Manyetik kaldırma, ampullerden trenlere kadar pek çok şeyi değişen başarı seviyelerinde ‘yüzdürmek’ için kullanılıyor, ancak bir güç kaynağı gerektiriyordu. Japon bilim insanları, sıradan grafitten, harici güç gerektirmeyen yüzen bir platform yapmanın yolunu geliştirdi.


Aynı yüke sahip iki mıknatısı birlikte itmeyi denerseniz itici kuvvetin ne kadar etkili olduğunu anlarsınız. Manyetik alan yeterince güçlüyse, belirli malzemelerden yapılmış nesneler (diamanyetik malzemeler olarak bilinir), yüzeylerin üzerinde etkili bir şekilde havada uçacak şekilde geliştirilebilir. Bu teknik, saatlerden lambalara ve hoparlörlere kadar birçok ticari üründe görülebiliyor. Daha ileri teknoloji, daha ağır nesneleri havaya kaldırmak için süper iletkenler kullanıyor ve maglev araçlarının çok az sürtünmeyle yüksek hızlarda hareket etmesini sağlıyor.

 

MALİYET DÜŞÜK

 

Tüm bunlarla ilgili sorun, harici güç kaynaklarına ihtiyaç duymaları ve süper iletkenler söz konusu olduğunda, kriyojenik sıcaklıklara yakın olmaları. Okinawa Bilim ve Teknoloji Enstitüsü’ndeki (OIST) bilim insanları, güce ihtiyaç duymadan manyetik yüzeylerin üzerinde yükselebilen düşük maliyetli bir malzeme geliştirmeyi başardı.

 

Oldukça diyamanyetik bir malzeme olan grafit yapısı itibariyle işe yarasa da havaya yükselen nesnenin hızla düşmesine yol açan enerji kaybına neden olur ve bu olay girdap sönümü olarak bilinir. Araştırma ekibi bunu önlemek için grafit parçacıklarını elektriksel olarak yalıtkan silika ile kimyasal olarak kaplamış. Son olarak, kaplanmış grafit parçacıklarını balmumu ile karıştırmış ve yaklaşık 1 cm2 boyutunda levhalar halinde düzleştirmiş. Tüm bunları yaparken, grafit diyamanyetik kalıyor, ancak yalıtım, havaya yükselmeyi engelleyecek enerji kaybını önlüyor. Yapılan testlerde silika kaplı grafit platformlar, değişen kuzey ve güney kutuplarına sahip mıknatıslardan oluşan bir yüzeyin üzerinde uzun süre havada kalabildi.

 

Ekip, buluşlarının bu havaya yükselen platform sisteminin kuvveti, ivmeyi ve yerçekimini ölçen yeni tip sensörlerin geliştirilmesine yol açabileceğini söylüyor. 

29 Nisan 2024 Pazartesi

Türkiye, geçen yılın dördüncü çeyreğinde abone başına 477 dakikalık ortalama aylık mobil kullanım süresiyle ‘Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada’ yer almayı sürdürdü.


 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) 2023 yılı pazar verilerinden derlediği bilgiye göre, 2023 yılı son çeyrekte Türkiye'de yaklaşık yüzde 108 yaygınlık oranına karşılık gelen yaklaşık 92 milyon 230 bin 985 mobil aboneye ulaşıldı.

 

Konuşma süresi, geçen yılın birinci çeyreğinde 77 milyar dakika, ikinci çeyreğinde 80,6 milyar dakika, üçüncü çeyreğinde 83,7 milyar dakika, dördüncü çeyreğinde ise 80,1 milyar dakika olarak kayıtlara geçti. Böylece internet üzerinden yapılan konuşma sürelerinin dahil olmadığı mobil ve sabit trafik miktarı, 2023 yılında 321,4 milyar dakika oldu.

 

Ekim-Aralık 2023 döneminde toplam mobil trafik miktarı yaklaşık 78,9 milyar dakika olurken, sabit trafik miktarı ise 1,2 milyar dakika olarak gerçekleşti. Trafiğin yüzde 95,4'ü mobilden mobile giden aramalardan oluştu.

 

Türkiye, 2023'ün dördüncü çeyreğinde kişi başına 477 dakika ortalama aylık mobil kullanımla Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada yer almayı sürdürdü. 2012'den beri cepten en fazla görüşme yapan ülke konumundaki Türkiye, en yakın takipçileri Norveç (377), Hırvatistan (322), Kuzey Makedonya (234), İzlanda (180) ve Çekya (167) ile arayı açtı. Türkiye'deki aboneler, aynı dönemde kişi başına 153 dakika ortalama aylık mobil kullanım süresi olan Almanya'nın üç katı, 239 dakika olan Avrupa ortalamasının ise iki katı cepten görüşme yaptı. 

 

Mobil hizmetlerde abone başına elde edilen aylık gelir anlamına gelen "ARPU" rakamları ise Batı Avrupa ülkelerinde 2023'ün dördüncü çeyreği itibarıyla 17,21 avro seviyelerinde iken Türkiye'de 4,26 avro oldu.

 

Böylece Avrupa ülkeleri arasında Türkiye, abone başına 477 dakikalık konuşmayla birinciliğini korurken, abone başına aylık gelirde de en az konuşma bedeli alan ülke olarak dikkati çekti.

