tatil-sepeti
Otomotiv ve lojistikte yeni normale yeni rota

HABER: BARIŞ CABACI İstanbul Ticaret Odası, online toplantılarına ara vermeden devam ederken, pandeminin kısmen kontrol altına alınmasından sonra yüz yüze toplantılara da başladı. İTO’nun Eminönü’ndeki merkez binasında gerçekleştirilen istişare toplantılarının ikincisi ‘otomotiv ve lojistik sektörleri’ ile gerçekleştirildi. Toplantıda, pandeminin sektörlere etkileri ve 1 Temmuz’da başlayan yeni normalleşme dönemini atılıma dönüştürmek için neler yapılması gerektiği görüşüldü. Sektörlerin talepleri ilgili mercilere iletilmek üzere rapor edildi. Başkanlığını İTO Başkanı Şekib Avdagiç’in üstlendiği toplantı, İTO Meclis Başkan Yardımcısı Salih Sami Atılgan, İTO Yönetim Kurulu Üyeleri Burhan Polat ve İbrahim Doğan Salman ile meclis üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. CİDDİ ETKİLER Salgın sürecinden en çok etkilenen sektörlerin başında otomotiv ve lojistik sektörlerinin geldiğini belirten Avdagiç,şunları söyledi: “Bu süreçten servis ve taşımacılık, tamir-bakım, otomobil satış ve kiralama sektörleri ciddi bir şekilde etkilendi. Hem navlun sorunu hem tedarik sıkıntısı hem de lojistik süreçlerde yaşanan gecikmeler ticareti doğrudan etkiledi.” Yurt içi ve yurt dışı yük taşımacılığında hareketliliğin arttığını belirten Avdagiç, “Bu dönemde taşımacılık sektöründen bir unicorn çıktı. e-ticaretin kat ve kat arttığı bu süreçte ­130 bin kişiye istihdam sağlayan kurye firmalarının yanı sıra kargo firmalarının da yükü artmış oldu. Fakat şehir içi yolcu ve servis taşımacılığında çok büyük yaralar alındı. Ümit ediyorum ki, bu sonbahardan itibaren eğitim ve öğretim sistemi normale döner ve sektörlerimizin yaraları sarılmaya başlar” dedi. TİCARETİN YÜZDE 13’Ü İTO’nun, otomotiv ve lojistik sektöründe 74 bin üye firması olduğunu ifade eden Başkan Avdagiç, “İTO’nun toplam 628 bin üyesi var. Otomotiv ve lojistik sektörü, İstanbul ticaretinin yüzde 13’ünü oluşturuyor. Üyelerimizin her sorunu bizimle paylaşmasını istiyoruz ve çözüme birlikte ulaşmayı arzuluyoruz. Yönetim Kurulumuzla sektörlerden gelen talepleri değerlendiriyoruz. İTO olarak en çok temas halinde olduğumuz Ticaret Bakanlığı’na, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na teşekkür ediyorum” dedi. YETKİ BELGESİ İÇİN EK SÜRE Toplantıda, sıfır otomobillerde yaşanan yarı iletken sorununun sektörü etkilediğini söyleyen temsilcileri, ikinci el otomobil satışlarının düştüğünü de vurguladı. Otomobil alım-satımı yapan sektör temsilcileri, eski oto galeri merkezlerinin itfaiye yönetmeliğine uygun olmadığından yetki belgesi verilmediğini dile getirdi. Sektör temsilcileri, “İstanbul’da bugüne kadar yetki belgesi alan 4 bin firma var. Fakat bunların sadece yüzde 10’unda sürekli yetki belgesi var. Yetki belgesi sektörümüzün dinamiklerini güçlendireceği için bizler açısından oldukça önemli. Fakat yetki belgesi süresi 31 Temmuz’da sona eriyor” dedi. Sektör temsilcileri, taleplerini ise şöyle özetledi: “İtfaiye yönetmeliğinin düzeltilmesi ve yetki belgesine en az 1 yıl daha ek süre tanınması durumunda sektörümüzün en büyük sıkıntısını çözmüş olacağız.” ÖTV ORANI GÜNCELLENMELİ Toplantıda, 2020 yılında Resmi Gazete’de yayımlanan ÖTV matrah düzenlemesinin döviz artışları yüzünden revize edilmesi gerektiği ifade edildi. Sektör