Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Bilimin ve teknolojinin ülkemizin dört bir yanında 7'den 70'e adeta toplumsal bir seferberlik ruhuyla benimsenmesi amacıyla Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuzu milletimizle paylaştık. Bugün Türkiye küresel bir teknoloji üssüdür” dedi.


 

Bilimler tarihi alanında dünyanın sayılı isimlerinden olan Prof. Dr. Fuat Sezgin'in "Arap-İslam Bilimler Tarihi" isimli 17 ciltlik eserinin Almancadan Türkçeye çevirisi, İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı tarafından yapıldı.

 

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, eserin Atatürk Kültür Merkezi'ndeki tanıtım etkinliğinde, 94 yıllık ömrünü medeniyetin ilmi birikimini gün yüzüne çıkarmaya vakfeden Prof. Dr. Fuat Sezgin'in, aynı zamanda yüreği Türkiye için çarpan, Türkiye'nin istikbali için fikir çilesi çeken, emek veren, mücadele gösteren gerçek bir vatansever olduğunu söyledi.

 

Prof. Dr. Fuat Sezgin'in, paha biçilemez eserleri ömrüne nasıl sığdırdığını soranlara, "Eğer arkanızda inancınız varsa, o sizi yapıcı olmaya itiyorsa çok şeyler başarırsınız. Benim hayatımın sırrı budur." derken, nasıl bir hayat yaşanması gerektiğini ifade ettiğini belirten Kacır, şöyle konuştu: "İlim yolunda gayretten vazgeçmeyen, inançlı ve dosdoğru bir hayat. Fuat Sezgin hoca gibi bir ilim denizinin, ülkemizin ilerleyişine engel olan askeri yönetimler sebebiyle yurdunu terk etmek zorunda kalması, bu topraklar açısından büyük kayıp teşkil etmişti. Hocamızın değerini ancak geç zamanlarda idrak edebildik. Ülkemizin vesayetle, darbelerle boğuştuğu bir dönemde ülkesinden uzak yaşamak zorunda bırakılan hocamız, İslam bilim ve teknoloji tarihi bakımından eşi bulunmaz eserlerini, çalışmalarını yürüttüğü ülkenin diliyle yani Almanca olarak yayınlamak zorunda kalmıştı."

 

"İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNİN ZENGİN MİRASINI GELECEK NESİLLERE AKTARIYORUZ"

 

Bakan Kacır, bu günün 28 Şubat olduğuna işaret ederek, "Bu milletin evlatlarını eğitim hakkından, ilim çabasından, devletine hizmet etme gayretinden mahrum bırakmak isteyenlerin gerçekleştirdiği ve 1000 yıl sürecek zannettikleri postmodern darbenin yıl dönümündeyiz. Hocamızı andığımız bu günde burada buluşuyor olmak enteresan bir tevafuk oldu. Allah'a hamdolsun 28 Şubat 1000 yıl sürmedi çünkü o haklarından mahrum etmek istedikleri insanlar, bu ülkenin öz evlatları, bu toprakların ev sahipleriydi. Ev sahibinin üstüne kapıyı kapattığını zanneden kendisi dışarıda kalırmış." dedi.

 

Prof. Dr. Fuat Sezgin'in, "Bunları geleceği değiştirmek, kıpırdatmak için yapıyorum. Ben bunu bütün insanlık için yapıyorum ama benim gizli ve esas hedefim memleketim, milletimdir." diyerek, gurbette geçen yıllara rağmen kalbinin her daim vatan sevgisiyle çarptığını, vatanına duyduğu bağlılığı her fırsatta dile getirdiğini anlatan Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yaptığı her çalışmanın, her araştırmanın altında yatan asıl motivasyonun bu topraklar ve bu toprakların insanları için daha iyi bir gelecek inşa etme arzusu olduğunu gözler önüne seriyordu. Almanya'daki kütüphanesini Türkiye'ye getirmek, eserlerinin Türkçeye çevrildiğini görmek kıymetli hocamızın en önemli hedeflerinden biriydi. Bu anlayışla Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Şeref Üyesi hocamızın Batı dünyasını merkeze alan bilim tarihine eleştirel bir çözümlemeyle yaklaşan İslam'da Bilim ve Teknik eserini, TÜBA tarafından yapılan çevirisiyle Türkçe olarak yayınladık. Ülkemizin bilim yolculuğunu en üst düzeyde himaye eden Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bizzat takip ettiği çalışmayla; eserlerini, kitaplarını, birikimini ülkemize kazandırarak İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi'ni kurduk. Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı ile de İslam kültür ve medeniyetinin zengin mirasını gelecek nesillere aktarıyoruz. Müslüman ilim insanlarının oluşturduğu bilgi birikiminin, insanlığın yolunu nasıl aydınlattığını hep birlikte keşfediyoruz. Önceki dönem yönetim kurulu üyesi olarak hizmet etmekten şeref duyduğum Vakfımız tarafından yürütülen titiz bir çalışmayla Fuat Sezgin hocamızın İslam bilim tarihinde başvuru eser niteliğindeki Arap-İslam Bilimler Tarihi, Almancadan Türkçeye çevrilmiş oldu."

