fatih@fatihoktay.com

 

Ülkelerin orta gelir düzeyinden yüksek gelir düzeyine çıkmaları mevcut teknoloji sınırlarının ötesine geçmek, yeni ürünler, yeni üretim teknolojileri geliştirebilmek, bunun için de ülke insan kaynaklarının buluş ve inovasyon yeteneklerinin artmasını gerektiriyor. 

 

Türkiye de ortalama gelir düzeyi açısından bir miktar öne geçmiş olan Çin de günümüzde bu durumda bulunuyor.

 

Buluş ve inovasyon gücünün olmazsa olmazı, eğitim. Çin, geçtiğimiz 20 yılda bu alanda önemli atılımlar yaptı. Ülke üniversiteleri 2000’lerin başlarında bilim ve mühendislik alanlarında yılda 350 bin dolayında mezun veriyordu; bu rakam ABD için 400 bin dolayındaydı. Bu alana yapılan yatırımlar sonucunda 2002 yılından sonra bu sayı her yıl 100 bin dolayında artmaya başladı. 2020 yılında ülke üniversiteleri lisans diplomalı 2 milyon dolayında bilim insanı ve mühendis mezun etti, rakam ABD için 500 bin dolayındaydı. Aynı şekilde ülke üniversitelerinde bilim ve mühendislik alanlarında verilen doktora dereceleri 2000 yılında Çin için 7 bin, ABD için 26 bin idi; 2018 yılında her iki ülkede de bu sayı 40 bin dolayındaydı. Ancak ABD’de doktora derecesi alanların önemli bir bölümünü yabancılar, bunların da en büyük bölümünü Çinliler oluşturuyor. Yurt dışında alınan dereceler katılınca günümüzde bilim ve mühendislik alanlarında doktora alan insanlar arasında Çinliler dünyada açık ara birinci geliyor.

 

YETENEKLER İÇİN CAZİP PROGRAMLAR

 

Ancak insan yetiştirmek yetmiyor, bu insanların buluş ve inovasyonlarla ülke gelişimine katkı yapar hale gelmesi gerekiyor. Çin’in bu konudaki önemli bir sorunu, ülke üniversitelerinden mezun olan ve yurt dışında eğitim görenlerin en iyilerinin yurt dışındaki üniversite ve şirketlere gitmesi oldu. Bu insanlar günümüzde ABD üniversite ve şirketlerindeki yıldız araştırmacı ve girişimcilerin önemli bir bölümünü oluşturuyor.

 

Çinli teknolojik yeteneklerin yurt dışına gitme nedenlerinin en önemlilerinden birini, araştırma yapma olanaklarının daha iyi olması oluşturuyordu. Çin’de piyasa ekonomisine geçiş sonrasında devlet teknoloji gelişimine doğrudan müdahaleyi büyük ölçüde bırakmıştı. 2000’lerin ortalarından itibaren bu değişti ve devlet teknolojik hedefler koymaya ve bu hedeflere yönelik faaliyetlere büyük kaynaklar ayırmaya başladı. Dolayısıyla ülkede araştırma yapma olanaklarında patlama denebilecek gelişme oldu ve ülke araştırmacılar açısından daha cazip hale geldi. Ülke yönetimi bir yandan da yurt dışındaki yetenekleri geri çekecek çok sayıda program başlattı. Bunlardan en bilineni Bin Yetenek Programı, yurt dışında önde gelen üniversiteler ve şirketlerdeki Çinlilere, ülkeye dönmeleri durumunda çekici parasal ödüller, yüksek maaş, çeşitli yaşam yardımları ve araştırma olanakları sunuyor. Bu konuda geçenlerde yapılan bir araştırma, bu programın yurt dışından, en iyiler olmasa da alanında önde gelen Çinli bilim ve teknoloji insanları çekmekte başarılı olduğunu gösteriyor. Aynı araştırma, ülkeye dönenlerin bilimsel üretkenliklerinin, olanaklarının artmasına bağlı olarak arttığını da gösteriyor.

 

ABD İLE ÇATIŞMANIN AVANTAJI

 

İlginçtir, Çin’in insan kaynaklarının gelişmesinde ABD ile çatışma çok olumlu bir rol oynuyor. Trump döneminde Adalet Bakanlığı bünyesinde, ABD’deki üniversiteler ve şirketlerde görevli Çinlilerin, Çin ile ilişkilerini mercek altına alan Çin Girişimi denen bir program başlatılmıştı. Program çok sayıda Çinli bilim ve teknoloji insanı için büyük sıkıntılara yol açtı. Bu da Çin’e dönüşü hızlandıran bir etken oldu. Öte yandan, ABD’nin çipler ve yapay zeka gibi ileri teknoloji alanlarında Çin’e uygulamaya başladığı ambargo da ülkenin bu alanlardaki araştırma, geliştirme faaliyetleri ve bunlara ayrılan kaynaklarda muazzam bir artışa yol açarak, hem Çin’i yurt dışındaki yetenekler açısından daha çekici hale getiriyor hem de bu alanlarda bilgi-becerilerin gelişmesi ve yeni yeteneklerin çıkması için çok verimli bir ortam yaratıyor. Çin’in yetenek meselesi ABD sayesinde kökten çözülecek görünüyor.

18 Aralık 2023 Pazartesi