tatil-sepeti
İstanbul Film Festivali’nde 40. yılda yeni heyecan

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 40. İstanbul Film Festivali’ne başvurular başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle düzenlenen İstanbul Film Festivali, 40. yılında yeni festival formatıyla 2 Nisan’da online başlayacak. Festival, haziran ayında da yarışmalı bölümleriyle sinemalarda, açık hava mekanlarında ve yine online olarak izleyicisi ile buluşacak. Ulusal yarışmalar, 18-29 Haziran’da yapılacak. Festival programında yer alacak filmler için son başvuru tarihi 26 Mart olarak açıklandı. Türkiye Sineması bölümündeki filmler Ulusal Yarışma, Ulusal Belgesel Yarışması ve Ulusal Kısa Film Yarışması başlıkları altında izleyicilerle buluşacak. Ulusal Yarışma’da büyük ödül olarak En İyi Film’e ‘Altın Lale’ verilecek. Ayrıca festivalin kurucularından Onat Kutlar adına ‘Jüri Özel Ödülü’, ‘En İyi Yönetmen’, ‘En İyi Kadın Oyuncu’, ‘En İyi Erkek Oyuncu’, ‘En İyi Senaryo’, ‘En İyi Görüntü Yönetmeni’, ‘En İyi Kurgu’ ve ‘En İyi Özgün Müzik’ dallarında da birer ödül sunulacak. Festivalde ayrıca Seyfi Teoman adına da ‘En İyi İlk Film Ödülü’ var.

