Merkezi Brüksel'de bulunanDünyaÇelikBirliği (Worldsteel), şubat ayı ham çelik üretim verilerini açıkladı. Buna göre,küreselhamçeliküretimi, şubatta 2020'nin aynı dönemine kıyasla yüzde 4,1 artarak 150,2 milyon ton oldu. Söz konusu dönemde Çin'inüretimiyüzde 10,9 artarak 83 milyon tona ulaşırken, Japonya'nın üretimi yüzde 5,6 düşerek 7,5 milyon tona geriledi. Yine aynı dönemde Rusya’nınüretimiyüzde 1,3 azalarak 5,7 milyona tona, ABD’ninüretimiyüzde 10,9 gerileyerek 6,3 milyon tonave Almanya’nın üretimi yüzde 10,4 düşerek 3,1 milyon tona geriledi. Birlikverilerine göre, Türkiye'ninhamçeliküretimide şubatta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,9 artarak 3milyon tona yükseldi. Söz konusu dönemde,çeliküretimi Brezilya'da yüzde 3,8 artarak 2,8 milyon tona,İran’da11,3 yükselerek 2,3 milyon tona ulaştı.

24 Mart 2021 Çarşamba

Türkiye Ürün İhtisas Borsası AŞ(TÜRİB) Genel Müdürü Ali Kırali, tarım ürünlerinin dijitalleşmesini sağlayanelektronik ürün senetlerinin (ELÜS) sadece TÜRİB'de işlem görebildiğini söyledi. ELÜS'ün temsil ettiği ürünlerin saklandığı lisanslı depoların ürün borsacılığının temel direklerinden biri olduğunu belirten Kırali, bu ay itibarıyla 36 il, 110 ilçe ve 184 noktada 7 milyon ton kapasiteli 126 lisanslı deponun hizmet verdiğini bildirdi. Kırali, pamuk özelinde, faaliyet izni almış iki adet lisanslı deponun İzmir ve Şanlıurfa'da 37 bin ton kapasiteyle çalıştığına işaret ederek, şöyle konuştu: "TÜRİB'de ilk pamuk işlemi 17 Mart 2021 tarihli seansta ELİDAŞ/İzmir Pamuk Lisanslı Deposu tarafından oluşturulan yaklaşık 26 ton pamuk ELÜS'ü ile kilogramı 15,7 liradan gerçekleşti. Ülkemiz ekonomisine sağladığı istihdam ve yarattığı katma değer nedeniyle stratejik bir ürün olan pamuğun TÜRİB'de işlem görmeye başlaması, borsamızda likit ve derin bir pamuk piyasası oluşmasındaki ilk adımdır, ilerleyen aşamada hem borsamıza hem de sektöre önemli katkı sağlayacaktır. Pamuk ELÜS işlemlerinde oluşan fiyatlar aynı zamanda pamuk ELÜS kredilerinin değerlemesinde bankalarımıza kolaylık sağlamaktadır." TÜRİB'de ELÜS olarak işlem gören tarım ürünlerinin yoğunlukla buğday, mısır, arpa gibi gıda ve hayvancılık sektörü için stratejik öneme sahip ürünler olduğuna dikkati çeken Kırali, "2020'de kabuklu Antep fıstığı ve kuru kayısı da ELÜS ürün yelpazesine eklendi. Kuru üzümün de ELÜS ürün yelpazesine eklenmesi için çalışmalar sürüyor." ifadelerini kullandı. TANITIM FAALİYETLERİYLE PAMUK ELÜS İŞLEMLERİ ARTACAKTIR İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Bülent Uçak da TÜRİB'den önce en son pamuk ELÜS işleminin 2015'te İzmir Ticaret Borsası Elektronik İşlem Platformu'nda gerçekleştiğini anımsatarak, "Yapılacak tanıtım ve altyapı iyileştirme faaliyetleri ile pamuk ELÜS işlemlerinin artmasını bekleyebiliriz." değerlendirmesinde bulundu. ELİDAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Barış Kocagöz de tarım ürünleri ticaretinin zorlaştığı ve öneminin arttığı dönemde pamuk ELÜS piyasalarının çalışmaya başlamasının çok önemli olduğunu kaydetti.

