tatil-sepeti
Gıda sektörünün 2020 ajandası

HABER: MÜGE BİBER Türkiye, geçtiğimiz yılı ihracatta yeni bir Cumhuriyet tarihi rekoruyla kapatarak, 180 milyar 468 milyon dolarlık ihracata imza attı. İhracattaki bu rekor artışta gıda sektörünün de payı bulunuyor. 2019’un 11 ayında gıda ve tarım ürünleri ihracatı 16.21 milyar dolar oldu. Bunun ilk üç sırasında 1.65 milyar dolarla şeker ve şekerli mamuller, 1.44 milyar dolarla yaş meyve ve sebze, 1.33 milyar dolarla da sert kabuklu meyveler yer aldı. İHRACATA FUAR DESTEĞİ İstanbul Ticaret Odası, ihracatı daha da artırmak için bu yıl da çeşitli sektörlerde yurtdışı fuarları organize etmeye devam ediyor. Bu sektörlerin başında ihracatta önemli bir yeri olan gıda sektörü geliyor. Oda, gıda fuarlarında bir marka olan ve İTO’nun 1980’den buyana milli katılımını düzenlediği SIAL fuarlarına Türk gıda firmalarını taşımayı sürdürüyor. İTO’nun 2020 ajandasında bu yıl SIAL China, SIAL India, SIAL Canada, SIAL Paris ve SIAL Middle East gibi beş büyük gıda fuarı yer alıyor. ÇİN’E FINDIK İHRACATI İhracat yapacak olan İTO üyeleri, 13-15 Mayıs’ta Asya’nın en önemli gıda ihtisas fuarı olan SIAL China’da ürünlerini tanıtma fırsatı bulacak. SIAL China Uluslararası Gıda ve İçecek Fuarı Türkiye milli iştirak organizasyonu ise 2013’ten beri İstanbul Ticaret Odası tarafından düzenleniyor. Dünyanın en kalabalık ülkesi Çin’e Türkiye’den geçen yılın 10 aylık diliminde 110 milyon dolarlık gıda ihracatı yapıldı. 2019’un aynı döneminde ise bu rakam yüzde 86 artarak 205 milyon dolara çıktı. Ocak-Ekim 2019’da Çin’e yapılan gıda ihracatında ilk sırayı fındık ve fındık mamulü aldı. POTANSİYEL HİNDİSTAN’DA İTO’nun iştirak edeceği fuarlardan biri de Hindistan pazarı. Hindistan, gıda dahil toplam perakende ticaretinde, dünyanın en hızlı büyüyen pazarlarından biri. Ülkenin bu yıl pazar hacmini 1 trilyon dolara yükseltmesi bekleniyor. Hindistan, gıda ve içecek sektöründe faaliyet gösteren profesyonellere, 17-19 Eylül 2020’de SIAL India Fuarı’nda ürünlerini tanıtma imkanı sunuyor. İlki 2018’de gerçekleştirilen fuara İTO, Türk milli iştiraki ile katılıyor. İTO, Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de gerçekleştirilecek fuara üçüncü kez katılacak. 2020 RUSYA’DA TÜRK FINDIĞININ YILI OLACAK Dünya fındık üretimi ve pazarının büyük kısmını elinde bulunduran Türkiye, 2019’da en fazla fındığı İtalya’ya satarken, sektör temsilcileri, yeni yılda Rusya pazarına özel strateji belirledi. Türkiye’nin geçtiğimiz 12 aylık dönemde Rusya Federasyonu’na fındık ve mamulleri ihracatı 20 milyon dolara ulaştı. Sektör temsilcileri, fındık ve mamulleri açısından önemli bir potansiyel barındıran Rusya pazarında 2020’de Türk fındığını tanıtmak için çeşitli etkinlikler planlıyor. 