Türkiye'nin aktif uydu sayısı Türksat 5A'nın hizmete girmesiyle 7'ye yükseldi

Uzayda uydu sahibi 30 ülkeden biri olan Türkiye'nin aktif uydu sayısı, Türksat 5A'nın da hizmete alınmasıyla 7'ye yükseldi. Türkiye'nin, 3'ü (Türksat 3A, Türksat 4A, Türksat 4B) haberleşme, 3'ü (Göktürk-1, Göktürk-2 ve RASAT) gözlem olmak üzere aktif 6 uydusu bulunuyordu. Türkiye'nin ilk iletişim uydusu denemesi olan Türksat 1A, 24 Ocak 1994'te uzaya fırlatıldı ancak fırlatıcı rokette meydana gelen arıza nedeniyle 12 dakika 12 saniye sonra okyanusa düştü. Uydu teknolojilerine yatırımlarına devam eden Türkiye, 10 Ağustos 1994'te Türksat 1B ile uzaydaki yerini aldı. Temmuz 1996'da uzaya fırlatılan Türksat 1C, Eylül 2010'a kadar 31 ve 42 derece doğu yörüngelerinde hizmet verdi. 10 Ocak 2001'de 42 derece doğu boylamına fırlatılan Türksat 2A'nın görev süresi 27 Eylül 2016'da sona erdi. Bu uydunun ardından Türksat 3A, 4A ve 4B uyduları uzaya gönderildi. Son olarak AIRBUS D&S tarafından üretim süreçleri ve test aşamaları tamamlanan Türksat 5A uydusu fırlatmaya hazır halde 2 Ekim 2020'de Türksat yetkililerine yerde teslim edildi. 2017'de imzalanan sözleşme sonrası AIRBUS'ın Fransa'nın Toulouse şehrindeki tesislerinde üretimine başlanan uydu, SPACE X firmasının ABD-Florida'da bulunan Cape Canaveral'daki fırlatma merkezine gönderildi. 8 Ocak 05.15'te Falcon 9 roketiyle başarılı bir şekilde uzaya fırlatılan Türksat 5A'dan, fırlatıştan 35 dakika sonra ilk sinyal alındı. Tamamen elektrikli itki sistemine sahip Türksat 5A, istasyonlar aracılığıyla tüm yörünge ve alt sistem kontrollerinin gerçekleştirilmesinin ardından "31 derece doğu" boylamındaki yörüngesine 4 Mayıs'ta yerleşti. Türksat 5A'nın testlerinin başarıyla tamamlanmasının ardından dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı törenle hizmete alınmasıyla Türkiye'nin uzaydaki aktif uydu sayısı 7'ye çıktı. Türksat 5A'nın yörüngesinde hizmete girmesiyle uzayda aktif görev yapan haberleşme uydularının sayısı 4'e, Türksat'ın kendi uydularıyla operasyon yürüttüğü yörünge sayısı da ilk defa 3'e çıktı. Uydu, manevra ömrüyle 31 derece doğu yörüngesindeki frekans ve yörünge haklarını 35 yıl boyunca güvence altına alacak. TV YAYINCILIĞI VE VERİ HABERLEŞME HİZMETLERİ VERECEK Türksat 5A, Türkiye, Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Batı Afrika, Güney Afrika, Akdeniz, Ege Denizi ve Karadeniz’i kapsayan geniş bir coğrafyada, TV yayıncılığı ve veri haberleşme hizmetleri sunacak. Türkiye'nin, yeni Ku Bandını kullanan öncü ülkelerden birisi olmasını sağlayacak Türksat 5A, 12 kilovat güçle çok daha kaliteli bir TV yayıncılığı ve haberleşme hizmeti sağlayacak. TÜRKSAT 5B'NİN YILIN SON ÇEYREĞİNDE FIRLATILMASI HEDEFLENİYOR Uydu teknolojileri alanındaki yatırımlarını sürdüren Türkiye, imalatları tamamlanan ve testleri yapılan Türksat 5B haberleşme uydusunu bu yılın son çeyreğinde fırlatmayı planlıyor. 42 derece doğu yörüngesine gönderilecek Türksat 5B ile Ka-Bant kapasitesi 15 kat artacak ve uydu Türksat filosunun en güçlü uydusu olacak. Türksat 5A'nın ardından 5B'nin de hizmete girmesiyle Türkiye'nin frekans hakları korunurken, gelecek yeni nesil haberleşme uyduları için de yeni frekans hakları elde edilecek. Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test (USET) Merkezi'nde üretilecek Türksat 6A haberleşme uydusunun 2022'de uzaya fırlatılması öngörülüyor. Türkiye, Türksat uydularıyla haberleşme alanında Avrupa ve Afrika'nın tamamını, Asya'nın Endonezya da dahil batı ve güney bölümünü (Rusya ve Çin hariç) kapsayaca​​​​​​​k. TÜRKİYE'DE TASARLANIP ÜRETİLEN İLK GÖZLEM UYDUSU RASAT RASAT yer gözlem uydusu, TÜBİTAK UZAY'ın BİLSAT'ın ardından ikinci uzaktan algılama uydusu oldu. Türkiye'de tasarlanıp üretilen ilk yer gözlem uydusu olan RASAT, 17 Ağustos 2011'de Rusya'dan fırlatıldı. RASAT uydusu, tasarım ömrü 3 yıl olmasına rağmen yörüngede halen hizmet veriyor. Söz konusu uydu, güneşe eş zamanlı dairesel yörüngede, 700 kilometre irtifada bulunuyor, 7,5 metre siyah-beyaz, 15 metre çok bantlı uzamsal çözünürlükte süpürçek (pushbroom) kamerayla görev yapıyor. Yeniden ziyaret zamanı ortalama 4 gün olan RASAT, 3 eksende kontrol edilebiliyor. Her bir çerçeve görüntüsünün boyutları 30x30 kilometre olan uydudan, 960 kilometre uzunluğuna kadar şerit görüntü alınabiliyor. Proje kapsamında, uydu montaj, entegrasyon ve test laboratuvar büyütülürken uydu tasarım, üretim ve test konularında 100'den fazla uzman yetiştirildi. GÖKTÜRK-1 UYDUSU Türk Silahlı Kuvvetlerinin hedef istihbaratına yönelik uydu görüntüsü ihtiyacını karşılayacak Göktürk-1 de 2016'da uzaya fırlatıldı. Alçak irtifa dünya yörüngesine oturan uydu, kamu kurum ve kuruluşları için çevre ve yapılaşmanın izlenmesi, tarımsal rekolte tespiti, belediyecilik uygulamaları, sınır kontrolü ve kadastro faaliyetleri gibi birçok alanda uzaktan algılama görevleri yapılabiliyor. Coğrafi kısıtlama olmaksızın dünyadaki herhangi bir yerde keşif yapmak için tasarlanan 0,50 metre çözünürlüklü uydunun ömrünün 7 yıl olması öngörülüyor. İLK YÜKSEK ÇÖZÜNÜRLÜKLÜ KEŞİF VE GÖZLEM UYDUSU GÖKTÜRK-2 Türkiye'de özgün olarak geliştirilen ilk yüksek çözünürlüklü keşif ve gözlem uydusu Göktürk-2, 2012'de gerçekleştirilen fırlatma operasyonu ile görev yörüngesine yerleştirildi. Göktürk-2, Milli Savunma Bakanlığı, TÜBİTAK Başkanlığı ve TÜBİTAK UZAY-TUSAŞ iş ortaklığı tarafından imzalanan sözleşme kapsamında üretildi. Uyduyla Türk Silahlı Kuvvetleri ve özel olarak Hava Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyaç duyduğu hedef istihbaratı ile sayısal ve coğrafi veri üretimi sağlanıyor. Ayrıca diğer kamu kurum/kuruluşları ile üniversite ve araştırma kurumlarının uydu görüntüsü istekleri karşılanıyor. Yüksek yerlilik oranıyla üretilen ve 2,5 metre çözünürlüğe sahip gözlem uydusu, Türkiye'nin savunma, çevre, şehircilik, tarım ve ormancılık alanlarında önemli ihtiyaçlarına cevap veriyor. Söz konusu uydu, yaklaşık 640 kilometrelik bir şeridin görüntüsünü tek geçişte indirebilecek kadar yüksek hızlı veri haberleşmesine sahip bulunuyor. Dünyanın her yerinden görüntü alma ve iletişim konisi içinde aktarma kabiliyetine sahip uydu, dünya etrafındaki bir turunu yaklaşık 98 dakikada tamamlıyor. Göktürk-2 Projesi kapsamında uzay ve uydu sistemlerine yönelik teknoloji, uzman insan gücü ve altyapı geliştirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının gözlem ve araştırma ihtiyaçlarının milli imkan ve kabiliyetlerle karşılanması hedeflendi. Gelinen noktada, TÜBİTAK UZAY ve TUSAŞ bünyesinde, gelecekteki uydu projelerinde görev alacak uzman insan gücü yetiştirilirken uydu ve ekipman seviyesi tasarım, analiz, üretim, montaj, entegrasyon ve test faaliyetlerine yönelik altyapı ve kabiliyetler kazanıldı.

