tatil-sepeti
İlaçta Ar-Ge ile ihracat gelişiyor

Türkiye İlaç Sektörü 2015 Raporu, ilaç endüstrisinin Ar-Ge, üretim ve ihracat alanlarında gelişme kaydettiğini ortaya koydu. Rapora göre, 2010’da 4 olan akredite Ar-Ge merkezi sayısı geçen yıl 15’e yükseldi. Biyoteknolojik ilaçlar, geçen yıl 2.57 milyar lirayla reçeteli ilaç pazarının yüzde 17’sini oluşturdu. Türkiye ilaç endüstrisi, uluslararası standartlardaki 67 ilaç ve 12 ham madde üretim tesisiyle hizmet sunuyor. Son altı yılda sanayi üretim endeksi verileri incelendiğinde, üretimin, imalat sanayinde yüzde 43, kimya sektöründe yüzde 47 arttığı, ilaç sektöründe bu oranın yüzde 61’e ulaştığı görülüyor. İlaç ihracatında dason altı yılda yüzde 96 artış yaşanırken, geçen yıl 160 ülkeye 921 milyon dolarlık ihracat yapıldı. Böyleceilaç endüstrisinin Türkiye ihracatındaki payı, yüzde 0.46’dan yüzde 0.64’e yükseldi.İlaçta dış ticaret açığı ise 2015’te 3.68 milyar dolara gerilerken ihracatın ithalatı karşılama oranı altı yılda 9 puan artarak yüzde 20’ye ulaştı. İlaç endüstrisi pazarı büyüklüğü2009’da 13.2 milyar lira iken bu rakam geçen yıl 16.86 milyar liraya yükseldi.Endüstrinin kilogram başı ihracat değerinin yaklaşık 27 dolar olduğu belirtildi.

15 Haziran 2016 Çarşamba

AB’den nükleer araştırmaya 430 milyon Euro’luk bütçe

Avrupa Birliği (AB), oluşturduğu araştırma fonu kapsamında 2014-2020 yıllarında yapılacak çalışmalara 77 milyar Euro’luk bir bütçe ayırdı. Bu bütçenin 430 milyon Euro’luk kısmının nükleer enerji araştırmaları için harcanması planlanıyor. 14 ÜLKEDE AKTİF Bu arada, Avrupa Komisyonu 2011’de Japonya’da meydana gelen Fukuşima kazasından sonra güvenlik gerekçesiyle nükleer enerjinin portföylerdeki ağırlığının asgariye indirilmesi için çalışmalar başlattı. Halihazırda elektrik üretiminin yüzde 30’unun nükleer enerjiden karşılandığı Avrupa’da, yenilenebilir enerjinin maksimum seviyede kullanılması temel hedef olarak benimseniyor. Mevcut durumda 14 AB üyesi ülkede aktif nükleer santral bulunuyor.

15 Haziran 2016 Çarşamba

Türkiye’nin en değerli markası

Uluslararasımarka değerlendirme kuruluşu Brand Finance tarafından Türkiye’nin En Değerli Markaları-Turkey 100 çalışmasının 9’uncusu tamamlandı. Araştırmaya göre, Türk Hava Yolları (THY) 2.4 milyar doları aşan değeriyle Türkiye’nin ‘en değerli markası’ oldu. THY’yi, marka değeri 2 milyar 353 milyon dolar olan Türk Telekom ve değeri 1 milyar 983 milyon dolar olan Arçelik takip etti. Geçen senenin şampiyonu Akbank, 1 milyar 589 milyon dolarla bu sene listede dördüncü sıraya gerilerken, Garanti Bankası 1 milyar 529 milyon dolarlık değeriyle beşinci, Turkcell de 1 milyar 435 milyon dolarlık değeriyle altıncı sırada yer aldı. 12 YENİ MARKA Çalışmaya göre, kur farkının önemle hissedildiği listede Türkiye’nin en değerli yüz markasının toplam değeri 29.3 milyar dolar olup bir önceki yıla göre toplam değer azalışı 5 milyar doları buldu. Yüz markalık listeye bu yıl muhtelif iş kollarından 12 yeni marka dahil oldu. Toplam değerin yüzde 32’sini banka, yüzde 13’ünü telekom, yüzde 9’unu havayolu ve yüzde 4’ünü gıda-perakende markaları oluşturdu. Veriler KAP’tan alınıyor Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayımlanan konsolide mali tablolar, şirketlerin tüm markalarına ait toplu veriyi veriyor. 100 markalık listenin yüzde 80-85’ine ait veriler KAP’tan temin ediliyor. Geriye kalanı şirketlerin doğrudan ilettiği verilerden elde ediliyor. İşte en değerli 20 marka Adı Değeri Değişim (%) Türk Hava Yolları 2.452 11 Türk Telekom 2.353 -5 Arçelik 1.983 7 Akbank 1.589 -37 Garanti 1.529 -22 Turkcell 1.435 -16 İş Bankası 1.297 -47 Anadolu Efes 1.151 6 Yapı Kredi 980 -30 Halkbank 958 -1 Ziraat Bankası 944 -6 Vakıfbank 739 2 BİM 668 -52 LC Waikiki 658 ... Bsh 593 39 Ford Otosan 571 5 Finansbank 544 3 Enka 538 -21 Ülker Bisküvi 522 -30 Migros 512 -6