 

"KÖKLÜ BİR MEDENİYETİN VARİSİ OLDUĞUMUZ BİLİNCİYLE HAREKET EDİYORUZ"

 

Bakan Kacır, bilimin birçok sahasında İslam ilim adamlarının katkılarına ışık tutan 17 ciltlik bu şaheserin Türkçeye tercümesini başarıyla gerçekleştiren İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfına ve bu projeye emek veren herkese teşekkür etti.

 

Tarih boyunca Müslüman toplumlar için bilimin, sadece bilgi edinme aracı olmanın ötesinde derin bir medeniyet ve kültürün temel taşı olageldiğini vurgulayan Kacır, "Bizim medeniyetimiz, ilk ifadesi 'oku' olan Kur'an-ı Kerim'e sımsıkı sarılıp, onun çizdiği çerçevede ilim talep edenlerin medeniyeti. Bizim medeniyetimiz, 'İlim Çin'de de olsa gidiniz alınız' diyen Peygamber Efendimizin ümmeti olma bilinciyle hareket edenlerin medeniyeti. Farabi, İbn-i Sina, Fergan, Biruni gibi tarihin yönünü değiştiren bilimin abide isimleri hep bizim gönül coğrafyamızdan çıktı. El Cezeri, Ali Kuşçu, Hezarfen Ahmet Çelebi gibi kıymetli isimler, hizmetlerini ve icatlarını hep bizim medeniyet sancağımız altında ortaya koydu." dedi.

 

Kacır, kendilerinden sonra gelen bilim insanlarına adeta birer kutup yıldızı olarak yol gösteren bu müstesna şahsiyetlerin kazandırdıkları birikimin, bugün dahi insanlığın yolunu aydınlatmayı sürdürdüğünü ifade etti.

 

3 kıtada boy göstermiş, hüküm sürmüş ecdadın bıraktığı tarihi ve kültürel mirasın da medeniyette yer etmiş bilim anlayışının tezahürü olduğuna işaret eden Kacır, şunları söyledi: "Döneminin çok ötesinde mimariye ve tekniğe sahip camilerimiz, medreseler, rasathaneler, hanlar, kervansaraylar ve köprülerimiz, medeniyetimizin bilime ve tekniğe bakışı konusunda bize ışık tutmaya devam ediyor. Medeniyetler tarihini İslam medeniyetini görmezden gelerek yazmak asla mümkün değildir. Bilimde ve teknolojide çağ atlamış bir Türkiye inşa ederken köklü bir medeniyetin varisi olduğumuz bilinciyle hareket ediyoruz. Son 22 yılda Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde yaptığımız atılımlarla, uyguladığımız politikalarla, bilimsel çalışmaların ve teknolojideki gelişmelerin her daim destekçisi olduk, olmaya devam ediyoruz. Bilimsel çalışma kapasitemizi güçlendirerek, sadece elitlere açık olsun istenen bilim hazinelerinin kapılarını milletimizin tüm evlatlarına açıyoruz. Mazimizde olduğu gibi bu coğrafyayı, tekrar bilimin ve teknolojinin önde gelen merkezlerinden birine adım adım dönüştürüyoruz."

 

"TÜRKİYE ARTIK KÜRESEL BİR TEKNOLOJİ ÜSSÜDÜR"

 

Bakan Kacır, 2002'de 40 şehirde sadece 76 üniversite olduğunu belirterek, "Bilimsel araştırmalar için kısıtlı imkanlara sahiptik. Bugün ise 81 şehrinde 208 üniversitesiyle milyonlarca genci yüksek öğrenimle buluşturan bir Türkiye'den söz ediyoruz. Bu adımları atarken hep karşı çıkanlar, üniversite sayısındaki artışın bilimde yükseliş anlamı taşımadığını söyleyenler oldu. Oysa aynı dönemde ülkemizdeki bilimsel yayın sayısını 9 bin 13'ten 48 bin 619'a yükselttik. Dünyada en fazla bilimsel yayın üreten ülkeler arasında 22. sıradan 16. sıraya çıktık." ifadesini kullandı.

