Hikmet BAYDAR

Hikmet BAYDAR

Diğer Yazıları

Türkiye İstatistik Kurumu ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan geçici dış ticaret verilerine göre ihracat 2016 yılı Ekim ayında, 2015’in aynı ayına göre yüzde 3 azalarak 12 milyar 841 milyon dolar, ithalat yüzde 0.5 artarak 17 milyar 4 milyon dolar olarak gerçekleşti. Buna bağlı olarak da Ekim ayında dış ticaret açığı yüzde 13.2 artarak 4 milyar 164 milyon dolara yükseldi. Bu verilerin sonucunda ihracatın ithalatı karşılama oranı 2015 Ekim ayında yüzde 78.3 iken, 2016 Ekim ayında yüzde 75.5’e düştü. Yıllık bazda ise hâlâ bir önceki yılın aynı dönemine göre daha iyi durumdadır. Ocak-Ekim 2015 döneminde yüzde 69.5 olarak gerçekleşen ihracatın ithalatı karşılama oranı 2016 yılı aynı dönemde yüzde 71.7 oldu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre 2016 Ekim ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 2.5 arttı, ithalat yüzde 1.7 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise 2016 yılı Ekim ayında önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 0.3 azaldı, ithalat yüzde 1.1 arttı.

Burada bizi ilgilendiren nokta ihracatın ithalatı karşılama oranındaki değişimle toplam dış ticaret hacmindeki gelişimdir. Dönemsel bazda ihracatın ithalatı karşılama oranı iyi olsa da aylık bazda bir bozulma söz konusudur. Dış ticaret hacmine bakarsak 2015 Ocak-Ekim döneminde 294 milyar USD ticaret hacmine karşılık 2016 aynı döneminde 280 milyar USD ticaret hacmine ulaşılmış durumda. Yani 14 Milyar USD daralma var. Bize göre bu önemli bir sıkıntıdır. Canlılık olmadığını ve daralma riskinin arttığını gösteren bir veridir. Aman dikkat... Nakit akışınızı ve bütçenizi ayarlarken B planı da yapın.

İhracatın yüzde 94.1’i imalat sektöründen geliyor. Dolayısıyla üretip satmak bu açıdan çok önemli. İhracat için üretmek zorundayız. Yoksa nakit döngüsünde ciddi sıkıntılar baş gösterir.

İthalata baktığımızda da ithalatın yüzde 86’sına yakın kısmı ara ve sermaye malı. Bu veri bize şunu gösteriyor. Kur arttıkça maliyetler yükselecek ve maliyet enflasyonu oluşacak. Enflasyon yükseldikçe de faizler (nominal bazda) yükselirse şaşırmayacağız. Çünkü ekonomide bu beklenen bir sonuçtur. Bizi tedirgin eden husus ithalatta kur kaynaklı maliyet artışı ile ihracatın fiyatlamalarda kurun yarattığı belirsizliktir.

Kurlardaki hareketliliğe baktığımızda Türkiye ile aynı kategoride olduğu kabul edilen Güney Afrika’nın parası ne rekor denemeler yapıyor ne de agresif yukarı yönde hareket denemeleri yapıyor. Tarihi en yüksek seviyelerinden oldukça aşağıda yatay seyirde ufak ufak dalgalanıyor. Bu durumda TL üzerine oynanan oyunu iyi analiz etmek ve çözmek zorundayız. Hepimiz aynı gemideyiz.

05 Aralık 2016 Pazartesi