tatil-sepeti
EPDK, 1 Temmuz itibarıyla uygulanacak yeşil enerji bedelini belirledi

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) konuya ilişkin kurul kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, EPDK tarafından onaylanan ve bugün itibarıyla geçerli olacak vergi, fon, pay hariç yeşil enerji bedeli, iletim sistemi kullanıcıları için kilovatsaat başına 92,62 kuruş olarak belirlendi. Görevli tedarik şirketinden enerji alan tüketicilerin yeşil enerji bedeli de dağıtım bedeli hariç kilovatsaat başına 92,62 kuruş olarak hesaplandı. Yeşil enerji ve dağıtım bedelinin kilovatsaat fiyatı, alçak gerilim, orta gerilim, tek terimli, çift terimli olmasına, sanayi, ticarethane, mesken, tarımsal sulama ve aydınlatmada kullanılmasına göre 104,32 ile 119,73 kuruş arasında farklılık gösterecek. Ayrıca EPDK, dağıtım şirketleri tarafından dağıtım sistemi kullanıcılarına ve görevli tedarik şirketleri tarafından serbest olmayan tüketiciler ile serbest tüketici olmasına rağmen tedarikçisini seçmeyen ve düşük tüketimli olarak tanımlanan tüketicilere bugün itibarıyla uygulanacak elektrik tarife tablolarını da onayladı. Öte yandan, Agdaş Adapazarı Gaz Dağıtım AŞ'nin 2017-2021 yılları perakende satış tarifeleri revize edildi. Perakende satış tarifeleriyle, bugünden itibaren uygulanacak sistem kullanım bedeli üst sınırları yeniden düzenlendi.

