tatil-sepeti
Mazot ve gübre desteğinin ödenecek olması fındık üreticilerini sevindirdi

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu ÜyesiArslanSoydan, destek ödemeleri sayesinde Ordu ekonomisine 42 milyon 626 bin 406 lira gireceğini, destekten kent genelindeki 126 bin 421 çiftçinin yararlanacağını ifade etti. Fındıkta gübreleme dönemi içinde bulunulduğunaişaret eden Soydan,"Bu destek fındık için son derece önemli. Üreticilerimiz bahçelerinin bakım ve gübrelemesini buradan alacakları parayla yapacak. Bunun için desteğin bugünlerde çiftçilerin hesaplarına yatırılacak olması son derece sevindiricidir." dedi. Gelecek dönemde de 2020 yılı Fındık Alan Bazlı Gelir Desteği ödemelerinin yapılacağını dile getirenSoydan, buna ilişkin icmallerin yayımlandığını kaydetti.

26 Mart 2021 Cuma

Karadeniz somonu yılın ilk iki ayında 30 ülkeye ihraç edildi

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) verilerinden yaptığı derlemeye göre, yılın ilk iki ayında 30 ülkeye 7 bin 376 tonKaradenizsomonusatıldı. Karadenizsomonuihracatı, 4 bin 195 ton karşılığı 22 milyon 494 bin 67 dolar döviz girdisi elde edilen ocak-şubat 2020'ye göre miktar bakımındanyüzde 76, değer bakımından yüzde 63 artış gösterdi. Rusya, Almanya ve Vietnam, en fazla dış satım yapılan ülkeler olarak sıralandı. Bu dönemde Rusya'ya 20 milyon 193 bin 110 dolar karşılığında 4 bin 244 ton Karadeniz somonu satıldı. Rusya'yı 10 milyon 222 bin dolarla Almanya, 2 milyon 49 bin dolarla Vietnam izledi. Geçen yılın ilk iki ayından farklı olarak İspanya, Beyaz Rusya veAzerbaycan-Nahçıvan'a daKaradenizsomonu ihraç edildi. "YENİ PAZARLARA İHRACAT YAPABİLMEK İÇİNÇALIŞIYORUZ" DKİB Yönetim KuruluÜyesi ve Su Ürünleri Sektör Komitesi Başkanı İsmail Kobya, kafeslerde yetiştirilen ve "gökkuşağı alabalığı" olarak bilinen Karadenizsomonununyurt dışındabüyük ilgi gördüğünü söyledi. İhracatın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 63 arttığınaişaret eden Kobya, bu artışın yıl içinde devam edeceğinden umutlu olduklarını belirtti. Kobya, "Karadeniz somonunun Rusya pazarında artık marka haline geldiğini söyleyebiliriz.İhraç edilen balıklar büyük beğeniyle tüketiliyor. İhracatçılarımız bu anlamda güzel geri dönüşler alıyorlar. Amacımız,Avrupa Birliği ve Uzak Doğu ülkelerinin yer aldığı pazarlarda da bu ilgiyi yakalayabilmek. Yeni pazarlara ihracat yapabilmek içinçalışıyoruz." dedi.

