tatil-sepeti
Dünya Türkiye’de şifa bulacak

HABER: FEDAİ YILDIRIM Türkiye, 100 milyar dolarlık ekonomik büyüklüğe ulaştığı tahmin edilen küresel sağlık turizminden bugün yaklaşık 2.5 milyar dolar pay alıyor. Bu rakamın 2018’e gelindiğinde 10 milyar dolara, 2023’te ise 25 milyar dolara çıkarılması hedefleniyor. Bu hedefe ulaşmak için sağlık turizminde yurt dışından getirilen hastalara yönelik destekler yenilendi. SEKTÖR MEMNUN Buna göre verilen destekler tarifeli ve tarifesiz uçak seferlerine göre yeniden düzenlendi. Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu’nun Döviz Kazandırıcı Hizmet Ticaretinin Desteklenmesi Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Kararı, geçtiğimiz haftalarda Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yapılan bu düzenleme sektör temsilcileri tarafından memnuniyetle karşılanırken, yeni öneriler de geldi. Bu öneriler arasında sağlık turizmi için gelenlere otellerde de indirim uygulanması, Sağlık Serbest Bölgeleri’nin hayata geçirilmesi yer alıyor. ULAŞIM GİDERİ ÖDENECEK Yapılan değişiklik gereği artık Sağlık Bakanlığı ile protokol yapan özel sağlık kuruluşları ya da havayolu şirketleri tarafından hastaların tedavi edilmek üzere tarifeli uçak seferi ile Türkiye’ye getirilmesi halinde uçak veya diğer ulaşım giderleri hasta başına yüzde 50 oranında ve en fazla bin doları ödenecek. Tarifesiz (charter) uçak seferleriyle Türkiye’ye getirilmesi halinde ise hasta başına 200 dolarını geçmemek kaydıyla ulaşım giderlerinin tamamı ödenecek. ALTINCI SIRADAYIZ Dünya Turizm Örgütü verilerine göre dünyada sağlık turizminde birinci sırada Fransa yer alıyor. Bu ülkeyi ABD ve Çin izliyor. Dördüncü İspanya, beşinci İtalya, altıncı Türkiye, yedinci İngiltere, sekizinci Almanya, dokuzuncu Malezya ve onuncu sırada ise Meksika yer alıyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2013’te tedavi amacıyla gelen uluslararası hasta sayısı 409 bin 328’di. Bu sayı 2014’te yüzde 21 artarak 496 bin 324’e yükseldi. Sağlık turizmi sektörü temsilcileri ise bu yılın 1 milyon sağlık turistiyle kapatılabileceğini düşünüyor. ÖZELİ TERCİH EDEN FAZLA Geçen yıl gelen sağlık turistinin yüzde 71’i özel sağlık, yüzde 29’u ise kamu sağlık kuruluşlarını tercih etti. En fazla tercih edilen branşlar ise iç hastalıkları, göz hastalıkları, ortopedi, travmatoloji, kadın hastalıkları ve doğum ile kulak-burun-boğaz oldu. 10 KAT FAZLA HARCIYORLAR Sağlık turizmine yönelik yatırımlara ağırlık verilmesi gerektiğini kaydeden sektör temsilcileri, tatil için gelen turistler ortalama 700 dolar harcarken, tedavi için gelenlerin ise 7 bin dolar harcadığını belirtiyor. Dünyada 20 milyonu aşkın insanın sağlık turizmi amacıyla bir ülkeden başka bir ülkeye seyahat ettiğini belirten sektör temsilcileri, sağlık turizminin geliştirilmesinin zorunluluk ve fırsat olduğunun altını çiziyor. Ayrıca yabancı hastaların yanlarında en az bir refakatçisi ile geldiği de düşünüldüğünde harcamaların 2-3 bin dolar daha arttığı kaydediliyor. TÜRKİYE’YE GELEN DAHA AVANTAJLI Türkiye’ye sağlık turizmi için gelenler yüzde 60’a kadar tasarruf sağlıyor. Çünkü örneğin bir kalp