Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları



 

Yurt dışındaki eğitim çalışmaları ülkeler açısından son derece stratejik ve en güçlü ‘soft power’ olarak değerlendiriliyor. 


Zira eğitim üzerinden o toplumun kılcal damarlarına kadar ulaşabiliyorsunuz. Eğitime başlar başlamaz; öğrenciniz üzerinden; öğretmen, anne-baba, akrabalar size müzahir olmaya başlıyor. Öğrenci üzerinden olan bu iletişim kanalı her gün çalışıyor, bilgi aktarıyor, mesaj trafiği çalışıyor. Yeter ki, siz eğitimin en iyisini icra edin. 


İletişimin seyri de o ölçüde nitelikli hale geliyor. Bu yıl Irak ülke birincisi, Bağdat Maarif Okulları’ndan çıkmış. Her ne kadar Maarif Okulları’nın eğitim yaklaşımında toplu başarı gözetilse de bireysel başarı üzerinden pozitif algı oluşturulabiliyor. 

 

Bir haftalık Irak seyahatimiz oldu. Bağdat’tan başlayarak Erbil, Kerkük ve Musul ziyaretimizde Maarif Okulları’nın bu şehirlerde etkinliği ve yaygınlığı üzerinde çalıştık. Şu anda Maarif’in Bağdat’ta iki kampüsü 8 okulu, Erbil’de bir kampüsü 4 okulu ve Kerkük’te iki okulunun olduğunu ifade edelim. Maarif, eğitimin niteliği konusunda iyi bir noktada bulunuyor. Halk takdir ediyor. Okulların doluluk oranı son derece yüksek. Çünkü Maarif yönetimi kısa zamanda ciddi tecrübe biriktirdi. Şu anda uluslararası eğitim yapan beş ülkeden biri haline geldi. Yani artık Maarif Vakfı ülkemizin küresel bir eğitim kurumu olarak kabul ediliyor.

 

*           *           *

 

Diğerlerinden farkımız; eğitim kalitesi açısından rekabet ediyoruz, hesapsızız, şeffafız ve gizli bir ajandamız yok. 


Eğitimi bir sömürge aracı olarak kullanmıyoruz. Eğitim yaptığımız ülkeye ve kültürüne saygıyı esas alan, müfredatını zenginleştirerek uygulayan bir yaklaşıma sahibiz. Başarılı ve ihtiyacı olan öğrencileri de burslandırıyoruz. Böylece o ülkenin öğrencilerine eğitimle ilgili yeni kazanımlar ve yeni kapılar, ufuklar açıyoruz. Biz gönül coğrafyamızı genişletiyoruz, onlar ise kazanıyorlar. 

 

Büyükelçilerimiz, başkonsoloslarımız, tüm yurt dışı teşkilatımız mutlu. Çünkü çocuklarının eğitimi için başka kapılar aramaktan kurtuldular. Ülkemizdeki okullar ile denklik de sağlandığı için döndüklerinde kaldıkları yerden prosedürsüz devam ediyorlar. Büyükelçilerimiz memnun; çünkü ellerinde kuvvetli, hazır ve o ülke insanına dokunan bir kurum var. 

 

*           *           *

 

Irak’ın her şehri bir başka açıdan önemli görünüyor. Musul’a gidiyorsunuz, birçok kültürel ve siyasi bağ görüyorsunuz. En başta Devleti Âliye’nin Musul ve havalisini yönetsin diye seçtiği Celilî ailesinin bugün yaşayan temsilcilerinin size nasıl hasretle muamele ettiğini görüp birçok tarihi ve kültürel konulardan bahsettiğini işitince geçmişle ilgili o gururu yaşamamak mümkün değil. Musul, Kerkük ve Erbil’de Türkmen dostları ziyaret ettiğimizde ise nasıl bir hasret ve özlem çekildiğini görebiliyoruz. Her birinin kültürel mekanı olan tarihi kaleler restore edilmek üzere mühür gibi duruyor. Erbil’de doğan ve Nakşi geleneğinden olan Esad Erbîlî Efendi’nin şeyhlik yaptığı tekkeye ve ailesinden yaşayanlara yaptığımız ziyaret başka manevi bir atmosfer oluşturuyor. 

 

Bilindiği üzere Esad Efendi’nin silsilesi en yaygın olarak halifelerinden Mahmut Sami Ramazanoğlu (ö. 1984) tarafından sürdürülmüştür. Vesselam; tarihi, kültürel ve manevi bağlarımızı çokça müşahade etmiş bulunuyoruz. 

 

*           *           *

 

Tüm bunlardan çıkarabileceğimiz netice; buralarla var olan tarihi ve kültürel bağlarımızı bir şekilde muhafaza etmemiz kendi yararımızadır. Bu hem tarihi eserlerin restorasyonuna katkı anlamında hem de kültürel bağların günümüzde yaşayanlarını da dahil ederek devamlılığının sağlanması yönündedir. Nitekim TİKA’nın birçok ülkede bu türden eserlerin restorasyonunu yaptırdığını gururla görüyoruz. Irak’ta da bunları görmek mümkün. Bunlarla birlikte Maarif’in yaptığı okullaşma ve eğitim üzerinden tüm bu bağların güncellenmesi ortaya çıkabilir ki, asıl kazanım bu devamlılığın sağlanmasıdır. Artık devletler arası dostluklar bu bağların güçlü tutulması sayesinde güncellenebiliyor ve işlerlik kazanabiliyor. Yeni dönemde Türkiye Yüzyılı’nda bu bakış daha önemli hale gelecek. 


Nüfuz; sömürgeci zihniyetle değil, gönül ile inşa edilir. Eğitim ve kültür ise ana unsur olan Horasan harcıdır. 

06 Kasım 2023 Pazartesi