tatil-sepeti
Dev rüzgar türbinleri yapılıyor

Danimarkalı rüzgar türbini üreticisi Vestas, önümüzdeki yıl ortalama 13 bin hanenin elektrik ihtiyacını karşılayacak kadar enerji sağlayabilen 15 megavatlık (MW) devasa bir rüzgar türbini prototipi inşa edecek. Dünyadaki en büyük türbin olması planlanan rüzgar türbini, gitgide büyüyen türbinlerin muhtemelen sonuncu ‘en büyüğü’ olmayacak. Çinli firma MingYang, çok yakın zamanda 16 MW’lık daha da güçlü bir cihazı hayata geçirmeye yönelik planlarını duyurdu. Gelişme hızını anlatmak için sadece dört yıl önce, bir açık deniz türbininin maksimum kapasitesinin 8 MW olduğunu belirtmek yetecektir. 20 YIL SONRA Vestas’ın Strateji Başkanı Aurélie Nasse, büyüyen türbinlerin yapılması ile daha büyük limanlara ve devasa türbin bileşenlerini açık denizlere taşımak için gerekli ekipman ve kurulum gemilerine duyulan ihtiyaca dikkat çekiyor. Nasse, bu yatırımların şirketlerin kârlılığını azalttığını ama yine de rüzgar endüstrisinin sınırları zorlama konusundaki istekliliğinin durmadığını ekliyor. Bundan 20 yıl sonra 15 MW’lık türbinlerin ‘ortalama’ olarak görüleceği tahmin ediliyor. 115.5 METRELİK KANAT Vestas’ın 15 MW’lık türbinindeki her bir kanat 115.5 metre uzunluğunda. Bu rakam, Londra’nın Center Point Kule’sinden daha yüksek. Türbinin kendisi 236 metre rotor çapına sahip. Şehrimizden bir örnekle bakacak olursak İstanbul’un en yüksek binası olan Skyland, 293 metre yüksekliğinde. Peki, bu yapıların büyümesinin bir sınırı var mı? Durham Üniversitesi’nden Simon Hogg, “Kimse henüz bu sayıyı koymamış olsa da, fiziksel bir sınır olmalı. Fiziksel sınıra ulaşmadan önce bu devasa makinaları yerleştirmenin ve bakımını yapmanın mümkün olmayacağını düşünüyoruz” diyor.Her ne kadar çevreci bir enerji olarak kabul edilse de rüzgar türbinlerinin vahşi yaşam üzerinde olumsuz etkilerinin olduğu açık. Türbinlerinin kümülatif çevresel etkileri ve denizlerin bu konudaki kapasitesi hakkında hâlâ hesap edilmemiş çok fazla problem var.