01 Temmuz 2021 Perşembe

Pandemide bal ve arı ürünlerine ilgi yüzde 300 arttı

Bal, çok eski çağlardan beri hem gıda hem de ilaç olarak kullanılsa da arılardan elde edilen propolis, polen, arı sütü, arı ekmeği ve arı zehri gibi ürünlere rağbet giderek artıyor. Gıda Yüksek Mühendisi ve Propolis Uzmanı Aslı Elif Tanuğur Samancı, Kovid-19 salgını döneminde daha çok öne çıkan propolis, polen, arı sütü, arı ekmeği, arı zehri gibi ürünlerin önemini anlattı. Arıdan elde edilen ürünlerden biri olan propolisin, arıların bitkilerin yaprak, sap ve tomurcuklarından topladığı reçinemsi maddelerden meydana geldiğini belirten Samancı, şöyle konuştu: "Dünyanın en güçlü antioksidanlarından biridir, nar, sarımsak ve soğandan 80 kat daha güçlü bir antioksidan. Çok güçlü bir doğal antibiyotik ve antiviral. Pandemi döneminde propolisin Kovid-19'a karşı etkilerini gösteren 20'nin üzerinde akademik yayın çıktı. Propolis, düzenli kullanıldığında bağışıklığı güçlendiriyor. Hastalansak da çok daha hafif atlatmamızı sağlıyor. Hatta aşı olduğumuzda da antikor üretimini artırıyor. Bazen aşıdan sonra yan etki yaşayanlar oluyor, düzenli propolis kullanıldığında bu yan etkiler hafifliyor. Sedef, egzama gibi hastalıklara iyi geliyor." "ARI SÜTÜ ZİNDE VE GENÇ KALMAMIZA YARDIMCI OLUYOR" Samancı, arı sütünün anne arıların yavrularını beslemek için vücutlarından salgıladığı bir ürün olduğunu dile getirerek, "Arı sütü o kadar güçlü ki günde 1 veya 5 gram dahi tüketsek faydalarını vücudumuzda görüyoruz." dedi. Arı sütünün içinde bazı organik asitler ve proteinler olduğuna dikkati çeken Samancı, "Arı sütü gıdalarına düzenli olarak eklendiğinde çocuklarda beden ve zeka gelişimini arttırıyor. Yetişkinlerde ise kandaki hücrelerin oksijenden yararlanma düzeyini artırıyor. Hücrelerin daha fazla kolajen üretmesini sağladığı için cildi güzelleştiriyor. Daha zinde ve genç kalmamıza yardımcı oluyor. Kandaki kötü huylu kolestrolü düşürüyor." diye konuştu. Samancı, arı zehrinin ise arıların kendilerini savunmak için vücutlarında ürettikleri bir çeşit toksin olduğunu dile getirerek, "Yani bizi soktuklarında şişmeye yol açan madde. Ciltte yaşlanmaya karşı etkili bir özellik gösteriyor, kırışıklıkları azaltıyor, güneş lekelerini gideriyor. Bir şifa kaynağı olan arının, zehri bile faydalı." ifadelerini kullandı. "ARI EKMEĞİ GÜÇLÜ BİR VİTAMİN KAYNAĞI" Polenin içinde A, D, K ve B grubu vitaminlerin tamamının çinko, magnezyum, demir, kalsiyum gibi önemli mineraller, antioksidan maddeler ve proteinler barındırdığına işaret eden Samancı, şunları kaydetti: "Düzenli kullandığımızda ekstra bir vitamin ve mineral kullanmamıza gerek kalmıyor ve vücudun bağışıklığını güçlendiriyor. Arılar toplayıp kovana getirdikleri poleni kendileri de vitamin ve mineral kaynağı olarak kullanıyor. Arılar işte bu polenden arı ekmeğini üretiyor. Arı ekmeği de güçlü bir vitamin kaynağıdır. İçeriğinde polenden daha fazla K vitamini ve 6 kat daha fazla laktik asit ve yüksek miktarda antioksidan bulunur." "PANDEMİ DÖNEMİNDE BAL VE ARI ÜRÜNLERİNİN SATIŞI REKOR KIRDI" Türkiye'deki bal üretimi ve arıcılık hakkında bilgi veren Türkiye Arı Yetiştiriciliği Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin ise Türkiye'de kayıtlı 82 bin arıcı olduğunu belirterek, "8 milyon 150 bin kovanımız var hepsi kayıt altındadır. Kayıtlamada elde ettiğimiz başarı dünyaya örnek teşkil ediyor. Ballı ürünlerinde dünyada lideriz. Dünya çam balının yüzde 92'sini üretiyoruz." diye konuştu. Kovid-19 salgını döneminde bal ve arı ürünlerinin satışının rekor kırdığını anlatan Şahin, şunları söyledi: "Pandemi arıcıları vurmadı, kuraklık vurdu. Bütün dünyada bal başta olmak üzere propolis, polen arı sütü, arı ekmeğine ilgi arttı. Bal ve arı ürünlerine ilgi yüzde 300 arttı. Ancak özellikle Çin ve Brezilya'dan gelen sahte bal ve bal ürünlerine 'dur' dememiz gerekiyor. Devletimizin, bal ürünleri üreten kurumlara sertifika vermesi gerekiyor. Türkiye'de ne kadar kuraklık yaşansa da yılda 80-100 bin ton bal üretiliyor. Çam balının yıllık üretimi 40-45 bin ton. Ülke ekonomisine önemli katkısı var. Ancak son yıllarda arıcılık sektörü kuraklıktan çok etkilendi. Arıcılık olmazsa tarım da olmaz." "BALIN KALİTESİ FİYATIYLA ALAKALI DEĞİLDİR" Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Fakültesi Biyokimya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevgi Kolaylı​ ise Türkiye'nin coğrafi konumu nedeniyle bal çeşitliliği ve kalitesi bakımından çok zengin olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'de çok kaliteli ballar üretiliyor. Ama sahte ballar da yok değil. Birkaç tane hileli bal haberi, bütün kaliteli ballarımızı gölgeliyor. Halk arasında 'çok pahalı bal çok kalitelidir' gibi yanlış bir inanış var. Balın kalitesi fiyatıyla alakalı değildir. Hilesiz, hurdasız üretildikten sonra bütün ballar, insanlar için şifa kaynağıdır." değerlendirmesini yaptı. Kolaylı, balın çok işlenmeden ham bal olarak tüketilmesini tavsiye ettiklerini vurgulayarak, "Halk arasında bal ile ilgili yanlış inanışlar var. Kristalleşen bal kötü bal değildir bu onun yapısında var. Çiçek ballar kolay kristalleşebilir. Ama kestane, çam ve meşe balı kristalleşmez. Balı bildiğimiz güvendiğimiz ve bakanlık onaylı üreticilerden almalıyız." dedi.

