tatil-sepeti
Türkiye'nin savunmadaki hedefleri, yerli hava savunma sistemi ve milli savaş uçağı

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, hava savunma ve savaş uçağı ihtiyaçlarında Türkiye'nin önceliğinin kendi çözümlerini geliştirmek olduğunu bildirdi. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir,Savunma Sanayii Başkanlığındaki "2020 Değerlendirme ve 2021 HedeflerToplantısı"ndabasın mensuplarının sorularını yanıtladı. Savunma sanayisinintümündeyüzde 100 yerlilik yaklaşımının maliyet etkin olmadığını belirten Demir, özellikle stratejik ürünler için yüzde 100 yerliliğiamaçladıklarını söyledi. Demir, "Stratejik bir üründe korkulu rüya görmektense uyanık yatmayı tercih ediyoruz. Maliyetli olabilir, belki 1'likşeyi 5'e alıyor olabiliriz ama şunu biliriz ki ihtiyacımız olduğunda kimse bizi yarı yolda bırakmayacak" dedi. Demir, anlık mesajlaşma uygulamalarınıilgili kurumla iş birliği içinde çalışılması gereken bir alan olarak değerlendirdiklerini dile getirerek, kendi alanlarıylailgili kısıtlı kurumsal çözümleri bulunduğunu, bunların yaygınlaşması ve tüm toplumun güvenliğini kapsamasınınönemli olduğunu ifade etti.Bunun yanında her türlü iletişimin gerçekleştirileceği donanım ve yazılımların ülke güvenliği için önem taşıdığını vurgulayan Demir, bu amaçla ULAK baz istasyonunun geliştirilmesini sağladıklarını ve yaygınlaştırılması için de çalışmalar yürüttüklerini kaydetti. Demir, yeni tip koronavirüs(Kovid-19) salgını nedeniyle sektörün ihracat rakamlarında bir miktar düşme olduğunu, bunun yanında savunma sanayisinin en fazla istihdam artışı yaşanan sektörler arasında yer aldığını belirterek, sektörün cirosunun büyümeye devam ettiğini, yerlileşme oranında olumlu seyrin sürdüğünü anlattı. İsmail Demir, ABD'nin, kısa adı CAATSA olan yasa kapsamında Savunma Sanayii Başkanlığı ve bazı yöneticilerine yönelik aldığı yaptırım kararına ilişkin sorular üzerine, "Çok büyük bir hasar olacağını görmüyoruz. Açıklanan maddeler kapsamında çok büyük bir risk yok. Bunların hepsi idare edilebilir, üstesinden gelinebilir küçük unsurlar. Bu konuda bir sıkıntımız yok, ilave uygulamalar, yorumlar, maddeler gelmezse... F35 programındaki gibi 'Ben yaptım, oldu' yaklaşımıyla gidilmeyecekse şu aşamada büyük bir hasar ve zarar olacağını düşünmüyorum" diye konuştu. CAATSA yaptırımları konusunda karşı tarafla kısıtlı ölçüde temasları olduğu bilgisini verenDemir, "Onlarında 'Acaba bu yaptırımlar neyi, nasıl etkiler?' gibi bir çalışmayı devam ettirdiklerini biliyoruz. Yani karşı taraf 'Ben yaptırımları başlattım, atacağım adımlar 1, 2, 3 bunlar' deyip kolları sıvamış değil. Onlar da hangi adımların atılacağı, hangi olayı nasıl etkileyeceğiyle ilgili kendi çalışmalarını yapıyorlar" ifadelerini kullandı. F35 programı konusunda atılan tek taraflı ve hukuksuz adıma karşın, Mart 2020 için planlanmasına rağmen Türk firmalarından imalatın kesilemediğine dikkati çekenDemir, şu değerlendirmede bulundu: "Şirketlerimiz bu imalatlara devam etti. 