22 Kasım 2021 Pazartesi

Yeni dünyanın yeni mesleği: Veri bilimcisi

AYŞE BAŞAK Veri bilimcisi, teknoloji firmalarının son 10 yılda karmaşık analitik görevleri yerine getirecek insanları bulmaya çalışırken birdenbire oluşan yeni bir meslek. Mesleğin sınırları hâlâ çok flu olduğu için net bir görev tanımı da halen yok. Fakat teknoloji dünyasının en önemli iş pozisyonlarından biri olarak kabul ediliyor. Bugün dünyanın belli başlı ülkelerinin en önemli gündemini, verilerin güvenliği, işlenmesi ve güvenle saklanması oluşturuyor. Veri bilimcileri, bu yüzden çok önemli ve yakın gelecekte daha da önemli hale gelecek. İyi bir veri bilimcisi, veri yığınları içinde farkedilmesi zor değerli verilere ulaşabilmesi, verileri anlayıp, başarıyla işleyebilmesi ile fark yaratıyor. Çünkü bunları yapabilen veri bilimcilerine sahip şirketler ve ülkeler, rakiplerine kolaylıkla çeşitli alanlarda üstünlük sağlayabiliyor. YÜZDE 37 BÜYÜME İngiliz işe alım firması PageGroup, veri bilimi çalışanları için şirketlerin yıllık 60 bin-150 bin Euro arasında değişen maaşlar belirlediğini vurgularken, iş unvanının çok çeşitli disiplinleri ve sorumlulukları kapsadığına dikkat çekiyor. LinkedIn tarafından ABD’de yeni doğan iş pozisyonlarına ilişkin 2020 raporu, veri bilimi açık pozisyonlarının yılda yüzde 37 oranında büyüdüğünü gösteriyor. TEKNOLOJİ DOLU KARİYER Mesleğin içindeki isimlerden biri olan Edward Green için veri bilimi yolculuğu, 15 yaşında başladı. Karmaşık bir tıbbi sorun için 2.5 yıl boyunca Londra’daki Great Ormond Street Hastanesi’nde tedavi gördüğü sırada veri bilimi ile ilgili çalışmalara odaklandı. Çoğumuz böyle bir çileyi unutmayı tercih ederiz. Ancak Green, bunu teknoloji dolu bir kariyere açılan yeni bir kapı olarak hatırlıyor. Green, “İlk ameliyatımı olduğum gün iPad’in piyasaya çıktığı gündü” diyor. Green, ilerleyen günlerde hastanenin hasta konseyine katıldı ve hastalara gösterilebilmesi için tıbbi verileri bir iPad’de topladı. Sonrasında başka şirketlerde çok büyük miktarda veriyi idare etmeye başladı. Kendisine meslek seçmek isteyenler, yeni bir alana yönelme arayışında olanlar, önümüzdeki yılların en çok tercih edilen çalışanlarından olmak istiyorlarsa veri bilimine yönelebilirler. ŞİRKETLERE GİRDİ SAĞLAYACAK İşin başında sıkıcı ve tekdüze bir görev olarak görülen veri bilimi, artık yaratıcı, verileri çok yönlü ele alabilecek insanları arıyor. Deneyimli veri bilimcilerinin ifade ettiği gibi bu mesleği icra edenler, verileri, şirketlere önemli bir şey söyleyecek, girdi sağlayacak şekilde okuyabilmeli ve sadece kaba verilerle sınırlı kalmamalı ve özellikle görselleştirme araçlarını kullanarak verinin anlaşılmasını kolaylaştırabilmeli.

