tatil-sepeti
Bijuteri ve aksesuara ‘metalik’ takip

HABER: ADEM ORHUN İstanbul Ticaret Odası (İTO), iş dünyasının ihtiyaç duyduğu konularda düzenlediği bilgilendirme toplantılarını ara vermeden sürdürüyor. Geçtiğimiz yıllarda birçok sektörde ürün toplatmaya sebep olan kimyasal maddeler nedeniyle hem ithalatta hem iç piyasada sıkı denetimler yapılıyor. Ürün denetimleri ve ithalat izinleri konusunda İTO’da bir seminer düzenlendi. ‘İmitasyon takı, bijuteri ve saat sektörlerinde ürün güvenliği mevzuatı ve iç piyasa ithalat denetimleri’ konulu seminerde, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yetkilileri firma temsilcilerini aydınlattı. Seminerin açılış konuşmasını yapan İTO Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Uluç Hacıhasanoğlu, hem dış ticaret erbabının hem de yurtiçinde satış yapan firmaların mevzuata eşzamanlı uyum sağlamaları, tüketiciye daha sağlıklı hizmet vermeleri için çalıştıklarını söyledi. Daha önce de ithalat denetimine ilişkin seminer düzenlediklerini hatırlatan Hacıhasanoğlu, katılımcı firmaların bu etkinliklerin faydasını göreceğini belirtti. KİMYASALLARIN KAYDI Seminerde konuşan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Piyasa Gözetimi ve Denetimi Daire Başkanı Meral Karaaslan ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, ‘kimyasalların kaydı’nı belirleyen mevzuatı kapsamında birçok üründe denetim yaptıklarını söyledi. Karaaslan, “Kırtasiye ve oyuncak sektörlerinde olumlu gelişmeler yaşandı. İçinde bulunduğumuz dönemde ise özellikle imitasyon takı, bijuteri ve saat gibi ürünlerde denetim yapılacak” diye konuştu. ÖNCELİKLİ MADDELER Karaaslan, 23 Aralık 2017’de yürürlüğe giren mevzuat hükümleri gereği, bazı maddelerin denetimine ağırlık verileceğini vurguladı. Karaaslan, şöyle konuştu: “Metal aksamda kurşun kalıntısı aranacak. AB’de kurşunla ilgili liste mevcut. Denetimleri hem ithalatta hem iç piyasada artıracağız. Plastik, kol saati bandı, bileklik ve saç bandında kimyasallara bakılacak. Deri ürünler ve saatlerin deri parçalarında krom denetimi yapılacak. Ayrıca kadmiyum denetimi de yapacağız.” NİKEL UYARISI Avrupa Birliği’nin Hızlı Alarm Sistemi (RAPEX) verilerine göre özellikle nikel konusunda çok sorun yaşandığını belirten Karaaslan, “Üreticileri ve dış ticaret yapan firmaları buradan da uyaralım. Çok sayıda toplatma kararı uygulandı” dedi. Test süresinin 10 gün sürebildiğini belirten Karaaslan, “İthalat yapan firmaların ellerinde nikel testini bulundurmaları, kendilerine süre kazandıracak” diye konuştu. GTB-İRİS SİSTEMİ Seminerde, Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü Gümrük ve Ticaret Uzmanı Ozan Kaya da bakanlığın web sitesinde, e-işlemler başlığı altında GTB-İRİS işlemlerinin yer aldığını hatırlattı. Kaya, İRİS sisteminde ‘Ürün Güvenliği ve Denetimi Tebliği’ ile ‘GTİP Ürün Listesi’nin yer aldığını hatırlattı. İthalat izni için sistem üzerinden başvuru yapılırken, ürünün fotoğrafının eklenmesini tavsiye eden Kaya, fotoğrafların sonradan karşılaştırma yapmak gerektiğinde kullanılacağını söyledi. Başvurusu yapılan ürünleri, marka ve model bazında alt kalemlere ayırarak başvuru yapmanın da avantajlı olduğunu kaydeden Kaya, bu şekilde bir grupta problem çıkması (riskli bulunması) halinde bütün modellerin engele takılmayacağını belirtti. TOPLATMA MALİYETİ ÖNLENEBİLİR Firmaların, ürün toplatma kararı alınması halinde ek maliyeti önleyici tedbirler alma imkanı bulunuyor. Piyasa Gözetimi ve Denetimi Daire Başkanı Meral Karaaslan, uygulama hakkında şunları söyledi: “Şayet sakıncalı bulunan ürün az dağıtılmışsa, alıcıları biliniyorsa, firmanın kendisi etkin toplama yapabilecekse, toplatma sürecinin firma için kolaylaşacağını söylemek mümkün. Firmanın, etkin toplama yapması halinde gazetelere ve televizyona ilan vermeye de gerek kalmıyor.” AYRINTILI FATURA ÇOK ÖNEMLİ Meral Karaaslan, firma yetkililerini fatura konusunda uyardı. Karaaslan, şunları söyledi: “Başka bir yerden mal aldınız ve bunu piyasaya sürdünüz. O üründe piyasa denetimlerinde sakıncalı bir madde tespit edilirse, ‘nereden aldın’ sorusuna cevap verebilmeniz için fatura ve içeriği önemli. Faturada malın ne olduğu açık olarak belirtilmemiş, ‘muhtelif’ denmişse ispat yükümlülüğünden kurtulamıyorsunuz. Faturalarda barkod ve model bulunursa işiniz kolaylaşır.” TEST ÜCRETİNE GRUP İNDİRİMİ İTO’da düzenlenen iç piyasa ithalat denetimleri konulu semineri takip eden bazı firma temsilcileri, test ücretlerinin maliyetinden yakındı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı (GTB) yetkilileri ise sektör derneklerinin toplu şekilde ilgili test merkezine giderek uygun fiyatlı anlaşmalar yapabildiğini belirtti. Yetkililer, kırtasiye sektörünün bu konuda olumlu sonuçlar aldığını hatırlattı.