23 Mart 2021 Salı

Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği(TEHAD) BaşkanıBerkan Bayram, alternatif kaynaklı araç üretiminde küresel rekabetin arttığını belirterek, bu rekabetin tüketicilerinelektrikli araçları daha ucuza edinmelerini sağlayacağını dile getirdi. Bayram, ulaşım sektöründeki dönüşüm ve yakıt teknolojilerine ilişkin gelişmelerin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde hızlandığını söyledi. Tüm teknolojik gelişmelere rağmen dizel motor teknolojisinin en az 30 yıl daha ulaşım sektöründe ciddi bir paya sahip olacağına işaret eden Bayram, sadece otomobilde değil, ticari ağır vasıta, traktör ve deniz taşımacılığında ciddi oranda dizel motorların kullanılacağını ifade etti. Bayram, artan elektrikli araç kullanımında avantajlı konuma geçmek için Avrupa, Çin ve ABD'de lityum-ion bazlı batarya üretimi yarışı yapıldığını, bu atılımların ulaşımda alternatif kaynak kullanımına yönelik teknolojilerin hızla gelişmesine katkı sunacağını anlattı. Küresel araç ve batarya markalarının Avrupa yatırımlarının düşük emisyonlu üretim biçimleri olduğunu ve hali hazırda Çin'de 8 batarya fabrikasının çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Bayram, "Ulaşım sektörü keskin bir virajın eşiğinde. Avrupa’da şu anda 25 noktada toplam 650 gigavatsaatlik kapasiteye ulaşan batarya fabrikaları kurulum aşamasında. Otomotiv markaları birbiri ardına yüzde 100 elektrikli modellerini tanıtmaya başladılar. Hatta Mini ve Jaguar gibi markalar artık tamamen elektrikli otomobil üreteceklerini açıkladılar. Avrupa'nın giderek sıfır emisyon hedeflerine hızla yaklaşıyor olmasından kaynaklı tüm AB ülkeleri elektrikli araçlara teşvik ve özel haklar tanıma kararı aldılar.” değerlendirmesinde bulundu. Ulaşımda teknoloji üreten firmaların da büyük bir rekabet içinde olduklarına işaret eden Bayram, "2017 yılında Samsung, Tesla-Panasonic'in tanıttığı yeni pil hücresi 2170'e karşılık, rekabet üstünlüğü ve pazar payını artırmak adına kendi yeni pil hücresini tanıtmıştı. Tesla daha sonra 4680 adıyla daha yüksek enerji yoğunluğuna sahip pillerini tanıttı. Ardından Volkswagen Grubu da kendi özel pil altyapısını tanıttığı 'Power Day' etkinliğini gerçekleştirdi. Tüm bu gelişmeler, otomotiv teknolojisinin lityum tabanlı piller etrafında şekilleneceğinin kanıtıdır. Lityum tabanlı pil üretimi önümüzdeki 20 yıl gündemimizin ana konusudur." ifadelerini kullandı. DEPOLAMADA MALİYET DÜŞÜYOR Bayram, üretim kapasitesinin artmasıyla pil maliyetlerinde yaklaşık yüzde 40'lık bir düşüş yaşanacağını anlattı. Bu oranın enerji depolama çözümlerinin ve elektrikli otomobil fiyatlarının çok daha ekonomik rakamlara ulaşmasını sağlayacağını vurgulayan Bayram, şöyle devam etti: "Dünya pil üreticileri, küresel çapta elektrikli araçlara güç sağlayacak lityum-ion bataryaların üretimi için ihtiyaç duyulan ham madde tedarikinde, etkin güvence sağlayabilmek adına rekabet içinde. Son 10 yıldır hızla düşmeye başlayan 1 saatte tüketilen enerji (kW/s) bazında batarya maliyetleri 800 dolar gibi rakamlardan 150 dolara kadar geriledi. Küresel anlamda alternatif kaynaklı araç üretiminde rekabetin arttı. Bu rekabet sonucu batarya maliyetleri 2020 itibariyle saatte tüketilen enerji bazında 800 dolardan 150 dolara kadar geriledi. Bu durum tüketicilere ucuz araç olarak yansıyacak. Bu süreçte lityum-ion bataryalar ve hidrojen içerikli yakıt pillerinin etkisi artacak. Sektörde, Çin ve ABD'nin bu iki alanda öncü olması bekleniyor. Böylelikle, tüketiciler daha makul fiyatlarda bu araçlara ulaşabilecek." TÜRKİYE'DEKİ DURUM Bayram, tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de ulaştırma yöntemlerinde tercihlerin değiştiğini dile getirdi. Türkiye'de geçen yıl bu çerçevede önemli adımlar atıldığını, yerli otomobil projesinde tamamen elektrikli otomobil üretiminin tercih edildiğini hatırlatan Bayram, şunları kaydetti: "Henüz tüm motor çeşitlerinde emisyon oranına göre vergi sistemine geçmedik ama elektrikli ve hibrid araçlar özelinde vergi indirimi gerekiyor. Devlet politikamız, elektrik üretmek ve bunu depolamak olmalıdır. Bu konudaki farkındalığımız, şarjı biten akıllı telefonlarımızı şarj etme telaşında yaşadığımız endişe dolu saatler ile doğru orantılı olmamalıdır. Elektrikli ulaşımda küresel bir marka ve oyuncu olabiliriz. Avrupa pazarında, yasaklar nedeniyle açılacak ulaştırma boşluğunu, kaliteli ve verimli elektrikli ulaşım markalarımız ile kapatabiliriz. Avrupa'da yasaklanacak ama üretiminden vazgeçilmeyecek olan modellerin, üretim kesişme noktası olabiliriz. Avrasya ve Arap ülkelerinin örnek pazar modeli olabiliriz."