2020 İHRACAT HEDEFİ 20 MİLYAR TL Promosyon sektörünün 2020 hedefi, ekonomik hacmini 100 milyar TL’nin, ihracatını da 20 milyar TL’nin üzerine çıkarmak. Sektör mensupları, dünyada 40 bin firmanın faaliyet gösterdiği sektörün 1 milyona yakın da istihdam oluşturduğunu belirtiyor. Küresel promosyon pazarında Çin, Polonya ve Almanya’nın ağırlıkta olduğu dile getirilirken, Türkiye’nin de üretim potansiyeli, donanımı ve ürün kalitesi ile iddialı olduğu vurgulanıyor. KANADA’YA İHRACATIN YÜZDE 15’İ GIDADAN Dünyanın en önemli gıda ihtisas fuarları arasında yer alan SIAL fuarlarının Kanada ayağı ise 15-17 Nisan 2020 tarihleri arasında düzenlenecek. Kanada’nın Montreal şehrinde gerçekleştirilecek SIAL Canada Fuarı’na, İstanbul Ticaret Odası bu yıl dördüncü kez milli katılım organizasyonu yürütecek. Türkiye’nin Kanada’ya ihracatının yaklaşık yüzde 85’i sanayi, geri kalan yüzde 15’i ise tarım ürünlerinden oluşuyor. Ülkede tarım ve gıda sanayi ürünleri ihracatında fındık, kuru üzüm, kuru kayısı, zeytinyağı ve kuru incir ilk sıralarda yer alıyor. PARİS’TE ŞEKER TADINDA FUAR Türkiye’nin Fransa’ya gıda ürünleri ihracatında başı çeken ürünler arasında şekerli ve çikolatalı mamuller, taze ve kurutulmuş meyveler ile deniz ürünleri geliyor. Türk firmalarının bu ürünlerdeki ihracat oranını daha yukarı çıkarması ve pazardaki ürün çeşitliliğini artırması için İTO, SIAL Paris Fuarı’na üyelerini götürmeye devam ediyor. 18-22 Ekim tarihlerinde başkent Paris’te düzenlenecek fuarda bisküvi, çikolata, şekerleme, dondurulmuş gıda, gıda teknolojileri ve ekipmanları, içecekler, kümes hayvanları ve organik gıda ürünleri ön plana çıkıyor. ABU DABİ’YE DAHA FAZLA İHRACAT İÇİN FUAR FIRSATI Küresel gıda sektöründe ‘Ortadoğu ve Körfez Bölgesi’nin kalbi’ olarak tanımlanan SIAL Middle East Fuarı, 8-10 Eylül 2020 tarihleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’de düzenlenecek. Türkiye’nin 2018 ihracatında BAE, 14’üncü sırada yer alıyor. Fakat Türkiye’nin ihraç ettiği ürünlerin arasında gıda ürünlerinin payı oldukça düşük. Bu yüzden İTO’nun katılacağı bu fuarın, gıda sektör temsilcileri açısından ürünlerini bu pazara tanıtabilmeleri için büyük bir fırsat olduğu kaydediliyor. EN ÇOK İHRAÇ EDİLEN ÜÇ ÜRÜN 2019’un ilk 11 ayı itibariyle en çok ihraç edilen üç ürün 1.1 milyar dolarla fındık içi, 1 milyar dolarla buğday unu ve 600 milyon dolarla makarna olarak kayıtlara geçti. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Dijital Veri Paneli’nin raporuna göre 2019’un 11 ayı itibariyle gıda ve tarım ürünlerinde en çok ihracat yapılan ülkeler 2.2 milyar dolarla Irak, 1.3 milyar dolarla Almanya ve 900 milyon dolarla da İtalya olarak belirlendi.

