Dr. Can GÜRLESEL

Dr. Can GÜRLESEL

Diğer Yazıları

Son 4 yıldır Türkiye ekonomisi ortalama yüzde 3 büyüyor. Ancak Türkiye’nin daha hızlı ekonomik büyümelere ihtiyacı bulunuyor. 2016–2018 dönemini içeren orta vadeli program 2016 yılı için yüzde 4 ekonomik büyüme hedefi açıkladı. Bu çerçevede 2016 yılına ilişkin büyüme hedefini değerlendirelim.

1. 2016 yılı ekonomik büyümesi için varsayımlar

2016 yılı için yüzde 4 ekonomik büyüme hedeflenirken kullanılan varsayımlar şunlardır: İç siyasi belirsizliğin azalması, küresel büyümenin tedrici olarak artması, ticaret ortaklarımızın ılımlı büyümesi, finansal piyasalardaki dalgalanmaların ve jeopolitik risklerin azalması, Fed’in faiz artırımının ekonomi üzerindeki etkisinin sınırlı kalması ile büyümenin finansmanında yabancı sermaye girişinin belirli bir katkı sağlaması.

2. 2017 ve 2018 yıllarında daha yüksek ekonomik büyüme

2016 yılında ekonomik büyüme yüzde 4 olarak öngörüldü. 2017 ve 2018 yıllarında ise üretken alanlara yönelik yatırımlarla desteklenen, daha çok yurt içi tasarruflarla finanse edilen, verimlilik artışına dayalı bir büyüme stratejisiyle ekonomik büyüme sırasıyla yüzde 4.5 ve yüzde 5 olarak hedeflendi.

3.Ekonomidebüyüme stratejisi de yenilenecek; büyümenin kaynağı özel sektör yatırımları olacak

Yüksek ve istikrarlı büyümeye yönelik temel strateji, özel sektör öncülüğünde dışa açık, rekabetçi ve yenilikçi bir üretim yapısının geliştirilmesidir. Bu çerçevede
makroekonomik istikrarın güçlendirilerek korunması amacıyla para, finansal sektör, maliye ve gelirler politikaları eşgüdüm içerisinde yürütülmeye devam edilecek. Program döneminde özel yatırımların büyümenin temel kaynağı olması hedefleniyor. Özel tüketimde ise kontrollü bir artış hedef alınıyor.

4. Ekonomik büyümede imalat sanayine yeniden ağırlık verilmesi

Özel sektör imalat sanayi yatırımlarının artırılması, imalat sanayinin ekonomi içindeki payının yükseltilmesi ve işgücü verimliliğinin artırılması büyümenin sürdürülebilirliği ve ekonominin küresel rekabetteki konumunun güçlendirilmesi açısından önem arz ediyor. Bu çerçevede imalat sanayindeAr-Ge tabanlı, yenilikçi, çevre dostu ve yüksek katma değer yaratan üretim yapısı desteklenecek, elde edilecek ürünlerin ticarileştirme ve markalaştırma süreçlerine işlerlik kazandırılacak.

5. Teşvik sisteminde iyileştirmeler yapılması

İmalat sanayi başta olmak üzere yeni yatırımların gerçekleştirilmesi, ihracatın artırılması ve teknolojik gelişme için mevcut teşvik politikaları etkin şekilde uygulanacak, ihtiyaçlara göre yatırım teşvik sistemi gözden geçirilecek. Yatırımcılara ve işletmelere yönelik bürokratik ve hukuki süreçler iyileştirilecek, uluslararası standartlara ve en iyi uygulamalara göre mevzuat hızla güncellenecek. Yatırımcılara uygun nitelikte yatırım yeri tahsisi yapabilmek için yeterli arsa üretimi sağlanması amacıyla hazine arazileri başta olmak üzere yatırıma elverişli arazilerin envanteri çıkarılacak ve tahsis süreçleri etkinleştirilecek.

6. KOBİ’lere ayrıcalıklı bir önem verilecek

KOBİ’lerin uluslararası piyasalara erişim kolaylığını artırmak için uluslararası standartlara uyumunu sağlamaya yönelik destek verilecek, kapasite geliştirme ve teknik destek programları uygulanacak, böylece Ar-Ge, yenilik ve ihracat yapabilme kapasiteleri geliştirilecek; markalaşmaları, kurumsallaşmaları ve yenilikçi iş modelleri geliştirmeleri sağlanacak. KOBİ kredi güvenilirliği ile ilgili veriler daha şeffaf ve kolay erişilebilir yapılarak KOBİ’lere kredi sağlama konusundaki riskleri azaltacak finansal araçların daha etkin kullanılabilmesini sağlayacak politikalar geliştirilecek. KOBİ’lerin dijital ekonomiye ve yenilik ekosistemlerine erişimi kolaylaştırılacak.

Son Söz; 2016 yılından itibaren ekonomik büyümeyi yeniden hızlandıracak adımları mutlaka atmalı, bunun için en azından gerekli yurtiçi koşulları oluşturmalıyız.

26 Ekim 2015 Pazartesi