01 Temmuz 2021 Perşembe

Bankacılık sektörü kredi hacmi 3 trilyon 901 milyar oldu

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan haftalık bültene göre, sektörün kredi hacmi 25 Haziran itibarıyla 16 milyar 678 milyon lira arttı. Söz konusu dönemde toplam kredi hacmi 3 trilyon 884 milyar 110 milyon liradan 3 trilyon 900 milyar 789 milyon liraya çıktı. Bankacılık sektöründeki toplam mevduat (bankalararası dahil), geçen hafta 22 milyar 232 milyon lira arttı. Söz konusu haftada yüzde 0,6 yükselen bankacılık sektörü toplam mevduatı, 3 trilyon 893 milyar 305 milyon lira oldu. TAKSİTLİ TİCARİ KREDİLER AZALDI Verilere göre, tüketici kredileri tutarı, 25 Haziran itibarıyla 4 milyar 313 milyon lira artarak 704 milyar 601 milyon liraya yükseldi. Söz konusu kredilerin 277 milyar 130 milyon lirası konut, 14 milyar 752 milyon lirası taşıt ve 412 milyar 720 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu. Söz konusu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 567 milyon lira azalarak 605 milyar 392 milyon liraya geriledi. Bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 2,5 artarak 163 milyar 266 milyon liraya çıktı. Bireysel kredi kartı alacaklarının 64 milyar 851 milyon lirası taksitli, 98 milyar 415 milyon lirası taksitsiz oldu. TAKİPTEKİ ALACAKLAR ARTTI BDDK haftalık verilerine göre, bankacılık sektöründe takipteki alacaklar, 25 Haziran itibarıyla bir önceki haftaya göre 337 milyon lira artarak 149 milyar 95 milyon liraya yükseldi. Söz konusu takipteki alacakların 113 milyar 284 milyon lirasına özel karşılık ayrıldı. Aynı dönemde bankacılık sisteminin yasal öz kaynakları 5 milyar 630 milyon lira artarak 803 milyar 700 milyon lira oldu.

01 Temmuz 2021 Perşembe

Türkiye'nin ham çelik üretimi mayısta 3,2 ton oldu

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD), mayıs ayına ilişkin üretim, tüketim ve dış ticaret verilerini açıkladı. Buna göre, Türkiye'nin ham çelik üretimi, mayısta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 42,4 artarak 3,2 milyon ton, ocak-mayıs döneminde ise yüzde 21,2 yükselişle 16,4 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Türkiye bu rakamla dünya ham çelik üretiminde 8. sırada yer aldı. Nihai mamul tüketimi ise mayısta yıllık bazda yüzde 35,4 yükselişle 14,9 milyon ton oldu. Uzun ürün tüketimi yüzde 39,3 ve yassı ürün tüketimi yüzde 32,2 artış gösterdi. DIŞ TİCARET VERİLERİ Çelik ürünleri ihracatı, mayısta geçen yılın aynı ayına kıyasla, miktarda yüzde 53,7 artışla 1,7 milyon tona, değerde ise yüzde 134,4 yükselişle 1,3 milyar dolara ulaştı. İhracat, ocak-mayıs döneminde geçen yılının aynı dönemine göre miktarda yüzde 17,4 yükselerek 7,5 milyon ton, değerde ise yüzde 58,4 artarak 5,2 milyar dolar seviyesine çıktı. Mayısta ithalattaki artış miktar ve değer olarak ihracat artışından çok daha yüksek seviyelerde gerçekleşti. İthalat, mayısta miktarda yüzde 95,2 artışla 1,5 milyon ton, değerde ise yüzde 162,6 yükselişle 1,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ocak-mayıs döneminde ise ithalat miktarda yüzde 49,4 artışla 7 milyon ton, değerde yüzde 88,1 yükselerek 5,5 milyar dolar seviyesine çıktı. Bu yılın 5 ayında çelik ürünlerinde ihracatın ithalatı karşılama oranında düşüş yaşandı. Geçen yılın ocak-mayıs döneminde yüzde 112,3 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, bu yılın aynı döneminde yüzde 94,6 seviyesine geriledi. Açıklamada yer alan değerlendirmeye göre, dünyanın ve Türkiye'nin çelik üretimindeki artışlar, büyük ölçüde geçen yıl salgın döneminde yaşanan üretim kayıplarının sebep olduğu baz etkisinden kaynaklandı. İhracatın daha düşük seviyede kalması, ABD ve AB ülkeleri başta olmak üzere, dünya çapında yoğun bir şekilde uygulanan koruma tedbirleri ile ilgili oldu.