mensupları, “İçten yanmalı motorlu taşıtlara döviz artışları ve ÖTV güncellemesinden dolayı sektörde yüzde 50 ÖTV’li otomobil az kaldı. Artan döviz ve gelen zamlardan dolayı bazı araçların ÖTV oranı, renk farkıyla bile yüzde 30 artarak, yüzde 80’e çıkabiliyor. Bunun güncel duruma göre revize edilmesi, sektörü canlandıracak ve yaz döneminde piyasayı hareketlendirecektir” önerisinde bulundu. ELEKTRİKLİDE TEŞVİK 2023’e ‘Yerli Otomobil’ mottosuyla giren Türkiye’de, elektrikli araçlarda artan ÖTV oranının da düzeltilerek uygun bir seviyeye çekilmesi gerektiğini ifade eden sektör temsilcileri, “Yeşil enerji için elektrikli araçları teşvik etmeliyiz” dedi. YENİ LOJİSTİK ORTAKLIKLAR Türkiye’nin ticari ürünlerini Özbekistan ve bölge ülkelerine taşıyarak ticaret yapan Türk lojistik sektörü, pandemi yüzünden Rusya ve Kazakistan üzerinden lojistik sağlamaya çalışıyor. Sarp Sınır Kapısı’ndan Rusya-Kazakistan rotasına yöneldiklerini söyleyen sektör temsilcileri, ülkelerin yeterli transit geçiş belgesi vermemesinin iş hacmini daralttığını vurguladı. Sektör temsilcileri, Rusya’dan geçerken bir sorun olmadığını fakat Türk Cumhuriyetlerinin, Hazar Denizi üzerinden Ro-Ro ile geliş talep etmesinin ek 700 dolarlık bir ücret anlamına geldiğini belirtti. Sektör mensupları, “Bu sorunu batıda Macaristan ile yaşıyorduk. Fakat atılan adımlarla bu sorunu çözdük. Macaristan küçük bir ülke gibi gözükse de lojistik sektörünün Doğu Avrupa’dan Avrupa’ya geçiş noktası. Bu sorunun Türk Cumhuriyetleriyle de çözüme ulaştırılması ticaretimizi artıracak” diye konuştu. MERKEZLER ARTMALI Türkiye’de yeni yapılan otoyollarda TIR dinlenme merkezlerinin yetersiz olduğuna dikkat çeken sektör temsilcileri, şunları söyledi: “TIR şoförlerimizin 4.5 saatte bir dinlenmesi gerekiyor. Maalesef, çalışma arkadaşlarımız için uygun TIR parkları ve lojistik merkezleri bulmakta zorlanıyoruz. Bu yüzden Kuzey Marmara Otoyolu başta olmak üzere tüm otoyollarda lojistik merkezlerin artırılmasını talep ediyoruz.” SUÇ FİRMALARA YANSIMAMALI Oto kiralama şirketleri, sürücüsü tespit edilemeyen kiralık araçların plakalarına kesilen trafik cezalarından dolayı büyük mağduriyet yaşıyordu. Sektör temsilcileri, “Bu sorunun çözümünde büyük emek harcayan İTO yönetimine çok teşekkür ederiz. Fakat özel otoyol ve köprü güzergahlarında uygulanan cezalar hâlâ sürücüye değil, plakaya yazılıyor. Bu da kolaylıkla çözülebilir” dedi. BLOCKZİNCİR YÖNTEMİ Pandemi sürecinde lojistik sektörünün öneminin anlaşıldığını vurgulayan sektör mensupları, “Bu süreçte, sınır kapılarında geçişler oldukça zorlaştı. Pandeminin kısmen kontrol altına alınmasıyla yavaş yavaş düzelen lojistik sektöründe, yeni açılacak sınır kapıları ve blockzincir yöntemiyle sınırlardaki bekleme sürelerinin önüne geçilebilir” dedi. D4-(S) BELGESİNDE DÜZENLEME TALEBİ Yeni düzenlemeyle devreye giren D4-(S) belgesi ile servis taşımacılığında kullanım şartı aranacağını söyleyen sektör temsilcileri, “Yeni yönetmelikle iller arası taşımacılık yapan servis araçlarının personel servisi mi öğrenci servisi mi olduğunu ibraz etmesi gerekiyor. Bu belge, 20 araç ile sınırlandırıldı. Bizim 200 araçlı firmalarımız var. Belge başına tüm masraflarla 6 bin TL ödüyoruz. D4-(S) belgesinde araç sınırı artırılmalı ve belge başına maliyetler azaltılmalı” önerisinde bulundu.