23 Mart 2021 Salı

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) verilerine göre, yılın iki ayında 5 ülkeye 454 bin 350 ton deniz salyangozu ihraç edildi. Söz konusu dönemde ihracattan 2 milyon 675 bin 123 dolar kazanıldı. Güney Kore Cumhuriyeti, Çin Halk Cumhuriyeti, Tayvan, Japonya ve Bulgaristan, Türkiye'den deniz salyangozu satın alan ülkeler oldu. Güney Kore Cumhuriyeti'ne 1 milyon 668 bin 757, Çin Halk Cumhuriyeti'ne 489 bin 600, Tayvan'a 381 bin 500, Japonya'ya 133 bin ve Bulgaristan'a 2 bin 266 dolarlık ihracat yapıldı. Türkiye'den ocak ve şubatta yapılan deniz salyangozu ihracatının değer olarak yüzde 75'ini ise Karadeniz Bölgesi sırtladı. "DENİZ SALYANGOZU YURT DIŞI PİYASALARINDA ARANAN BİR ÜRÜN HALİNE GELDİ" DKİB Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Kalyoncu, deniz salyangozunun Türkiye'de tüketiminin olmamasına karşın ihracatından önemli bir girdi sağlandığını söyledi. Özellikle Karadeniz Bölgesi'nden ihracatı gerçekleştirilen deniz salyangozunun, yurt dışı piyasalarında aranan bir ürün haline geldiğine dikkati çeken Kalyoncu, ihracatın çok daha yüksek noktalara gelebilmesi için yasal mevzuatlardaki kısıtlamalarda düzenleme yapılması gerektiğini belirtti. Kalyoncu, deniz salyangozunda da avlanma yasağı olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: "Dengenin korunabilmesi ve popülasyon açısından deniz salyangozunun avlanma zorunluluğu var. Ancak tüm deniz canlıları için eşit bir şekilde uygulanan avlanma yasağı istenilen düzeyde ürün tedarik edilmesini zorlaştırabiliyor. Bu nedenle hızlı artış gösteren deniz salyangozunun, diğer canlılara zarar vermemesi için belli bir dönem yasak uygulanmadan avlanmasına müsaade edilmesi gerekmekte. Böylelikle ihracatının daha üst rakamlara ulaşması sağlanabilecektir."