18 Ocak 2021 Pazartesi

Yeşil ışığa takılmayın

HABER: ADEM ORHUN İklim değişikliği ve çevre kirliliği artık dünyayı hayati şekilde tehdit ediyor. Fosil yakıtlara bağımlılığın doğurduğu yıkım, alarm zillerinin çalmasına sebep oldu. Üstelik bu alarm, üretmekten ve gelişmekten öncelikli. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ile atılan adımların ne kadar yeterli olduğu tartışılıyor. Fakat başka bir siyasi irade bu konuda zorlayıcı şartları yürürlüğe koyacağını duyurdu. Avrupa Birliği Komisyonu, ‘The European Green Deal’ adıyla yeni kriterleri ilan etti. YENİ BÜYÜME ANLAYIŞI ‘Yeşil Mutabakat’ diye ifade edilen bu ‘yeşil sözleşme’ Avrupa Birliği’nin yeni büyüme stratejisi olarak tanımlanıyor. Yeşil Mutabakat ile önce yasalar değiştirilecek, sonra enerji, sanayi, ulaşım ve tarım gibi alanlarda sıkı kurallara dayalı programlar hayata geçirilecek. Böylece Avrupa, 2050 yılında iklim dostu, karbon nötr (sıfır emisyon) bir kıta haline gelecek. ZORLAYICI ŞARTLAR Sözleşmenin hedeflerinde vurgulanan ‘adil’ kelimesi hükümetler, kurumlar ve şirketler için yeni şartları beraberinde getiriyor. Çünkü 2050 hedefine ulaşmak için zorlayıcı uygulamalar bir bir devreye girecek. AB Komisyonu, bütün yasaları, Yeşil Mutabakat hedefleri ile uyumlu hale getirecek. Avrupa, temiz ve çevreyi koruyan üretim hedefiyle bir maliyete katlanacak, ticari partnerlerine de ‘Yeşil kriterlere uygun üretilmiş malları kabul ederim’ diyecek. Sözleşmeye göre, çevresel kriterleri gözeten yeni iş modelleri teşvik edilecek ve çevreye zararlı ürünlerin AB pazarına girmesini önlemek için asgari gereklilikler belirlenecek. ÖNCELİKLİ SEKTÖRLER Sözleşme metninde “Çelik, kimyasallar ve çimento gibi enerji yoğun endüstriler Avrupa ekonomisi için vazgeçilmezdir. Bunların karbondan arındırılması ve modernizasyonu esastır” denildi. Buna göre, çelik, çimento ve tekstil sektörlerini ilgilendiren düzenlemelere ağırlık verilecek. Ayrıca geri dönüştürmeden önce, harcanan malzemeleri azaltmaya ve yeniden kullanıma öncelik verilecek. BİNA YENİLEME Yeşil Mutabakat’ın ana programlarından biri de binaların enerji tüketimini azaltmayı amaçlayan bina yenileme programı. Programa göre bina yenileme oranı ikiye katlanacak. Burada eski tip kazanlar ile ısıtıcıların yerini modern ürünler alacak, ayrıca inşaat, cam ve mobilya sektörünün pazarları hareketlenecek. AVDAGİÇ: İHRACATIN YÜZDE 80’İNE EK VERGİ UYGULANABİLİR Yeşil Mutabakat, İstanbul Ticaret Odası’nın 2020 yılı içinde düzenlediği sektörel istişare toplantılarında da gündeme geldi. İTO Başkanı Şekib Avdagiç, katıldığı toplantılarda, AB’nin bu düzenlemesi konusunda önemli uyarılarda bulundu. Avdagiç, dikkat edilmesi gereken konuları şöyle açıkladı: “Bütün şirketler ürettikleri karbon ayak iziyle ilgili karne alacak. Kriterlere uymayanlar ilave gümrük vergisiyle veya ithalat engelleriyle karşılaşacak. AB, ‘Ben çevreyi korumak için bazı maliyetlere katlanıyorum, ona uymayanlar da bu ‘kirletici’ üretimle bana satacakları mallar üzerinden bu maliyete katlanacak’ diyor. Bizim de bunu gündemimize alıp 5 yıllık politikalarla hedefleri hayata geçirmemiz lazım. AB’nin verdiği tarihler yaklaşıyor. İhracatımızın yüzde 80’inin ek vergi ile karşılaşma riski var. Otomotiv ve beyaz eşya belli bir seviyede adımlar attı. Kimya ve hazır giyim gibi bazı sektörlerde durum arzu edilen seviyede değil. Bütün sektörlerdeki