15 Şubat 2018 Perşembe

E-ticarette öncelik güven ve lojistik

HABER: ADEM ORHUN Girişimcilik ruhu ve ticarette büyüme hedefleri, her geçen gün e-ticarete ilgiyi artırıyor. E-ticarete girmek kadar, bunun altyapısını oluşturmak, bu arada hukuki yanlarını doğru bir şekilde işletmek sürdürülebilirlik için kritik öneme sahip. İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO) düzenlenen bir seminerle girişimci adayları ve firma temsilcileri, bu konularda bilgilendirildi. İTO’nun Eminönü’ndeki merkez binasında düzenlenen ‘e-ticaretin öncelikli süreçleri’ konulu seminer, İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hasan Erkesim’in konuşmasıyla başladı. Erkesim, Türkiye’nin büyüme hedeflerinin, gençlerin tercihlerinin, yeni gelir modeli arayışlarının ve küresel gelişmelerin elektronik ticareti zaruri kıldığını ifade etti. Özellikle e-ihracat konusunun, dışa açılarak büyüme hedefiyle örtüştüğünü kaydeden Erkesim, İTO’nun da devlet teşviklerinin, vergi kriterlerinin ve piyasadan tecrübelerin ihtiyaç duyanlara aktarılması için sık sık bu tür etkinlikler düzenlediğini belirtti. BAKANLIKTAN DESTEK İTO Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Uluç Hacıhasanoğlu’nun da yer aldığı seminerde, Ekonomi Bakanlığı Marmara Bölge Müdür Yardımcısı Dr. Yasemin Görüm, uluslararası e-ticaret sitelerine üyelik imkanlarını anlattı. Görüm, bu sitelere ‘işbirliği kuruluşları’ aracılığıyla üyeliğin büyük fiyat avantajı sağladığını belirtti. Görüm, Bakanlık tarafından onay verilen e-ticaret sitelerine bu şekilde üyeliğin yüzde 80 oranında desteklendiğini kaydetti. Görüm, destek detaylarının 2011/1 Sayılı Pazar Araştırması ve Pazara Giriş Desteği Hakkındaki Tebliğ’de yer aldığını kaydetti. Görüm’ün verdiği bilgiye göre, Ekonomi Bakanlığı, yabancı e-ticaret sitelerinin yanı sıra Türkiye merkezli siteler için de destek sağlıyor. Destekten yararlanmak için ilgili işbirliği kuruluşuna üye olmak gerekiyor. Şahıs firmaları destekten faydalanamıyor. YENİ TEDARİK SİSTEMİ Seminerde PTT A.Ş. Ticaret Daire Başkanı Settar Ulu da ‘E-ticarette Tedarik Zinciri ve Lojistiğin Rolü’ başlıklı bir sunum yaptı. Ulu, konvansiyonel ticaretteki üçlü lojistik sisteminin yerine artık dördüncü parti lojistik organizasyonun işlediğini belirtti. Birden fazla tedarikçinin sistemde bir arada çalıştığını belirten Ulu, e-ticaret sitelerinde en önemli unsurlardan birinin ise güven olduğunu kaydetti. Ulu, e-ticaret lojistiğinin, tarafların ihtiyaç duyduğu güven unsurunu da sağlaması gerektiğini vurguladı. Sistemde tedarikçi için de talepler olduğunu belirten Ulu, bunları şöyle sıraladı: En az hacim kullanma, ideal depolama fiyatı, taleplerin hızlıca karşılanması, en az fire, güvenliği sağlama (ürün, çevre ve çalışan için), en az hatalı sevkiyat yapılması. LOJİSTİK HİZMETLERİ PTT’nin e-ticaret lojistiği sürecinde ilk adımda tedarikçilerin (üreticiler) yer aldığını belirten Ulu, ikinci adımda lojistik firmasının (PTT), üçüncü ve dördüncü sırada müşteri ve satıcı firma portalının yer aldığını söyledi. Ulu, PTT’nin lojistik sürecinde depolama, elleçleme, paketleme, faturalama, etiketleme, ürün teslimi, iade lojistiği hizmetlerini verdiğini kaydetti. Seminerde E-Ticaret ve İnternet Hukuku Derneği Başkanı Av. Gökhan Uğur Bağcı, e-ticaretin hukuksal boyutuna dikkat çekti. Bağcı, sürdürülebilir ticaret için sistem içinde yer alan herkesin sorumluluklarını kaydetti. Seminerin son bölümünde İTO Mali Müşavirlik Meslek Komitesi Başkanı Salih Çakır ve İstanbul Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Derneği (Meslekte Birlik) Yönetim Kurulu Üyesi Nevzat Erdağ, e-ticaretin vergi boyutunu ve devletin bakışını