15 Haziran 2016 Çarşamba

Dışa bağımlılığı azaltmak kömürden geçiyor

HABER: FAHRİ SARRAFOĞLU Petrol ve doğalgaz kaynaklarının dünya genelinde hızla tükendiğini belirten İstanbul Ticaret Odası Doğal ve İşlenmiş Katı Yakıt Meslek Komitesi Başkanı Erol Temizkanoğlu, alternatif anlamda yeni yeni enerji kaynakları geliştirildiğini söyledi. Rüzgâr, güneş, HES, nükleer, jeotermal, biyokütle, kaya gazı gibi alternatiflere rağmen kömürün hâlâ en güvenilir enerji olduğunu belirten Temizkanoğlu, şunları söyledi: “Kömür dünya var olduğu müddetçe gerek ısınma amaçlı gerek enerji üretiminde kullanılarak, gerekse de birçok sanayi dalının hammaddesi olarak insanlığa hizmet vermeye devam edecek.” Dünyada üretilen elektriğin yüzde 41’inin kömürden elde edildiğini bildiren Temizkanoğlu, kömürün dünyadaki kullanımı ile ilgili şu bilgileri verdi: “Öncelikle üç büyük ülkeye bakalım. ABD yüzde 43, Çin yüzde 78, Almanya yüzde 45. Çin yakın zamana kadar kömür ihraç ediyordu. Hızlı sanayileşme ile birlikte üretimi kendi ihtiyacını karşılamıyor. Elektrik üretiminde kömürün oranı diğer bazı ülkelerde de şöyle: Hindistan yüzde 71, Kazakistan yüzde 81, Polonya yüzde 93, Avustralya yüzde 69, İsrail yüzde 59, Çek Cumhuriyeti, yüzde 57, Japonya yüzde 27, Endonezya yüzde 44.” ÇARE YERLİ LİNYİT Doğal ve İşlenmiş Katı Yakıt Meslek Komitesi Üyesi Hüseyin Kudret Kıdık ise sektörün 2015 yılında pazar daralması yaşadığını söyledi. Kıdık, sektörün bu yıla ilişkin durumu hakkında ise şu değerlendirmeyi yaptı: “2016 yılının daha iyi geçmesi ve Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılıktan kurtulması için yerli linyit kömürüne daha fazla ağırlık verilmeli. Yerli kömür çevreye en az zarar verecek yeni ve temiz teknolojileri kullanarak yakıldığı takdirde karbon salımı azalacaktır. Yerli linyit kömürünün, ocaktan çıktıktan sonra zenginleştirilmesi ve kalitesinin yükseltilmesi gerekir. Bu şekilde kullanıldığında ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtaracak tek kaynak ve istikbalin enerjisikömürdür. Sanayinin yerli linyite dönebilmesi için devletimizin de teşviki uygun olur.” Kıdık, sektördeki ticareti canlandıracak bir diğer önerisini ise şöyle dile getirdi: “Devletimizin ihtiyaç sahiplerine dağıttığı kömürlerin daha kaliteli ve zenginleştirilmiş olarak bu işi yapan esnaf tarafından kupon karşılığı yapılması sektöre büyük bir hareket getirecek. Çevre kirliliği azalacaktır.” Mangal kömürü (odun kömürü) ile ilgili olarak standart sorunu yaşandığını vurgulayan Komite Başkan Yardımcısı ve Meclis Üyesi Hüseyin Akarçeşme, standarda sahip olmayan az sayıda üründen birinin de mangal kömürü olduğuna dikkat çekti. Akarçeşme, konu ile ilgili yaşanan sorunları şöyle anlattı: “En son mangal kömürü standardı 1975’te yapılmış. O gün, bugün başka bir yeni standart geliştirilmemiş. 41 sene öncesinde standart yapılmış. Biz bu çağda, çok yüksek imkanlar dahilinde yeni bir standart oluşturamıyoruz. 2007 yılında bu konuda İTO Doğal ve İşlenmiş Katı Yakıt Meslek Komitesi olarak bir çalışma başlatmıştık. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na ve TSE’ye birikimlerimizi ve görüşlerimizi iletmiştik. 2009’da Oda Meclis toplantımıza iştirak eden dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’e iletmiştik. Ancak şu zamana kadar bir sonuç alamadık. 2016 yılı içinde de yeniden bu konuda komite kararı alarak girişimde bulunduk. İnşallah bu sefer sektörü tatmin edebilen bir sonuç alırız.” DERS ÇIKARALIM Komite olarak Soma faciasından ders çıkarılması gerektiğini dile getirdiklerini belirten Akarçeşme, bu konudaki önerilerini ise şöyle özetledi: “Peki ne ders çıkardık şu ana kadar? Yer altı kömür ocaklarında oksijen maskesi mecburiyetinin oturtulması ve işçilerin güvenli bir şekilde vardiya değişimlerini yapacakları tam donanımlı fiziki alanların oluşturulması mecburiyetinin getirilmesidir diyebiliriz. Kömürü alınıp terk edilen ocakların içine yağmur ve sel sularının girmesini engelleyici tedbirler unutulmamalı. Üretim esnasında galeri içinde oluşan toz kömürlerin kendi kendine tutuşma özelliği olduğundan dolayı bu toz kömürlerin düzenli şekilde dışarı atılması gerekliliği de göz ardı edilmemeli. Ayrıca okullarımızın eğitim müfredatına iş sağlığı ve iş güvenliği dersleri de mutlaka konulmalı.” AMBALAJA STANDART İTO Meclis Üyesi Hüseyin Akarçeşme, oluşturulması gündemde olan mangal kömürü standardı ile ilgili olarak ambalajlarda yer almasını istediği bilgileri şu şekilde açıkladı: Mangal kömürü gelişi güzel çuvallarda olmamalı. Örnek olarak 20 kg, 10 kg, 5 kg, 2 kg, 1 kg gibi ambalajlarda olmalı. Ambalaj üzerinde marka bilgisi, firmanın tam bilgileri ve barkot numarası bulunmalı. Ürünün hangi odundan yapıldığı, ithal veya yerli olup olmadığı bilgisi yer almalı. Yakma talimatı ayrıntılı biçimde anlatılmalı. Mangal ve nargile kömürü ithalatı yapacak firmaların ithalat öncesi İstanbul Ticaret Odası’ndan yeterlilik ve sorumluluk belgesi alma mecburiyeti getirilmeli.