'Madem onlar bizi tanımıyor, biz onları tanımayalım' yaklaşımını da doğru görmüyorum.Biz devlet gibi devlet olan, attığı imzanın arkasında duran, verdiği sözü yerine getiren bir yapıyız.Bunun gereğini yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Karşıdaki adımın hukuksuz ve yanlış olduğunu söylüyoruz. Onlar bildiklerini okumaya devam ederlerse kendileri bilir. Sanayimiz onların dur dedikleri yere kadar üretimleri devam ettirir. Sanayimiz burada edindiği yetkinlik ve kabiliyetleri Milli Muharip Uçak Geliştirme Projesi'nde kolaylıklakullanacaktır. O açıdan 'Ben küstüm, oynamıyorum' demenin anlamı yok. Mevcut elemanların istihdamı, tezgahların çalışması, mevcut yeteneklerin devamı açısından bizim için olumludur." ALTAY TANKININ SERİ ÜRETİMİ İsmail Demir, Altay tankının seri üretimi kapsamında ihtiyaç duyulan motorların ihraç izninin reddedilmediğini ve beklemede durduğunu söyledi. Alternatif motor tedarikinin belli bir olgunluğa ulaştığını ifade eden Demir, bir taraftan da yerli motor test çalışmalarının başlayacağını, transmisyonla entegrasyon çalışmalarının yürütüleceğinidile getirdi. Tüm bunların bir belirsizlik oluşturduğunu anlatan Demir, "Şu anda üretim hattını kurup, limitli sayıda motorla da olsa başlamanın, akabinde de alternatif motorun çok yakın olduğu bir planlamanın daha anlamlı olduğunu düşünüyoruz. Arada bir faz farkı olacaksa çok kısa olmalı. Kurulmuş, boş bekleyen bir üretim hattı, istihdam edilmiş onlarca çalışan...Bunun çok uzun süre ayakta kalması mümkün değildi. Böyle bir üretim hattı kurulması ve üretimin başlaması planımız var. Bunu net tarih olarak koymadık ama 2021'de bunu görürseniz hiç de sürpriz olmayacak." dedi.Güvenlik güçleri için8x8 ve 6x6 araçların sunulacağı Özel Maksatlı Taktik Tekerlekli Zırhlı AraçProjesi'ne ilişkin soruya Demir, "Özel Maksatlı Taktik Tekerlekli Zırhlı AraçProjesi'nde sadece motor değil, transmisyon da tamamlandı. Bunların testleri yapılıyor. Çok yakında, bunlarüretime geçtiği zaman araçlarda yerli motor ve transmisyonumuzu göreceğiz" yanıtını verdi. S400 TEDARİKİ Demir, S400 hava savunmasistemlerinin tedarikine yönelik sorular üzerine, şu bilgileri verdi: "İkinci sistem konusunda bir anlaşmamız var. İsteseydik ikinci sistem bugün gelebilirdi. Burada önemli olan şey şu: Bu bir toptan anlaşma ve çerçevesi içinde bir üretim ve iş birliği modeli var. Birinci sistemin hızlı tedariki, ikincisinin ise bu tür unsurlarının çok detaylı çalışılmış şekilde hayata geçirilmesi bizim için önemli. 'İkinci sistem bir an önce gelsin'den çok, ikinci sistemi alırken içinde bizim ne kadar katkımız olabileceği, teknolojik derinlikle ne kadar iç içe olabileceğimiz konusu çok daha önem taşıyor. O açıdan ikinci sistemin hemen gelip gelmemesinden çok, bu konularda sahada ne kadar ilerleyebildiğimiz, o detayları ne kadar geri adım atılamaz şekilde bağladığımız ve hayata geçirdiğimiz bizim için önemli. Onlar da biraz vakit alıyor. Hele böyle ileri sistemlerde karşı tarafın çok da ön açıcı olmayabileceğini tahmin edersiniz ama yapılan anlaşma ve mutabakat var. Bu mutabakat zemininde taraflar olabildiğince iş birliği içinde mesafe almaya çalışıyorlar. Bu konuda kolaycı olursak çok hızlı yol alırız ama biz kolaycı olmaktan çok maksimumu hedeflediğimiz için süreç biraz uzadı." İsmail Demir, sistemin aktif hale getirilip getirilmediği konusundaki eleştirilerin hatırlatılması üzerine, "Kullanıcının bunu nasıl kullanacağıyla ilgili bence kimsenin soru sorma hakkı yok, bizim de yok. Ben de bilmiyorum. Kullanıcının bunu kullanılır halde tuttuğunu biliyorum. Nasıl kullanılacağı, radarı ne zaman açar, ne zaman kapar, ne yapar, bunlar benim de kamuoyunun da bilgisiolmaması gereken konular. Sistem hazır mı, evet dört dörtlük hazır, bir eksiği yok" diye konuştu. SAVAŞ UÇAĞI İHTİYACI Türk Hava Kuvvetlerinin savaş uçağı ihtiyacının karşılanmasına yönelik açıklamalarda bulunan Demir, F16 modernizasyonlarıyla ilgili önemli adımlar attıklarını söyledi. Su-35 uçağı önerisi ya da