by-pass ameliyatının maliyeti Türkiye’de 8 bin 500 dolar ile 21 bin dolar arasındayken, bu rakam Kore’de 31 bin 500, Meksika’da 42 bin, İspanya’da ise 43 bin dolara kadar çıkıyor. Kalça protezi ise ABD’de 10 bin ile 23 bin dolara mal olurken, Türkiye’de neredeyse yarı fiyatına. Omurga füzyon ameliyatının maliyeti Türkiye’de 7 bin dolar ile 23 bin dolar arasındayken, Almanya’da 29 bin, İspanya’da ise 32 bin 500 bin dolara yapılıyor. SAĞLIK SEKTÖRÜ NE DİYOR? Otellerde de indirim olmalı İstanbul Ticaret Odası (İTO) Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi Mustafa Cantürk, düzenlemenin sağlık turizmi açısından çok güzel bir teşvik olduğunu ve kararı memnuniyetle karşıladığını söyledi. Düzenlemenin yurt dışından gelen hasta potansiyelini daha da artıracağını savunan Cantürk, bunu destekleyen ek teşviklerin de hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti. Cantürk, “Örneğin, sağlık turizmi için gelenlere otellerde de indirim olmalı. Bu yönde de kampanya yapılmalı. Bu, aynı zamanda otellerin de doluluk oranını artırır” dedi. Milyar dolarlık yatırımlar bekliyor Türkiye’de sağlık turizminin önümüzdeki yıllarda daha da gelişeceğini ifade eden İTO Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı ve Meclis Üyesi Sedat Özdemir, bu konuda devlet desteğinin çok önemli olduğunu vurguladı. Bu desteklerin küresel pazarda Türkiye’nin hak ettiği yere ulaşıncaya kadar sürmesi gerektiğini belirten Özdemir, Sağlık Serbest Bölgeleri’nin de bir an önce hayata geçirilmesini istedi. Bu bölgelerin tamamlanmasıyla çok sayıda yatırımın da hayata geçeceğini dile getiren Özdemir, “Özellikle İstanbul, İzmit ve İzmir’de yatırımcılar bekliyor. Yatırım için bekleyenler arasında yurt dışı firmaları da var. Bu noktada milyar dolarlık yatırımlardan bahsediyoruz” dedi. Ayrı protokol olmasın İTO Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis Üyesi Yaşar Nursoy, mevcut uygulamada hizmet veren hastanelerin, faaliyetleri için hali hazırda ruhsatlarının olduğunu hatırlattı. Nursoy, sağlık turizminde faaliyet göstermek için hastanelerin Sağlık Bakanlığı ile ayrıca özel bir protokol imzalamak zorunda bırakılmamasını istedi. Nursoy, yurt dışından sağlık turizmi için gelenlerin tüm hastanelerde kabul edilmesi gerektiğini belirtti. Ödemedeki gecikmeye çözüm bulunmalı Düzenlemenin sağlık turizmine olumlu etki edeceğini dile getiren İTO Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi Üyesi Mustafa Gürkan Taşkale, bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli konunun, hastanın ödeme gücünün belirlenmesi olduğunu dile getirdi. Taşkale, şunları söyledi: “Hastanelerdeki en büyük sorun, yapılan işlemlerin ardından hastaların ödemeyi geciktirmesi. Oysa hastaya, ayırt edilmeksizin her türlü tetkik yapılıyor. Ödemelerdeki gecikme, hastaneler açısından zamanla taşınamaz bir yük haline geliyor. Bu durum, devlet kontrolünde olmalı. Biz hastayı mağdur etmiyoruz, biz de mağdur edilmemeliyiz.” 2023 hedefi 2 milyon hasta YılHasta Sayısı 2015500.000 2016600.000 2017700.000 2018800.000 20191.000.000 20201.300.000 20211.600.000 20221.800.000 20232.000.000