05 Temmuz 2021 Pazartesi

İnşaatta fiyat farkı kararnamesi bekleniyor

HABER: ADEM ORHUN İstanbul Ticaret Odası, pandemide yeni normalleşme dönemine geçişle birlikte yüz yüze sektörel istişare toplantılarına yeniden başladı. İlk toplantıda inşaat ve ilgili sektörlerin temsilcileri bir araya geldi. İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İTO Yönetim Kurulu Üyeleri Adil Coşkun, Bahadır Yaşık ve Yakup Köç’ün de yer aldığı toplantıya, konut inşaatından taahhüte, gayrimenkul hizmetlerinden inşaat malzemelerine, birçok meslek grubundan İTO Meclis Üyeleri katıldı. Toplantının ana gündem maddesi, maliyet artışları ve fiyat farkı oldu. Toplantının açılışında konuşan Başkan Avdagiç, plastikten otomotive kadar her alanda benzeri bir durum yaşandığını belirtti. Avdagiç, konuşmasına şöyle devam etti: “Fiyatlarda inanılmaz bir artış var. Diğer yandan, dışarıdan gelen müşteriler iç piyasanın iki katı peşin parayla ‘ne kadar varsa ver’ diyor. Malzemeyi bulduğunuz yerde almak çok önemli hale geldi.” TEDARİK SIKINTISI Sektör temsilcileri de yaptıkları konuşmalarda, “Fiyat farkı kararnamesi çıkarılmasına ihtiyaç var. Haziran 2020’den Haziran 2021’e döviz kurundaki fark yüzde 27 oldu. İnşaatın ana kalemlerindeki fiyat artışları ise yüzde 48’den yüzde 200’lere kadar çıkıyor. Çimento, demir, seramik konusunda tedarik sıkıntısı var. Özellikle kamu projelerinde işi yürütenler tıkanmış durumda. Geçen yıl 3 bin 300 TL olan demir, şimdi 7 bin 300 TL. Kamuya iş yapan firmalarda fiyat farkıyla ilgili mağduriyet önlenmeli. Fiyat farkı kararnamesi, duran işlerin yürümesi, şirketlerin yaşaması için can suyu olacak” dedi. HESAPTA İKİ LİSTE İnşaat sektöründe malzeme ve hammadde fiyatlarının sürekli arttığını belirten sektör temsilcileri, şunları söyledi: “Özellikle madenlerle ilgili ürünlerin yüzde 80’i dövize bağlı. Fiyatlar aşırı arttığından şantiyede kavgalar oluyor. Şantiyedeki hangi işi, kim, hangi fiyata çıkarabilecek? 35 milyon liraya iş almış arkadaşlarımız, şimdi 7-8 milyon lira zararda. Çünkü malzeme fiyatları kat kat arttı. İşi yaptıranlar da bu durumda idare etmiyor, teminat mektuplarını yakıyorlar. Bu sebeple batmak üzere olan çok sayıda firma var. Artık teklif hesaplarımızı ikiye ayırıyoruz. İnşaat projesinde malzeme tarafı dövizle yazılsın istiyoruz. İş buraya gidiyor.” DEPO YERİ ARANIYOR Öte yandan, inşaat malzemeleri sektörünün pandemide iyi bir dönem geçirdiğine dikkat çekildi. Sektör temsilcileri, “Dış talep sebebiyle ihracat oldukça arttı. Ancak iş