15 Haziran 2016 Çarşamba

Bu köylerin tarlası da var altyapısı da

Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), köylerde ve kırsal alanlarda uyguladığı Tarımköy Projesi kapsamında 5 bin 747 konut üretti. Proje ile altyapısı, konutları, sosyal donatıları, yolu, çocuk parkı ve çevre düzenlemesiyle modern köyler inşa ediliyor. Yeşil alan, okul ve sağlık ocaklarının da bulunduğu projede,toprağı olmayan çiftçilere tarım arazisi ve işletme kredisi de veriliyor. Sıfırdan köyler inşa ettiklerini belirten TOKİ Başkanı Ergün Turan, ”Projelerimizde her bölgenin ihtiyaç ve özelliklerine göre farklı konutlar yapıyoruz. Erzurum’da kış şartlarına uygun konutlar tercih ederken, Mardin ve Şanlıurfa’da yöresel mimarinin ön plana çıktığı konutlar inşa ettik” dedi. ÖZEL MİMARİ Dağınık durumdaki yerleşim yerlerinin bir araya toplandığını dile getiren Turan “Köyün su kaynakları, çayır, mera ve orman alanları da göz önüne alınarak mevcut köy dokusunun korunmasına özen gösteriliyor. Tarımköy, sel ve depreme karşı zemini sağlam yerlere yapılıyor” dedi.

15 Haziran 2016 Çarşamba