22 Kasım 2021 Pazartesi

e-ticaret uzmanı yerli robot

HABER: SOYHAN ALPASLAN Teknopark İstanbul Kuluçka Merkezi’nde (Cube Incubation) yerleşik Ottobo firması, e-ticaret lojistiğinin sipariş toplama süreçlerini sadeleştirip, maliyetleri azaltan bir robot geliştirdi. Firmanın ismini taşıyan ve insan ile beraber çalışabilen (kolaboratif) mobil robot Ottobo, e-ticaret trafiğini kolaylaştırıyor. Operasyonlarda personel verimliliğini üç kata kadar artıran yerli robot, ekstra yatırım gerektirmeden, mevcut depolara iki hafta gibi kısa bir sürede kurulabiliyor. İstanbul Ticaret’in sorularını Lojistik Mühendisi Burhan Turgut Ulutürk cevapladı. LOJİSTİK MÜHENDİSİ Lojistik robot geliştirme fikri nasıl oluştu? Almanya’da Lojistik Mühendisliği yüksek lisansımı tamamladıktan sonra Türkiye’de Kuehne Nagel ve DHL firmalarında çözüm geliştirme, otomasyon-robotik sistem tasarımları üzerine görevler aldım. Üniversite ve iş hayatından arkadaşlarımla kurduğumuz Ottobo’nun temelleri, Amazon gibi e-ticaret devlerinin mobil robot teknolojilerine yatırımlarını hızlandırdığı 2015 yılında atıldı. Farklı sektörlerden sekiz kişilik kurucu ekibimizin uzmanlık alanları; tedarik zinciri ve lojistik operasyonlarının sistem ve proses mühendisliği. TÜBİTAK DESTEĞİ Bu spesifik uzmanlık alanlarımız, Türkiye ve dünyada robot geliştiren diğer ekiplerden bizleri ayırıp, öne çıkaran nokta oldu. Rakiplerimiz bu tarz bir ürünü geliştirmeye robotik ve mekatronik mühendisliği temelleri ile başlıyor. Ottobo ise sahanın ihtiyaçlarına ve robotları operasyon ile bağlayan Warehouse Intelligence System adını verdiği kontrol sistemine odaklanıp, TÜBİTAK desteği ile 2020 aralık ayında kuruldu. PANDEMİ ZORLADI… e-ticaretin sorunları neler? Günlük çok yüksek sipariş hacimlerine ulaşan e-ticaret depolarında manuel sipariş planlaması, uzun yürüme mesafeleri, kötü ürün sınıflandırmaları verimliliği düşürüp, ciddi maliyetler oluşturuyor. Pandemi sonrası büyüyen hacim de yeni personel istihdam ihtiyacını artırıyor. Yüksek mevsimsel satışlar taleplerdeki hızlı değişikliklere ayak uydurmayı imkansız hale getiriyor. Bunlardan dolayı e-ticaret lojistiği ciddi bir kapasite krizi ile mücadele ediyor. MALİYETLER EN AZA İNİYOR Ottobo ne yapıyor? Geliştirdiğimiz robotlar ve Akıllı Depo Yönetim Sistemi, e-ticaret depo operasyonlarında sipariş toplama süreçlerini yönetiyor. Personel maliyetlerinin yaklaşık yüzde 60’ını oluşturan sipariş toplama süreçlerini basitleştirip, katma değersiz prosesleri minimize ediyor. En fazla iki haftada devreye alınabilen Ottobo, hızlı entegre yeteneğiyle kurulum maliyetlerini ve oluşacak riskleri de azaltıyor. e-ticaretin büyüyen dinamik yapısından kaynaklı lojistik verimsizlikleri en aza indiriyor. KOLABORATİF MOBİL ROBOT Kolaboratif mobil robot nedir? İnsanlarla etkileşime girip, birlikte çalışabilen, spesifik özellikler taşıyan endüstriyel ekipmanlardır. Fabrikalarda, depolarda, tehlikeli ve tekrar eden zorlu işlerde insanlarla yan yana çalışabiliyorlar. Görev bölgesine gidip personelle işbirliği yapıyorlar. Personelin yorulmasını engelleyip; hızlı, hatasız, güvenli çalışabilmesini sağlayarak personel verimliliğini üç kata kadar artırabiliyorlar. AYLIK KİRALAMA Müşterileriniz Ottobo’dan nasıl yararlanıyor? Aylık kiralama modeli ile çalıştırıyoruz. Bu sayede işletmeler ekstra yatırım yapmadan sistemlerimizi kullanabiliyor. Ottobo, ilk günden itibaren maliyetleri düşürerek işletmeleri kâra geçiriyor. Özellikle yüksek hacimli operasyonlarda büyük fayda sağlıyor. Yüzde 40 ila 60’ı doğrudan işçilik ve yaklaşık yüzde 60’ı toplama göreviyle ilgili depolama maliyetlerini en aza indiriyor. YAPAY ZEKA ÖNERİ ÜRETİYOR Müşteriye özel hizmetleriniz var mı? Müşterimizin ihtiyaçlarına göre özel yazılım ve mühendislik kurgulayabiliyoruz. Kendi sistemimiz olduğu için optimize sipariş yönetimi uyguluyoruz. Mesela kasım ayındaki kampanya dönemleri gibi yoğun satın almaların gerçekleştiği günlere özel çalışmalar yapıyoruz. Yapay zeka, kendi kendine firmaların dönemsel ihtiyaçlarını belirleyerek sistem ve çalışma metodunu değiştirebiliyor. Faydalı öneriler üretip, bunları firmaların kullanımına sunuyor. HOLLANDA’DA OFİS… Hedefleriniz nedir? Ottobo’nun Türkiye’de rakibi yok. Yurt dışında benzeri bir sistemi hayata geçiren iki firma var. Avrupa ülkeleri özellikle Almanya, İngiltere ve Hollanda, hedefimizdeki ilk pazarlar. 2022’de Hollanda’da ofisimizi açıp, oradan diğer büyük pazarlara ulaşmayı hedefliyoruz. KNOW-HOW GELİŞTİRİYORUZ “Ottobo’nun tasarımı, yazılımı, mühendisliği ve robotları yerli. Navigasyon sisteminde Avrupalı iki farklı ekipten destek alıyor ve sistemi beraber geliştiriyoruz. Amacımız, navigasyonu tamamen yerlileştirmek.” ROBOTLAR HAZIR “İlk sözleşmemizi Türkiye’deki bir firma ile 30 robot üzerinden yaptık. Devam eden proje ve sözleşmelerimiz kapsamında 3 sene içinde yaklaşık 1000 robotluk siparişlere ulaşmayı hedefliyoruz. Bunların hazırlanması için yoğun bir çalışma içindeyiz.” İŞTE FAYDALARI * Navigasyon sistemi tam otomasyonla çalışıyor. * Kompleks yazılımlar, ihtiyaca göre özelleştirilebiliyor. * Üretim-lojistik trafik izleme ve yönetimi sistemine sahip. * Filo, sipariş ve depo yönetim izleme özelliği var. * Toplama süreçlerini optimize ediyor. * Müşterinin sistemlerine entegre olabiliyor. * Siparişleri optimizasyon algoritmaları ve yapay zeka alt yapısı gruplandırıyor. * Robotların atamaları otomatik yapılıyor. * Hızlı şarj özellikli yüksek dayanıklı pillerle 7/24 kesintisiz hizmet verebiliyor. * Hızlı ve hatasız servis kalitesi sunuyor. * Yanlış ürün seçimini ortadan kaldırıyor. * Müşteri için tedarik süresini hızlandırıyor. * Tüm süreçlerde maliyetleri en aza indiriyor.