30 Haziran 2021 Çarşamba

TEKNOFEST 2021 Take Off Uluslararası Girişim Zirvesi başvuruları 18 Temmuz'a uzatıldı

TEKNOFEST açıklamasına göre, 20-22 Eylül'de İstanbul Atatürk Havalimanı'nda Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi yürütücülüğünde gerçekleştirilecek zirve, Türkiye'den ve dünyadan geleceğe yön veren teknoloji liderlerini, çok uluslu şirketleri ve girişim ekosisteminin tüm paydaşlarını bir araya getirecek. TEKNOFEST kapsamında düzenlenen Take Off Uluslararası Girişim Zirvesi'ne gösterilen yoğun ilgi nedeniyle zirvenin başvuru tarihi 18 Temmuz'a uzatıldı. ULUSLARARASI ARENADA GİRİŞİMLERİ TANITMA FIRSATI Türkiye'nin teknoloji girişimleri için bölgesel bir merkez olma hedefine yönelik önemli bir zirve olan Take Off Uluslararası Girişim Zirvesi, yerli ve yabancı girişimcileri yatırımcılarla bir araya getiriyor. Geçen yıl salgın sebebiyle gerçekleştirilemeyen zirve, 2019'da 200 yerli ve yabancı girişime, 100 mentora, 50 kurumsal firmaya ve 1.000 ziyaretçiye ev sahipliği yapmıştı. Yurt içinden ve dışından başvuruların gerçekleştirildiği zirvede, bu yıl eğitim teknolojileri, sağlık teknolojileri, oyun, veri, otonom teknolojiler, yapay zeka, blokzinciri, finansal teknolojiler ve mobilite olmak üzere 9 farklı kategorideki girişimler jüri tarafından değerlendirilecek. Dereceye giren girişimler için birincilik ödülü 20 bin, ikincilik ödülü 10 bin, üçüncülük ödülü de 5 bin dolar olarak belirlendi. Türkiye'nin Orta Doğu, Kuzey Afrika, ABD, Güneydoğu Asya ve Avrupa bölgelerinde bulunan teknoloji girişimlerinde yatırımcılar için merkezi bir konumda olması hedeflenen zirvede, uluslararası güçlü girişimlere, mentorlara ve kurumsal firmalara medeniyetlerin beşiği İstanbul ev sahipliği yapacak. Yurtdışında yapılan çevrim içi tanıtım etkinlikleri ile de ses getiren, katılımcılara teknoloji girişimlerinde fırsatlar sunan zirve, katılımcılara ünlü girişimcileri canlı dinleme imkanı da sağlayacak. Yola çıktığı günden bugüne toplumun tamamında teknoloji ve bilim konusunda farkındalık oluşturmayı, Türkiye'nin bilim ve mühendislik alanlarında yetişmiş insan kaynağını artırmayı hedefleyen TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yürütücülüğünde, Türkiye'nin önde gelen teknoloji şirketleri, kamu kurumları, medya kuruluşları ve üniversitelerin de olduğu 71 paydaş kurum ile birlikte düzenleniyor. Festival, 21-26 Eylül'de yeniden İstanbul'da gerçekleştirilecek.