15 Ocak 2020 Çarşamba

Akdeniz’de büyük balık mücadelesi

HABER: ADEM ORHUNKOLAJ: OSMAN KUVVET Tarih boyunca kıyıları medeniyetlere ev sahipliği yapan Akdeniz, hem kültürler hem ekonomi için yayılma ve temas alanı oldu. Bugün doğalgaz ve petrol yatakları sebebiyle yetki alanı tartışmalarının yaşandığı Akdeniz’de balıkçılık ürünleri de önemli bir gelir kaynağı. Çipuradan akyaya, lüferden orkinosa kadar ekonomik değeri olan birçok balık türünün avcılığı bu havzada yapılıyor. REKABET DE BÜYÜK Türk balıkçı tekneleri sadece Antalya Körfezi’nde değil, Kıbrıs Adası çevresinde ve Afrika kıyılarına yakın bölgelerde dahi avcılık yapıyor. Büyük balık avında İspanyol ve Maltalı balıkçıların sektörde başı çektiği Akdeniz’de, bu ülkelerle rekabet edebilen tek ülke Türkiye. İSTİHDAM İMKANI Balıkçılar, onca zahmete boşuna katlanmıyor. Deniz ürünleri hem tezgahta para ediyor hem de ihracat geliri sağlıyor. Türkiye’nin sadece orkinos ihracatı 2018 yılında 65 milyon dolar oldu. Son döneme ait tahminler ise 90-100 milyon dolar. İhracat gelirinin ötesinde balıkçılık, zincirleme olarak önemli bir istihdam imkanı oluşturuyor. Teknelerdeki balıkçılardan şehirlerdeki perakendecilere kadar onbinlerce kişi bu işten ekmek yiyor. Böyle bir gelir kaynağı da kaçınılmaz olarak rekabete sebep oluyor. EGEMENLİK MÜCADELESİ Sektör artık, balık avında uluslararası kotaların yanı sıra denizdeki egemenlik mücadelesini de yakından takip ediyor. Çünkü, Türkiye’nin Akdeniz’deki haklarını kısıtlayacak her türlü durum, balıkçılık sektörünü ve piyasadaki arzı da etkileyecek. Türkiye’yi Akdeniz’de Antalya Körfezi’ne hapsedecek herhangi bir anlaşma balık kaynağının da kaybedilmesi anlamına geliyor. Bu bakımdan, Atina’nın ve Kıbrıs Rum Yönetimi’nin hakkaniyetten uzak ve oldu bittiye yönelik adımlarına karşılık Ankara’nın Libya ile yaptığı anlaşma kritik öneme sahip. Tokyo’daki Toyosu Balık Pazarı, her sene özel bir balık mezatına ev sahipliği yapıyor. Son mezatta 276 kiloluk orkinos, restoran işletmecisi Kiyoshi Kimura tarafından 193.2 milyon yene (11 milyon TL) satın alındı. SIKIŞTIRMA HAYALİNE KARŞI LİBYA HAMLESİ Yunanistan’ın savunduğu Seville Haritası (üstte), Türkiye’ye Antalya Körfezi’nde 41 bin kilometrekarelik bir deniz yetki alanı öngörüyor. Ankara, geçtiğimiz ay denizden komşusu olan Libya ile yaptığı anlaşmalar sayesinde Mavi Vatan doktrinini güçlendirdi. Türkiye-Libya Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası (F-E) ardından Akdeniz’de Türkiye’nin deniz yetki alanlarını gösteren harita yayımlandı. (altta) TÜRKİYE’YE VERİLEN ORKİNOS KOTASI Yılkota (ton) 2015707 2016845 20171015 20181414 20191880 20202305 YENİ KOTA İSTANBUL’DA BELİRLENECEK Atlantik Ton Balıklarının Korunması Uluslararası Komisyonu (ICCAT), üç yılda bir toplanarak, gelecek üç yılın yıllık ülke kotalarını belirliyor. Kasım 2017’de Fas’ta yapılan toplantıda, 2018-2020’ye ait kotalar ilan edildi. Türkiye’nin daha önce yüzde 4.5 oranındaki kotası iki katına çıkarıldı. 2021-2023 döneminin kotası da bu yıl kasım ayında İstanbul’da yapılacak toplantıda belirlenecek. Sektör temsilcileri, “Bakanlığımızdan beklentimiz büyük. Ev sahibi olma avantajını da kullanarak, Türkiye’ye yakışan büyük bir kota koparmamız lazım” dedi. 21 ülkenin kıyısının olduğu Akdeniz’deki kotanın yaklaşık yüzde 8’ini Türkiye kullanıyor. DENİZ YETKİ ALANLARINDA REKABET VAR Su ürünleri sektöründe faaliyet gösteren ihracatçılardan Oğulcan Kemal Sagun, Akdeniz’deki büyük Türk balıkçı teknelerinin özellikle Kıbrıs’ın çevresinde avlandığını kaydetti. Sagun, şunları söyledi: “Balığı açık denizde yakalıyoruz, tekneler icabında Afrika kıyılarına yaklaşarak balık arıyor. Balıkçılar olarak, deniz yetki alanları konusunda devletimizin yürüttüğü politikayı destekliyoruz. Malta ve İspanyollar nasıl Libya açıklarında faaliyet gösteriyorsa biz de açık denize uygun teknelerimizle orada olacağız. Sektörde ve pazarda rekabet etmenin gereği bu.” ÇEŞİT ARTARSA FİYAT DA DÜŞER İstanbul Su Ürünleri Komisyoncuları Derneği Başkanı Mahmut Uçan, büyük balıkların iç pazarda tezgahta daha fazla yer bulması gerektiğini söyledi. Uçan, “Sırbistan bile orkinos kotasının yarısını iç pazarda tüketiyor. Bu balık Marmara’da da var. Hatta avlayacağımız sardalya ve hamsiyi yiyerek besleniyor. Öyle olunca da küçük balık azalıyor, fiyatı artıyor. Orkinos gibi büyük balıkların daha serbest avlanması ve tezgahta yer bulması halinde fiyatı daha ekonomik olur. Bu yönde düzenleme istiyoruz” diye konuştu. ‘HAKKIMIZI SAVUNMAZSAK OLTA BİLE ATTIRMAZLAR’ “Şayet KKTC ve Libya ile başlattığımız süreçlerden vazgeçersek bırakınız ekonomik faaliyetleri, bize denize girecek kıyı, olta atacak sahil bile bırakmayacaklar.” Bu sözler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 22 Aralık 2019’da dile getirildi. Cumhurbaşkanı, Gölcük Tersane Komutanlığı’nda Yeni Tip Denizaltı Projesi töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, Doğu Akdeniz politikalarının gerekliliğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Yunanistan ve onu destekleyen kimi ülkeler, uzunca bir süredir Türkiye’yi adeta denize adım atamaz hale getirmenin hazırlıkları içindeydi. Bizim, kimsenin hakkını gasp etmek gibi bir niyetimiz yoktur. Ancak ülkemiz artık sinsi veya açık saldırılara karşı kendi hakkını, çıkarlarını koruyabilecek güce, iradeye sahiptir. Ülkemizin KKTC ve Libya ile yaptığı anlaşmalar, uluslararası hukuka, Birleşmiş Milletler sözleşmelerine ve diğer yerlerdeki benzer örneklere uygundur.”