Avrupalıların bazı teklifleri olduğunudile getiren Demir, şunları kaydetti: "Biz Milli Muharip Uçağa ağırlık vermek, hızlandırmak durumundayız. Hürjet'in kendi içinde belli kabiliyet gelişimleri mümkün. Aktif olarak gündemimizde 'Şu uçağı, bunun yerine alacağız' diye bir gündemimiz yok. Su-35 çok tartışıldı, onunla ilgili teklife baktık.Tekliflerbizim için, bize ne katacağı, bizim işin içinde ne kadar olacağımızla ilgili bir dizi parametreyi içeriyor.Gelen teklifi 'Baş göz üstüne' diye kabul etmemiz gibi bir durum hiçbir zaman olmaz. Bütün detaylarını çalışırız. Kendimilli menfaatlerimize en uygun olan, ihtiyaçlarımızı en iyi görecek çözümler her zaman masamızda olur, incelerizama şu an için 'Kesin şu vardır' demiyorum. Ana hedefimiz Milli Muharip Uçak ve Hürjet." YERLİ HAVA SAVUNMA SİSTEMİNİN İNŞASI Türkiye'nin yerli hava savunma sistemleriyle kendi hava savunma sistemini kurma konusundaki çalışmalarının sürdüğünü belirten Demir, "2025-2026'da belki S400 ile ilgili çalışmadan edinecek bilgileri de katarak, S400 seviyesi veya bir üstüne gelir miyiz, yaklaşırız. Diğer katmanlarla ilgili hava savunmamızın yerli yerinde olacağını söyleyebilirim. Çalıştığımız sistemleri arka arkaya koyduğumuzda katmanlı bir savunma sistemimiz olacak. Bunların sayısının iyice artması gerekir ki tam bir koruma sağlayabilesiniz" dedi.

12 Ocak 2021 Salı

Güneydoğu, turizmde Mezopotamya gezi rehberiyle dünyaya açılıyor

GAP Bölge Kalkınma İdaresi (BKİ) Başkan Vekili Mehmet Açıkgöz, düzenlediği basın toplantısında,bölgede sulama, enerji ve tarımın yanı sıra aralarında turizmin de bulunduğu yaklaşık 300 sektöre ekonomik anlamda ciddi destek verdiklerini belirtti. Köklü tarihi, doğal zenginlikleri ve inanç turizmi alanındaki potansiyeliyle bölgenin her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırladığını hatırlatan Açıkgöz, GAP kapsamında olan 9 ilde yerli ve yabancı turistlere yönelik profesyonel bir gezi rotasıyla da bölge illerine destek vermeye çalıştıklarını ifade etti. Açıkgöz, "GAP Bölgesi Turizm Odaklı Tanıtım ve Markalaşma Projesi" ile bölgeninsosyal, kültürel ve ekonomik kalkınmasına ivme kazandırmayı hedeflediklerini vurgulayarakbölgenin tarihi mirası,doğal yapısı, gastronomisi ve kültürel yapısıyla turizme topyekun hizmet etmesini hedeflediklerini anlattı. TEK UYGULAMAYLA 5 DİLDE GAP TURU YAPILABİLECEK GAP'ın markalaşma çalışmalarına ve uzun vadeli yatırımlara önem verdiklerini aktaran Açıkgöz, şöyle devam etti: "Bu kapsamda bölgede GAP'a bağlı 9 ilde turizm ile ilgili yapılmış tüm çalışmaları ve saha çalışmalarını tamamladık.Pek çok alana dair yönetim planları yaptık. Eksikliklerini belirlediğimiz32 destinasyon noktasında da altyapı çalışmalarını bitirme aşamasına geldik.Çok sayıda verileri bir araya getirerek,tematik kent içi ve bölge rotalarını belirledik. Belirlenen rotalar ve destinasyonlar çok kullanışlı birweb sitesi ve mobil uygulamaya hizmete girdi. Şu anTürkçe ve İngilizce sosyal medya hesapları oluşturuldu.Hayata geçirdiğimiz www.mezopotamya.travel sitesindeMezopotamya'dan etkinlikler, deneyimler, gastronomi ve konaklama noktalarının interaktif haritası, 35 kent rotası, 9 tematik rota ve seyahate dair ipuçları yer alıyor.Tek bir uygulama ve web sitesi olan Mezopotamya uygulamasıyla 9 GAP ilini dünyanın en büyük turizm duraklarından biri haline getirmeyi planlıyoruz." Açıkgöz, şu an Türkçe, İngilizce ve Japonca içerik sunan sitede kısa bir süre içinde Almanca ve Çince içeriklerin de yer alacağını ifade etti.