üyelerimize AB’nin bu sözleşmesini takip etmelerini öneriyoruz.” AB’DEN PROJELERE MİLYARLIK DESTEK Avrupa Komisyonu Ufuk 2020 Programı dahilinde, 1 milyar Euro bütçeli “Yeşil Mutabakat Çağrısı” başlattı. Çağrı çerçevesinde, projelere 10 alanda 20 konu başlığında destek verilecek. Araştırma kuruluşları, üniversiteler, KOBİ’ler, büyük sanayi kuruluşları, finans kurumları, yatırımcılar, sivil toplum kuruluşları, ulusal/yerel yönetimler ve sosyal girişimciler projeleriyle bu desteğe başvurabilecek. Son başvuru tarihi 26 Ocak 2021. Ayrıntılı bilgiye şu linkten ulaşılabilir: https://h2020.org.tr/tr PLASTİK, DÖNÜŞÜME AĞIRLIK VERECEK Yeşil Mutabakat, Avrupa’da ikinci dünyada altıncı büyük proses kapasitesine sahip olan Türk plastik sektörünü de etkileyecek. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, konuyla ilgili değerlendirmesinde “Firmalarımız için ek maliyetler ve pazara giriş güçlükleri getirecek bu mutabakata; erken uyum ve pozisyon alabilmek yeni fırsatlara kapı açacaktır” dedi. Eroğlu, şunları kaydetti: “Plastik üretiminde kullanılan fosil yakıtların yenilenebilir enerji ile yer değiştirmesi için yeni gelir kaynakları gerekecektir. Plastiklerin en büyük üstünlüğü, alternatiflerine göre daha düşük karbon ayak izine sahip olmalarıdır. Komisyon, biyolojik olarak parçalanabilen ve biyobazlı plastikler için düzenleyici bir çerçeve geliştirecek ve tek kullanımlık plastikler için önlemler yürürlüğe koyacak. Biz de atıkların kaynakta toplanmasını ve geri dönüştürülmesini sağlayarak doğal kaynak verimliliğini arttırabilir, ham madde tasarrufu sağlayabiliriz.” Eroğlu, değişime yönelik şu önerileri dile getirdi:  * İşletmeler geri dönüştürülmüş granül ya da çapak haline gelen atıkları belli oranlarda, orijinal hammadde ile karıştırarak üretim işleminde kullanabildiği gibi; tekrar eritip katkı maddeleri ekleyerek ikincil sınıf hammadde olarak da kullanabilir. * Pazarı canlandırmaya yönelik yasal zorunluluklar geliştirilmeli. * Sürdürülebilir atık politikası uygulanmalı ve toplum bu durumu desteklemeli. * Yeni makina yatırımları yapacak firmaların teçhizat alımlarında daha çevreci olanları tercih etmeli. * Plastik sektörü fabrikalarının dönüşümü maliyet artışına sebep olacak. Bu firmalara destek sağlanmalı. ADIM ADIM UYGULAMALAR * Komisyon, enerji mevzuatını Haziran 2021’e kadar revize etmeyi önerecek. * Üye devletler 2023’te ulusal enerji ve iklim planlarını güncelleyecek. * 2030’a kadar hidrojen kullanarak temiz çelik yapımına geçilecek. * 2030’a kadar AB’de tüm ambalajlar tekrar kullanılabilir olacak. * Elektrikli araçlara teşvik artacak. * Sıfır ve düşük emisyonlu araçlar için 2025’e kadar 1 milyon kamu şarj ve yakıt ikmal istasyonu kurulacak. * Ulaşımda 2021 sonuna kadar 95 gr CO2/km emisyon hedefi 2030 yılında ‘sıfır emisyon’ olacak. * Otomobiller ve kamyonetler için karbondioksit performansları Haziran 2021’de revize edilecek. * Gemilerin AB limanlarına erişimi düzenlenecek. Gemiler kıyıdan elektrik kullanmaya zorlanacak. * Havacılık, gemi ve ağır karayolu taşıtları için biyodizel ve hidrojen gibi yakıtlar teşvik edilecek. * Tarımda kimyasal pestisitlerin kullanımını azaltmaya yönelik tedbirler 2021’de başlatılacak. * Komisyon, bu yıl hava, su ve toprak için sıfır kirlilik eylem planını kabul edecek. * AB Komisyonu, Avrupa Yatırım Bankası (EIB), 2025’e kadar Avrupa’nın iklim bankası olacak.

