Dr. Can GÜRLESEL

Dr. Can GÜRLESEL

Diğer Yazıları

Dr. Can Gürlesel

Koronavirüs salgını 2020 yılında hiç beklenmeyen bir küresel ekonomik kriz yarattı. Ancak bu kriz öncekilerden oldukça farklı. Bu nedenle ne zaman ve nasıl biteceği de belirsiz. Beklentileri değerlendirelim.

1. Önceki krizler ekonomik nedenlerden kaynaklandı

Dünya ekonomisi bundan önce birçok kez kriz ile karşı karşıya kaldı. Krizlerin nedenleri birbirlerine benzer veya farklı oldu. Ancak daha önce yaşadığımız krizler hep ekonomik nedenlerden kaynaklandı. Çok geriye gitmeden geçmiş krizleri hatırlayacak olursak 1973 ve 1979 krizleri petrol fiyatları kaynaklı yaşandı. 1991 resesyonu 1. Körfez Savaşı’nın petrol piyasalarına etkileri ile gerçekleşti. 1997 Asya Pasifik krizi, bir döviz krizi olarak ortaya çıktı. 2008 krizi, önce konut finansman krizi olarak başladı, sonra bankacılık krizine dönüştü ve en sonunda şirketleri ve ülkeleri borç krizine sürükledi. Bu yaşadığımız krizler karşısında çoğunlukla ortadan kalkan talebi desteklemek için canlandırıcı destek ve önlem politikaları uygulandı. Krizler çoğunlukla kalıcı hasarları ile sona erdi ve bir sonraki krize kadar yine genişleyen ekonomiler görüldü.

2. Koronavirüs salgını öncekilerden çok farklı

Koronavirüs ile başlayan ekonomik kriz ise daha önce yaşadığımız krizlerden çok farklı ortaya çıktı ve bu nedenle etkileri de çok farklı olacak. Bu kriz ile mücadele için de çok farklı desteklere ihtiyaç duyulacak. Öncelikle ekonomik kriz bir virüs salgını ile ortaya çıktı ve ekonomiye etkilerini yayılma coğrafyası ile yayılma hızı belirleyecek. Bugün itibariyle virüs tüm dünya ülkelerine yayılmış durumda. Salgının merkezi önce Çin, sonra Avrupa ve en sonunda ABD oldu. Salgının ne zaman ve nasıl sonuçlanacağı şu anda tam bir bilinmez. İyimser beklentiler bahar aylarında zirveye ulaşmasının ardından yaz aylarında tamamen sona ermesi. Böyle olsa dahi ekonomiler üzerinde çok ciddi hasarlar bırakacak. Ekonomiler derken, kamu kesimleri, finansal kesim, reel sektör ve hane halkları ile çalışanların hepsi etkilenecek.

3. Salgın hızla yayılınca beklentiler de bozuldu

Salgının yaz aylarında sona ermesi şeklindeki iyimser beklentiye dayanan ekonomik senaryo dahi 2020 yılında dünyada sert bir küçülme ve birkaç ay sürecek resesyon öngörmeye başladı. Salgının kontrol altına alınması için ülkelerin büyük bölümü tamamen veya kısmen izolasyonlar uyguluyor ve bunların en azından mayıs ayına kadar süreceği öngörülüyor. Daha da uzaması muhtemel. Bu izolasyon önlemleri iktisadi faaliyetleri de en aza indirmiş durumda. İktisadi faaliyetler muhtemelen yılın ikinci çeyreğinde dünya genelinde çift haneli daralabilecek. Etkiler üçüncü çeyrekte de sürecek. Salgın yaz aylarında tamamen sona ererse ilk toparlanma ancak yılın son çeyrek döneminde görülebilecek. Bu iyimser senaryo içinde dahi birçok banka ve reel sektör şirketi mali açıdan çok olumsuz etkilenecek. İşsizlik sert şekilde artacak.

4. Canlandırma değil, hayatta kalma paketleri açıklanıyor

Ülkeler önceki krizlerden farklı olarak ‘canlandırma’ önlemleri yerine ‘yaşatma’ veya ‘hayatta kalma’ önlemleri alıyor. Hükümetlerin destek paketleri, firmaların ve istihdamın korunmasına ve işini kaybedenler ile düşük gelir gruplarına yardıma odaklandı. Merkez Bankaları da neredeyse sonsuz parasal genişleme ve destek programları uyguluyor. Bu destekler kaybedilen gelirleri bir süre ikame etmeye çalışacak. Salgının uzaması halinde ise ikame ne kadar sürdürülecek, orası da bir diğer bilinmeyen.

5. Desteklerden azami yararlanalım

Salgının ne zaman sona ereceği, daha önce hiç yaşamadığımız bu ekonomik krizin nereye evrileceği belirsiz. Bu nedenle ihtiyacımız olsa da olmasa da Türkiye’de firmalarımız için açıklanan tüm desteklerden azami ölçüde yararlanmak faydalı olacak. Bu hem krizi en az hasarla atlatmamızı hem de kriz sonrasına daha güçlü girmemizi sağlayacak.

Son söz; önce kendi sağlığımızı, sonra çalışanlarımızın sağlığını ve de firmalarımızın sağlığını koruyalım.

10 Nisan 2020 Cuma