12 Ocak 2021 Salı

Türkiye, Ukraynalılar için 2020'de bir numaralı turizm durağı oldu

Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği'nden (TÜRSAB) yapılanaçıklamaya göre, Birlik,Türkiye'nin ana turizm pazarları için çevrim içitoplantılar yaparakiletişimi güçlendirmeye, 2021'e dair beklentilerle ilgili nabız tutmaya devam ediyor. Bu kapsamda TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, Ukrayna Turizm Geliştirme Ajansı (DART) Başkanı Mariana Oleskiv ile çevrim içi toplantıda görüştü. Toplantıda konuşan TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya, hazirandasınırların açılmasının ardından Türkiye'ye ilk gelen turist kafilesinin Ukrayna'dan olduğunu,Türk turizmciler olarak bundan büyük memnuniyet duyduklarını aktardı. Ukrayna'nın, Türkiye'nin önde gelen turizm pazarlarından olduğunu belirten Bağlıkaya, şunları kaydetti: "Salgındöneminde bile Türkiye'yi ilk ziyaret eden misafirlerimiz Ukraynalıydı. Buraya gelmeleri moralimizi yükseltti ve bu zorlu dönemi geçirmemize yardımcı oldu. Salgınarağmen 2020'nin 10aylık döneminde 900 binden fazla Ukraynalıyı konuk ettik.Turizmimizdeönemli bir yere sahipsiniz. Bildiğiniz gibi, turizm sektörlerimiz arasında güçlü bir bağ ve stratejik bir ilişki var. Öte yandan, Ukrayna, kolay ulaşımıyla bizim için büyük turizm potansiyeli olan bir yer. Bu da Türk ziyaretçiler için çok değerli bir yer olmasını sağlıyor." BAŞKA ŞEHİRLERİ DE BİR DURAK HALİNE GETİREBİLİRSİNİZ Ukrayna Turizm Geliştirme Ajansı BaşkanıOleskivde2020'de Ukraynalılar içinTürkiye'nin bir numaralı turizm durağı olduğunu aktardı. İnsanların seyahat etmeyi çok özlediğini belirtenOleskiv, "2021, Türkiye'nin şehir gezileri satması için büyük bir fırsat olabilir. Özellikle Lviv, Odessa ve Kiev gibi büyük şehirlerde yaşayan Ukraynalılar için bu şehir gezileri büyük bir pazar. Çünkü insanlar artık kendi ülkelerinde bulunmaktan sıkıldı" ifadelerini kullandı. Oleskiv, şu anda birçok arkadaşınınİstanbul'a gittiğini aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:"Bence başka şehirleri de hafta sonu için ya da 3-4 günlüğüne böyle bir durak haline getirebilirsiniz. İnsanlar bütçe dostu hava yollarıyla Avrupa şehirlerine gidiyordu ama şu an AB kapıları kapalı. Bu Türkiye için bir fırsat. Kapadokya, Ukraynalıların pek bilmediği bir bölgeydi ama 2020'de sosyal medyadanoraya ait birçok fotoğraf gördüler ve ilgileri arttı. Lezzetleriyle UNESCO listesine giren Gaziantepde yemekleri ve bölgenin ruhuyla Ukraynalılar için bir başka durak olabilir." SALGIN ÖNLEMLERİ VE KONTROLLER TURİZM AÇISINDAN GAYET İYİ TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya, Ukraynalı meslektaşına, Türkiye'nin aldığı salgın önlemleri hakkında bilgi verdive bu konuda ne düşündüğünü sordu. Mariana Oleskiv, 2020 sonlarındaTürkiye'yi ziyaret ettiğini ve önlemleri yerinde gözlemlediğini aktararak, "Hükümetinizin aldığı önlemler ve kontrol kapasiteniz gayet iyiydi. Ukrayna'da da devletin koyduğu kurallar var ve kontroller yapılıyor" ifadelerini kullandı.