 

Teknolojide taşıdıkları bağımsızlık şiarının, Türkiye'nin siyasi bağımsızlığının da teminatı olduğu inancıyla bilimsel çalışmaların raflara hapsolmasını engellediklerini belirten Kacır, şunları kaydetti: "Sıfırdan inşa ettiğimiz AR-GE ve inovasyon ekosistemiyle bilimin kalkınma yolculuğumuza hız vermesini sağladık. Bilimin ve teknolojinin ülkemizin dört bir yanında 7'den 70'e adeta toplumsal bir seferberlik ruhuyla benimsenmesi amacıyla Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuzu milletimizle paylaştık. Bugün 101 teknoparkı, 1600'ü aşan AR-GE ve Tasarım Merkezi, ülkemiz için stratejik projelere ev sahipliği yapan TÜBİTAK ve tüm üniversitelerdeki enstitülerimiz, 272 bin AR-GE personelimizle Türkiye artık küresel bir teknoloji üssüdür. Bayraktar TB2, Gökdoğan, Bozdoğan, Akıncı, Anka, Aksungur, Hürkuş, Hürjet, Togg, İmece, Kaan ve insanlı ilk uzay bilim misyonumuz işte bu altyapının eseridir. Tüm bu eserleri milletimize kazandırırken, ışığın bu topraklardan yükselmesini bekleyen, Türkiye'nin düşmemesi için yeryüzünün dört bir köşesinde dua eden masumların mesuliyetini taşıdığımız şuuruyla hareket ediyoruz. İnsanlık tarihinde yeni ve keskin bir dönemeçten geçmekte olduğumuz bir hakikat. Yüz milyonlarca insanın harplerde öldürüldüğü 20. yüzyılın ardından insanlık ailesinin daha olgun bir düzeye erişeceği, çatışmaların sönümleneceği, liberal kapitalist düzenin herkesçe kabullenileceği ve her yere yeterince refah dağıtacağı gibi kabuller hızla geçerliliğini yitirdi. Müesses nizamın kural koyucuları hızla kendi vazettikleri prensipleri terk ediyorlar. Serbest ticaret artık eskisi kadar popüler değil, yerine korumacılık daha revaçta. Çatışmasızlık şöyle dursun, sorunsuz coğrafya kalmadı dünyada."

 

"BİLİMDE VE TEKNOLOJİDE LİDER TÜRKİYE'Yİ İNŞA ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

 

Kacır, toplam refah artışının yaşanıyor gibi olduğunu ancak yeryüzündeki adaletsiz paylaşımın can yakıcı bir gerçek olduğunu belirterek, "Sahra Altı Afrika ülkelerinde halen beklenen yaşam süresi 50 yılın dahi altında. Elektrik, su, ilaç gibi en temel ihtiyaçlara erişimi kısıtlı yüz milyonlar var." diye konuştu.

 

2. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan neredeyse hiçbir müessesenin fonksiyon icra edemediğinin gün yüzü gibi ortaya çıktığını söyleyen Kacır, sözlerini şöyle tamamladı: "Bunun da ötesinde güçlünün hukuku korunurken gerçek hak sahibinin ezildiği, doğada en vahşi kabul edilen canlılarınkinde dahi görülmeyecek çarpıklıkta hukuksuz bir dünyada yaşayakaldık. Bu hukuksuz dünyanın ömrünün uzun olmayacağını tahmin etmek zor değil, ancak bu hukuksuz dünyanın insanlığın canını daha ne kadar yakacağını tahmin etmek de pek kolay değil. Bütün bu hukuksuzlukların ivmesi, bilim ve teknolojide ilerlemeyle yükseliyor.