anlattı. SİTELERE ÜYELİKTE DESTEK ESASLARI İşbirliği kuruluşlarının, her başvuruda Ekonomi Bakanlığı tarafından uygun görülen en az 250 şirketi e-ticaret sitesine üye yapmış olması gerekiyor. Üye olunan e-ticaret sitesinin bakanlıktan onay almış olması şart. İşbirliği kuruluşları destekten en fazla 5 e-ticaret sitesi için yararlanabiliyor. e-ticaret sitelerine toplu üyelik giderleri işbirliği kuruluşları için yüzde 80 oranında destekleniyor. Bir şirket için e-ticaret sitesi başına yıllık en fazla 2 bin ABD Doları destek veriliyor. Şirketler aynı site için en fazla üç yıl destek alabiliyor.

15 Şubat 2018 Perşembe

İnşaatta işi uzmanına bırakalım

Yoğun katılımla sektörel zirveye dönüşen toplantıda konuşan İTO Başkan Yardımcısı Gökhan Murat Kalsın, sektöre herkesin girebileceğini belirterek, “Elbette gelsin projeye yatırım yapsın. Ancak işin inşaat uygulamasına soyunmasın. Bu işin uzmanları var” uyarısında bulundu. Toplantıda markalı inşaat projelerinde Anadolu’daki fırsata dikkat çekildi. HABER: ADEM ORHUN İstanbul Ticaret Odası İnşaat ve Gayrimenkul İhtisas Komitesi 22. toplantısı İTO’nun Merkez Binası’nda gerçekleştirildi. Konut inşaatından altyapıya, inşaat malzemelerinden emlak müşavirlerine kadar sektörün bütün kanatlarını bir araya getiren toplantıda sektördeki daralma masaya yatırılırken, çözüm için öneriler de paylaşıldı. Toplantı İTO Başkan Yardımcısı İnşaat ve Gayrimenkul İhtisas Komitesi Başkanı Murat Kalsın’ın konuşmasıyla başladı. İTO’nun üye sayısının 422 bin 500 olduğunu kaydeden Kalsın, “81 meslek komitemizin sekizi inşaatla ilgili. Sektör çok büyük, üye sayımız 78 bin” dedi. Toplantıda, İstanbul’da yapı stokunun yükseldiğine dikkat çekilirken, mega şehirde satış rakamları fazla kıpırdamadığı belirtildi. Anadolu’da projelerin büyük satış rakamlarına ulaştığına dair paylaşımların haklılığını vurgulayan Gökhan Murat Kalsın “Fırsatlar Anadolu’da. Acaba biz bunun yeteri kadar farkında değil miyiz?” diye konuştu. SEKTÖREL FAALİYETLERİMİZ Kalsın, İTO Meclis Üyelerinin dekatıldığı toplantıda sektörel çalışmaları şöyle anlattı: “Tüm sektörlerin çatı kuruluşu olarak sektörlere destek olmak amacıyla çalışıyoruz. Geçen 4.5 yılda birçok toplantı, araştırma ve çalıştay yaptık. Birçok sektörel fuara iştirak ettik. Fransa’daki MIPIM’e özellikle yoğunlaştık. Toplantılarımızda ise birçok sorun tespit ettik. Gayrimenkul sektörü için 2023 Stratejik Eylem Planı adıyla bir rapor hazırladık. Zaten faaliyetlerimizi takip ediyorsunuzdur. Gazetemizden olsun, web sayfamızdan olsun görebilirsiniz.” UYGULAMAYA GİRMESİNLER Sektöre girip, yatırım yapanların durumuna da değinen Kalsın, şunları söyledi: “Sanayici kazandığı parayı nereye yatıracak? Tabi ki gayrimenkul kârlı bir sektör. Bırakalım yatırsın. Çünkü beraberinde 200-300 sektörü etkiliyor. Gelsin yatırım yapsın, arsa alsın, projeye yatırım yapsın, fakat müteahhitliğe; inşaat uygulamaya soyunmasın. Bu işin uzmanı var. Yılların eğitimi var, mühendisliği mimarlığı var. Bu iş senin işin değil demeliyiz diye düşünüyorum. Belki bunu iyi anlatmamız lazım.” Bu vesileyle inşaat ve gayrimenkul diye iki ayrı çatı oluşturduklarını belirten Gökhan Murat Kalsın, şöyle devam etti: “Bununla ilgili alt komisyon oluşturduk. Bu sektörlerin tarifinin iyi yapılması, yatırımcıların da doğru yönlendirilmesi için. Çok iyi bir tarif yapılması lazım. Yatırımcı direkt işin uygulamasına; müteahhitliğe soyunduğu için çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz.” KENTSEL DÖNÜŞÜM ÖNEMLİ FIRSAT Dr. Feyzullah Yetgin / Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı: Gayrimenkul, Türkiye’nin gayri safi milli hasılasında yüzde 30-35 paya sahip. İhtiyaçlar hiyerarşisi içinde vazgeçilmezlerden birisi. Fakat özellikle planlama anlamında ihmal edilmiş bir sektör. Bütün aktörlere önemli görevler düşüyor. Özellikle kentsel dönüşüm konusundaki fırsatı kaçırmamayı hepimizin el birliğiyle sağlamamız gerekiyor.Nedir bu fırsat, akıllı binalardan yeşil binalara kadar konuştuğumuz bütün ideal unsurları bu dönüşüm süreci içine katmalıyız. 