artışını altyapı kaldıramıyor. İlçe belediyelerinde bazı engellere takılıyoruz. Depolama alanı, en büyük problemlerimizden biri. Şehrin içinde kamyonların, TIR’ların mal taşımaması için şehrin atıl yerlerinde 100-200 dönümün, TIR’ların ulaşabileceği arazilerin malzeme depoları için ayrılmasını istiyoruz” dedi. EMLAKÇIYA BELGE Taşınmaz Ticareti Yönetmeliği’nin çıktığını hatırlatan sektör temsilcileri ise “Geçen hafta itibarıyla 35 bin emlakçı ‘yetki belgesi’ aldı. Belge alanlardan 8 bini İstanbul’da” dedi. Bununla birlikte emlakçılık yapanların yarısının belge için başvurmadığı bilgisi paylaşılan toplantıda, “Yeni düzenlemeye göre yetki belgesi almak gerektiğini bilmeyenler bile var. Yönetmeliğin ardından denetimler de artırılmalı” denildi. Toplantıda, yeni projelerdeki fiyat artışının yanı sıra kiraların da çok hızlı arttığına dikkat çekildi. Geçen yıl 3 bin lira olan dairenin 4 bin, 4 bin 500 lira olduğunu belirten sektör temsilcileri, “Bu durum hem vatandaşları zora sokuyor hem de sektördekilerin iş yapmasını zorlaştırıyor” diye konuştu. TESİS YÖNETİMİNE DÜZENLEME İnşaat sektörü toplantısında, yeni sitelerin artmasıyla tesis yönetimi konusunun önemli hale geldiği de vurgulandı. Sektör temsilcileri, “Havuza girmeyen Ayşe teyze, sitenin havuz aidatını ödüyor. Konutlarda yüzde 18 KDV sorununu çözmemiz lazım. Tesis yönetim şirketleri de lisanslanmalı. Bu alan, emlak sektöründen ayrılmalı. Bu işi yapanları toparlayacak şekilde NACE kodlarının birleştirilmesine ihtiyaç var” dedi. AVDAGİÇ: ÜYELERİMİZİN ÖNERİLERİNİ DİNLEDİK İLERLEME KAYDETTİK İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, Covid-19 salgınının baskısı altında dahi sektörlerle irtibatı sürdürdüklerini söyledi. Başkan Avdagiç, “Üyelerimizin dertlerini dinleyip önerilerini toparlamaya çalıştık. İlgili yerlere götürdüğümüz konuların birçoğunda farklı seviyelerde ilerleme kaydettik” dedi. İstanbul Ticaret Odası’nın, kamu kurumlarıyla çok yakın teması olduğunu hatırlatan Başkan Avdagiç, “Tavizkar bir tutum sergilemiyoruz. İTO, hiçbir kurumla kavgalı değil. Valilik ve belediyelerin yönetimleri dahil tüm muhataplarımızla kaliteli bir ilişkimiz var. Bunun bereketini görüyoruz” dedi. DAHA ÇOK TEKNİK LİSE Her sektörde ara eleman ihtiyacı olduğunun altını çizen İTO Meclis Üyeleri, “Bu ülkenin çıkış noktası ticaret lisesi ve teknik lisedir. Yeni üniversitelerden önce bu okullara ihtiyacımız var. Özel ticaret veya teknik liselerin sayısının artması teşvik edilmeli. Çoğu ilçede sınıflar 40 kişiyi