30 Haziran 2021 Çarşamba

Teknopark İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, bu yıl da öğrencilerini bekliyor

Teknopark İstanbul'dan yapılan açıklamaya göre, Türkiye'nin ilk Siber Güvenlik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile yerli siber güvenlik ekosisteminin gelişimine ve siber güvenlik alandaki yetişmiş insan gücü açığını kapatmaya odaklanıyor. Lisenin, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) tercih kılavuzu açıklandıktan sonra öğrenciler için önemli tercih seçenekleri arasında yer alması bekleniyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, siber güvenliğin artık tüm dünyanın üzerinde titizlikle durduğu bir alan haline geldiğini belirterek, devletlerin verilerinin güvende olmasının büyük öneme sahip bir konu olduğunu aktardı. Türkiye'nin şu anda da siber güvenlik alanında güçlü ve dünyada en tepede sayılacak ülkeler arasına girecek konumda olduğunu vurgulayan Topçu, şunları kaydetti: "Ancak yerli teknolojilerimizin daha da fazla gelişmesi ve dünyaya ihraç edilebilir konuma gelmesi gerekiyor. Sektörde nitelikli uzman açığı da her geçen gün artıyor. Bu noktadan hareketle Teknopark İstanbul olarak Türkiye'nin ilk ve tek siber güvenlik meslek lisesine ev sahipliği yapıyoruz. Her yıl olduğu gibi LGS sınavlarına girmiş öğrencilerimiz lise tercihi yapacaklar. Teknopark İstanbul olarak yüzdelik dilime girmiş başarılı öğrencilerimizi lisemizde ağırlamaya hazırlanıyoruz. Öğrencilerimiz lisemizde siber güvenlik alanının birçok farklı dalında kaliteli eğitim alma fırsatına sahip olacak. Öte yandan Teknopark İstanbul MTAL, siber güvenlik özelinde çalışan firmalarla bir arada olması nedeniyle burada yetişen öğrencilerimiz için oldukça verimli bir lise konumunda. Yeni dönemde de lisemizi tercih eden gençlerimizi Teknopark İstanbul'un Kuluçka Merkezi Cube Incubation'da faaliyet gösteren firmalarımızla birçok uygulamada bir araya getirmeye devam edeceğiz. Meslek lisemiz ile ülkemizde yerli ve milli teknolojilerle donatılmış bir siber güvenlik ekosisteminin oluşmasına katkı sağlayacağımıza inanıyoruz." BAŞARILI ÖĞRENCİLER TARAFINDAN TERCİH EDİYOR Verilen bilgiye göre, 2020-2021 eğitim ve öğretim yılında Teknopark İstanbul yerleşkesi içerisinde faaliyetlerine başlayan Teknopark İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, daha ilk yılında Liselere Geçiş Sistemi (LGS) Sınavı'nda yüzde 1'lik dilimden öğrenci alan meslek liseleri arasına girmeyi başardı. LGS'de başarılı olan öğrencilerin tercih ettiği liseye geçtiğimiz dönem, yüzdelik dilimleri 0,47 ile 5,41 arasında değişen 30 öğrenci kabul edildi. Böylece Teknopark İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, ASELSAN Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile birlikte en başarılı yüzde 1'lik dilimden öğrenci alan meslek liseleri arasına katıldı. Türkiye'nin ilk siber güvenlik lisesi Teknopark İstanbul MTAL, 30 Haziran’da başlayacak tercih döneminde de siber güvenlik alanında uzmanlaşmak isteyen öğrencileri kabul edecek. SİBER GÜVENLİK EKOSİSTEMİNE UZMAN PERSONEL YETİŞTİRİYOR Türkiye’nin ilk siber güvenlik lisesi olma özelliğine sahip Teknopark İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, eğitim kalitesiyle siber güvenlik ekosisteminin gelişimini yetiştirdiği uzmanlarla sağlamayı hedefliyor. Başarılı öğrenciler tarafından tercih edilen Teknopark İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nin teknik programında bilişim teknolojileri ağ işletmenliği ve siber güvenlik dallarında eğitim veriliyor. Teknopark İstanbul MTAL, Türkiye'nin Ar-Ge üssü konumunda yer alan Teknopark İstanbul bünyesinde yer alıyor. Tercih döneminde öğrencileri ortaöğretim merkezi yerleştirme sınavı LGS puanı ve tercihlerine göre kabul ediyor. İlk yılında 30 öğrenci alan MTAL, İngilizce hazırlık sınıfıyla birlikte 5 yıl boyunca yatılı olarak siber güvenlik odaklı bir eğitim sunuyor. Sızma testi, adli bilişim, yapay zeka ve siber tatbikat laboratuvarları da bulunan lisede eğitim görecek öğrencilere, Teknopark İstanbul başta olmak üzere, siber güvenlik faaliyeti yürüten firmalarda geniş staj imkanları sunuluyor. Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından desteklenen lisede, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı’nın da okul inşaatı tamamen bittiğinde sınıf atölye kurulumu, öğretmenlere mesleki hizmet desteği, mevcut öğrencilerin yetkinliklerine göre eğitim verilmesi ve mezun öğrencilere kariyer fırsatı gibi konularda destek vermesi bekleniyor. Öğrenciler, Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesine üye firmalarda özel atölye çalışmalarında eğitim alabiliyor ve uzmanlaşmak istedikleri alanı keşfetmeleri adına bilişim teknolojileri firmalarına teknik geziler yapabiliyor.