31 Ağustos 2015 Pazartesi

Yüzyıllık markalar artık dijital ortamda

HABER: FEDAİ YILDIRIM Yüzyıllık Markalar Haritası için tıklayın. Yerli ve yabancı turistler için mobil rehber niteliği taşıması amacıyla tarihi markaların dijital ortamda bir araya getirildiği‘Yüzyıllık Markalar Dijital Platformu’ projesihayata geçti. Projenin lansmanıİstanbul Ticaret Odası (İTO) Genel Sekreteri Ömer Bal,İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürü Nedret Apaydın, Yüzyıllık Markalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı A. Barış Cemiloğlu,İstanbul Valiliği, İstanbul Kalkınma Ajansı, İstanbul Rehberler Odası, Tarih Vakfı ve Türkiye’ninyüzyıllık markalarının üst düzey temsilcilerinin katıldığı toplantıyla gerçekleştirildi. BAŞVURU KAYNAĞI OLACAK Yüzyıllık Markalar Derneği ile İTO işbirliğinde veİstanbul Kalkınma Ajansı’nın da desteğiyle tamamlanan platform, araştırmacı ve akademisyenler için başvuru kaynağı olacak. Bu amaç doğrultusunda yeni bir arşiv oluşturuldu. Tarihi markaları dijital ortamda bir araya getiren bu arşiv, aynı zamanda yerli ve yabancı turistler için de mobil rehber niteliği taşıyor. HARİTADA GÖSTERİLİYOR Platform,Türkiye genelinde tarihi markaların tanıtılmasını vekaybolmaya yüz tutan değerlerin gündeme getirilmesini hedefliyor. Platformu ziyaret edenleri ayrıca, İstanbul’un sembolü olan tarihi mekanlar, şehir haritası üzerinde konumlandırılmış hali ile Yüzyıllık Markalar Derneği’ne üye markaların tarihçeleri karşılıyor. Mobil rehber özelliği taşıyan uygulama, akıllı telefonlara da yüklenebiliyor. Markaların sunduğu hizmet ve deneyimler, bu şehir haritası üzerinde gösterilerek kullanıcılara sunuluyor.Web sitesinin yanı sıra geliştirilen mobil uygulama ile ziyaretçiler bilgi ve markaların da içinde bulunduğu rota önerileri ile güncel bir rehbere ulaşabiliyor. İKİ DİLDE TANITIM İki dilde hazırlanan bu basılı broşürün dağıtımı derneğin iş ortakları tarafından yapılacak. Tüm bu çalışmalarla birlikte proje kapsamında marka hikayelerinin anlatıldığı bir de kitap hazırlandı.‘Yüzyıllık Hikayeler’isimlikitap, Tarih Vakfı’nın araştırmalarının sonucu olarak ortaya çıktı. İSTANBUL'U TANITACAK Yüzyıllık Markalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı A. Barış Cemiloğlu, platformun çıkış noktasının İstanbul ve Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlamak ve tarihi markalarıgeniş hedef kitleleriyle buluşturmak olduğunu söyledi. Cemiloğlu, “Günümüzde yerli ve yabancı turistler seyahate çıkmadan önce, ziyaret edecekleri şehirlerin hikayelerini öğrenmek ve köklerini keşfedebilmek içintarih, kültür, mekan, gelenek, marka ve benzeri tüm konuları öncelikle dijital platformlardan araştırıyorlar.Doğru kurgulanmış dijital platformlar ise bu araştırma sürecinde köprü görevi görerek kişilerin ziyaretçiye dönüşmesine vesile olarak dijital ve interaktif pazarlamanın önemini ve gerekliliğini ortaya koyuyor. İşte Yüzyıllık Markalar Dijital Platformu’nu da tam da bu amaçlara hizmet etmek üzere hayata geçirdik” dedi. yuzyillikhikayeler.comADRESİNİ ZİYARET EDİN Barış Cemiloğlu, platformu 3 temel stratejiden yola çıkarak geliştirdiklerini söyledi. Bu stratejileri ‘Tarih, kültür, arşiv, bilgi ve içerik kavramlarını tek bir platform altında buluşturmak’, ‘Tüm bu içeriğin yerli-yabancı turistlerin ve herkesin hizmetine sunmak’ ve ‘Projenin sürdürülebilirliği’ olarak açıklayan Cemiloğlu, hazırlanan içeriği dijital arşiv programı üzerinden herkesle buluşturduklarını, www.yuzyillikhikayeler.com web sitesi üzerinden de ziyaretçilere sunduklarını aktardı. ANADOLU DA ARAŞTIRILACAK Projenin sürdürülebilirliğinin sağlanması içinişbirlikleri geliştirmeye devam edeceklerine işaret eden Barış Cemiloğlu, şunları kaydetti: “Gerek dijital mecralar yolu ile gerekse yeni projeler geliştirerek bu projenin gelişmesini ve yayılmasını sağlayacağız. Tarihi markaları tanıtmaya, anlatmaya ve aramıza dahil etmeye devam edeceğiz. Bundan sonraki dönemde özellikle araştırma çalışmasının Anadolu’nun tüm bölgelerine yayılması için projeler geliştirmeye devam edeceğiz. Böylece Türkiye genelinde tarihi markalarımızı, kaybolmaya yüz tutan değerlerimizi tekrar gündeme getireceğiz.”