geçti. İlçelerde bir sürü boş arazi var. Bu atıl arazilere süratle ticaret lisesi ve teknik lise yapılmalı” önerisinde bulundu. Ayrıca bazı sektör temsilcileri ise üniversitelerdeki akademik bölümlerin yeterli olmadığını savunarak, “Sürekli eğitim merkezleri açılmalı. Depolama, iş makinası kullanımı gibi alanlarda işi bilen insan bulamıyoruz. Bu konuda yetişmiş insan kaynağı lazım” diye konuştu. YETKİ BELGESİNDE EK SÜRE LAZIM Taşınmaz Ticareti Yönetmeliği’nin emlakçılara büyük sorumluluklar yüklediğine dikkat çeken sektör temsilcileri, “Eskiden beri bu işi yapanların hakkı devam ediyor. Yeter ki, yeni mevzuata göre yetki belgesini alsınlar. Hatta ilkokul mezunu da olsa gayrimenkul pazarlama işi yapmak isteyenler, şirket kurup başına lise veya üniversite mezunu, belgeli bir genel müdür getirirse yine işini yürütebilir” dedi. Sektör mensupları, mevzuatla ilgili iki taleplerini şöyle ifade etti: * Yetki belgesiyle ilgili ilave süre verilmeli. Bu sektördeki herkesin belge alması lazım. * İlkokul şartı değiştirilip yine lise düzeyine çekilmeli. SATIŞTA ALT KOMİSYON ORANI Gayrimenkul satışında pazarlama şeklinin değiştiğini belirten sektör temsilcileri, “Normalde yüzde 2 alıcıdan, yüzde 2 satıcıdan komisyon alınıyor. Fakat birçok inşaat firması kendi ofislerini kapattı, aracı ofislerle çalışıyor. Onlar ise yüzde 10 fatura kestiriyor. Müteahhitler açısından çok büyük sıkıntı” dedi. Buna karşılık emlakçılık alanında faaliyet gösteren sektör temsilcileri, gayrimenkul alım satımlarında sektörü korumak için yüzde 2 alt sınır olması gerektiğini, ancak üstünü serbest piyasaya bırakmak gerektiğini ifade etti. Sektör temsilcileri, “Orada yeterli hareket alanı olmadığında mülkün fiyatı artıyor. Taşınmaz Ticareti Yönetmeliği’nde bunun değişmesi için mücadele ediyoruz” diye konuştu. BELEDİYELERDEN PLAN DEĞİŞİKLİĞİ TALEBİ İnşaat sektörü toplantısında sektör temsilcilerinin dile getirdiği konulardan biri de 7221 Sayılı, Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun oldu. Bu kanun ile 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici maddeye dikkat çekildi. Buna göre, “İlgili idareler (belediyeler) 1 Temmuz 2021’e kadar plan değişikliklerini ve revizyonlarını yapmakla yükümlüdür” ifadesi eklenmesine rağmen belediyelerin gerekli değişikliği henüz yapmadığını belirten sektör temsilcileri, “Plan notu serbest olan yerlerde değişiklik yapılacak. O değişiklik yapılana kadar inşaat ruhsatı düzenlenmiyor. Aylardır ruhsat alamıyoruz, işlerimizi başlatamıyoruz” dedi.