Yıkıcı teknolojilerde dönüşüm rüzgarı hiç olmadığı kadar hızlı esiyor. Yapay zekanın, biyoteknolojinin ve kuantumun bir arada ortaya çıkaracağı etkinin boyutunu kestirmek çok zor. İnsani değerlerden yoksun güçlerin elinde olduklarında, insanlığın sonunu getirme potansiyeli taşıdıkları da yine bir gerçek. Belki iç karartıcı bu tabloda yeryüzünde bir umut ışığı parıldıyorsa eğer inanın bu Türkiye'mizin ışığıdır. Yüzyıllar sonra yeniden bilim ve teknolojide iddia kazanmış, savunma teknolojilerinde mucize sayılabilecek başarılara imza atabilmiş ve yeryüzünde adalet ve merhameti hakim kılmayı amaç edinmiş bir Türkiye, tarihten bu yana taşıdığı medeniyet misyonuyla insanlık umudunun adeta kalesi gibi. Bu anlayışla bugün buradaki birlikteliğimizi çok kıymetli görüyorum. Bu umudu yükseltebilmek adına Türkiye Yüzyılı'nda hep birlikte daha çok çalışacağız ve bilimde ve teknolojide lider Türkiye'yi Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde inşa etmeye devam edeceğiz."

28 Şubat 2024 Çarşamba

Dünyanın en büyük endüstriyel teknoloji ve inovasyon fuarlarından Hannover Messe’ye katılan BTM girişimcileri, oldukça ilgi gördü.

 3D yazıcı teknolojileri girişimi CoPrint, No-Code görüntü işleme platformu Augelab ve atık sulardan yeşil hidrojen üreten, karbonsuz enerji dönüşüm sistemi Hydrolyx, fuarda teknolojilerini dünyaya tanıttı. BTM girişimcileri, yatırımcılar ve potansiyel iş ortaklarıyla networking yapma fırsatı da buldu.

 

TUĞÇE ÖZKUŞ

 

BTM girişimcileri, dünyanın en büyük sanayi fuarı Hannover Messe ile küresel arenaya çıktı. Türkiye milli standında yer alan BTM; CoPrint, Augelab ve Hydrolyx isimli girişimleri ile fuara katıldı. Almanya’nın Hannover kentinde 22-26 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilen fuarda katılımcılar, üretim süreçlerindeki dijital dönüşüm, yapay zeka, nesnelerin interneti (IoT), robotik ve otomasyon gibi konuları yakından inceleme fırsatı buldu. 

 

Akıllı fabrikalar, enerji verimliliği ve sürdürülebilir üretim gibi konularda da birçok yenilikçi çözüm ve teknolojinin sergilendiği fuarda, BTM girişimleri de bir hayli ilgi topladı. 3D yazıcı teknolojileri girişimi CoPrint, No-Code görüntü işleme platformu Augelab ve atık sulardan yeşil hidrojen üreten, karbonsuz enerji dönüşüm sistemi olan Hydrolyx, 5 gün süren fuarda girişimlerini globalde tanıtma imkanı elde etti.

 

NETWORKING FIRSATI

 

Sadece endüstriyel teknoloji ve inovasyonun değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik ve yeşil teknolojilerin de ön plana çıktığı fuar kapsamında, yenilenebilir enerji, enerji depolama sistemleri, enerji verimliliği ve çevre dostu üretim teknolojileri gibi konulara odaklanan özel etkinlikler ve paneller düzenlendi. Hannover Messe Fuarı, BTM girişimcilerinin endüstriyel teknoloji ve inovasyon alanındaki en son trendleri, teknolojileri ve fırsatları keşfetmelerine olanak tanırken, sektör profesyonelleri, yatırımcılar ve potansiyel iş ortaklarıyla networking yapma fırsatı da sundu. 

 

BTM STANDINI ZİYARET ETTİLER 

 

Fuarın ilk günü T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü İlker Murat Ar, Hannover Başkonsolosu Gül Özge Kaya, İTO ve BTM Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, İTO Meclis Başkan Yardımcısı Mustafa Büyükdede, BTM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İTO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Doğan Salman ile beraberindeki heyet, BTM standını ziyaret etti. 

29 Nisan 2024 Pazartesi

Teknopark İstanbul’da ikinci yaşını kutlayan SİGMA A.Ş., petrolde dışa bağımlılığın azaltılmasına katkıda bulunabilecek yarı endüstriyel reaktör prototipini geliştirerek atıktan yakıt üretimini sağlayan yerli bir katalizör üretti.