12 Ocak 2021 Salı

Yurt dışındaki projelere malzemeler Türkiye’den

Rusya, Türk Cumhuriyetleri, İngiltere ve ABD başta olmak üzere bugüne kadar birçok ülkede konut, otel, ofis, AVM, kültür veya spor merkezi, havalimanı gibi çeşitli yapılar inşa eden Ant Yapı da özel tedariklerini Türkiye’den sağlıyor. HABER: BARIŞ CABACI Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi listesinde Türkiye’yi temsil eden firmalardan olan Ant Yapı, yurt dışı projelerini sürdürüyor. Londra’da inşa ettikleri lüks ve butik konut projesine Türkiye’den özel olarak seçilen 9 milyon pound değerinde yüksek kaliteli mermer ve ahşap ürünleri kullandıklarını belirten Ant Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Okay, sektörün gündemini ve Türkiye inşaat malzemeleri ihracatına etkisini İstanbul Ticaret’e anlattı: ZAMANINDA TESLİMAT Türkiye müteahhitlik firmalarının dünyadaki performansını nasıl görüyorsunuz? Sektörümüzde hem yurt içi hem de yurt dışı rekabet günden güne artış gösteriyor. Son yıllarda Türk inşaat şirketleri uluslararası alanda oldukça büyük bir ivme kazanmış durumda. Yurt dışında iyi iş yapabilmek için ise iki büyük faktörün çok önemli olduğunu söylemek mümkün. Bunlardan ilki, inşaat firmasının yapısı yani hızlı karar verebilme yeteneği, güven verebilmesi ve kalitesi. İkincisi ise yurt dışında başlayacağınız projenin yeri, içeriği, yerel halka kattıkları, güven ve kalitesi… Bu özellikleri tamamlayan firmaların yurt dışında başarılı olduklarını, ayaklarının yere bastığını ve daha uzun yıllar var oldukları pazarlarda iyi işler yapacaklarını söylemek yanlış olmaz. Her iki faktörde de ortak özelliğin güven ve kalite olması, tabii ki ortaya çıkacak olan işin de kalitesini belirleyecek. Tüm bunların yanında Covid-19’un tüm dünyaya farklı bir deneyim yaşattığını görüyor, dünyanın artık bizim bildiğimizden daha farklı bir yer haline geldiğine yakından şahit oluyoruz. Pandemiyle hayatımıza giren ‘yeni normal’ kavramıyla birlikte her sektörde olduğu gibi inşaat sektöründe de ezberler bozuldu, farklı bakış açılarını kabul etmenin gerekliliği ortaya çıktı. Küresel ekonomide yaşanan tüm sıkıntılara rağmen Türk müteahhitlik sektörü, yurt dışında faaliyetlerine hız kesmeden devam etti. Sektörümüzün rekabetçi fiyat yapısı, verilen sürelerde gerçekleştirdiği teslimatları, girişimciliği ve hızlı karar alabilme kabiliyeti dünyada küresel bir oyuncu olmasını sağladı. Türk müteahhit şirketlerinin son zamanlarda gerçekleştirdiği tüm projeler bu başarının en somut kanıtı. GURUR KAYNAĞI Türkiye’nin ENR 250 listesinde yer almasını nasıl değerlendiriyorsunuz? 2002 yılında açıklanan ENR 250 listesinde Türkiye 5 firmayla temsil edilirken, sektör şu an 44 firmayla Çin’in ardından ikinci sırada yer alıyor. Bu başarının bizler ve tüm Türkiye için gurur kaynağı olduğunu düşünüyorum. Türk müteahhitlik firmaları, bugüne kadar 127 ülkede faaliyet gösterdi ve bu sayı gün geçtikçe artıyor. Global anlamda yaşanan tüm belirsizliklere rağmen mevcut pazarlarımızı korumak ve yeni pazar arayışlarına devam etmek, tüm sektörün ortak fikri. BÜYÜMEYE DEVAM Müteahhitlik firmalarının yurt dışı istihdamı ne durumda? Türk inşaat şirketlerinin sadece yurt içinde değil, yurt dışında da önemli bir rol üstlendiği, uluslararası alanda da kabul görmüş bir gerçek. Özellikle Rusya’da, Türk Cumhuriyetleri’nde, Orta Doğu’da ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde etkin bir biçimde varlıklarını sürdürüyorlar. Biz de Ant Yapı olarak bu firmalardan biriyiz. Firmaların işe alımlar ve mevcut çalışan sayısında son dönemde oldukça büyümüş durumda olduğunu söyleyebiliriz. Dünyanın genel olarak gidişatının 2021 yılında daha farklı olacağını söylesek de işe alımların ve büyümenin devam edeceği aşikârdır. İHRACATA CAN SUYU Müteahhitlik projelerinin Türkiye’nin ihracatına etkisini