18 Ocak 2021 Pazartesi

Sağlık ürünleri ihracatı hazır giyim sektörüne itici güç sağladı

Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle hazır giyim sektörünün mart, nisan ve mayıs aylarındaki ihracatında ciddi azalma yaşansa da normalleşme dönemiyle üretim ve dış satımda yeniden yükselişe geçildi. Geçen yıl 203 ülke ve 14 serbest bölgeye ihracat yapan sektör, bu satışlardan 17 milyar 143 milyon 441 bin dolar ülke ekonomisine katkı sağladı. 11 milyar 760 milyon 85 bin dolar dış satımın yapıldığı ilk 10 ülke arasında Avrupa'dan 7, Asya'dan 2 ve Amerika'dan 1 devlet yer aldı. EN FAZLA İHRACAT ALMANYA'YA Hazır giyim sektöründe en fazla dış satım yapılan ülke, 3 milyar 140 milyon 531 bin dolarla Almanya oldu. Bu ülkeyi 2 milyar 20 milyon 776 bin dolarla İspanya, 1 milyar 897 milyon 245 bin dolarla Birleşik Krallık izledi. Geçen yıl gerçekleştirilen plastik, kauçuk sıvanmış, emdirilmiş elyaftan hazır giyim eşyası ihracatı ise bir önceki seneye oranla yüzde 4 bin 613 artışla 903 milyon 634 bin dolara çıktı. Tek kullanımlık tıbbi maskeler ürün grubunun yer aldığı diğer hazır eşyanın ise 2019'da 118 milyon 867 bin dolar olan dış satımı, 2020'de yüzde 315,4 artışla 493 milyon 818 bin dolara yükseldi. Salgın döneminde bu iki sektör 2020'de toplam 1 milyar 397 milyon 452 bin dolarlık dış satımıyla hazır giyim ve konfeksiyon ihracatına itici güç sağladı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili ve İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, sektör olarak 2020 yılı için yüzde 10 büyüme hedefini koyduklarını, ocak-şubatta yüzde 8'in üzerinde bir artış sağladıklarını fakat salgından dolayı mart-nisan-mayısta dramatik düşüşler yaşandığını söyledi. Hazirandan sonra ortaya konulan performansın tarihe not düştüğünü belirten Gültepe, "Özellikle haziran-temmuz-ağustos aylarında şimdiye kadarki tarihlerde olmayan rekorları kırdık. Ayrıca ağustostaki performansla ihracatta lider sektör olduk. Pandemi sonrasında ortalama yüzde 15-20 arasında küçülme beklerken toplamda yüzde 3,3 oranında bir küçülme yaşandı ki bence çok büyük bir başarıydı." dedi. Gültepe, salgın döneminde istihdamı artıran sektör olduklarını dile getirerek, yaklaşık 600 bin kişiye hazır giyim sektöründe istihdam sağlandığını, bu sayının tekstil sektörü ile 1 milyonu, perakende ile de 2 milyonu bulduğunu kaydetti. "İHRACATIN ARTMASINA SAĞLIK ÜRÜNLERİNİN KATKISI VAR" Salgına rağmen ihracattaki başarılarını sağlayan etmenlere değinen Gültepe, özellikle salgında tedarik zincirinde bir değişiklik olduğunu belirtti. "İhracatın artmasına sağlık ürünlerinin büyük bir katkısı var" diyen Gültepe, şöyle devam etti: "Şu anda kullandığımız maske ve tulum elbisenin ihracat rakamını göz ardı etmemek lazım. Yaklaşık 1 milyar 400 milyon dolar civarında bir ihracat oldu 2020 yılında, önceki senelerde böyle bir ihracat yoktu. Aslında hazır giyimin itme gücü tamamen koruyucu elbise ve maske ihracatından kaynaklı. Bunları çıkardığınız zaman yüzde 10 küçülme söz konusu toplamda. Bu maske ve koruyucu elbiseden gelen yüzde 7'lik katkı ihracata ivme etkisi yarattı. Bu anlamda da özellikle sektörün yapmış olduğu yatırımlar göz ardı edilemez. Türkiye'nin tekstil ve hazır giyim gücü ve altyapısının ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor." İlk çeyrekte hazır giyim sektöründe büyüme beklemediğini, hayatın tekrar normalleşmesiyle ikinci çeyrekten sonra farklı rakamlara imza atacaklarını dile getiren Gültepe, Türkiye'nin yapısal ve jeopolitik konumunun diğer ülkelere göre farklı bir hizmet sunduğunu, bunun da sektör için avantaj olduğunu kaydetti. Gültepe, sektörün çevrim içi kanallara ve e-ticarete ayak uydurduğunu, yatırımlar yapıldığını belirterek, "2021 yılında en az yüzde 10 büyümeyle 19 milyar dolara yakın bir ihracat yapabileceğimizi düşünüyoruz." dedi. Sektörün dijitalleşme anlamında büyük yatırımlar yaptığını aktaran Gültepe, İstanbul'u moda merkezi, Anadolu'yu da üretim üssü haline getireceklerini anlattı. Mustafa Gültepe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde devletin aldığı önlemlerin etkileyici olduğunu belirterek, desteklerden ötürü sektörü adına herkese teşekkür etti.