30 Haziran 2021 Çarşamba

Karbon atomundan elektrik üretildi

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü mühendisleri, karbon atomlarından elektrik üretimi için organik bir sıvı kullandı. Çözücü özelliğe sahip olan bu sıvı, elektronları parçacıklardan ayırarak kimyasal reaksiyonları tetikliyor, bunun sonucunda da elektrik akımı açığa çıkıyor. Herhangi bir kabloya ya da benzeri bir ekipmana ihtiyaç duymayan yöntem, mikro veya nano boyutlu robotları çalıştırmak için gerekli enerjiyi üretebiliyor. TERMO GÜÇ DALGALARI Profesör Michael Strano, 2010’da karbon nanotüplerin ‘termo güç dalgaları’ üretebileceğini ilk kez gösterdi. Bir karbon nanotüp yakıt tabakası, hareketli ısı darbeleri veya termogüç dalgaları ile kaplandığında tüp boyunca hareket ederek bir elektrik akımı oluşturmuştu. Bu çalışmanın çıktıları, Strano ve öğrencilerini karbon nanotüplerin bilinmeyen bir özelliğini ortaya çıkarmaya yönlendirdi. Bu çalışmanın kapsamını genişleten Strano, karbon nanotüpün bir kısmını teflon benzeri bir polimer ile kapladı. Ürettiği malzemeyi elektronlara aç bir sıvı çözeltisinin içine daldıran profesör, bu elektronların hareket etmesini, bunun sonucunda da elektrik akımının oluşmasını sağlamış oldu. Strano, “Bu yeni teknoloji çok ilgi çekici; çünkü tek yapmanız gereken bu parçacıkların bulunduğu bir yataktan çözücü sıvıyı akıtmak. Kablolar olmadan elektriği elde edebilirsiniz” diyor. ROBOTLAR İÇİN ENERJİ Parçacıkların mevcut versiyonu parçacık başına yaklaşık 0.7 volt elektrik üretebiliyor. Bu çalışmada araştırmacılar, küçük bir test tüpünde yüzlerce parçacık dizileri oluşturabileceklerini de gösterdiler. Uzun vadede, bu yöntem ile mikro veya nano ölçekli robotlara güç sağlamak mümkün. Strano’nun laboratuvarında teşhis sensörü olarak kullanılabilecek ölçekte robotlar üretilmeye başlandı bile.