28 Ağustos 2015 Cuma

Otomotivde direksiyon iç pazara kırıldı

HABER: FAHRİ SARRAFOĞLU Otomotiv sektörü bu yılın ilk yarısında iç pazarda yüzde 35 oranında büyüdü. Ar-Ge yatırımları, kapasite artışı ve yeni yasal düzenlemeler nedeniyle sektör bu yıl 1 milyon adet araç satışını aşmayı bekliyor. Sektör dış pazarlardaki ve kurlardaki belirsizliğe rağmen toplam ihracattaki ağırlığını da koruyor. İTO Kara Taşıtları, Yedek Parçaları ve Ekipmanları Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Yakup Yaşa, otomotiv sektörünün yılın ilk yarısında iç pazarda yüzde 35 üzerinde büyüdüğüne dikkat çekti. Yaşa, bu büyümeye rağmen özellikle ihracat pazarlarındaki iç karışıklık ve dolar kurunun aşırı yükselmesinin otomotiv yedek parça ihracatını aşağıya çektiğini söyledi. KUR FARKINI KULLANDILAR Yaşa, sektörün durumunu şöyle dile getirdi: “Bunların yanı sıra yaşanan bir gelişme de Türk menşeli üreticilere yüksek maliyetli hammadde gelişi. Dolayısıyla rakibimiz olan diğer ülkelerdeki üreticiler, pazarlarımızdan daha fazla pay aldı. Her ne kadar ülkemizde döviz kuru yükselse de bu ihracatçı firmaların satışlarına olumlu olarak yansımadı. 2015’in başından itibaren Euro-dolar paritesinin aşağı gelmesi de bizi olumsuz etkiledi. Avrupalı firmalar bu parite farkını kendi lehlerine kullanarak bazı ürünlerde (akü, madeni yağ, debriyaj) satışlarımızı etkiledi. Polonya, Slovakya ve Bulgaristan bu ülkelere örnek gösterilebilir.” KALİFİYE ELEMAN AZALIYOR Komite Üyesi Tuncer Şener ise sektörün öncelikli sorununun kalifiye eleman olduğunu belirtti. Şener, bu konuda başta İTO olmak üzere diğer ilgili kurumların bir çalışma yapması gerektiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Bir diğer sıkıntımız da vadelerin uzun olması ve tahsilatta yaşanan sorunlar. Ayrıca Çek Kanunu ile ilgili yeni düzenlemeler yapılmalı. Bu konuda devlet ağır yaptırımlar uygulamalı. Ayrıca yeni sanayi siteleri açılmalı ve mevcutları da düzene sokulmalı.” ÇARE KÜÇÜKLERİN REKABET GÜCÜNDE Kara Taşıtları, Yedek Parçaları ve Ekipmanları Meslek Komitesi Meclis Üyesi Necati Kosova, KOBİ’lerin güçlendirilmesi gerektiğine işaret etti. Bu konuda gerekenlerin yapılmasını isteyen Kosava, şöyle konuştu: “Yurt ekonomisinde sağlıklı ve dengeli büyümeyi elde etmenin yolu KOBİ’lerin nitelik, nicelik ve rekabet seviyelerini artırmaktan geçiyor. Ekonominin temel direğinin küçük esnaf olduğu mantığından hareket edersek tablo şöyle. Sektörümüzde faal olan 2 bin 500 irili ufaklı bayilerimizden uygun olan bin adedine 50’şer bin TL uzun vadeli kredi sağlansa, bu firmalarımızın gücü artar. Ortalama 5’er kişilik olarak düşünebileceğimiz bu firmaların, aileleri ile birlikte en az 20 bin kişilik bir topluluğa ulaşacağını da düşünürsek, sağlanacak olan fayda ve katma değerin boyutu daha iyi anlaşılabilir.” 1 MİLYONU GEÇERİZ Kara Taşıtları, Yedek Parçaları ve Ekipmanları Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mehmet Sonuvar, otomotiv sektörünün 2015’in ilk altı ayında toplam ihracat içinde liderliğini sürdürdüğünü söyledi. İç pazarda ise yeni bir rekor kırılmasının sürpriz sayılmaması gerektiğini belirten Sonuvar, beklentilerini şöyle anlattı: “Politik gelişmelere, mayıstaki grevlere ve değişken kurlara rağmen büyüme kaçınılmaz gözüküyor. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla otomobil satışları yüzde 45, hafif ticari satışları yüzde 74, ağır vasıta satışları ise yüzde 21 arttı. 1 milyon barajını geçmesi içten bile değil. Otomotiv tedarik sanayi pazarında birçok firma Ar-Ge yatırımlarını tamamladı, kapasite artırdı. Bu, araç üreticilerinin de elini güçlendirdi. Değişim pazarında ise rekabet artarak devam ediyor. Yapılan yeni kanuni düzenlemelerle, değişim pazarı için yurtdışından ithal edilen otomotiv yedek parça ürünlerinde kalite standartları daha sıkı bir şekilde takip ediliyor. Bu düzenlemeleri destekliyoruz. Ancak sadece yerel üreticileri değil ithalatçı firmaları da güvence altına alan, daha sarih ve adil düzenlemeler temenni ediyoruz.”