15 Kasım 2021 Pazartesi

Yolcu da taşıyacak atık da toplayacak

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde geliştirilen tamamen otonom robotik tekne, Amsterdam kanallarında denize açıldı. ‘Roboat’ isimli proje, 2015 yılının sonlarında Massachusetts Teknoloji Enstitüsü havuzunda prototip gemilerin denenmeye başlanmasından bu yana çok yol kat etti. Geçtiğimiz yıl hayli umut verici bir seyir hüneri sergileyen yarı ölçekli modeli kamuoyuna tanıtılmış ve biz de bu haberi köşemizde duyurmuştuk. İKİ ROBOAT HAZIR Araştırma ve geliştirme çalışmaları meyvesini verdi. İki tane tam ölçekli Roboat hazır ve medyaya tanıtıldı. Roboat, tabanın aynı olduğu, ancak kullanım durumuna bağlı olarak üst güvertelerin değiştirilebildiği evrensel bir gövde tasarımına sahip. Bu sayede çok farklı amaçlar için hizmet verebilecek. Şöyle ki, otonom tekne Roboat, beş kişiye kadar yolcuyu rahatça taşıyabiliyor, atık toplayabiliyor, nakliye yapıp mal teslim edebiliyor ve isteğe bağlı olarak altyapı elemanı olarak bile kullanılabiliyor. 10 SAATLİK PİL Roboat, 10 saat ömrü, kablosuz şarj özelliği olan, küçük bir sandık büyüklüğündeki bir pil ile çalışan tamamen elektrikli bir tekne. Amsterdam’ın hareketli sularında hızla gezinmek için Roboat’ın uygun navigasyona, algılama ve kontrol yazılıma ihtiyacı vardı. Bu ihtiyaca yönelik titiz bir birleşim tasarlandı ve geliştirildi. GPS kullanarak seyir yapan otonom tekne, köprüler, sütunlar ve diğer tekneler gibi nesnelerle çarpışmayı önlemek için sürekli olarak radarı ile çevreyi tararken, A noktasından B noktasına en güvenli rotaya da otonom olarak karar veriyor. Roboat için bir sonraki adım, teknolojiyi kamuya açık alanda kullanmaya başlamak olacak. ŞEHİR İÇİN BÜYÜK AVANTAJ Proje Direktörü Stephan Van Dijk, “Roboat, görevlerini 7/24 ve kaptansız olarak yerine getirebildiği için bir şehir için büyük bir avantaj. Ancak sağlık ve güvenlik nedenleriyle bir kara operatörü de Roboat’ı bir kontrol merkezinden uzaktan izleyecek. Bir operatör, 50’den fazla Roboat ünitesini izleyerek sorunsuz operasyonlar sağlayabilir” diyor.