15 Ocak 2021 Cuma

Türk balı geçen yıl 52 ülkede ağızları tatlandırdı

Türkiye'den geçen yıl Almanya, ABD, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Umman başta olmak üzere 52 ülkeye bal ihraç edildi. Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) verilerine göre, Türkiye'den 2020'de 52 ülkeye 5 bin 974 ton bal satıldı. Bu ihracattan 25 milyon 864 bin 852 dolar gelir sağlandı. Bu dönemde yapılan bal ihracatı, 2019 yılına kıyasla miktar bakımından yaklaşık yüzde 8 değer bakımından yüzde 4 arttı. 2019'da 24 milyon 810 bin 927 dolar karşılığı 5 bin 548 ton bal ihraç edilmişti. EN FAZLA DIŞ SATIM YAPILAN ÜLKELER Almanya, ABD, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Umman 2020'de en fazla bal ihraç edilen ülkeler oldu. Bal ihracatında 8 milyon 988 bin 415 dolarla Almanya ilk sırada yer aldı. Bu ülkeyi 5 milyon 419 bin 10 dolarla ABD, 3 milyon 17 bin 735 dolarla Suudi Arabistan, 1 milyon 43 bin 80 dolarla Kuveyt ile 693 bin 629 dolarla Umman izledi. Türkiye geçen yıl, bir önceki yıldan farklı olarak Polonya, Bangladeş, Endonezya, İsviçre, Yemen, Macaristan, Filipinler, Cape Verde, Litvanya, Panama, Moritanya, Romanya, Güney Kore Cumhuriyeti ve Gine'ye de bal sattı.