nasıl yorumlarsınız Ağustos ayında açıklanan ENR listesine göre Türk müteahhitlerinin yurt dışında gerçekleştirdiği projelerin toplam değeri 407 milyardolardeğerinde. Bu büyüklük, Türkiye’deki en önemli ihracat kalemlerinden birinin aslında inşaat olduğunu da açıkça gösteriyor. Bununla birlikte inşaatlarda kullanılan malzemelerin Türkiye’den temin edilmesi de 250’ye yakın alt sektöre can suyu sağlıyor. Bu anlamda Ant Yapı olarak kendi işlerimizden örnek vermem gerekirse; Londra’da lüks ve butik konut projelerimizden biri olan Belgravia Gate projemizin inşasında Türkiye’den özel olarak seçtiğimiz 9 milyon pound değerinde yüksek kaliteli mermer ve ahşap ürünler kullandık ve bu projenin metrekaresi 50 bin pound gibi bir bedelle satışa sunuldu. Bu gibi örneklerin çoğalması, iç pazar için de hayati önem taşıyor. RUSYA, GÜÇLÜ BİR PAZAR “Sovyet bloğunun dağılmasının ardından yeniden yapılanan Rusya, bir kabuk değiştirme dönemine girdi. Ülkede 90’ların sonuna doğru, birçok alanda olduğu gibi inşaat sektöründe de büyük atılımlar yaşandı. Rusya, doğal kaynaklarının da desteklediği ekonomisiyle hâlihazırda inşaat şirketleri için güçlü bir pazar. Rusya’da Avrupa’nın en yüksek binası unvanına sahip olan OKO Towers, Soçi Olimpiyat Köyü, Domodedovo Havaalanı Terminal 2 Binası, IQ Quarter Moskova City Terminal Binası, Bvlgari Otel, Capital Towers gibi birçok projenin yanında mimari tasarımı Zaha Hadid tarafından yapılan Capital Hill’i hayata geçirdik. Yakın zamanda ise Tolmaçevo Havaalanı’nın inşasına başladık. Tolmaçevo Havalimanı, Rusya’nın en kalabalık üçüncü büyük şehri olan Novosibirsk’te bulunuyor ve yıllık 7.5 milyon yolcu kapasitesiyle önemli bir aktarma merkezi olma özelliği de taşıyor. Şu anda Rusya’da devam eden ve bir kısmı tamamlanmak üzere olan 20’nin üzerinde projemiz bulunuyor.” 30 PROJEDE İMZAMIZ VAR “Ant Yapı olarak 90’lı yılların başından bu yana yurt dışında başta Rusya ve Türk Cumhuriyetleri, yakın zamanda da İngiltere ve ABD olmak üzere birçok ülkede konut, otel, ofis, AVM, kültür veya spor merkezi, havalimanı gibi çeşitli fonksiyonlarda yapılar ürettik. Şu an Rusya, İngiltere ve ABD’de devam eden işlerimizle birlikte yurt dışında toplam tutarı 1 milyar dolar yıllık ciro ile milyon doları aşan 30 projede imzamızın bulunduğunu söyleyebiliriz.” 100 MİLYON STERLİNLİK ANLAŞMA “ABD’de ilk projemiz olan The Crown Building projemizde çalışmalarımız sürüyor. New York’un sembollerinden biri olan Manhattan’daki The Crown Building’i renove ederek, binayı otel ve rezidansa dönüştürüyoruz. Bunun dışında Miami ve New York’ta aldığımız iki projemiz de devam ediyor. İngiltere’de ise geçen yıllarda 20-22 Eaton Place konut projesi, Belgravia Gate projelerimizle, Londra’nın Oxford Street ve My Fair’in yakınlarında yer alan Kral Edward dönemine ait Harcourt House projesini de tamamladık. Apex House projemizin ise yapımına devam ediyoruz. Ayrıca 2020 yılının son günlerinde İngiltere’deki altıncı projemiz olan lüks konut projesi Park Modern’in inşası için 100 milyon sterlin kontrat bedelli bir anlaşma imzaladık. Bunun yanında Ant Yapı olarak Rusya’da yatırım yapmış şirketlerin başında geliyoruz. Rusya’da genel müteahhitlik hizmetlerimizin yanı sıra yatırım faaliyetlerimize de hız kesmeden devam ediyoruz.” HEDEF, YILLIK YÜZDE 10 ARTIŞ “Türkiye’deki faaliyetlerimize Bodrum Anthaven projemizin yeni etapları ile devam edeceğiz. İstanbul’da da yeni projeler hedefliyoruz. Bodrum’da 200, İstanbul’da 300 olmak üzere toplam 500 konutu hayata geçirmeyi planlıyoruz. Yurt dışında ise hedeflerimizi her yıl yüzde 10 artırarak devam ediyoruz. Bu yıl da geleneği bozmayacağız. Tabii ki, bu başarının arkasında çok güçlü ve sağlam bir ortaklık yapısının, birbirine bağlı bir ekip işleyişinin olduğu aşikârdır. Ant Yapı olarak 2021’de 30. yılımızı kutlayacağız.”