20 Ağustos 2015 Perşembe

Tekstile ‘Şile Bezi’ modeli

Uluslararası Şile Bezi Kültür-Sanat Festivali, El Sanatları Fuarı ve Şile Bezi Sergisi bu yıl 28’inci kez düzenlendi. Etkinlikte Şile Bezi’nin küreselleşmesi üzerinde duruldu. Ayrıca Şile Bezi’nin geçmişten bu güne kadar Şile’yi dünyaya tanıtan önemli bir unsur olduğu kaydedildi. Bu açıdan Şile Bezi’nin kültürel tema olarak korunması ve ekonomik varlığının sürdürülmesi gerektiği tartışıldı. TEKSTİLİ İYİ BİLİYORUZ Etkinlikte düzenlenen panelde konuşan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, Türkiye’nin tekstil ve hazır giyim sektöründe ilerlemiş ve bu işi en iyi bilen ülkelerden biri olduğunu söyledi. Çağlar, özellikle istihdama çok büyük katkı sağladığı için tekstili her zaman önemsediklerini belirterek, bu bağlamda Ar-Ge faaliyetlerine önem verilmesi gerektiğini vurguladı. Çağlar, “Sektörün marka değerinin ve rekabet gücünün artırılması üzerine yapılan bütün çalışmaları destekliyoruz. Şile gerçekten bir model ve bunu da canlı tutmamız lazım” dedi. AVRUPA’YA GİDİYOR Şile Belediye Başkanı Can Tabakoğlu ise tarihi geçmişi çok eski yıllara dayanan Şile Bezi’nin korunması ve markalaşması için önemli adımlar attıklarını söyledi. Tabakoğlu, “Şile Bezi’ni Türkiye’nin ikinci ihracat kolu olarak görüyoruz. Şile’de binlerce tezgah bez işlemek için çalışıyor. Başta Fransa ve İspanya olmak üzere pek çok Avrupa ülkesine Şile Bezi’ni taşıyoruz” dedi. Şile Bezi Kültür-Sanat Festivali, El Sanatları Fuarı ve Şile Bezi Sergisi 16 Ağustos’ta sona erdi.