15 Mayıs 2024 Çarşamba

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye'nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A'yı haziran ayı başında ABD'ye göndereceklerini bildirdi.


Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) yerleşkesindeki Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi'nde (USET) TÜRKSAT 6A'yla ilgili açıklamalarda bulundu.

 

Uyduya dair çalışmaları bitirdiklerini ifade eden Uraloğlu, "TÜRKSAT 6A'nın fırlatılmasıyla ilgili sürece girdik. Türkiye'nin haberleşme, televizyon yayınları, hem askeri hem de sivil haberleşme için uyduya ihtiyacımız var. Türkiye'nin uzayda 5 haberleşme, 4 gözlem uydusu bulunuyor. Biz bunlarla kendi hem kendi ihtiyacımızı görüyoruz hem de yakın coğrafyamızdaki ülkelere hizmet satışı ve sunumunu sağlamış oluyoruz." dedi.

 

Uraloğlu, TÜRKSAT 6A uydusunu yerli ve milli imkanlarla ürettiklerini ve temmuz ayında fırlatma işlemini gerçekleştireceklerini anımsattı.

 


Bakan Uraloğlu, uydunun üretim süreci ve fırlatma takvimi hakkında şu bilgileri verdi:

 

"Haberleşme bizim en kıymetlimiz, özellikle askeri haberleşme daha da kıymetlisi. Bunu şu anda sağlıyoruz ama güvenli olmak ve uzay vatana sahip çıkabilmek için kendi ürettiğimiz ve yazılımını yaptığımız uyduyla yapmamız gerekiyordu. Onun için TÜRKSAT 6A uydumuzu yerli ve milli ürettik. Bunu üretirken de TÜRKSAT 3A, 4A, 4B, 5A, 5B... Bunlarda da Türksat'ımızın mühendislerini bu programlarda görevlendirerek eğitimlerini aldırarak, üretim programlarında bulundurarak yetiştirdik. Bunu yerli ürettik, yüzde 90'lara varan bir yerlilik oranı var. Haziran ayının başında ABD'ye gönderiyoruz. 8-14 Temmuz arasındaki bir tarihte de uzaya göndereceğiz."

 

Uraloğlu, Türksat'ın işin esas planlayıcısı olduğunun altını çizerek, TÜBİTAK UZAY, ASELSAN, CTECH'in de üretim sürecinde yer aldıklarını söyledi.

 

Üretim sürecinde binlerce mühendisin yer aldığını da belirten Uraloğlu, "Onlar kendi üretim ve ilgi alanlarına göre belli zaman dilimlerinde çalışarak bu işi yürüttüler. Binlerce mühendisimizin, teknikerimizin burada emeği var." diye konuştu.

 

TÜRKSAT 6A, 4 YENİ ÜLKEYİ DE KAPSAYACAK

 

Uraloğlu, uyduların ömrünün genelde 15 yıl olduğunu dile getirerek, bu süre dolduğu zaman mevcut uyduların yenileriyle değiştirilmesi gerektiğine dikkati çekti.

 

Süresi dolan uyduların uzaydaki uygun yörüngelere terk edildiğini bildiren Uraloğlu, şunları kaydetti:

 

"Yeni uydular, gelişen teknoloji, daha kaliteli bir haberleşme ve yeni kapsama alanları için gerekli. Şu andaki uydularımızda Avrupa'yı Orta Doğu'yu, Türk Cumhuriyetleri'ni, Uzak Doğu'nun bir bölümünü Afrika'nın önemli bir bölümünü daha çok kuzey olmak üzere kapsıyoruz. TÜRKSAT 6A uydumuzla Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya'yı kapsamış olacağız. Aşağı yukarı 3,5 milyar insanı kapsadığımız sayıyı 5 milyara kadar çıkaracağız. Ülkemiz bu uydumuzla daha güvenli haberleşmeyi sağlayacağız. Bu bahsettiğim coğrafyalara da halihazırda bu hizmeti satıyoruz. Yeni 4 ülkeye de bu haberleşme hizmetini satma, hizmet ihracatı yapma noktasında da ilave gelirler olacak. O ülkeler de hizmet satın almak isterlerse, ki isteyeceklerdir, böyle bir ihtiyaç olduğunu gördüğümüz için biz oraları kapsama alanımıza alıyoruz. O hizmetleri satıp ülkemize döviz girişi sağlamış olacağız."

 


Türkiye'nin söz konusu uyduyu yapan 10 ülkeden biri olduğunu vurgulayan Uraloğlu, "Bundan sonraki uydu talebi olan ülkelere de bunu üretip satmayla ilgili her şeyimiz hazır." ifadesini kullandı.

 

Uraloğlu, gözlem ve radar uyduları ile askeri amaca yönelik uyduların üretimi konusunda Türkiye'nin elinde yeterinde iş olacağını belirterek, "Bunu ürettiğimiz zaman; İHA'lar, SİHA'lar HÜRJET'ler HÜRKUŞ'lar gibi bunların da dünyada potansiyel müşterileri hazır. Yönetici ekibinde bütün arkadaşlarımız 7 gün 24 saat çalışarak bu işe emeklerini verdi." değerlendirmesinde bulundu.

14 Mayıs 2024 Salı