10-20 yıl sonra şunları eksik yapmayalım diye birlikte yola çıkmalıyız. En azından bundan sonra yapacağımız yapıların planlama nosyonuyla, dayanıklı ve insan unsurunu gözeterek yapılması gerekiyor. FIRSAT DALGASI OLARAK GÖRÜYORLAR Ziya Altan Elmas / Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Başkanı: Gayrimenkul, herkesin aşkla şevkle yaptığı bir şey. Millet olarak bu işi seviyoruz. Bazen öyle ilginç şeyler görüyorum ki bu olsa olsa aşkla olur diyorum. İstanbul’da konut fiyatları son bir buçuk yılda yüzde 6.5 arttı. Fakat son bir buçuk yılda arsa fiyatları yüzde 35 yükselmiş. Bir yılda yüzde 20’den fazla eder. İstanbul’daki arsaların yüzde 85’i konut alanı olduğuna göre bu konutların fiyatı artmıyorsa arsaların fiyatı nasıl yüzde 35 artıyor? Herhalde aşkla oluyor. Seviyoruz bu işi. Bunun sonucunda da hep beraber kısırdöngüye giriyoruz.Birçok sektörden bir fırsat algısıyla buraya gelişler var. Kendi kendimizi yiyen tüketen bir mekanizma haline gelmeye başladı. Özellikle İstanbul’da bu anlamda sorun var.2012’den 2017’nin sonuna kadar, 5 yılda rakamlar şöyle bütün Türkiye’deki konut satışları, yeni ve ikinci el dahil olmak üzere 1 milyon 100 binden 1 milyon 410 bine yükseldi. Bütün Türkiye’de büyüme var. Fakat İstanbul’da yerimizde saydığımızı görüyoruz. İstanbul’da 2012’de satılan konut 225 bindi. 2017’nin sonunda 238 bin. Beş yıldaki artış yüzde 5 bile değil. Dolayısıyla, İstanbul’da bir tıkanıklık var, arz fazlası var ve talep yetersizliği var. Fakat bunun yanında başka bir tarafa baktığımızda ise büyük fırsat var. Nedir o? 1 milyon 100 binin içinden İstanbul’u, yani 230 bini çektiğimizde 870 bin yapar. Bütün Anadolu 870 binlik bir pazar ve 300 bin büyümüş. Yani yüzde 40 büyümüş beş senede. Yani Anadolu’nun bütün illerinde fırsat var. Gayrimenkul sektörüne bir şey olduğu yok. Sektörün temel dinamikleri yüksek. Ben böyle böyle baktığımda fırsatı Anadolu’da görüyorum. Bunu yeni görmüş değiliz. Bu çerçevede yatırımlarımızı, markalı üretimlerimizi, Antalya, İzmir, Bursa’ya doğru kaydırmaya çalıştık. Çok da doğru bir iş yaptığımızı görüyorum. Fırsat Anadolu’da arkadaşlar. Belki 500-600 bin nüfusun üstündeki kentlere daha iyi bakmak lazım. Burada çok büyük bir potansiyel var, bir işgücü var, markalaşmış birçok firmamız var. Her birinin kapasiteleri var. Artık bu kapasiteleri Anadolu’ya açmakta fayda var. YERLİNİN DEĞERİNİ BİLELİM Ferdi Erdoğan / Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Başkanı: Müteahhitler bizim müşterilerimiz. Sektörümüzde 115 milyar dolarlık üretim ve ticaret hacmi var. Bunun 16-17 milyar doları ihracat. Biz her ay endeks hazırlıyoruz. Ciro endeksi 100 bazın üstünde, sipariş endeksi 160’a ulaşmış durumda, üretim ve istihdam da iyi, dış ticarette beklenti de iyi fakat tahsilat endeksimiz kötü. Tek geriye giden o ve 50 baz puan civarında. Bunun anlamı şu satışımız iyi ancak ortada para yok. Para tahsil edemiyoruz. Bu işin finansmanı ve tahsilat tarafı henüz doğru bir noktaya oturmuş değil. Altan beye katılıyorum. İstanbul’da konut stoku oldukça yüksek. Anadolu’da İzmir, Bursa, Mersin, Kayseri’nin yıldızı parlıyor. İstanbul’da daha çok metrekaresi 10 bin TL ve üzeri olan konutlara yatırım yapılıyor. Fakat insanların esas ihtiyacı 5 bin TL ve altındakiler. Özellikle orta