25 Mart 2021 Perşembe

2023'e kadar Türkiye genelinde 1,6 milyar fidan toprakla buluşacak

Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, Orman Haftası dolayısıyla kurumun çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 1971 yılında 21 Mart tarihini Dünya Ormancılık Günü ilan ettiğini belirten Karacabey, 1975'ten beri Türkiye'de de bu günün kutlandığını, 21-26 Mart'ın da Orman Haftası olarak kabul edildiğini dile getirdi. Karacabey, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle toplu etkinlikler düzenleyemediklerini hatırlatarak, orman bilincinin artırılmasına yönelik olarak 28 bölge müdürlüğü ile bazı illerde, eğitim kurumları öncülüğünde çeşitli fidan dikimi ve dağıtımı programları yaptıklarını söyledi. Ormanların değerinin, iklim değişikliği ve küresel ısınmanın etkilerinin artmasıyla çok daha fazla anlaşıldığına işaret eden Karacabey, şöyle konuştu: "Ormanlar bir ülkenin, bir milletin malı değil tüm dünyanın ortak değeri haline geldi. Bugün, temiz, solunabilir havanın ve içilebilir suyun en önemli depo kaynağıdır. Ormanlar azaldıkça, kaliteli, solunabilir havamız ve içilebilir sularımız da azalmaktadır. Orman varsa hayat vardır. Bu neden ormana ve doğaya adanmış her gün ve hafta toplumsal farkındalığın artırılması açısından büyük önem taşımaktadır." "1999'DAN SONRA ORMAN VARLIĞINDA OLAĞANÜSTÜ BİR ARTIŞ SAĞLANDI" Karacabey, dünya genelinde orman varlığının sürekli azaldığına ilişkin bir algı olduğunu ancak Türkiye'de bunu tersine çevirdiklerini belirterek, son 20 yılda ormanlık alan varlığını 2,1 milyon hektar artırdıklarını bildirdi. Yıllar itibarıyla bakıldığında özellikle 1999'dan sonra orman varlığında olağanüstü bir artış sağlandığını dile getiren Karacabey, orman varlığının, ağaçlandırma, erozyonla mücadele, rehabilitasyon çalışmaları ve çeşitli eylem planlarıyla her sene düzenli olarak arttığını ifade etti. Türkiye'nin bu başarısının FAO tarafından 5 yılda bir hazırlanan Küresel Orman Kaynakları Değerlendirmesi (FRA) raporuyla da tescillendiğini bildiren Karacabey, rapora göre ülkelerin orman varlığı açısından yapılan sıralamada Türkiye'nin 46'ncılıktan 27'nciliğe yükseldiğini söyledi. Karacabey, orman varlığını ülke çapında artırmak ve yarınların bugünden daha iyi olması için gayret gösterdiklerini belirterek şunları kaydetti: "Şu an 22,9 milyon hektar orman alanımız var, ülkemizin yüzde 29,4'ü ormanlarla kaplı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın bize gösterdiği hedefler doğrultusunda 2023'e kadar ülkemizin yüzde 30'unu ormanlarla kaplı hale getireceğiz ve son 20 yıllık periyotta dünya nüfusu kadar fidanı toprakla buluşturmuş olacağız. Biz şu ana kadar 5,4 milyar fidanı toprakla buluşturduk, gelecek 2,5 yıl içinde de 1,6 milyarlık kısmını tamamlayacağız. Bunun için bütün fizibilite çalışmalarımızı tamamladık."

25 Mart 2021 Perşembe

Türkiye'nin tropikal meyve ihracatı son 3 yılda yüzde 38 arttı

Ege YaşMeyve Sebze İhracatçıları Birliği’nden(EİB)yapılan açıklamaya göre, Türkiye geçen yıl57 ülke ve bölgeye 6 milyon 461 bin dolarlık tropikal meyve ihraç etti. Açıklamada görüşlerine yer verilen EİBBaşkanı Hayrettin Uçak,tarım ve gıdada markalaşmanın yolunun, katma değerli ürün üretmekten, dünyanın talep ettiğini üretmekten geçtiğini belirtti. Uçak, "Türkiye, tropikal meyvede ithal eden ülke konumundan şu anda 57 farklı ülke ve bölgeye ihraç eden ülke konumuna geldi. Türkiye geneli tropikal meyve ihracatımız 2018 yılında 4 milyon 690 bin dolar, 2019 yılında 5 milyon 110 bin dolarken 2020 yılında 6 milyon 461 bin dolara ulaştı. Ülkemizde yetiştirilen, ihraç edilen tropikal meyve çeşitlerini artırarak katma değer zincirimizi gitgide büyütüyoruz." ifadelerini kullandı. Hayrettin Uçak, şunları kaydetti: "Kivi ve avokado ile başladığımız bu yola ejder meyvesi, çarkıfelek, karambola, papaya, mangost, guava armudu, mango, ananas, Hindistan cevizi, yaban mersini, kumkuat gibi ürünleri ekleyerek tropikal meyvede ürün gamımızı genişlettik. Türkiye, iklimi, toprağı, biyoçeşitliliği, coğrafi konumuyla planlı, programlı ve iyi tarım uygulamalarına bağlı kalarak geleneksel ürünler kadar yeni alternatif ürünleriyle de daha fazla pazara ulaşabilecek, ihracatını daha üst seviyelere taşıyacak konumdadır." Uçak, tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgelerinin devreye girmesiyleTürkiye'nin tarım ürünleri ihracatının 30 milyar dolara çıkacağına inandığını ifade etti.