11 Ocak 2021 Pazartesi

7 kıtada 413 milyar dolarlık projeye ‘Türk’ imzası

“Türk müteahhitlerin, devler ligindeki yerini korumak için çalışmayı sürdürüyoruz” diyen TMB BaşkanıMithat Yenigün, şöyle devam etti: “Oldukça riskli bölgelerde uygun maliyetle ve kaliteli iş yapıyor olması, Türk müteahhitleri öne çıkaracaktır. Proaktif yaklaşımlar çerçevesinde finansman temini konusunda somut gelişmeler olduğunda bu seviyeyi aşabiliriz de…” HABER: BARIŞ CABACI Pandemiye rağmen ‘Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi’ listesinde 44 firma ile Çinlilerin ardından ikincilik konumunu koruyan Türk müteahhitleri, yurt içi ve yurt dışında büyüme vizyonunu sürdürüyor. Dünya ekonomisindeki büyümeye dönük endişeler, korumacı politikalar, emtia fiyatlarındaki dalgalanma ve politik risklerin küresel inşaat pazarını bir süredir olumsuz etkilediğine dikkat çeken Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) BaşkanıMithat Yenigün, “Sektör bu yıl da Covid-19 salgınının kuşatması altında kaldı” değerlendirmesini yaptı. Yenigün, Türk müteahhitlerin, her şeye rağmen yurt dışında ulaştığı büyüklüğü ise şöyle özetledi: “Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre; 2020’nin kasım ayı itibarıyla müteahhitlerimiz, yurt dışında toplam bedeli 10.4 milyar ABD Doları olan 175 proje üstlendi. Dolayısıyla salgın öncesi ortaya koyduğumuz yıllık 20 milyar ABD Doları tutarında proje hedefini yakalamamız mümkün olamayacak. Gelinen noktada, sektörümüzün yurt dışına açıldığı 1972 yılından bugüne kadar 127 ülkede üstlendiği toplam proje tutarı ise 413 milyar ABD Doları’na ulaştı.” NORMALLEŞME SÜRECİ “Dünya ekonomisinde 2021 yılında büyümeye dönük beklentiler olduğunu izliyor, bu çerçevede inşaat sektörünün kritik bir rol üstleneceğini tahmin ediyoruz” diyen Mithat Yenigün, hedef pazarlara yönelik ise şunları söyledi: “Dünya ekonomisinde yeniden büyümenin başlaması, bir süre sonra petrol ve emtia fiyatlarına da olumlu biçimde yansırsa ilaveten petrol ihracatçısı pazarlarımızda alt ve üst yapı yatırımları artacaktır. Covid-19 salgınına karşı yürütülen aşı çalışmalarından da olumlu haberler ulaşıyor. Bu çerçevede salgının kontrol altına alınmasıyla küresel ekonomi ve dolayısıyla küresel inşaat sektörü açısından normalleşme süreci başlayacak.” YILLIK 20 MİLYAR DOLAR Yenigün, yurt dışı yıllık proje hedefleri konusunda da şunları kaydetti: “Ülkelerin gündeminde yer alacak kalkınma hamleleri ve altyapı ihtiyaçlarında, oldukça riskli bölgelerde uygun maliyetle ve kaliteli iş yapıyor olması Türk müteahhitlerini öne çıkaracaktır. TMB olarak, tüm belirsizliklere rağmen krizin etkilerini yeni açılımlar ortaya koyarak aşmaya çalışıyoruz. Yurt dışında yıllık yeni proje tutarında tekrar 20 milyar ABD Doları seviyesinin yakalanması ve küresel devler liginde sahip olduğumuz yerin korunması amacıyla çalışmayı sürdürüyoruz. Proaktif yaklaşımlar çerçevesinde finansman temini konusunda somut gelişmeler olduğunda bu seviyeyi aşabiliriz de…” PAZARLARA TAKİP Mithat Yenigün, bir taraftan hükümetin de desteğiyle diplomatik adımlarla birlikte Libya ve Körfez ülkeleri gibi geleneksel pazarlardaki mevcut sorunların çözümü için temasların sürdüğünü, diğer taraftan da artan rekabet ortamında pazar çeşitlendirmesi