05 Temmuz 2021 Pazartesi

Gözlükçüler çözümü markada görüyor

HABER: ADEM ORHUN Gözlükçülük sektöründe pandemi döneminde yaşanan problemler ve sektörün durumu, online toplantıyla tartışıldı. İstanbul Ticaret Odası’nın Gözlükçülük ve Saatçilik Meslek Komitesi üyelerinin ve sektördeki derneklerin yetkililerinin katıldığı toplantıda ithalat, imalat ve perakendede yaşanan problemler ve çözüm yolları konuşuldu. İTO Başkanı Şekib Avdagiç, toplantıda yaptığı konuşmada, “Sektöre ilişkin problemlerin başında kayıt dışı ürünler ve standart dışı üretim geliyor. Taklit ürünleri piyasadan çekmezsek, markalı ve kaliteli ürünler pazarında daralma yaşanması kaçınılmaz olacaktır” dedi. TANITIM GRUBU Moderatörlüğünü Komite Başkanı Şahap Sabri Tuzal’ın yaptığı toplantıda konuşan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, internet üzerinden satışın hemen her alanda arttığına dikkat çekerek, bu sektörde de iş planlarının bu durum göz önünde bulundurularak yapılması gerektiğini vurguladı. Avdagiç, ayrıca sektör için ihracat tanıtım grubu oluşturulması konusunun görüşülmesinde fayda olduğunu belirtti. Avdagiç sektörün dış ticaretiyle ilgili şu bilgileri paylaştı: “İlk dört ayda ithalatın 109 milyon dolar, ihracatın 12 milyon dolar olduğu görülüyor. Yıl sonu tahmini ise ithalatın 300 milyon, ihracatın 34 milyon dolar olacağı yönünde. Üretim ve ihracatta artıştan umutluyuz. Ümit ederiz ki, devletin vereceği teşviklerle dış ticaretteki makası kapatma imkanı buluruz.” VERGİ VE KUR ARTIŞI Toplantının devamında konuşan İTO Meclis Üyeleri, reçete sayılarının dibe vurduğunu söyledi. Sektör temsilcileri, “Reçete üretilmezse, sektörün iş yapıp ayakta kalma şansı yok. 2019’da 6.5 milyon reçete üretildi, SGK, 400 milyon lira ödeme yaptı. 2020’de reçete sayısı 4 milyona, ödeme ise 300 milyona indi. Bu şartlarda perakendede yüzde 40’lık bir daralma yaşandı. Diğer taraftan Uzakdoğu’dan ithal edilen ürünlerin her biri için 5-10 dolar vergi ödeniyor. Bu, ithalatçıyı ve perakendeciyi zorluyor” dedi. İŞLETME BİLİNCİ Türk Optisyen-Gözlükçüler Birliği Başkanı Ergün Karaçanak da sektörün pandemi sürecinde aldığı yarayı, tedarikçisinden perakendecisine birlik içinde hareket ederek onarabileceğini vurguladı. İşletme bilincine dikkat çeken Karaçanak, “Gelir ve gider tablosu takip edilmeli. Firmaların çoğunun işletmede sermaye yönetimi konusunda eğitime ihtiyacı var, bu yönde çalışacağız Ayrıca kamu spotları hazırlanmalı, göz muayenesinin ve doğru gözlüğün önemi anlatılmalı” dedi. ÜRETİMDE DÖRDÜNCÜ Türkiye Gözlük Sanayicileri ve İmalatçılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Murat Balcı ise ek vergiler ve taban fiyat uygulamasının ardından Türk gözlük sanayinin adet bazında büyüdüğünü söyledi. Balcı, “Türkiye, gözlük çerçevesi üretiminde (adet bazında) dünyada dördüncü sıraya yerleşti. Fiyat bakımından avantajımız var. Ancak yerli sanayinin markalaşmak, niteliği ve niceliği artırmak konusunda problemleri var. Ayrıca sayısı giderek artan kaçak ürünler sektörü çok etkiliyor” diye konuştu. Grup Mağaza Zincirlerinin CEO’su Semih Saraçoğlu da, dizayn ve markalaşmaya dikkat çekerek, “Üretmek, tek başına yetmiyor. Tasarım, moda, marka daha önemli hale geldi. Öte yandan, ‘ithalatı durdur, imalatı artır’ modeli faydalı değil. Çünkü ticaretini ithalat üzerine kurmuş firmalarımız var. İmalat, daha farklı proseslerle desteklenmeli. Ancak devlet teşvikinin şekli değişmeli. Böylece başarılı oluruz” dedi. UZAKTAN EĞİTİM