25 Mart 2021 Perşembe

Türk bankacılık sisteminin aktif büyüklüğü milli gelirin yüzde 121'ine ulaştı

Capital, Ekonomist ve StartUp dergileri tarafından Vodafone Business ana sponsorluğunda "Yeni Dünyaya Hazır Mıyız?" ana temasıyla hibrit olarak düzenlenenUludağ Ekonomi Zirvesi ikinci gününde devam ediyor. Zirve kapsamında düzenlenen "Bankacılık: Gelecek Nasıl Olmalı" başlıklı oturumda konuşan Aydın, dijital altyapı imkanları sayesinde salgın döneminimüşteri ve banka adına iyi yönettiklerini, bu sayede salgının etkisinin sınırlı kaldığını söyledi. Artık evinden, bulunduğu yerden kendi bankacılık işlemlerini yapabilen bir müşteri kitlesinin oluştuğunu dile getiren Aydın, banka çalışanların da bu süreçte önemli deneyimler kazandığını bildirdi. Aydın, salgın sürecinde ekonominin sürdürülebilir olması gerektiğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Salgın döneminde kredi kanallarını açık tuttuk.Ödeme sisteminin sağlıklı olarak çalışması lazımdı. Onu da temin ettik. Özel veya kamu bankaları ayrımı yapmayız ancak salgın sürecinde kamu bankaları özellerin bir adım önüne geçti. Aslında kamusal sermayenin de bunda bir motivasyonu oldu. Sektörün bütün bankaları da üzerine düşeni yapmaya çalıştı. Hem firmaların likidite ve kaynak imkanlarını uygun imkanlarla karşıladık. Hem fiyatlama hem de vadelendirme uygundu. Ödemesiz dönemleri içeriyordu. Hem fiyatlandırma hem vadede hem de teminatta esneklik sağlayabildik." "BANKACILIK SİSTEMİNİN KREDİ VERMEDİĞİ DOĞRU DEĞİL" Hüseyin Aydın, Türk bankacılık sisteminin bilanço büyüklüğünün 6 trilyon lirayı geçtiğini belirterek, "Toplam aktiflerin milli gelire oranı yüzde 121'e ulaştı. 10-15 yıl geriye gittiğimizde toplam aktifler milli gelirin çok altındaydı. Bugün milli gelirin yüzde 120'lerine ulaşmışız. Bu süreçte sektör ülke büyümesinden daha hızlı büyümüş." diye konuştu. Bu süreçte en hızlı büyümelerden birisinin kredilerde yaşandığına dikkati çeken Aydın, şu bilgileri verdi: "Kredilerin de milli gelir içerisindeki payı ciddi rakamlara geldi. Gelişmekte olan ülkeler ortalamasının üzerine çıktık. Sektörünkredi vermeme gibi bir durumu yok. Tam tersine sektör kredi verme konusundaki yetkinliğini artırdı. Sadece şirketlere ve bireylere değil devlete de kredi verdik. Dolayısıyla bilançoda da menkul kıymetlerin ciddi payı oluştu. Bu pay da yüzde 17'ler civarında. Kredilerin payı yüzde 60, menkul kıymetlerin payı yüzde 17. Böyle baktığınızda aktifin yüzde 77'sini getirili aktiflerden oluşturuyoruz ve ekonominin çalışması için tahsis etmiş bulunuyoruz." "YURT DIŞINDAN KAYNAK SAĞLAMA YETKİNLİĞİMİZ DEVAM EDİYOR" TBBYönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel MüdürüAydın, aktif-pasif para cinsi bakımından uyumsuzluklarının bulunduğunu belirterek, şu açıklamalarda bulundu: "O yüzde TL cinsinden tasarrufa ihtiyacımız var. Yabancı parayı alıyoruz, değiştirip aktifte TL olarak kullandırmak zorunda kalıyoruz. Repo ve SWAP yoluyla hem de TCMB'den sağladığımız kaynakla aktifleri yönetiyoruz.Gecelik bankacılık sistemi 600 milyar lira. Toplam bilançonun yüzde 10'unu gecelik borçlanıp 1, 2, 3 veya 4 yıllık krediler veriyoruz. Bu da ülkeye olan güvenimizi gösteriyor." Aydın, salgın sürecinde yurt dışından borçlanabildiklerini kaydederek, "Çünkü yabancı kaynak ihtiyacımız biraz daha azdı. Net borç ödemesi yaptık. Bankalarımızın yurt dışından kaynak sağlama konusundaki yetkinliği devam ediyor. Her