15 Ocak 2021 Cuma

Geçen yıl rekor kıran e-ticaret sektörünün 2021 hedefi 400 milyar lira

Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) verilerine göre, koronavirüs salgının da etkisiyle, 2020 yılında online alışveriş harcamaları geçen yıla göre yüzde 85 büyüdü. Rekor büyüme yaşayan e-ticaret sektörünün 2021 hedefi ise yüzde 400 milyar lira oldu. ETİD, 2020 yılı e-ticaret verilerini açıkladı. Buna göre geçen yıl e-ticaret sektöründe salgın dönemiyle beraber önemli gelişmeler yaşandı. İnsanlar evlerinden çıkmadan eski alışveriş alışkanlıklarını yeni alışveriş türleriyle dijitale taşıdı. Tüketicilerin yeni alışveriş alışkanlıkları edindiği bu süreçte e-ticaret itici bir güce sahip oldu. Arz ve talepte yaşanan bu artış daha önce fiziki satış yapan birçok markayı online satış yapmaya yöneltti. Bu sebeple daha önce dijitalleşmeyen birçok marka e-ticaret sektörüne adım attı. Yeni farklı iş modelleri gelişerek e-ticaret pazarına giriş yaptılar. "ONLİNE MARKET ALIŞVERİŞİ BEŞ KAT ARTTI" Açıklamada görüşlerine yer verilen ETİD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Ekmekçi, "Pandeminin etkisiyle 2020’de sektör rekora imza atarak, yüzde 85 büyüdü. E-ticaret sektörünün yılı 250 milyar lira hacimle kapatmasını bekliyoruz." ifadelerini kullandı. Salgın tedbirleri kapsamında vatandaşların alışveriş davranışları değişerek online alışverişe ve online işlemlere geçişinin hızlanarak artığını belirten Ekmekçi, yılın lider online alışveriş kategorisinin süpermarket olduğunu bildirdi. Ekmekçi, şöyle devam etti: "Ticaret Bakanlığının verilerine göre pandemi döneminde online market alışverişi beş kat arttı. Taze ve soğuk zincir gıda alışverişi e-ticaretin yükselen yıldızları oldu. Yaş skalası olarak baktığımızda eskiden online alışverişi 45 yaş altındaki kişilerin tercih ettiği gibi bir algı vardı. Bugün ise bu skala 18-70 yaş arası olarak değişti. Ortalama sepet tutarları kartlı işlemler için 178,8 lira, havale, EFT ve diğer ödemeler için 63,2 lira ve kapıda ödeme için 70,6 lira oldu. En çok online alışveriş yapılan iller sıralaması ise İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya ve Konya olarak gerçekleşti." ifadelerini kullandı. "E-TİCARET YAPAN KOBİ SAYISI 69 BİNDEN 100 BİNE YÜKSELDİ" Emre Ekmekçi, arz ve talepteki artış sonucunda yeni iş modellerinin hayata geçtiği belirtti. Salgın tedbirlerinin getirdiği fiziki kısıtlamaları aşıp e-ticarete yatırım yapan, satış ve hizmetlerini e-ticaret üzerinden gerçekleştiren küçük-büyük ölçekli her kuruluşun kazandığının altını çizen Ekmekçi, şu değerlendirmelerde bulundu: "Pandemi nedeniyle hem fiziksel kanalda hem de dijital kanalda satış yapan KOBİ'lerin yüzde 63'ü fiziksel kanallarında yaşanan sıkıntılar sebebiyle ciro düşüşü yaşadı. Dolayısıyla dijital kanalda satışları olmasaydı bu KOBİ'lerin yaklaşık yarısı için ciro düşüşü yüzde 50 daha fazla olacaktı. E-ticaret yapan KOBİ sayısı 69 binden 100 bine yükseldi. Türkiye'de toplamda 68 bin 457 işletme e-ticaret faaliyeti yürütüyor. Sektörün yoğunluğunu taşımakta zorluk çekmeye başlayan kargo şirketleri yeni iş modelleri ve büyüyen altyapıları ile hizmet vermeye başladı. Geçtiğimiz yıl yaşanan lojistik ve kargo sorunlarını bu yıl yaşamadık. Sektör bu yıl indirim kampanya dönemlerinde daha hazırlıklı olarak ilerledi. O nedenle lojistik ve kargo konularında şikayetler de azaldı. Özellikle yeni yıl alışveriş kampanyalarında saat 16.00'ya kadar verilen siparişler, aynı gün teslimat ile evlere ulaştı. Sokağa çıkma kısıtlamalarının olduğu günlerde kargolar çalıştı, planlı bir şekilde tüketicilere siparişleri sorunsuzca ulaştırıldı." "TABULAR ORTADAN KALKTI" ETİD Yönetim Kurulu Başkanı Ekmekçi, salgın sonrasında da sektördeki büyümenin ve yatırımların aynı şekilde devam etmesini beklediklerini, salgın döneminde tüketicilerin özellikle e-ticaretteki uygun fiyat seçeneklerine ve kolay alışverişe alıştığını ifade etti. Aynı şekilde üreticiler ve perakende sektörünün de e-ticaretin ulaşılabilirliği, düşük maliyeti ve fırsatlarına uyum sağlamaya başladığını aktaran Ekmekçi, "E-ticaretin artmasıyla geleneksel alışveriş yöntemlerinin zarar vereceğine dair endişeler olabiliyor. Ancak geleneksel ve e-ticaretin birlikte yürüyeceği sistemleri başarı ile yürüten sektör temsilcilerimiz bulunuyor. Online alışveriş sıklıkları artarken yeni ödeme yöntemleri ile tüketicilere kolaylık sağlandı." değerlendirmesi yaptı. Ekmekçi, sipariş mekanizmalarının dahi dijitalleştiği bir dünyanın ortaya çıktığını, bugün online bir stratejisi olmayan bir firmanın, perakendecinin düşünülemeyeceğini belirtti. Salgın dönemiyle zihinlerde oluşan tabuların da ortadan kalktığı için e-ticaret yapan kuruluş sayısının önümüzdeki dönemde artabileceğini bildiren Ekmekçi, şunları kaydetti: "Bu artış sürecinin yine tüketici taleplerine yönelik yapılacak yatırımlarla 2021'de 400 milyarı geçmesini öngörüyoruz. Bu yılın aynı zamanda vergi indirimleri, devlet destekleri ve global platformların yatırımları ile e-ihracatın büyük bir ivme kazanacağını düşünüyoruz. 01 Ocak itibari ile yürürlüğe giren internet üzerinden yurt dışına satış yapan mikro ihracatçıya yüzde 50 vergi muafiyeti devletimizin ileride vereceği destek paketlerinin de bir öncü habercisi oldu. Öte yandan 2021 teslimat konusunda yenilikçi iş modellerinin yılı olacak. On binlerce e-ticaret teslimat noktasının hayata geçmesi hedefleniyor. Bu kapsamda AVM'ler, esnaf ve benzin istasyonları teslimat noktası olabilecek. Bu yeni düzenlemelerle lojistik alanındaki istihdamın da iki kat artmasını bekliyoruz."

15 Ocak 2021 Cuma