28 Haziran 2021 Pazartesi

Tüm dijital veriler bir fincan DNA’da

AYŞE BAŞAK Yapılan hesaplamalara göre dünyada şu an yaklaşık 10 trilyon gigabayt dijital veri bulunuyor. Her an çektiğimiz fotoğraflar, gönderdiğimiz e-postalar ve ürettiğimiz diğer dijital veriler ile bu büyük yekûna her gün yaklaşık 2.5 milyon gigabayt yeni veri ekleniyor. Bu verilerin büyük çoğunluğu, birkaç futbol sahası büyüklüğünde inşa edilen, maliyeti ve bakımı yaklaşık 1 milyar dolara mal olan eksabayt (1 eksabayt=1 milyar gigabayt) veri merkezleri olarak bilinen muazzam tesislerde depolanıyor. Bilim insanları, genetik bilgimizi içeren molekülde bu büyük veri yığınını depolamak için alternatif bir çözümün yattığını düşünüyor. Çok büyük miktarlarda bilgiyi yüksek yoğunlukta depolayan DNA (Deoksiribo nükleik asit), bu sorunun çözümü olabilir mi? ENERJİ TÜKETİMİNE SON Massachusetts Teknoloji Enstitüsü Profesörü Mark Bathe, DNA ile dolu bir kahve fincanının teorik olarak dünyanın tüm verilerini depolayabileceğini söylüyor. Bathe, “Dünyanın biriktirdiği devasa miktardaki veriyi, özellikle de arşiv verilerini depolamak için yeni çözümlere ihtiyacımız var. DNA, flash bellekten bile bin kat daha yoğun. En büyük avantajlarından biri de DNA polimerini bir kez ürettikten sonra herhangi bir enerji tüketmemesidir. DNA’yı yazabilir ve sonra sonsuza kadar enerji tüketmeden saklayabilirsiniz” diyor. GENETİK KODLAR Dijital depolama sistemleri, metin, fotoğraf veya diğer her türlü veriyi bir dizi 0’lar ve 1’ler olarak kodluyor. Aynı veri, genetik kodu oluşturan dört nükleotid kullanılarak DNA’da kodlanabiliyor, A, T, G ve C. Örneğin, A ve T 1’i, G ve C, 0’ı temsil etmek için kullanılıyor. Bununla birlikte, birçok DNA parçasının karışımından istenen dosyayı seçmenin kolay bir yoluna da uzun zamandır ihtiyaç duyuluyordu. KOLAY DİZİNLEME Bathe ve meslektaşları yeni çalışmalarında, her bir veri dosyasını, içeriği ortaya çıkaran kısa DNA dizileriyle etiketlenmiş 6 mikro-metrelik bir silika parçacığına kapsülleyerek bunu yapmanın bir yolunu gösterdiler. Araştırmacılar, bu yöntemi kullanarak 20 görüntüden oluşan bir diziden, DNA dizileri olarak saklanan bireysel görüntüleri doğru bir şekilde çıkarabileceklerini gösterdi. Kullanılabilecek olası etiket sayısı göz önüne alındığında bu yöntem 1020 dosyaya kadar ölçeklenebiliyor. DNA’nın onu bir depolama ortamı olarak avantajlı kılan başka özellikleri de var; mesela sabit oluşu. Üstelik sentezlen-mesi ve dizinlemesi de oldukça kolay. 10 YILDA MALİYET DE DÜŞER Bu yöntemin en büyük dezavantajı ise oldukça pahalıya mal olması. Günümüzde DNA olarak bir petabayt veri (1 milyon gigabayt) yazmanın 1 trilyon dolara mal olacağı tahmin ediliyor.Massachusetts Teknoloji Enstitüsü Profesörü Mark Bathe, flash sürücülerde bilgi depolama maliyetinin düşmesine benzer şekilde DNA sentezlemesinin maliyetinin de 10 yıl içinde önemli derecede azalacağını öngörüyor.

28 Haziran 2021 Pazartesi