ve alt gelir grubunun konut ihtiyacını karşılayabileceği metrekaresi 2 bin 500 TL civarı olanlar. Biraz bu tarafa doğru bizim işlerimizin evrilmesi gerekiyor. YERLİ MALZEME Bir başka konu inşaat malzemeleri üretimi. Biz bu işi çok iyi yapıyoruz. Batı’nın standartları ile üretirken Doğu’nun fiyatlarıyla ihracat pazarlarında rekabet edebiliyoruz. Fakat 15-16 milyar dolar ihracat yaparken 10 milyar dolar ithalat var. Buradaki dengenin, Türkiye’nin uzmanlık alanı olan inşaat malzemeleri konusunda doğru yere evrilmesi gerekiyor. Burada bir zorlama gerektiği ortada. Burada müteahhitlerimize de çok büyük iş düşüyor. YERLİ ALIMI ÇOK ZAYIF Osman Balta / Mimar ve Mühendisler Grubu Başkanı: Ülkemizde konut sektörü çok gelişmiş. İnsanlar da kazandıkları parayla nasıl ev sahibi olabilirim diye düşünüyor. Bu, sektör için çok önemli bir fırsat. Fakat grup olarak üzerinde yoğunlaştığımız bir konu var; yerli alım, imalat sanayisinde. Özellikle kamu ve özel sektör açısından çok zayıf. Kamunun, büyük şehir belediyeleri ve bakanlıkların yerli alımı toplam alım içinde yüzde 10’u geçmiyor. İnşaatın arsa, kaba iş ve ince iş maliyetinin yanı sıra içindeki maliyet de var. Isıtıcısından armatürüne kadar… Şartnameler dahi öyle düzenlendiği için bu malların yabancısı alınıyor. İnşaat sektöründeki sivil toplum kuruluşlarının bu konuyu mutlaka gündemlerine almaları ve bakanlıklarla görüşerek yerli alımını artırmaya yönelik teşebbüste bulunmaları gerekiyor. Yönetmeliklerin ve şartnamelerin de buna uygun düzenlenmesi lazım. SERTİFİKASYON SİSTEMİ OTURMALI Hakan Gümüş / Gayrimenkul İçin Strateji Platformu Başkanı: Yaşadığımız sıkıntıların birçoğunun sebebi; sektördeki düzensizlikler. Bunları hem standarda oturtmanın hem sertifikasyon sistemine oturtmanın gerekliliği tartışılıyor. Bunları başarmak için de ‘gayrimenkul ve inşaat konseyi’ kurulması yönünde bir çalışma var. Yani kamunun da müsteşar düzeyinde temsil edildiği; bizim sektörümüzün, inşaat, emlak, değerleme, geliştirme sektörünün temsil edildiği bir ortam. Ayda bir toplanan, sektörün sorunlarını çözen, kamuyla paylaşan, yasal düzenlemeler yapan bir yapı kurulması için çalışılıyor. Bu çalışmada son aşamaya gelmek üzereyiz. Bizim satışta yaşadığımız sıkışma aslında sıcak para yetersizliğinden de kaynaklanıyor. Fakat burada uluslararası kurumsal büyük paranın Türkiye’ye girmesi için çok az şey yapıyoruz. Bizim evimizin temizlenmesi ve evimize misafir getirmemiz için, yatırımcı buraya geldiğinde hukuken rahat hissettiği, bir sorun olduğu zaman çözüldüğü bir ortam görmeli ki kurumsal yabancı yatırımcı Türkiye’ye girsin.Büyük kurumsal uluslararası parayı buraya çekebilmek için sektörümüzün uluslararası lobi çalışmasına da ciddi ve sistematik bir şekilde başlaması lazım. Sektör olarak bu işi sahiplenmeliyiz. TEKNOLOJİ İŞİN İÇİNDE Diğer bir konu gayrimenkul ve teknoloji. Bu sektörün gidişatı ve yönetimi dünya ölçeğinde başka şekilde olmaya başladı. Yapay zeka, büyük veri diye bir gerçeklik var ve bütün bunlarla yönetilen gayrimenkul süreçleri var. Yapay zekayla güncellenen imar planları tartışılıyor. Bildiğimiz emlak siteleri arkada çok ciddi büyük verilerle çalışıyor. Akıllı şehirler verimliliği önemsiyor. Kentlerimizde ufak tefek şeylere dokunsak bile milyon dolarlar seviyesinde tasarruf yapma imkanı var. Dolayısıyla teknolojinin de artık içine zerk edildiği bir sektör olduğumuzu bilmeliyiz. KAVRAM KARMAŞASI GİDERİLMELİ Abdullah Baysal / İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Genel Sekreteri: Biz inşaatçı değiliz, konut yapı müteahhidiyiz. Bu söylemi doğru olarak geliştirmek zorundayız. Kavram kargaşası var. Tüketici açısından da sıkıntısını çekiyoruz. Bilimsel olarak tanım yapılması gerekiyor. Bunu yapabilirsek birçok sorunu kendiliğinden çözeriz. Kentsel dönüşüm kavramı da buna dahil. Dernek olarak bir proje üretmeye karar verdik. Depreme dayanıklı pilot kentler. İçinde camisi okulu dahil sosyal unsurlar, her şey var. Hedefimiz orta gelirli kişiler için çözüm üretmek. Dernek olarak bu çalışmayı bilimsel anlamda da geliştirmeye çalışıyoruz. Bu proje için devletten de İstanbul'a 30-60 km mesafede olan bir yerin tahsis edilmesini istiyoruz.