Bahçeşehir Üniversitesi Optisyenlik Bölümü Öğretim Üyesi Osman Keleş, pandemi döneminde derslerin nasıl verildiğini anlattı. Keleş, “Normalde okulda uygulamalı eğitim, laboratuvar, cam kesme, ölçme, el aletlerini kullanma çalışması yapıyoruz. Pandemide uygulama yapamadık. Ancak başka tarafta başarılı olduk. Camın reçetesi geldiğinde, numaraların, notların okunması, hangi camın hangi çerçeveye uygulanacağı, hastanın gözlüğü hazırlanırken hangi işlemlerin yapılacağını anlatma açısından çok zamanımız oldu” diye konuştu. İstanbul Gözlükçüler Odası Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Ay ise okullardan her yıl 2 bin 500 öğrencinin optisyen olarak mezun olduğunu, ancak 8 bin 400 optisyenlik müessesesi bulunduğunu belirtti. Toplantıda ayrıca bu işletmelerde çalışanların haricinde boşta 25 bin optisyenin olduğu bilgisi paylaşıldı. KAÇAK DAHA DA ARTTI Toplantıda dile getirilen diğer konulardan bazıları şöyle: * Pandemide, Türkiye’ye kaçak giren gözlük ve çerçeve sayısı arttı. Yıkıcı etkisi olan kaçak ürünün önlenmesi talep edildi. * SGK, gözlük katkı payını yıllardır artırmadı. Kur ve girdilerdeki artışlar sebebiyle bu alanda acil bir güncellemeye ihtiyaç duyuluyor. * İthalatçı firmalar aniden getirilen ek vergiler sebebiyle zor durumda kaldı. Firmaların planları boşa çıktı. * Hazır giyim firmaları dahi güneş gözlüğü reyonu açtı. Bir erkek giyim markasının güneş gözlüğü satışı 100 binin üzerinde.

05 Temmuz 2021 Pazartesi

Memurların yüzde 64,66'sı sendikalı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca hazırlanan "4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu Gereğince Kamu Görevlileri Sendikaları ile Konfederasyonların Üye Sayılarına İlişkin 2021 Temmuz İstatistikleri Hakkında Tebliğ" Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, 2 milyon 658 bin 555 memurdan 1 milyon 718 bin 984'ünün herhangi bir sendikaya üyeliği bulunuyor. Memurların sendikalaşma oranı ise yüzde 64,66 olarak belirlendi. MEMUR-SEN ÜYE SAYISINDA İLK SIRADA Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) 1 milyon 4 bin 152 ile en fazla üyeye sahip konfederasyon oldu. Memur-Sen'i 430 bin 183 üye ile Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye Kamu-Sen), 132 bin 225 üye ile Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) takip etti. HİZMET KOLLARINDAKİ DURUM "Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri", 1 milyon 224 bin 644 sendikalı memur sayısıyla örgütlülüğün en fazla olduğu hizmet kolu oldu. Bu hizmet kolunda Eğitimciler Birliği Sendikasının (Eğitim-Bir-Sen) 427 bin 386, Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikasının (Türk Eğitim-Sen) 213 bin 888, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikasının (Eğitim Sen) da 71 bin 642 üyesi bulunuyor. 647 bin 512 sendikalı memur sayısına sahip "Sağlık ve Sosyal Hizmetler" hizmet kolunda, Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikasının (Sağlık-Sen) 245 bin 850, Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmetleri Kamu Görevlileri Sendikasının (Türk Sağlık-Sen) 101 bin 714, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasının (SES) ise 19 bin 398 üyesi var. "Büro, Bankacılık ve Sigortacılık Hizmetleri" kolunda ise 282 bin 317 sendikalı kamu görevlisi bulunuyor. Bu hizmet kolunda da Büro Memurları Sendikası (Büro Memur-Sen) 75 bin 671, Türkiye Büro Çalışanları Sendikası (Türk Büro-Sen) 44 bin 192, Sivil Memurlar Sendikası (Sime-Sen) 8 bin 814 üyeye sahip.

