tatil-sepeti
Uçan selfie kamerası

HABER: AYŞE BAŞAK Akıllı cep telefonlarının kullanımı yaygınlaştığı gibi insanların bu cihazlarda kullanabildikleri özelliklerin sayısı da gün geçtikçe artıyor. Dünya genelinde gençlerin en çok sevdikleri şeylerden biri de “selfie çekmek.” Son zamanlarda selfie çubuğu kullanmak da işin içine girdi. İnsanlar şehrin en kalabalık yerlerinde bile yürürken kendi fotoğraflarını bu çubuklarla çekiyorlar. Peki, selfie çekmek için çubuktan başka bir alet var mı? 238 GRAM Drone adı verilen insansız hava araçlarının çoğunda “beni takip et” özelliği mevcut. Bu şekilde sizi takip ederek filme alan cihazlar bir nevi uzaktan selfie çekimi için kullanılabiliyor. Bugünlerde ise İHA olmaktan ziyade “uçan selfie kamerası” diyebileceğimiz cihazlar piyasaya çıkmaya başladı. Hover Camera, bu tip cihazların içinde en dikkat çekeni. Çok küçük ve hafif olması onu rakiplerinden ayırıyor. Sadece 238 gram ağırlığındaki cihaz 250 gramın altında olduğundan ABD’de resmî olarak İHA kabul edilmiyor ve bir kayıt yapılması gerekmiyor. Katlandığında 18.2 x 13.2 x 32.5 cm’ye indirgenen ürün kolayca taşınabiliyor. Üretici Zero Zero Robotics’in verdiği bilgiye göre pervanelerin çevresindeki karbon fiber kafes dünyanın en sağlam karbonundan üretilmiş. Cihazı endişe etmeden tutabiliyorsunuz. Siz tutarken de yeterli hava akımı olduğundan Hover Camera havada kalmayı sürdürüyor. GPS KULLANMIYOR Havada bıraktığınız yerde duran cihaz sizin yüzünüzü tanıyor ve gerek yüzünüzü gerekse vücudunuzu takip etme özelliğine sahip. Yer belirlemek, uçmak vs. için ön ve alt kamerasını kullanıyor. GPS kullanmıyor. 13 megapiksel fotoğraf, 4K video çekebiliyor. Çok başarılı bir stabilizasyon teknolojisine sahip. Kamera kesinlikle titremiyor.

02 Mayıs 2016 Pazartesi

Elektrikli ekskavatör 36 ton ağırlığında ve hibrit

İtiraf edelim, elektriğin gücü başlarda çok küçümsenmişti. “Koskoca araba pille çalışır mı? Yokuşu nasıl çıkacak? Bunlar normal araba gibi değil, çok yavaş gidiyor…” Önce hibrit modeller piyasaya çıktı. Bunlara alışmamız daha bir kolay oldu. Zamanla sadece elektrik ile çalışan ve bildiğimiz otomobillerden hiçbir eksiği olmayan, gelişmiş araçlar ortaya çıktı. Elektrikli otomobile alıştık ama bakalım kazı makinelerine ne diyeceğiz? Komatsu bir ilke imza attı ve piyasaya HB365LC-3 isimli ekskavatörü sundu. 36 ton ağırlığındaki araç dizel motorunun yanında elektrik gücünden de yararlanan bir hibrit. Dizel modeline göre yüzde 20 oranında daha az yakıt tüketen aracın 271 beygir gücündeki (202 kW) dizel motoruna hibrit teknolojisi ile 53 kW bir güç ekleniyor. Kazı makinesi sağa sola dönüşlerinde fren yaparken bu enerji depolanıyor. Yani aslında dizel motorla harcanan enerjinin bir kısmı depolanarak elektrik gücü ile makineye geri dönmüş oluyor.

27 Nisan 2016 Çarşamba

Kemik kırıklarına 3D tedavi

HABER: AYŞE BAŞAK 3D baskı teknolojisi şahsa özel üretim imkânı sunuyor. Bu da bizlere fabrikaların seri üretimlerinin geçerli olmadığı veya verimli çalışamadığı alanlarda 3D ile hizmet alma imkânı sağlıyor. Özellikle tıp alanında bu teknoloji çok şey vaat ediyor. Bu konuda yeni bir gelişme yaşandı. Meksikalı Mediprint firması kemik kırıkları için NovaCast isimli 3D alçı ürünü geliştirdi. Hastanın kırılan yeri için birebir üretilen 3D alçı teknolojisi… Bildiğimiz alçı dökmeye göre avantajları olan bir sistem. Alçı gibi kapalı ve hava almayan bir yapısı yok. Tam tersi. Hastayı sıkmıyor ve yara almış bölgede hava dolaşmasına izin veriyor.Yani kaşınan yerinizi kaşımak bir işkenceye dönüşmüyor. Ayrıya plastik yapısı vücut terini yahut başka sıvıları emmiyor. Bu gibi şeyler de deri rahatsızlıklarına sebep oluyordu. ÇOK HAFİF Ağırlığı ise normal alçının onda biri kadar. Röntgen ışınlarında sorun çıkarmıyor ve alçının aksine gerektiğinde muvakkaten çıkarılabiliyor. Tek dezavantajı hazırlanma süresinin 3.5 saat olması. NovaCast bu süreyi azaltmak için çalışmalarını sürdürüyor. Bu teknoloji doktorların alçı için harcadıkları zamanı başka hastalara bakmak için ayırmalarına imkân veriyor.

25 Nisan 2016 Pazartesi

Şeffaf ahşap geliştirildi!

İsveç Royal Instute of Technology (KTH) araştırmacıları şeffaf ahşap geliştirdi ve buluşu seri üretime hazır hale getirdi. Teknoloji enstitüsünde çalışan bilim insanları elde edilen materyalin şeffaf olmasına rağmen çok güçlü ve dayanıklı olduğunu söylüyor. Cam gibi görünen malzeme ahşap mukavemetine sahip. Bu yeni materyal ile yapıların bazı bölümleri şeffaf inşa edilebileceği düşünülüyor. Hatta yakın gelecekte, pencerelerin tamamen ahşaptan yapılması düşünülebilir.

18 Nisan 2016 Pazartesi

Yağmur damlalarını enerjiye dönüştürüyor

HABER: AYŞE BAŞAK Hava kapalı olduğunda, yağmur yağdığında güneş panellerinin ‘işe yaramaması’ üzerinde sık sık düşünülen, çözüm aranan bir sorundu. Yağmurlu havalarda, güneş enerjisi hücrelerinin verimliliğini kaybetmemesi için yapılan bu araştırmaların neticesini, Ocean University of China ve Yunnan Normal University bilim insanları aldı. Çinli bilim insanlarının paneller için geliştirdiği atom inceliğindeki grafen katman, yağmur damlalarını enerjiye dönüştürebiliyor. Böylece güneş panelleri, güneşin hiç görünmediği en karanlık günlerde bile yağmur yağdığı sürece enerji üretmeye devam edebiliyor. Peki sistem nasıl çalışıyor? Su, grafene yapıştığından doğal bir kondansatör haline geliyor. Grafenin elektronlarıyla sudaki iyonlar arasındaki enerji farkı, elektrik üretmeye imkân veriyor. Fakat teknoloji şu anki haliyle pek verimli değil ve geliştirilmesi gerekiyor. Araştırmacılar projeyi daha verimli hale getirmeyi başarırlarsa, güneş enerjisinden faydalanmak için güneşli yerlerde yaşama zorunluluğu ortadan kalkabilir.

18 Nisan 2016 Pazartesi