Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları

PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ

Kayserililere ithafen söylenen bir söz var; “Biz alırken kazanırız” demişler. Bu sözün ticari olarak ne manaya geldiğini uzmanlarına bırakalım ve eğitime ilişkin uyarlamanın anlamına odaklanalım. Bilindiği üzere itibarı yüksek liseleri ve üniversiteleri, akademik başarısı yüksek öğrenciler tercih ediyor. Dolayısıyla bu kurumlar da aslında Kayserililer gibi ‘alırken kazanmış’ oluyorlar. Buralara akademik başarısı düşük öğrenciler gelseydi buradan başarılı öğrenci çıkar mıydı bir düşünün.

Eğitim elbette önemli, ancak sadece mevcut kapasiteyi iyi bir eğitimle daha yükseğe çıkarabilme özelliğine sahip. Tersi pek mümkün olmaz.

Bu açıdan Galatasaray Lisesi, Boğaziçi ve Orta Doğu Teknik Üniversiteleri gibi kurumlar ‘alırken kazanan’ taraftadırlar. Elbette ‘alırken kazanmak’ potansiyelin transferidir fakat niteliğinizi güncel tutma başarısını da gösterebilmeniz gerekir. Bu nedenlerle de eğitimde geleneğin önemli olduğu husus tartışılmaz bir gerçektir.

Bilindiği üzere meslekler örgün eğitim ile kazanılmaya başladığından bu yana, ismi değişmekle birlikte okul adına bir belge düzenlenir. Bireyler bununla iş bulma ve ardından kariyer peşinde koşarlar. Bize verilen ve diploma dediğimiz bu belge, elbette genel bir karnemiz mahiyetinde olup iş başvurularında istenen ve resmi bir tarafı da bulunan bir belge kabul edilir. Bunun değerini belirleyen unsurlar; belgeyi aldığımız kurumun konumu, belgenin derecesi, dil bilme ve kazanılmış beceriler mahiyetindeki diğer yan yeterlilikler ve nihayetinde bizatihi sizin duruşunuz ve çevreniz, tüm bunlar belgenin itibarını oluşturur ve size bir kapıyı açabilir.

GÜÇLÜ KORELASYON HEDEFİ

Günümüzde ise diploma ismini verdiğimiz belge, henüz geçerliliğini koruyor. İş bulma ve kariyer planlamasında fonksiyonelliğine bir halel gelmedi. İstisnai hallerin dışında itibari durumu devam ediyor. Elbette resmi makamlar nezdinde bütün diplomaların değeri aynıdır fakat itibarı farklı olabilir. Bu ise daha çok özel kuruluşlarda dikkate alınır. Devlet kuruluşlarında ise sınavın dışında, bir şekilde yeterlilik ölçülüyorsa dikkate alınır.

Asıl olan ise belgenin objektivitesi ve yeterlilik arasındaki korelasyondur. Bu ilişki zayıf ise belgenin itibarı zayıf, güçlü ise kuvvetlidir. Hedef olarak elbette söz konusu korelasyonun güçlü olması konulur. Yeterlilik; sadece belgenin itibarı ile sınırlandırılamaz, ona destek olacak kazanımların mevcudiyetini de gerektirir. Diğer bir deyişle belge ve yeterlilik ilişkisi ne kadar güçlü ise belgenin itibarıda o denli güçlüdür.

BELGENİN FONKSİYONU

Bu durumda belgenin işlevi, gelecekte nasıl ve ne ölçüde devam edecek veya değişecek sorusu önem kazanıyor. Meslekler, eğitimle kazanılmaya devam ettiği müddetçe o kurumdan mezuniyeti gösteren belgenin fonksiyonu sürecektir elbette. Burada önemli olan eğitim kurumlarının meslek kazandırıcı boyutunu, gelişmeleri takip ederek ve güncelleyerek devamlılığı olan bir gelişme seyri içinde bulundurmalarıdır.

Meslek okullarından üniversitelere kadar eğitim kurumları öğrencilerin mezuniyetlerini ifade eden ve diploma dediğimiz belgenin itibarını inşa etmeyi, korumayı ve geliştirmeyi çok önemserlerse her iki taraf için de kazanımlı olur. Sonuç olarak; piyasa koşulları ve talebi, diplomanın itibarı, bireylerin meslek için yeterliliği ile korelasyonuna bakılacaktır. Nihayetinde kariyer yolculuğunda ‘alırken kazanan’ kurumlardan mezun olmayanlar için kişisel donanımlar ve gayretler daha bir önem taşıyor.

26 Şubat 2021 Cuma