerin oldukça üzerinde. Bu durum şimdilik dövizin düşmesi ihtimalini artırırken, henüz kafalardaki soru işaretlerinin tam olarak dağılmadığını da gösteriyor olması açısından önemlidir.

Global piyasaların etkisi

Özet olarak, global piyasalar tarafında Fed yaklaşırken dolar çok önemli bir değer kazanmadıkça ve buna bağlı olarak dolar endeksi 98.00-100.00 bandına gelmedikçe ya da Avrupa, Çin kaynaklı herhangi bir başlıkla global piyasalar negatif ortama ilerlemedikçe içsel dinamiklerin daha öngörülebilir olduğu bir ortamda biz en azından dolar/TL’de 2.88-2.90 bandının bir kez daha test edilebileceğini, oranın altının global şartlara bağlı olarak yeniden mümkün olabileceğini düşünebiliriz. Ancak, yine de temkinli olmak gerekiyor. Çünkü Fed yaklaştıkça global şartlara bağlı olarak, 2.95’in üzerine tırmanıp yeniden 3’lerin görülmesi yeni bir rekor anlamına da gelebilir.

Bu arada gösterge tahvillerinde mevcut gelişmelere bağlı olarak bir miktar faiz düşüşü olsa da kredilerde faizlerin düşmesi TL likiditesinin dövize yönelmemesi, tahvil faizlerinde kalıcı bir gevşeme olmasına bağlıdır. Enflasyonda yükseliş olmaması da son derece önemlidir.

30 Mayıs 2016 Pazartesi