Fatih Oktay

Dünyanın zenginlerini listeleyen bir kuruluşun raporuna göre, 2020 yılında dünyadaki dolar milyarderlerinin çoğu Çinliydi: Çinli milyarder sayısı 1000’i geçiyor ve sıralamadaki diğer ülkeler olan ABD, Hindistan ve Almanya’daki milyarderlerin toplam sayısını aşıyordu. Aynı rapora göre, dünyadaki 100, kendi çabasıyla -serveti aileden gelme olmayan- dolar milyarderi kadının da 61’i Çinli idi.

ŞİRKETLERİN YÜZDE 25’İ

Çin’de kadınlar, ülkedeki şirketlerin yaklaşık yüzde 25’ine sahip. Karşılaştırırsak, bu oran Almanya, Fransa, İsviçre gibi ülkeler düzeyinde yüzde 35 ile ABD’nin altında, yüzde 9 olan Türkiye’nin epey üzerinde. Yeni kurulan şirketlerde kadın payı daha yüksek; internet tabanlı iş alanlarındaki yeni şirketlerin yarısından fazlasının kurucuları kadınlar.

Çin’de kadınlar, girişimcilik yanında yol yapımında kazma kürek çalışmak da dahil ekonominin tüm alanlarında aktif olarak yer alıyorlar. Ülkedeki kadınların işgücüne katılım oranı 2019 yılı itibarı ile yüzde 60’ı geçiyordu, yani çalışma çağındaki kadınların bu oranda bölümü çalışıyordu. Karşılaştırırsak, oran dünyada yüzde 47, Türkiye’de yüzde 34 düzeyinde bulunuyor. Oran, 90’lı yıllarda dünyada yüzde 50 dolayında iken, Çin’de yüzde 70’in üzerindeydi. Yani Çin’de kadınlar ekonomiye dünya genelinde olduğundan yüksek oranda katkı yapıyorlar. Burada belirtmek gerekir ki, bu yalnız kadınlar için böyle değil, ülkede kadın-erkek, toplam işgücüne katılım oranı 2019 yılında yüzde 70 dolayındaydı. Oran, dünya genelinde yüzde 60, Türkiye’de yüzde 50 dolayındaydı.

Ülkede tarım ve hizmetler sektöründe çalışanların yaklaşık yarısını, sanayide çalışanların ise üçte birini kadınlar oluşturuyor. İş türü olarak bakıldığında da teknik-profesyonel işlerin yaklaşık yarısı kadınlar tarafından yapılıyor. Yönetici pozisyonlarda çalışanların ise daha düşük bir oranını, yaklaşık dörtte birini kadınlar oluşturuyor.

KİTLESEL GİRİŞİMCİLİK

Ülkede kadın, ekonomide dünya genelinde olduğundan daha fazla yer alıyorsa da her yerde olduğu gibi ayrımcılığa bağlı zorluklarla karşı karşıya bulunuyor. Çin’in geleneksel kültüründe de kadının yeri evidir düşüncesi ve kadının dış dünyada iş yapma becerileri ile ilgili kuşkular yer alıyor. Bu durum her yerde olduğu gibi eşit işe farklı ücret uygulamalarına yol açıyor. Çin’de iş yapmanın olmazsa olmazı ilişki ağları konusunda kadınlar dezavantajlı konumda bulunuyorlar. Bazı çalışmaların gösterdiğine göre kadınlara ait şirketlerin banka ve girişim sermayesi temin olanakları erkeklere göre sınırlı bulunuyor.

Çin Komünist Partisi’nin 90 milyon üyesinin yaklaşık dörtte birini kadınlar oluşturuyor. Bu partiye her isteyen giremiyor, müracaat edenlerin yüzde 10’u kabul ediliyor. Ülkenin en üst düzey kamu yöneticilerinin oluşturduğu Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi üyelerinin yaklaşık yüzde 5’ini kadınlar oluşturuyor. Bunlar da kadının ülkedeki sosyal konumu ile ilgili önemli göstergeler oluşturuyor.

Her yerde olduğu gibi dezavantajlarına karşın ülke kadınlarının gösterdiği başarılarda devlet politikalarının payı bulunuyor. Ülkenin sosyalist döneminde geleneksel kültürün kadın ile ilgili yaklaşımının törpülenmesi ve kadınların işgücüne katılımının artırılmış olması bunda önemli rol oynuyor. Ülkede, 2010’ların ortalarından başlayarak ‘kitlesel girişimciliğin’ desteklenmesi yönündeki çabalardan da kadın girişimciler yarar sağlıyor. Ülkenin artık bir milyarı aşan kullanıcısıyla dev internet pazarının da bunda payı bulunuyor. Diğer alanlarda ayrımcılık ve sınırlamalarla karşılaşan kadın girişimciler, internet dünyasında, göreceli olarak düşük yatırım harcamasıyla kendi kendilerinin patronu olabilecekleri çok sayıda olanak buluyorlar.

23 Nisan 2021 Cuma