Hüseyin ÖZTÜRK

Hüseyin ÖZTÜRK

Diğer Yazıları

Hüseyin Öztürk

Ahmet Yesevi Hz.lerinin talebeleri topraklarımıza gelen ilk rızık seyyahlarıdır. Topraklarımızda ticari hayatın tohumlarını Yesevi Hz.lerinin talebeleri atmışlardır. Ömrünü ve öğütlerini Kur’an ve hadis merkezli bir anlayıştan alan Ahmet Yesevi talebelerinin topraklarımıza olan seyahatlerinden önce, onları besleyen ilk ticaret ve ilk çarşı örneğinin merkezine gitmekte vardır.

Müslümanların tarihinde ilk çarşı, Medine’de kurulmuştur.

Kaynaklarda belirtildiğine göre Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hicretten sonraki günlerde ilk işlerinden birisi, Medine’de “mektep” açtırıp yediden yetmişe kadın erkek, bütün insanların okuma yazma öğrenme seferberliğinden sonra çarşı pazar açılmasını istemiş ve bu hususta kendisi de bizzat çalışarak, rızkın temini için aramayı, çalışmayı öğütlemiştir.

Çarşının öncelikli şartlarından birisi olarak da elbet “Helal” kazanç ikazı olmuş ve şöyle buyurmuşlardır:

- “Burası sizin çarşınız, pazarınızdır. Burada hile yapılmayacak ve haksız kazanç sağlanmayacaktır” talimatından sonra dükkânların dua edilerek açılmasını tavsiye etmiş.

Çarşıların kurulmasından sonra her sabah namazına müteakip, dükkânlar dua edilmeden açılmamış. O devirlere ait Peygamberimizin şöyle dua ettiği belirtilir:

“Allah’ım! Ümmetimden sabah erken kalkıp da işine başlayanların işlerine bereket ver. Satarken, alırken, alacağını isterken veya borcunu öderken kolaylık gösteren kimseye Allah merhametiyle muamele etsin”.

Bu öğretinin geçmişimizdeki ve günümüzdeki yansımasına gelelim:

Orta Asya’dan Balkanlara kadar giden Yesevi sufileri, konakladıkları ve yerleştikleri her yerde işlerinin ve dinin gereklerini konuşarak değil, yaşayarak kendilerini kabul ettirmişlerdir.

Ahmet Yesevi’nin tebliğiyle devlet ve millet düzenini sağlayan atalarımız Selçuklular ve Osmanlılar da Yesevi yolunu takip ederek, çarşıda pazarda dua geleneğinin devamına dikkat etmişlerdir.

Bu manada çarşıları, hanları, bedestenleri, kervansarayları inşa ederken, uygun yerlere dua kapıları, dua kürsüleri, dua kubbeleri koydurmuşlar ve dükkânlar açılmadan esnafın bir araya gelerek dua etmelerini sağlamışlardır.

Selçuklu ve Osmanlı medeniyet merkezli il ve ilçelerimizde dua kubbeleri, dua yerleri ve birçok yerde de ezan okunma mekânları mevcuttur.

Edirne’den Kars’a, Kastamonu’dan Tarsus’a kadar bütün bir coğrafyamızda eski çarşılarda bu geleneği görmek mümkündür.

Bilinenleri sıralayalım: Edirne, Lüleburgaz, İstanbul, Urfa, Elazığ, Kahramanmaraş, Bursa, Kütahya, Ankara, Kırşehir, Tire, Bolu, Bilecik, Mardin, Diyarbakır, Gaziantep, Nallıhan, Beypazarı, Sivas, Malatya, Kayseri, Amasya, Göynük, Denizli, Aydın.

Günümüzde bu il ve ilçelerimizin bir kısmında çarşılar açılmadan toplu dua edilmekte, bir kısmında da açıldıktan sonra yapılmaktadır.

Çarşı duaları bazı yerlerde merkezi camilerden, bazı yerlerde de çarşıların giriş kapılarında icra edilmektedir ve küçük farklılıklarla duaların geneli şöyledir:

Ya Rabbi!

Cümlemizi darlıktan, bereketsizlikten, aldanmaktan ve aldatmaktan, hak yemekten, kul hakkına girmekten muhafaza eyle! Bizleri açlık, yokluk, kıtlık, kuraklık, arazî ve semâvî musibetlerden koru!

Kanaat etmeyi, gönlü zengin, gözü tok olabilmeyi, hayırda yarışmayı, veren el olmayı nasip eyle! Rızkımız gökte ise yere indir, yer altındaysa yeryüzüne çıkar, uzakta ise yakınlaştır, zorsa kolaylaştır. Rızkımızı temiz ve helal eyle Allah’ım!

Ey Allah’ım!

Esnafımızı alırken satanı gözeten, satarken alanı gözeten, eksik ölçüp yanlış tartmayan, doğru ve güvenilir kimselerden eyle!

İsraftan, cimrilikten, azgınlıktan, korkaklıktan, acizlikten, tembellikten, ahlâksızlıktan, haddi aşmaktan sana sığınırız Ya Rabbi! Bizleri nefsine uyarak kötülük işleyenlerden eyleme!

Ey kâinata yön veren yüce Rabbimiz!

Milletimizi ve vatanımızı her türlü afet ve musibetten koru. Devletimize ve milletimize birlik, dirlik ve düzen bahşeyle! Hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara eda nasip eyle ya Rabbi! Amin!

21 Şubat 2020 Cuma