Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları

-Meyve, Sebze, Hal, Tedarikçi, Üretici, Tüketici, Biz ve Tarım-

Bazen bir meseleyi basitleştirerek anlamaya çalışmak daha doğru netice verir. Son günlerde vatandaş olarak hepimizin az çok takip ettiği en çok konuşulan konuların başında meyve-sebze fiyatlarındaki artış geliyor. Önce soğan ve patates sonra patlıcan ve biber. Özneler değişse de olayaynı; yani yükselenfiyatlar. Herkes bir suçlu arıyor, kimi marketleri fırsatçılıkla suçlarken kimi komisyoncuların çokluğundan kimi de başka sebeplerden yakınıyor. Nedeni ne olursa olsun herkesin ortak sorunu; cebimizden fazladan çıkmakta olan paralar. Diğer masrafları ertelesek de, bu ürünler az veya çok hepimizin yapmak zorunda olduğu harcamalar. Karşılığı; ya markette ya da yemek yediğimiz bir lokantada enflasyon olarak önümüze çıkıyor.

Gelin bu konu üzerine sadeleştirerek biraz kafa yoralım. Diyelim ki A marketi fırsatçı ve1 liraya aldığı ürünü 10 liraya önümüze getiriyor. Bu kadar market içerisinden sizce her biri aynı davranışı sergilermi?Hele ki satışların azlığındanşikayetedilen böyle bir ortamda. Elbette hayır. Emin olun ki önemli bir kısmı aynı ürünü 2 veya 3 liraya satacak ve piyasa kendiliğinden dengeye gelecek. Öyleyse problemi bu aşamanın bir öncesine taşımamız gerekir.Bir meyve veya sebzenin üreticiden tüketiciye gelene kadar birden fazla komisyoncudan geçtiği söylenir.Evetgereğinden fazla aracının girmesi elbette ki piyasayı etkiler. Doğrusu; bir ürünün üreticiden tedarikçiye ve oradan tüketiciye ulaşmasıdır. Olayın bu aşamasında da tek bir suçlu ilan edip kenara çekilmek yerine yine olayı biraz daha basitleştirerek düşünmek gerekir. Acaba çiftçi bir ürünü tedarikçi/toptancıya 2 TL’ye satabilecekken 1 TL’yebir komisyoncuyasatmayı istermi ?Veya komisyoncu diye adlandırılan kişiler acaba kendi kendilerine mitüremiştir?Çiftçimizi henüz ekim aşamasında iken, olgunlaşmamış ürününü ederinin altında satmaya ve bir meyve/sebzeyi piyasalardaki finansal bir ürün gibi elden ele dolaştırmaya mecbur edennedir ?Onlarmı nakit akışlarını doğruyapamamaktadır ?Yoksa maliyetleri, kar marjları anlamındaki sorunlar mıonları zor durumasokmaktadır ?

Bugün patlıcanın fiyatını bir şekilde dengeleyebiliriz. Veya soğana ithalat yolu açtığımızda fiyatını düşürebiliriz. Bunlar anlık olarakelbettealınması gereken önlemler olmalıdır ki hükümetimiz bu adımlara başvurmakta ve enflasyona engel olmaya çalışmaktadır. Ancak konunun önemibunlarla bitmiyor. Bizler çiftçilerimizi memnun etmediğimizde soframıza gelecek tüm bu ürünleri üretecek insan bulamayacağız. Bununla da kalmayıp tarlada çalışan tüm bu insanlarımızın çocukları kendi memleketlerinde iş bulamadıkları için şehre mecburi olarak göç edip ya asgari ücretli olacaklar veya işsizler kervanına katılacaklar.

Sözün özü biz ne kadarşikayetedersek edelim problemi; ne markette, ne halcide, ne de komisyoncuda aramalıyız. Bunlar günü kurtarmaktan öteye gidemez. Sorunun çözümü; ülkemizde tarımın düzenli olarak işler halde olması ve tarımsal nüfusumuzun artmasıdır. Eğer bizim ülkemizin çiftçisi her yıl ürününü ekebiliyor, doğru tarım uygulamaları ile hasadını alıyor, haldeki toptancıya ürününü satıp gerektiği kadar karını alabiliyorsa,çiftçimiz her yıl ürününü ekecek ve ürün kıtlığı olmayacaktır. Arzın yeterli olması fiyatlardaki artışınönünde durabilecek en büyük engeldir.Aksi bir durumda yetkililerimiz ellerinden geleni yapsalar da ne soğan ekecek birini bulabiliriz, ne domates ne de patlıcan. Bilinmelidir ki yüksek fiyatlardan ne haldeki esnafımız mutludur ne de market sahiplerimiz.

11 Şubat 2019 Pazartesi