14 Ocak 2020 Salı

Markalaşmak İTO’da konuşulacak

Markalaşmak, İstanbul Ticaret Odası’nda gerçekleşecek bir seminerle masaya yatırılacak. ‘Markalaşmak ve Markayı Doğru Yönetmek’ başlıklı seminer, 14 Ocak 2020’de İstanbul Ticaret Odası Meclis Salonu’nda, 09.30-16.30 saatleri arasında gerçekleşecek. Seminer için https://forms.gle/PYg9XA2XosWkiHNS9 adresinden başvuru yapabilirsiniz.

09 Ocak 2020 Perşembe

Kuru soğan ve patates ihracatı ön izne bağlandı

Ticaret Bakanlığı’nınİhracı Yasak ve Ön İzne Bağlı Mallara İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliği, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğde yapılan değişiklikle, ihracı ön izne bağlı mallar listesinekuru soğan ve taze veya soğutulmuş patates de eklendi. Buna göre, söz konusu ürünlerin ihracı belli kamu kurum ve kuruluşlarının ön iznine bağlanmış oldu.

09 Ocak 2020 Perşembe

Çin menşeli çakmaklar için ithalat önlemi

Ticaret Bakanlığı’nın İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliği Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğle, Çin menşeli ‘tekrar doldurulamayan gazlı cep çakmakları’, ‘ateşleme sistemi elektrikli olanlardan yalnız plastik gövdeli doldurulabilen gazlı cep çakmakları’, ‘diğer ateşleme sistemli olanlardan doldurulabilen gazlı cep çakmakları’ ve ‘plastikten gaz haznesi (gaz içersin, içermesin)’ ürününe yönelik başlatılan nihai gözden geçirme soruşturması sonucundaalınan karar yürürlüğe konuldu. Bu ürünün ithalatına karşı uygulanan önlemin yürürlükten kalkması durumunda damping ve zararın devam etmesinin ya da yeniden meydana gelmesinin muhtemel olduğu saptanırken, mevcut dampinge karşı önlemin tebliğde belirlenen şekliyle devam edilmesine karar verildi.

09 Ocak 2020 Perşembe