09 Kasım 2021 Salı

Meraları yabani otlardan temizliyor

HABER: AYŞE BAŞAK Yabani otların, meralarda hızla çoğalması ciddi bir soruna dönüşebiliyor. Otlar, eğer kontrol edilmezlerse, merada ineklerin beslendiği bitkilerin yerlerini kaplıyor ve bazı türleri hızla yayılmaya öyle eğilimli ki, bu bir dizi soruna yol açabiliyor. Hayvancılıkla uğraşanlar, yabani otlarla çeşitli şekillerde mücadele ediyor fakat bu yöntemlerin çoğunda öne çıkan kimyasal kullanma eğilimi çevreyi kirletiyor, toprağı zehirliyor, hayvancılığa olumsuz etki ediyor. Konvansiyonel yöntemler ise büyük bir iş gücü, insan emeği istiyor. GÖRÜNTÜ VERİ TABANI Bu sorunun çözümüne yönelik araştırma yapan Danimarka Teknik Üniversitesi liderliğindeki bilim insanları bir robot geliştirdi. Robot, yabani otlara ilişkin büyük bir görüntü veri tabanına sahip ve bu sayede bitkileri tanıyıp teşhis edebiliyor, ardından eğer bitki zararlı ise topraktan söküyor. Çiftçilerin meralardaki yabani otları temizlemesine yardımcı olacak robot, büyük bir çim biçme makinası boyutunda. Bir an için bunun basit bir işlem olduğunu düşünmüş olabilirsiniz, ancak sıradan görünümlü yeşil bir otu tarladaki faydalı olanlardan ayırt etmek aslında o kadar kolay değil. Robotun yabani otları tanıyabilmesi ve bu husustaki hassasiyeti için oluşturulan veri tabanı çok titiz bir çalışma gerektiriyor. Araştırma ekibinden Ronja Güldenring, “Başlangıçta üç farklı merada çok sayıda fotoğraf çektik. Bir sonraki adımda ise meraların farklı arka planlarla görünmesi için çok sayıda fotoğraf kombinasyonu yapmaya çalıştık. Bu kombinasyonlar için meraları günün farklı zamanları ve farklı mevsimlerde fotoğrafladık” diyor. SIRA EĞİTİMİNDE Araştırma kapsamında yürütülen fotoğraf çalışmalarının ilk aylardaki tek amacı, meranın arka plan kombinasyonları ile binlerce farklı görüntüden oluşan bir veri tabanı oluşturmaya yönelikmiş. Çok farklı koşullar altında yabani otları tanıma ve bulma konusunda robotu eğitmek için yeterli bir temele sahip olmak için çok sayıda yabani otun da fotoğrafı gerekli. Ronja Güldenring ve ekibi, önümüzdeki süreçte robotu ‘eğitmeye’ başlayacak. Eğitimin sonunda robot, altına ve üstüne monte edilmiş birer kamera yardımıyla meradaki yabani otları tanıyabilecek ve sökebilecek. AB PROJESİ Sıradışı bu robotun geliştirilmesi, bir AB projesi kapsamında yürütülüyor. Projeyi, tarımsal araştırmalarda dünyanın önde gelen üniversitelerinden biri olarak kabul edilen Hollanda’daki Wageningen ve birçok kurum da destekliyor.

09 Kasım 2021 Salı