Prof. Dr. Nurullah GÜR

Prof. Dr. Nurullah GÜR

Diğer Yazıları

DOÇ. DR. NURULLAH GÜR

Cari açık, Türkiye ekonomisinin aşil tendonudur. Cari açığın hızlı arttığı dönemlerde Türkiye ekonomisi sendeler. Bu gerçeği göz önünde bulunduran ekonomi yönetimi gerek enflasyonla mücadeleye katkı sağlamak gerekse finans sisteminin şoklara karşı bağışıklığını arttırmak için cari açıktan yapısal olarak kurtulmayı yeni ekonomi modelinin merkezine koydu.

İHRACAT AVANTAJI

İhracatın rekor seviyede gelmesi ve salgın kısıtlamalarının gevşemesiyle birlikte turizm gelirlerinin yükselişe geçmesi sayesinde geçen yıl cari açık 35.5 milyar dolardan 15 milyar dolara gerilemişti. Bu yıl ortada cari fazla vermek gibi iddialı bir hedef var. Peki, ilk sinyaller ve görünüm, cari işlemler hesabına yönelik olarak bize neler söylüyor? Analize ihracat cephesiyle başlayalım. Geçtiğimiz yıl yüzde 25-45 bandında ihracat artışı yakaladığımız ABD, AB ve İngiltere gibi gelişmiş pazarların 2022’de talep yönünden canlılığını bir nebze olsun kaybedebileceğini not etmeliyiz. Gelişmiş ülkelerde enflasyonun artmasının yanı sıra para politikasının ekonomiye verdiği desteği geri çekmeye başlaması, buralardaki ithalat talebini frenleyecektir. Geçtiğimiz yıl küresel ekonomi yaklaşık yüzde 6 büyümüştü. Bu yıl özellikle gelişen ekonomilerin yavaşlamasıyla birlikte yüzde 4.5’lik bir küresel büyüme performansı bekleniyor.

Bu durum, gelişmiş ülkelere ihracatımızın artış hızında yavaşlama yaşanabileceğini söylüyor. Buna rağmen, ihracat artış hızımızın negatife dönme ihtimalinin halen zayıf olduğunu vurgulayalım. Türkiye, bu yıl ihracatta 250 milyar dolar hedefini tutturabilir. Zira, TL’deki değer kaybının yanı sıra Asya’daki tedarik sıkıntıları ve yüksek taşımacılık maliyetleri ihracatçılarımıza belli avantajlar sunmaya devam ediyor.

ENERJİ MALİYETLERİ

Yüksek enflasyon ve faizden dolayı tüketim malı ithalatımız geçen seneye kıyasla düşüş kaydedebilir. Ancak, enerji maliyetlerindeki baş döndürücü artış, ithalat faturamızı kabartıyor. Enerjinin bu yıl cari işlemler hesabındaki en büyük risk kalemi olduğunu belirtmek abartılı olmayacaktır. Şu anki mevcut tablo, kısa vadede enerji fiyatlarının düşüşe geçme ihtimalinin düşük olduğunu gösteriyor.

Riskler yukarı yönlü. Küresel enerji fiyatlarını rahatlatabilecek iki unsur var:

Rusya-Ukrayna geriliminin normalleşmesi ve ABD ile İran arasında yeni bir anlaşmaya doğru adımlar atılması. Eğer jeopolitik meselelerde belli mesafeler kat edilebilirse, enerji fiyatlarının aşağıya gelmesi mümkün olabilir. Aksi takdirde, küresel piyasalarda petrol fiyatları için üç haneli rakamlar telaffuz edilebilir.

TURİZM GELİRLERİ

Son olarak turizm gelirlerini inceleyelim. Rusya ve Ukrayna, turizm sektörümüz açısından iki önemli ülke olmasına rağmen bu ikili arasındaki jeopolitik gerilimin artması, şu aşamada turizm gelirlerinde dramatik bir değişikliğe neden olmayabilir. TL’deki değer kayıpları Türkiye’yi oldukça cazip bir turizm destinasyonu haline getirdi. Dolayısıyla, jeopolitik risklerden doğabilecek turist kayıplarını telafi etmek bu yıl çok zor olmayabilir. Turizm gelirlerinde 2022 hedefimiz 35 milyar dolar. Turizm hedeflerinin tutturulması, cari fazla için oldukça belirleyici olacak.

18 Şubat 2022 Cuma