HABER: ÖMÜR KIRBAŞLI

 

Teknopark İstanbul’da iki yıl önce kurulan SİGMA A.Ş., büyük ölçekli, karmaşık sorunlara çözüm sunan yazılım ve teknoloji tabanlı ürünler geliştiriyor. Endüstriyel otomasyon, yapay zeka ile veri analitiği alanlarında özelleştirilmiş çözümler üreten şirket, ülkemizin ilk yarı endüstriyel reaktör prototipini geliştirerek, atıktan yakıt üretimini sağlayan yerli bir katalizör üretti. Bu yerli ve milli katalizör, petrolde dışa bağımlılığın azaltılmasına önemli katkı sağlayabilecek. Müşteri memnuniyetini odak noktası olarak belirleyen teknoloji alanındaki gelişmeleri yakından takip edip müşterilerine en güncel ve etkili çözümleri sunmayı hedefleyen SİGMA’yı, kurucusu kadın girişimci Gülşen Soyhan, İstanbul Ticaret’e anlattı.

 

PETROLDE DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTIR

 

* Geliştirdiğiniz ürün ya da hizmetler hakkında bilgi verir misiniz? 

 

SİGMA, ülkemizin ilk yarı endüstriyel reaktör prototipini geliştirerek, atıktan yakıt üretimini sağlayan yerli bir katalizör geliştirdi. Bu katalizör, düşük sıcaklıklarda yakıt elde edilmesini sağlayan FCC (Fluid Catalytic Cracking) teknolojisinde kullanılmış ve önemli bir başarıya imza attı. SİGMA’nın geliştirdiği katalizör ile yapılan verimlilik hesaplamalarına göre, ilk çevrimde hammadde olarak kullanılan 10 kg’dan 5 kg destilat elde edildi ve verim yüzde 50 olarak hesaplandı. İkinci çevrimde, kalan hammadde miktarından 2.25 kg destilat elde edildi ve verim yüzde 47.4 olarak bulundu. Toplamda, hammadde miktarının yüzde 72.5’i destilat olarak kazanıldı. Bu, petrolde dışa bağımlılığın azaltılmasına önemli bir katkı sağlıyor.

 

YIPRANMAYA KARŞI DİRENÇLİ

 

* SİGMA’nın geliştirdiği FCC katalizörleri hangi özelliklere sahip?

 

Geliştirdiğimiz FCC katalizörlerinde şu özellikler bulunuyor:

 

Yüksek stabilite ve ısı dayanımı: Katalizör, yüksek sıcaklıklarda stabil kalabilir ve uzun süreli kullanıma uygun olabilir.

 

Yüksek proses verimi: Katalizör, proses verimini artırıcı etkilere sahip. Böylece daha fazla ürün elde ediliyor. 

 

Maksimum gözenek yapısı: Katalizörün gözenek yapısı, etkin katalitik dönüşümleri ve ürün çeşitliliğini maksimize ediyor.

 

Minimum koklaşma ve koklaştırma: Katalizör, istenmeyen yan ürünlerin oluşumunu minimumda tutuyor.

 

Yıpranmaya karşı yüksek direnç: Katalizör, uzun süreli kullanımda performansını koruyor ve yıpranmaya karşı direnç sağlıyor. 

 

YAPAY ZEKAYLA YÜKSEK VERİM

 

* Yapay zeka ya da ileri teknolojiden yararlanıyor musunuz?

 

Devam eden projelerimizde FCC teknolojisinde yapay zeka ve ileri teknolojilerin kullanımı sağlanarak, süreçlerin izlenmesi, kontrol edilmesi ve optimize edilmesinde önemli faydalar sağlamayı hedefliyoruz. Özetle planladığımız adımları şöyle sıralayabiliriz:

* Proses izleme ve analiz: Yapay zeka algoritmaları, FCC reaktöründeki süreçleri sürekli olarak izler ve veri toplar. Bu veriler, reaksiyon sıcaklığı, basınç, akış hızları gibi parametreler. Bu verilerin analizi, süreçte olası problemlerin önceden belirlenmesini ve operatörlere uyarılar gönderilmesini sağlar.

* Tahmin ve öngörü: Yapay zeka modelleri ile FCC reaktöründeki değişkenleri analiz ederek gelecekteki performansı tahmin edebilir. 

* Optimizasyon: Yapay zeka ile FCC işlem parametreleri optimize edilerek, en iyi ürün verimini elde etmek için reaksiyon sıcaklığı, basınç, katalizör akış hızı gibi parametrelerin ayarlanması sağlanır. Yapay zeka, süreçteki değişkenlere anlık olarak adapte edilecek ve en iyi sonuçları elde etmek için sürekli olarak ayarlamalar yapılır.

