Prof. Dr.  Kerem ALKİN

Prof. Dr. Kerem ALKİN

Diğer Yazıları

PROF. DR. KEREM ALKİN

Rusya-Ukrayna savaşının dünyaya faturası her geçen gün katlanarak artıyor. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, 1.7 milyara yakın insanın gıda, enerji ve finansa erişimde ciddi sorunlara maruz kaldığı, bunun yoksulluğu ve açlığı şiddetlendirdiği uyarısında bulunuyor. Guterres’e göre, savaşın etkisi küresel ve sistematik.

BM’ye göre, pandemi ve üstüne gelen savaşın sebep olduğu ana ve artçı şoklar 107 ülkeyi derinden etkiliyor; dünya ekonomisi ve küresel ticaret adeta ‘mükemmel bir fırtına’ ile karşı karşıya. BM Görev Gücü’nün hazırladığı rapor, 1.2 milyar nüfuslu 69 ülkenin ‘mükemmel fırtına’yı yaşadığına işaret ediyor. ‘3 boyutlu kriz’le karşı karşıya kalan ülke sayısı Afrika’da 25, Asya ve Pasifik’te 25, Latin Amerika ve Karayipler’de ise 19. BM Genel Sekreteri Guterres, küresel enflasyonun yükseldiğini, satın alma gücünün aşındığını, büyüme beklentilerinin azaldığını, kalkınmanın durduğunu; kısır bir enflasyon ve büyümede ağır durgunluk döngüsü riskiyle karşı karşıya olunduğunu belirtiyor. Yani, BM de ‘stagflasyon’ riskine işaret ediyor.

STAGFLASYON RİSKİ

Bir yıl önce, ABD’li tanınmış iktisatçı Nouriel Roubini, ilk kez yoğun bir şekilde dile getirmeye başlamış olsa da, bugün uluslararası alanda çok daha fazla sayıda iktisatçının stagflasyon riskini göz ardı etmediklerini gözlemliyoruz, Çünkü, tanınmış neoliberal ortodoks iktisatçılar, ne gariptir ki, küresel pandeminin ve Rusya-Ukrayna savaşının, iki ‘siyah kuğu’nun sebep olduğu ağır belirsizliği ve tahribatı göz ardı edecek ölçüde ‘ürkütücü’ bir soğukkanlılıkla, yükselen enflasyon riskini bastırmak için merkez bankalarının acilen ciddi faiz artırması gerektiğini belirtiyor. Ancak, böyle bir adım, 2022 sonuna kadarki kısa vadede yükselen küresel enflasyon köpüğünün ülke ekonomileri üzerindeki etkisini kıramayacağı gibi stagflasyon riskinin de göze alınmasını gerektirecek.

Dünya zaten küresel pandemi, iklim değişikliği, sürdürülebilirlik, mobilite, yeterli erişim eksikliği ile başa çıkmak için mücadele ederken, dünya nüfusunun ciddi bir bölümünü oluşturan önde gelen gelişmekte olan, gelişmekte olan ve yoksul ülkelerde gıda, enerji ve finansa erişim krizinin de güçlenmesi, bu tablonun bütünüyle baş edebilmek için dünyanın daha fazla kenetlenmesini gerektiriyor. Ancak, küresel ekonomik sistem açısından ciddi mücadele gerektiren başlıkların tümünde ülkeleri ortak çözümler için bir araya getirmek de bir o kadar zorlu gözüküyor. 36 ülke, dünyanın en fakir ülkeleri de dahil olmak üzere, buğday ithalatının yarısından fazlası için Rusya ve Ukrayna’ya güveniyordu. Küresel pandeminin üzerine gelen savaşla birlikte, buğday ve mısır fiyatları sadece yılın başından bu yana bile yüzde 30 artmış durumda.

YENİLENEBİLİR ENERJİ İÇİN FIRSAT

Küresel ve bölgesel tarım üretimi ve gıda güvenliği açısından Rusya ve komşusu Belarus, küresel gübre tedarikinin de yaklaşık yüzde 20’sini karşılıyor. 1 yılda petrol fiyatlarındaki yüzde 60’tan fazla artışın yanısıra, doğalgaz fiyatlarında son aylarda gözlenen yüzde 50 artış da, gübre üretimi için gereken hammadde ve enerji girdisi dikkate alındığında, gübre fiyatlarını iki katına çıkardı. BM Görev Gücü, enerji konusunda hükümetleri petrol ve doğalgaz istiflemekten kaçınmaya; stratejik petrol stoklarını ve ek rezervlerini derhal serbest bırakmaya ve bioyakıtlar için buğday kullanımını azaltmaya da davet ediyor.

Guterres ise ülkeleri krizi yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırmak için bir fırsat olarak kullanmaya çağırıyor. Guterres, IMF ve Dünya Bankası’nın 18-24 Nisan’daki bahar toplantılarının bir fırsat olduğunu da hatırlatarak, iki kuruluşu da hızlı mali yardım için sınırları artırmaya, faiz oranı ek ücretlerini iki yıl süreyle askıya almaya ve ‘hassas ve en çok etkilenen ülkeleri hedefleyen özel çekme hakları veya özel önlemler yoluyla’ daha fazla likidite sağlama olasılığını araştırmaya çağırıyor. Umarız, gelecek hafta bu konuda bir ışık görürüz.

15 Nisan 2022 Cuma