14 Şubat 2018 Çarşamba

42 kentin kırsalına 252 milyon Euro

HABER: GÖZDE YENİOVA Tarım ve kırsal kalkınmayı desteklemek için 252 milyon Euro hibe desteği verilecek. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Programı IPARD-II’nin 3. Çağrı İlanı kapsamında kullandırılacak bu hibenin tanıtımı yapıldı. Program, 2014 ile 2020 yıllarını kapsıyor. GERİ ÖDEMESİZ DESTEK Uygun harcamalar karşılığında sağlanacak bu mali desteğin kaynağı, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti eş finansmanında oluşturulan IPARD Programı Fonu. Bu destek, kamu katkısı olarak adlandırılıyor. Katkı, program çerçevesinde gerçekleşmiş yatırımlar için geri ödemesiz olarak kullandırılacak. Çağrı ilanı kapsamında sadece Tarımsal İşletmelerin Fiziki Varlıklarına Yönelik Yatırımlar tedbiri ile Çiftlik Faaliyetlerinin Çeşitlendirilmesi ve İş Geliştirme tedbiri kapsamındaki başvurular kabul edilecek. ÇEŞİTLEME VE GELİŞTİRME Çiftlik Faaliyetlerinin Çeşitlendirilmesi ve İş Geliştirme programıyla ilgili başvurular, 12 Şubat 2018’den itibaren yatırımın uygulanacağı ildeki TKDK il koordinatörlüklerinde kabul edilecek. Online proje başvuru sistemi ise 12 Mart 2018’de saat 21.00’da kapatılacak. Başvuruların son teslim tarihi de 15 Mart 2018 saat 18.00. Bu programda destek oranı yüzde 55 ile 65 arasında bulunuyor. Programın toplam bütçesi ise 87 milyon 239 bin 811 Euro. FİZİKİ VARLIĞA YATIRIM Tarımsal İşletmelerin Fiziki Varlıklarına Yönelik Yatırımlar programında ise başvurular, 1 Mart 2018’den itibaren yatırımın uygulanacağı ildeki TKDK il koordinatörlüklerinde kabul edilmeye başlanacak. Online proje başvuru sistemi 2 Nisan 2018 tarihi saat 21.00’da kapatılacak. Başvuruların son teslim tarihi de 5 Nisan 2018 saat 18.00. Programda destek oranı, yüzde 40 ile 70 arasında bulunuyor. Toplam bütçe ise 164 milyon 707 bin 348 Euro. YATIRIM SÜRESİ EN FAZLA 18 AY OLMALI Çağrı ilanı kapsamında hazırlanacak başvurularda, yatırım süresi en fazla 18 ay olarak planlanmalı. Taksitlendirmenin nasıl yapılacağı ile ilgili bilgiler ise Başvuru Çağrı Rehberi’nde yer alıyor. İŞTE YATIRIM YAPILACAK İLLER Afyonkarahisar Ağrı Aksaray Amasya Ankara Ardahan Aydın Balıkesir Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Elazığ Erzincan Erzurum Giresun Hatay Isparta Kahramanmaraş Karaman Kars Kastamonu Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muş Nevşehir Ordu Samsun Sivas Şanlıurfa Tokat Trabzon Uşak Van Yozgat BU SEKTÖRLER DESTEK KAPSAMINDA Tarımsal İşletmelerin Fiziki Varlıklarına Yönelik Yatırımlar programı kapsamında desteklenen sektörler: Süt üreten tarımsal işletmeler, kırmızı et üreten tarımsal işletmeler, kanatlı eti üreten tarımsal işletmeler ve yumurta üreten tarımsal işletmeler. Çiftlik Faaliyetlerinin Çeşitlendirilmesi ve İş Geliştirme programı kapsamında desteklenen sektörler: Bitkisel üretimin çeşitlendirilmesi ve bitkisel ürünlerin işlenmesi ve paketlenmesi, arıcılık ve arı ürünlerinin üretimi, işlenmesi ve paketlenmesi, zanaatkarlık ve katma değerli ürün işletmeleri, kırsal turizm ve rekreasyon faaliyetleri, su ürünleri yetiştiriciliği, makine parkları ve yenilenebilir enerji yatırımları.