için yoğun olarak çalıştıklarını vurguladı. Yenigün, şöyle konuştu: “Sektörün ilk ve halen en büyük üçüncü pazarı olan Libya’da Türk inşaat firmalarının sorunlarının çözümü konusunda çalışmalarımız sürüyor. Güvenliğin tesisi, politik ve ekonomik istikrarın sağlanmasıyla müteahhitlerimiz, ülkede yarım kalmış projelerini tamamlamaya ve yeni projeler almaya hazır ve istekli. Son dönemde ülkemize yönelik olumsuz algı nedeniyle Körfez’de, özellikle Suudi Arabistan’da müteahhitlerimizin sorunlarının artmasıyla, Suudi Arabistan yetkililerine yapıcı diyalog ve işbirliği çağrısında bulunduk. Bu ülkelerde maruz kaldığımız haksız uygulamanın giderilmesi yönünde hükümetimizin desteğine ihtiyaç var. Ayrıca Irak’taki alt ve üstyapı projelerinin firmalarımızca üstlenilmesini iki ülke adına önemsiyoruz. Diğer ülke müteahhitlerinden pozitif olarak ayrışmamızın kazan-kazan mantığının doğal bir sonucu olduğunu düşünüyoruz.Irak’ta uzun zamandır bekleyen inşaat ihtiyacına en hızlı çözümü, Türk mühendislik ve müteahhitlik firmalarının getireceğine inanıyoruz. Aynı şekilde Libya için de en etkili çözümü yine Türk müteahhitlik firmaları üreteceklerdir.” AFRİKA VE KARABAĞ DA RADARDA TMB Başkanı Mithat Yenigün, yeni dönemde müteahhitler için yükselen pazarlar ve bölgelere ilişkin de şu bilgileri verdi: “Pazar çeşitlendirilmesi için özellikle Sahraaltı Afrika ülkelerinde kalkınma planları çerçevesinde sürdürülecek projelerden önemli bir pay almayı hedefliyoruz. Lider pazarımız Rusya, önümüzdeki dönemde de bizim için önemli olacak. Ayrıca Dağlık Karabağ’da ortaya çıkacak ihtiyaçlar ile yeniden imar çalışmalarında Türk müteahhitlerin aktif rol üstlenmeleri ve Azerbaycan ekonomisine en iyi şekilde katkıda bulunmaları önümüzdeki yıl için önceliklerimiz arasında yer alacak.” YURT İÇİNDE DE BÜYÜMENİN LOKOMOTİFİ Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) BaşkanıMithat Yenigün, sektörün yurt içine yönelik beklenti ve hedeflerini de şöyle özetledi: Yeniden büyüme: Ağırlıkla düşük maliyetli konut kredisi ve geçen yılki daralmadan kaynaklı baz etkisinden destek alan sektör, 2020 yılının üçüncü çeyrek döneminde yıllık bazda yüzde 6.4 oranıyla yeniden büyümeye başladı. Bununla birlikte eylül ayından itibaren konut kredilerinde faiz avantajı sona erdiğinden, önce konut satış hızı yavaşladı, ardından satışlarda gerileme görüldü. İlk toparlanan sektör: Ekonomik krizlerde ilk daralmanın görüldüğü sektör olduğu gibi, toparlanma da öncelikle müteahhitlik sektöründen başlar. 2021 umut yılı: Salgının süren belirsizliklerine rağmen 2021 yılına umutla bakıyoruz. Hükümetimizce hukuk ve ekonomi alanlarında başlatıldığı açıklanan reform sürecini de çok önemsiyoruz. Ekonomimizde sürdürülebilir büyümenin yakalanmasıyla ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayacak adımları destekliyoruz. Depreme karşı tekiz: Sektörümüzün öncü 8 sivil toplum kuruluşu olarak başlattığımız ‘Depreme Karşı Tekiz’ girişiminin hedefi, depremle mücadele sürecine azami katkı sağlamasıdır. Bu çerçevede yapı müteahhitleri için yeterlilik sisteminin uygulanması, güçlü yapı denetimleri, imar mevzuatının geliştirilmesi ve deprem odaklı kentsel dönüşüm başta olmak üzere önerilerimizi ortaya koyduk.

11 Ocak 2021 Pazartesi