23 Mart 2021 Salı

Yeni tip koronavirüs(Kovid-19) salgınının başladığı 2020'de, izolasyonu mümkün kılması nedeniylemavi tur pazarına ilgi arttı.Yat turizminin, bu yaz sezonunda da ilgi görmesi bekleniyor. Viravira.co firmasının kurucusu ve üst yöneticisi (CEO) Baran Yıldırım, geçen yaz yüksek doluluk oranlarıyla çalıştıklarını ve sezonunun kasım ortalarına kadar devam ettiğini söyledi. Yıldırım, bu seneye, geçen yıldan aktarılan rezervasyonlarla yüzde 15 civarında dolulukla başladıklarını belirterek, "Ocak, şubat ve bu ay rezervasyonlarımız arttı. Sektörün doluluk oranı yüzde 40'ın üzerinde." diye konuştu. Deniz Ticaret Örgütü verilerine göre, Türkiye'de 2 bin mavi tur teknesi bulunduğunu, bunların 1300'ünün sistemlerinde kayıtlı olduğunu ifade eden Yıldırım, "Mayıstaki Ramazan Bayramı ve temmuzdaki Kurban Bayramı için rezervasyon oranı şu an yüzde 70'in üzerinde. Sektörümüz nevi şahsına münhasır. Her tekne kendi içinde baktığımızda özel. Popüler teknelerin yaz aylarındaki çoğu haftası şimdiden doldu." dedi. Yıldırım, geçen yıl tekne bulmakta zorlananların, bu sene erkenden tatil planlaması yaptığını dile getirdi. Yurt dışından da rezervasyon aldıklarını belirten Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Son aylarda yurt dışından rezervasyon aldığımız ülkeler Ukrayna, Rusya, İngiltere ve Kanada. Oradan yoğun talep alıyoruz. Aşılanmanın hızlanması ve yaygınlaşmasıyla Avrupa pazarının da rahatlayacağını düşünüyoruz. 2022'de Avrupa pazarından daha çok rezervasyon alacağız. 2021 yazı geçiş sezonu olacak. Yurt içi rezervasyon artışı, Avrupa'dan gelen rezervasyon zayıflığını telafi ediyor. Haziran, temmuz, ağustosta yüzde 100'lere yakın doluluk bekliyoruz, şu anki resim bize bunu gösteriyor. Yurt içi talep, yurt dışı talepten daha fazla. Sektörü yerli turist dolduruyor." "YÜKSEK KAPASİTELİ TEKNELER DAHA HIZLI DOLDU" Geçen sene 6-8 kişilik arkadaş grupları veya ailelerin tatile çıktığını, yüksek kapasiteli teknelerin çok fazla talep edilmediğini, bu teknelerde küçük grupları ağırladıklarını anlatan Yıldırım, "Bu sene beklentimizin dışında yüksek kapasiteli yani 20-25 kişilik tekneler, düşük kapasiteli 6-10 kişilik teknelere göre daha hızlı doldu. Bu şaşırtıcı bir şey. Tekneler bu sene kapasitesine göre misafir ağırlayacak. Kapasite kullanım oranı yüksek olacak. Sezondan çok umutluyuz. Kasıma kadar sezonun devam edeceğini umuyoruz." dedi. "TEKNELERİN MÜSAİTLİĞİ VE FİYAT BİLGİSİNİ GÖSTEREN SİSTEM ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ" "Gerçek zamanlı müsaitlik" ve "fiyat bilgisinin" yer aldığı bir platformun eksikliğinin sektörün en büyük sorunları arasında yer aldığını ifade eden Yıldırım, böyle bir uygulamanın üzerinde çalıştıklarını, tekne sahiplerine teknelerin tüm bilgilerini kaydedebilecekleri bir altyapı sunacaklarını söyledi. Yıldırım, "Tekne rezervasyonu yapacak bir kişi, bir teknenin müsait olup olmadığını, teknenin özelliklerini, fiyatının ne olduğunu görebilecek. Bu sistemi acenteler ve tüm pazar kullanabilecek." bilgisini verdi.

23 Mart 2021 Salı