zaman bunu yönettik, bundan sonra da kaynak temini hususunu iyi yöneteceğiz." diye konuştu. Gördüklerini ve yaşadıklarını iyi tahlil ettiklerini vurgulayan Aydın, benzer sıkıntıları gelecekte yaşamamak için tüm tedbirleri aldıklarını söyledi. "BANKACILIK SİSTEMİSORUNLU KREDİLER İÇİN ÇOK CİDDİ KARŞILIK AYIRMIŞ DURUMDA" Hüseyin Aydın, bankacılık sektörün üzerine düşeni yaptığını belirterek, insan kaynağı ve teknolojide çok iyi olduklarını, bu iki unsurun sermaye ile desteklenmesi gerektiğini söyledi. "Ekonomi büyümeli, para kazanmalı, böylece bankalar da para kazanmalı." diyen Aydın, bu sayede bankaların kazandıkları parayı öz kaynakların altından muhasebeleştireceklerini ve sermayelerinin güçleneceğini, böylece kredi verme, şokları ve krizleri yönetme noktasında daha güçlü hale geleceğini anlattı. Aydın, "2010-2011'li yıllarda Türk bankacılık sisteminin öz kaynaklarının dolar cinsinden karşılığı 100 milyar dolardı. Bugün 80 milyar dolardır. Daha fazla yorum yapmayacağım, bunları büyütmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı. Sorunlu kredilerin yüzde 4 civarında olduğunu kaydeden Aydın, şu açıklamalarda bulundu: "Diyelim ki salgının etkisiyle bu yüzde 5 oldu. Türkiye'de sorunlu kredilerin yüzde 72-75'ine sektör karşılık ayırmış durumda. Bu çok önemli bir karşılık rakamı. Ayrıca ikinci grup diye adlandırdığımız yakın izlemedeki kredilere deçok ciddi biçimde karşılık ayırmış durumdayız. Bu bizim krizi yönetme konusundaki yetkinliğimizi artıyor.Bir de bunların her birinin ayrıca da bize teminatları var. Maddi teminatları, rehinler var. Türk bankacılık sisteminin o yönüyle riskleri yönetme ve yavaşlayan öz kaynağıdestekleme konusunda birtakım gizli rezervlerini ifade ettim." Aydın, herkesin gücü oranında katkıda bulunacağını, gücünün üzerinde bir şey yapmaması gerektiğini kaydederek, "Sermaye anlamında Türkiye'nin en büyük sermayesine sahibiz. Dolayısıyla reel sektöre, bireylere ve kamuya en çok desteği de bizim vermemiz gerekiyor. Bu eşyanıntabiatına uygun bir durumdu. Hepimiz aynı hedef için gayret gösteriyoruz." dedi. "ÖZ KAYNAKLA İŞ YAPILMASI TEŞVİK EDİLMELİ" TBBYönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel MüdürüAydın, Türkiye'de firmaları fakir, kişileri zengin yapan yapıdan yavaş yavaş sıyrılması, iş adamlarının kendi yaptıkları işte kalmasının ve öz kaynakla iş yapılmasının teşvik edilmesi gerektiğini anlattı. Her şeyin bankacılık sisteminden beklenmemesi gerektiğini vurgulayan Aydın, şu ifadeleri kullandı:"Sermaye piyasalarının payı ne ülkede? Ne yapmış? Her şey bizim üzerimizde. 'Az verdin çok verdin, ücret, komisyon aldın'... 10 yıldır, 'sermeye piyasalarını geliştirmeliyiz' diyoruz. Mutlaka geliştirilmeli. Ama bakınız biz milli gelire göre daha hızlı büyüdük. O zaman sermaye piyasalarının da ülke büyümesine yakın bir büyüme sağlaması gerekiyor. Benim bildiğim bir alan değil, oradaki arkadaşlar mutlaka gayret gösteriyorlardır, ellerine sağlık. Katkı verenlere müteşekkiriz. Ancaksermaye piyasaları konusunda daha çok gayret göstermemiz gerekiyor." Aydın, halihazırda 12-13 milyon mobil müşterilerinin bulunduğunu kaydederek, büyük şubelerden daha butik şubelere geçmeye başladıklarını bildirdi. Hüseyin Aydın, "2021'de büyüme konusunda ülkenin herhangi bir sorun olmayacaktır. Reel sektörümüzün daha çok dışa satım konusunu destekliyor olacağız." diyerek sözlerini sonlandırdı.

25 Mart 2021 Perşembe