07 Şubat 2018 Çarşamba

Türk gümrükleri dünyaya parmak ısırtıyor

HABER: SOYHAN ALPASLAN İstanbul Ticaret Odası (İTO) Gümrük Müşavirliği Meslek Komitesi, ‘Ekonomik Kalkınma İçin Yeni Gümrük Vizyonu’ konulu zümre toplantısı düzenledi. Gümrük İşbirliği Konseyi’nin her yıl 26 Ocak tarihli olarak belirlediği Dünya Gümrük Günü etkinlikleri kapsamındaki zümre, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü, İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği’nin (İGMD) de işbirliği ile gerçekleştirildi. GELECEĞE YATIRIM Zümrenin açılış konuşmasını yapan İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hasan Erkesim, Türkiye’nin ihracatının günden güne arttığını dile getirdi. Türkiye ihracatının toplam yüzde 40’ını İstanbul’un karşıladığını belirten Erkesim, gümrükleri geliştirip alt yapısını güçlendirmenin ekonominin geleceğine yapılmış yatırımlar olduğunu söyledi. Erkesim, gümrüklerimizin uluslararası camiada örnek gösterilen düzeye geldiğini vurguladı. Erkesim, şunları söyledi: “Kamu kurumları ile iletişimimize büyük önem veriyoruz. Bu zincirin halkaları birbirine ne kadar bağlı olursa ekonomiden de o kadar iyi sonuçlar almaya devam edeceğiz. Gümrük Müşavirliği Komitemiz önemli işlere imza atıyor. Her platformda sorunlarını dile getiriyor, aktif rol üstleniyorlar.” TİCARET KOLAYLAŞMALI Zümreyi yöneten Gümrük Müşavirliği Meslek Komitesi Meclis Üyesi ve İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği Başkanı Serdar Keskin ise Ticareti Kolaylaştırma Kurulu Üyeliği görevini de sürdürdüğünü hatırlatarak, mevzuattan kaynaklı bazı uygulamaların azaltılıp, basitleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Keskin, ticaretin kolaylaştırması gerektiğine dikkat çekerek, “Meslek örgütü mensuplarının hakkını, hukukunu koruduğumuz gibi dış ticaret erbabını da koruyoruz. Hukukta avukat ne ise dış ticarette gümrük müşaviri ve müşavir yardımcıları odur. Bizler, güvenli ticaretin sigortasıyız” diye konuştu. Gümrüklerde elektronik teminat mektubu uygulamasına geçilmesi gerektiğinin altını çizen Keskin, “Sektörel kararlar, sektördeki sivil toplum kuruluşlarına danışılarak alınmalı. Resmi Gazete’de yayımlanan mevzuat uygulamaları yayım günü değil, 10-15 gün sonra uygulamaya konulmalı” dedi. İSTEKLERİNİZİ UYGULUYORUZ Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürü Mustafa Gümüş de “İş dünyasını sürekli dinliyor ve isteklerinizi uygulamaya döküyoruz” dedi. Gümrük kapılarının yenilenmesinin gündemde olduğuna dikkat çeken Gümüş, “Laboratuvarların teknik kapasitelerini artırmak için de çalışma yapıyoruz. Gümrükler, teçhizat bakımından son derece iyi. AB projelerini ve 28 kurum ile akreditasyonu tamamladık” dedi. Gümüş, TIR Karnesi sistemine ön beyan getirildiğini de dile getirerek, gümrüklerdeki yeni uygulamalarla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın gıda ile ilgili kontrollerini sınırlarda gerçekleştireceğini söyledi. İSTANBUL’DA İŞ ARTIYOR Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürü İsmail Bozkuş ise İstanbul’un 2017’de 1.5 milyon ithalat beyannamesi ile 100 milyar dolar üzerinde ithalata, 2 milyon ihracat beyannamesi ile 65 milyar dolar ihracata imza attığını söyledi. “Genel gümrük işlemlerinde hep beraber 4 milyon 268 bin beyanname ürettik. Geçen yıla oranla 150 bin beyanname artışı sağlandı. Her yıl yüzde 5-6 