* Bakım tahmin ve planlama: Yapay zeka, FCC reaktöründeki ekipmanın bakım ihtiyaçlarını öngörecek, sensör verilerini analiz ederek, ekipmanın potansiyel arızalarını belirleyerek bakım zamanlamasını optimize eder.

* Öğrenme ve gelişme: Yapay zeka, süreci sürekli olarak izleyerek ve veri toplayarak, zamanla daha iyi performans göstermemizi sağlar. Örneğin, daha etkili katalizör formülasyonları geliştirebilecek veya işletme koşullarına uygun yeni reaksiyon yöntemleri önerilebilir.

 

Bu şekilde, yapay zeka ve ileri teknolojilerin kullanımı, FCC teknoloji-sinde verimliliği artırır, ürün kalitesini iyileştirir, maliyetlerin düşmesini ve sürecin daha güvenli ve sürdürülebilir olmasını sağlar. Böylece enerji sektöründe önemli bir rekabet avantajı elde edilir.

 

HEDEF 36 ÜLKEYLE İŞBİRLİĞİ

 

* Hedefte başka projeler var mı? Farklı alanlarda yer alacak mısınız?

 

Edindiğimiz kazanımların farklı sektörlerde de uygulanması için yeni projeler üzerine çalışıyoruz. Özellikle yeşil yakıtlar ve e-yakıtlar, geleceğimizin alternatif yakıtları olarak dikkat çekiyor. Bu bağlamda SİGMA A.Ş. ve Team-San Ltd. Şti., AB COST projelerinde yakın işbirliği yapıyoruz ve yeni pazarlar kurulmasına dair faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Yine bir Teknokent şirketi olan Team-San Ltd. Şti., yıllardır sektörde kazandığı deneyimle SİGMA A.Ş.’nin uluslararası pazara açılmasında ve geliştirdiği teknolojinin yeni sektörlere uygulanmasında danışmanlık hizmeti sunuyor. CYPHER isimli AB projesinde sağlanan işbirliği ile hali hazırda Belçika, Macaristan ve Yunanistan’da bulunan kuruluşlarla işbirliği altyapısı kuran SİGMA, bu işbirliğini 36 ülkeye yaymak için çalışmalarını sürdürüyor.

 

ÜRÜNLER ÖNCE PROTOTİPTE GELİŞTİRİLİYOR

 

* Yeni ürünleri prototipte geliştirmek avantajlı mı?

 

Firmamızda kurulu olan proje çıktısı rafineri prototipi yeni ürün geliştirme amacıyla dünya çapında yaygın kullanılıyor. Burada geliştirilen yeni ürünler performansları yeterli olursa gerçek üretim koşullarında üretiliyor. Bu bağlamda yeni yakıt geliştirme faaliyetlerinde ürettiğimiz prototip rafinerinin know how’ı da önemli bir çıktı olarak satılabiliyor.

 

FCC KATALİZÖRLERİ HANGİ FAYDALARI SAĞLIYOR

 

* Reaksiyon sıcaklığını düşürür: Katalizör, reaksiyon sıcaklığını düşürerek proses verimini artırıyor.

* Proses verimi artar: Katalizör, oluşan yeni hafif ürünlerin miktarını artırarak proses verimini artırıyor.

* Aktivasyon enerjisini düşürür: Katalizör, reaksiyon için gerekli aktivasyon enerjisini azaltarak verimi artırır.

* Birim maliyeti düşer: Katalizör, proses maliyetlerini azaltarak ekonomik verimliliği artırıyor. 

* Geri kazanım oranlarının artışı: Katalizör, geri kazanım oranlarını artırarak kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlıyor. 

* Reaksiyon süresinde düşüş sağlama: Katalizör, reaksiyon süresini kısaltarak prosesi hızlandırıyor. 

* Hafif ürünlerin kalitesinde artış: Katalizör, üretilen hafif ürünlerin kalitesini artırarak daha değerli ürünler elde edilmesini sağlıyor. 

* Gözenek yapıları, tanecik büyüklükleri ve yığın yoğunlukları: Katalizör, optimize edilmiş gözenek yapısı, tanecik büyüklüğü ve yığın yoğunluğu ile prosesin etkinliğini artırıyor. 

29 Nisan 2024 Pazartesi