Dr. Can GÜRLESEL

Dr. Can GÜRLESEL

Diğer Yazıları

Dr. Can Gürlesel

Bir yandan iklim değişiminin etkileri diğer yandan küresel ticaret sistemindeki yeni eğilimler, dünya ekonomisindeki gelişmelere yön veren ana unsurlar olmaya başladı. Avrupa Birliği’nin her iki unsuru da içeren Karbon Vergisi uygulaması hedefi ise dünya ticaretini ve Türkiye’nin AB ile ticaretini kökten değiştirecek.

1 - Çok taraflı dünya ticaret sistemi zayıflıyor

1980’li yıllardan itibaren artan dünya ticaretindeki serbestleşme eğilimi özellikle gelişmiş ülkeler tarafından desteklenip, 1 Ocak 2005’ten itibaren geçerli olacak çok taraflı ticaret anlaşması ve sistemi hayata geçirildi. Böylece dünya ticaretinde çok taraflı, yani çok sayıda gelişmiş ve gelişen ülkenin üzerinde mutabık kaldığı kotasız ve vergilerin kademeli olarak düşürüldüğü bir ticaret sistemine geçildi. Bu anlaşmadan sonra dünya ticaretinde çatı örgütü olan Dünya Ticaret Örgütü uhdesinde çok taraflı başka bir ticaret anlaşması imzalanamadı. Tam tersine dünya ticaretinde özellikle 2017’de ABD’de göreve gelen yeni yönetimin sürüklediği bir korumacılık eğilimi ortaya çıktı. Korumacılık eğilimi 2019’da ABD ile Çin arasında ticaret savaşına dönüştü. Buna bağlı olarak 2019’da 1.9 trilyon dolarlık ticarette koruma önlemi uygulandı. Bu rakam 2005’ten sonraki en yüksek korumacılık verisi oldu.

2 - İklim değişiminin etkileri üretimi ve ticareti yeniden şekillendiriyor

Küresel ısınma ve onun yarattığı iklim değişimi dünya genelinde üretimi ve ticareti yeniden şekillendiriyor. Küresel ısınmaya yol açan en önemli alan iktisadi faaliyetler. Bu nedenle mevcut iktisadi faaliyetlerde başta karbon salınımı olmak üzere küresel ısınmaya yol açan tüm süreçlerde kısıtlar getiriliyor ve iyileşme hedefleniyor. Üreticilerden sürdürülebilirlik olarak adlandırılan koşulların sağlanması isteniyor. Ticarette de giderek bu koşulları karşılayan ürünler tercih ediliyor.

3 - Avrupa Birliği hem ticaret engellerini kaldırıyor hem de ticareti sürdürülebilirlik koşuluna bağlamaya hazırlanıyor

Avrupa Birliği küresel ekonomiyi etkileyen bu iki ana unsuru birlikte kullanarak yepyeni bir strateji uygulamaya hazırlanıyor. İlk olarak Avrupa Birliği çok taraflı ticaret sisteminin gerilemesi nedeniyle bu sistemi savunmayı bırakarak, ikili ticaret anlaşmalarına yönelmiş bulunuyor. Avrupa Birliği, dünyanın geri kalanı ile ikili ticaret anlaşmaları yaparak dünya ile karşılıklı kotasız ve vergisiz ticareti hedefliyor. Diğer yandan yine Avrupa Birliği, ithalatta Karbon Vergisi uygulamayı hedefliyor. Böylece Avrupa Birliği’ne sürdürülebilirlik koşulların sağlayan ürünler vergisiz, diğer ürünler ise karbon vergisi ödeyerek girecek. AB, pazarını sonuna kadar açarken, girişte sürdürülebilirlik uyumu koşulunu öne çıkarıyor.

4 - AB, 2021 başından itibaren ithalatta Karbon Vergisi uygulamayı hedefliyor

Avrupa Birliği, 2021 başından itibaren ithalatta Karbon Vergisi uygulamayı hedefliyor. Karbon Vergisi ihracatçılardan alınacak. Eğer ihracatçı, AB’nin istediği sürdürülebilirlik koşullarını sağlamış ise Karbon Vergisi ödemeyecek. Veya koşulları sağlama miktarına göre farklı oranlarda Karbon Vergisi ödeyecek. Avrupa ithalatçıları da doğal olarak Karbon Vergisi ödemeyecek ve sürdürülebilirlik koşullarını sağlamış olan üreticilerden ithalat yapacak. İhracatçı firmalar Avrupa standartlarına uyumu gösteren CE ürün belgeleri gibi sürdürülebilirlik koşullarına uyumu gösteren belgeler alacak. AB Karbon Vergisi hazırlıklarına başlayıp, 2020 ekim ayında düzenlemeyi yasalaştırmayı hedefliyor. 1 Ocak 2021’den itibaren ise petro-kimya, demir-çelik, ana metal sanayi ile çimento-cam-seramik ürünlerinin ithalatında Karbon Vergisi uygulamayı hedefliyor.

5 – AB’nin yeni ticaret yaklaşımı Türkiye için avantaj da olabilir, dezavantaj da

Avrupa Birliği’nin ikili ticaret anlaşmaları yaparak dünyanın geri kalanı ile serbest ticaret anlaşmaları yapması, Türkiye’nin Gümrük Birliği ile AB’ye sıfır gümrükler ile ihracat yapma avantajını giderek ortadan kaldırıyor. Bu çerçevede Türkiye için AB’nin yeni Karbon Vergisi hedefi, Türkiye için uyum sağlanması halinde yeni fırsatlar sunuyor. AB’nin talep edeceği sürdürülebilirlik koşullarının karşılanamaması halinde ise Karbon Vergisi Türkiye için dezavantaj olacak.

SON SÖZ: Gümrük Birliği ile sağlanan avantajlarını giderek kaybeden Türkiye, AB’nin yeni Karbon Vergisi kapsamındaki sürdürülebilirlik koşullarına azami uyum sağlamayı hedeflemeli.

17 Ocak 2020 Cuma