artış var. İstanbul’da iş yükü düzenli olarak artıyor” diyen Bozkuş, İstanbul’un 800 milyon TL üzerinde kaçakçılığa konu eşyayı engellediğini ifade etti. Çatalca’ya dünyanın en modern gümrük kompleksinin yapıldığını belirten Bozkuş, uygulamada mevzuattan kaynaklanan sıkıntıları Bakanlığa ilettikleri bilgisini de paylaştı. TEK PENCERE SİSTEMİ ACİLEN GELİŞTİRİLMELİ İTO Gümrük Müşavirliği Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mehmet Metin Korkmaz, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine yönelik müktesebat uyumu çerçevesinde Birlik Gümrük Kodu (BGK) hükümlerine uyum yükümlülüğü bulunduğuna dikkat çekti. BGK’nın gümrük işlemlerinin Dünya Gümrük Örgütü Veri Modeli’ne dayalı elektronik olarak yapılması esasına dayandığını söyleyen Korkmaz, “Bu açıdan Türkiye geride. Endüstri 4.0 çağında, Tek Pencere Sistemi’ni hâlâ geliştirme aşamasındayız. Sistemi geliştirmeyi bırakalım, içeriği de önemli. Sistem basitleştirilmeli, gümrük tarafından standardize edilmeli, tek belge düzenine geçilmeli. Ticaret erbabı ile işbirliği stratejisi çerçevesinde Yetkilendirilmiş Yükümlü (YY) uygulaması yaygınlaştırılmalı, BGK acilen uygulanarak YY’lere kapsamlı teminat, yerinde ithalat, öz değerlendirme gibi daha geniş yetkiler verilmeli. Gümrükleme öncesi risk esaslı kontrol sistemleri daha rasyonel kullanılmalı. Sonradan kontrol uygulaması gümrük dışı diğer kurumlar için piyasa öncesi depoda kontrol halinde düzenlenmeli” diye konuştu. Korkmaz, sektörün gümrük idarelerinden acil beklentilerini şu başlıklarla dile getirdi: “Gümrük idaresinin uygulamaları şeffaf ve öngörülebilir olmalı. Beyanname ve ekindeki belgeler basitleştirilmeli. Standardizasyon kolaylaştırılmalı. Yetkilendirilmiş kişiler için işlemler daha basit olmalı. Bilgi teknolojileri azami ölçüde kullanılmalı. Mevzuata uyumu sağlayacak ölçüde asgari gümrük kontrolü yapılmalı. Risk yönetimi ve sonradan kontrol sistemleri işletilmeli. Diğer kamu kurumları ile koordineli kontrol yapılmalı. Ticaret erbabı ile daha sıkı işbirliği yapılmalı.” KONTROLDE EN İYİLER ARASINDAYIZ Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Risk Yönetimi ve Kontrol Müdürü Hacı Hasan Murat Özsoy, dünyanın Türkiye’nin ekonomisine gıpta ile baktığını dile getirerek, dış ticarette gümrüklerin ve gümrük müşavirlerinin rolü üzerinde durdu. Özsoy, şunları söyledi: “Türkiye’nin Orta Vadeli Program hedefinin üzerinde büyüyeceğinden şüphemiz yok. Sınırlarımızdan milyonlarca insan giriş çıkış yapıyor. Fiziki kontrolde en iyi ülke uygulama sevilerine yükseliyoruz. En temel aktörlerimizden biri de gümrük müşavirlerimiz.” DEVLETİN VE İŞ SAHİBİNİN ÇIKARINI GÖZETİYORUZ İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği (İGMD) Başkan Vekili Ersel Yüksek, insan faktörü ıskalanmadan yapılan yatırımların ekonomik kalkınmaya sağladığı katkıyı dile getirdi. Yüksel, “Ekonomik kalkınmada gümrüklerin etkisi son derece önemli. Son iki yılda dış ticaretimizin yaklaşık yüzde 50’si Gümrük Birliği’ne üye olan ülkelerle. Dış ticaret artışının, gümrüklerdeki değişimde gümrük müşavirlerinin etkisi yadsınamaz. Bilgi teknolojilerine yatırım yapmak, işini seven ve bilgili personel istihdam etmek, verginin yüzde 22’sinin tahsil edildiği bu önemli sektörde devletin ve iş sahibinin çıkarını doğru gözetmek bizim vizyonumuz” dedi.

31 Ocak 2018 Çarşamba