02 Temmuz 2021 Cuma

Mobil telefonların yarattığı ekonomi, 2023’te 1 trilyon dolara koşuyor

Dünyada 3.5 milyar akıllı telefon kullanıcısı bulunduğunu hatırlatan akıllı telefon kullanıcılarının davranışları hakkında bilgiler veren TTT Global Group Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, ortalama bir ergenin, günde 60’dan fazla telefona dokunduğunu ve en az 5.5 saatini telefonda geçirdiğini ifade etti. “Uyanık kaldığı süre içinde de her 12 dakikada telefonunu kontrol ediyor” diyen Dr. Arslan, şöyle devam etti: “Yetişkinler ise telefonda 3 saat 45 dakika geçiriyorlar. Ortalama bir akıllı telefon kullanıcısının telefonunda yaklaşık 40 uygulama yüklü ve gün içinde en azla 9 uygulamayı aktif olarak kullanıyor. Bu çerçevede şuan 600 milyar dolara yakın gelir üreten mobil uygulamaların, 2023 sonunda 1 trilyon dolar gelir üretmesi hedefleniyor. Aynı zamanda, ticaret hızla dijitalleşirken, 2021’de toplam e-ticaret’in yüzde 70’inin doğrudan cep telefonlarındaki uygulamalardan yapılması bekleniyor.” 2021’DE, 250 MİLYAR MOBİL UYGULAMA İNDİRİLMESİ BEKLENİYOR Dr. Arslan, şunları söyledi: “Amerikan, Kanada ve İngiltere akıllı telefon pazarında iOS-Android arasında yüzde 50’ye yakın denge varken, dünyadaki akıllı telefonların yüzde 87’si Android, yüzde 13’ünü iOS işletim sistemine sahip. Türkiye’de ise akıllı telefon pazarında yüzde 85.55 Android olurken, iOS işletim sistemli telefonların oranı yüzde 14.45 civarında. Gartner’ın raporlarına göre de 2021 itibariyle cep telefonu pazarında yüzde 87 Android, yüzde 13 iOS ayrımı bulunuyor. Cep telefonu pazarında iOS-Android savaşı ise devam ediyor. Diğer bir konu olan, mobil uygulamalar konusunu değerlendirdiğimizde, Statista verilerine göre, AppleStore ve GooglePlay’den 2020’de toplam 218 milyar uygulama indirildi. 2021’de bu rakamın 250 milyar mobil uygulamayı bulması bekleniyor. Sadece, 2020’de TikTok uygulaması 350 milyonun üzerinde indirme seviyesine ulaştı. Bu yıla geldiğimizde, 2021 ilk çeyrek analizlerine göre, GooglePlay’daki aktif uygulama sayısı 3.5 milyonu buldu. AppleStore’da ise bu sayı 2.5 milyona ulaştı. Windows Store ve Amazon Store’da 1 milyon civarında aktif uygulama mevcut. Halen GooglePlay’a ayda 100 binin, AppleStore’a 30 binin üzerinde yeni uygulama ekleniyor. Mevcut uygulamaların yüzde 40’ı, Çin’deki geliştiriciler tarafından storelara ekleniyor. Örneğin, yaklaşık 1,2 milyar kullanıcı ile dünyanın en büyük iletişim-alışveriş platformu haline gelen Çin’li Wechat bünyesinde çalışan 3.9 milyonun üzerinde mini program var. Wechat’in yıllık ticaret hacmi ise 200 milyar doları geçmiş durumda. Bu rakamlarda, mobil telefonların yarattığı ekonominin her geçen yıl katlanarak artacağını gösteriyor.”

02 Temmuz 2021 Cuma