20 Ağustos 2015 Perşembe

7 milyar TL’lik lüks hayat

Türkiye’nin mevcut 5.3 milyar liralık lüks pazarının, arz ve talep tarafındaki gelişmelerdoğrultusunda 2018’e kadar her yıl yüzde7’lik artışla7 milyar lirayayükseleceği tahmin ediliyor. Deloitte Türkiye’nin hazırladığı ‘Türkiye’de Lüks Sektörü: Lüksün Yükselişi’ adlı çalışma, pazarın ve markaların taşıdığı büyüme potansiyelini ortaya koydu. Çalışmaya göre, bir ülkede lüks pazarının gelişimibeş temel fazdan geçiyor. Türkiye ise birçok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi ‘Gösteriş Zamanı’fazında bulunuyor ve lüks, hâlâekonomik statünün sembolü olarak görülüyor. HARCAMALARI TETİKLİYOR Türkiye’nin mevcut 5.3 milyar liralık lüks pazarının, arz ve talep tarafındaki gelişmelerdoğrultusunda 2018’e kadar her yıl yüzde7’lik artışla7 milyar lirayayükseleceği öngörülüyor. Bu büyümeyi tetikleyecek unsurlar arasında üst gelir grubunun yaptığı harcamalar ile orta gelir grubunun ulaşılabilir lüks markalara gösterdiği talebin olduğu belirtildi. STATÜ SEMBOLÜ OLDU Çalışmada, lüks tüketimde kadınların ağırlıkta olmasına dikkat çekilerek bu durum şu şekilde açıklanıyor: “Hem iş yerlerindehem sosyal ortamlarda çanta ve ayakkabı kategorileri, statü sembolü olarak görülüyor. Lüks markaların güzellik ve kişisel bakım ürünleri yoğun biçimde kullanılmak isteniyor. Ünlülerin özellikle sosyal medya ile daha da görünür hale gelmesine paralel olarak özellikle genç kuşak, bu kişilerin satın aldıkları markalara ilgiyle yaklaşıyor. Ayrıca lüks markalara yönelik alışveriş merkezleri başta İstanbul olmak üzere İzmir, Ankara ve Bursa’da hızla artıyor. Adana, Antalya, Gaziantep veMersin gibi Anadolu şehirlerinde ise çok katlı lüks mağazalar açılıyor ve böylece lüks markaları bu şehirlerdeki tüketicilerle de buluşuyor. Öte yandan Türkiye’yi ziyaret eden Arap ve Rus turistlerin alım gücü de pazarın büyümesinde etkili oluyor. Düzenlenen moda festivalleri ve haftaları da lükse olan ilgiyi büyütüyor. Ayrıca Türk dizilerinin başta Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa olmak üzere pek çok ülkede yayınlanması ve ilgiyle izlenmesi, o ülkedeki insanların kendilerini Türk oyuncular ile bağdaştırarak giyim ve aksesuarlara ilgi duyması Türkiye’deki lüks pazarın büyümesine katkı sağlıyor.” En büyük 100’ün geliri 214.2 milyar $ Deloitte’ın diğer bir araştırması olan ‘Lüks Tüketimin Küresel Güçleri 2015’ raporuna göre dünyanın en büyük 100 lüks tüketim firması, 2013 mali yılında 214.2 milyar dolarlık satış geliri elde etti. Bu şirketlerden her birinin ortalama satış rakamı 2.1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Rapora göre, lüks tüketimin küresel güçleri sıralamasında ilk üç firma Louis Vuitton, Compagnie Financiere Richemont veEstée Lauder’dan oluştu. Son listede ilk on şirket arasına ABD’li tekstil firması PVH (Calvin Klein) ile Hong Kong’lu mücevher firması Chow Tai Fook da katılırken, bu firmaların listeye girmesi ile Shiseido ve Rolex ilk 10 dışına çıktı. En hızlı büyüyen yirmi şirketin ilk sırasında ise Hong Kong’lu Michael Kors yer aldı.

19 Ağustos 2015 Çarşamba