01 Temmuz 2021 Perşembe

İTO'nun Pandemetre 2021 araştırmasına göre 'yatırım sezonu' başlıyor

İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) yılın ilk yarısını kapsayan Pandemetre 2021 araştırmasına göre, sanayi üretimi, kapasite kullanımı, yatırım teşvik belgesi sayısı, güven endeksi ve ihracattaki artış, yeni yatırımlar için öncü sinyal verdi. İTO, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ekonomiye ilişkin göstergelere etkisini araştırmak için hazırladığı ve yılın ilk yarısını kapsayan Pandemetre 2021 araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Rapora göre, araştırmanın "banka kartı ve kredi kartı harcamaları" başlığında, 2021’in ilk 6 ayında kartlı harcamalar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 45,28 artış göstererek 647 milyar lirayı geçti. 2021’in ilk 6 ayında internet üzerinden yapılan alışverişler de yüzde 76,6 artışla 186 milyar liraya yaklaştı. Bu yılın ilk 4 ayında İstanbul’dan yapılan ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 32 artışla 32,6 milyar dolar oldu. Türkiye genelinde Ocak-Mayıs 2021 döneminde otomobil ve hafif ticari araç satışları ise yüzde 72 yükselişle 314 bin 882 adet olarak gerçekleşti. Bankaların tüketici kredileri başlığına göre ise Türkiye genelinde konut, taşıt ve ihtiyaçtan oluşan tüketici kredileri hacmi, 18 Haziran 2021 itibariyle yüzde 26 artarak 700 milyar lirayı geçti. İstanbul'da karşılıksız işlemi yapılan çek tutarı yüzde 36 gerileyerek 2021’in ilk 4 ayında 1 milyar 353 milyon lira oldu. İlgili kurumların resmi istatistiklerini dikkate alan Pandemetre araştırmasına göre, İstanbul’da 2020’nin ocak-mayıs döneminde 130 milyar liraya yaklaşan vergi tahsilatı ise 2021’in ilk 5 ayında yüzde 48 artışla 192 milyar liranın üzerinde gerçekleşti. İLK 5 AYDA YABANCILARA KONUT SATIŞI ARTTI 2021’in ilk 5 ayında İstanbul'da satılan konut sayısı da bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6 artarak 82 bini aştı. Bu satışın 23 binini sıfır konutlar, 59 binini ise ikinci el konut satışları oluşturdu. Yabancılara 2020 yılının ilk 5 ayında 6 bin 172 konut satılırken, 2021'in aynı döneminde bu sayı 7 bin 851'e yükseldi. TL üzerinden açılan ticari kredi faizleri 19 Haziran 2020'deki yüzde 9,9’luk ortalamasından 18 Haziran 2021’de yüzde 21,63 seviyesine yükseldi. TCMB Reel Kesim Güven Endeksi, Haziran 2020'de 92,6 puan olurken, Haziran 2021’de 113 puan olarak kayıtlara geçti. 2021 Nisan ayında sanayi üretimi 2020’nin aynı ayına göre yüzde 66 arttı. 2020 Nisan ayında TÜİK sanayi üretim endeksi yüzde 31,4 gerilemişti. İmalat sanayi genelinde kapasite kullanımı Haziran 2020’de aylık bazda yüzde 66 iken, Haziran 2021'de yüzde 76,6 ile 1,5 yılın zirvesine ulaştı. İstanbul’da bu yılın ilk 4 ayında 8,7 milyar TL’ye yakın yatırım tutarı ile 701 adet teşvik belgesi verildi. Ocak-Nisan 2020 döneminde ise 5,2 milyar TL yatırım tutarı ile 350 yatırım teşvik belgesi düzenlenmişti. Pandemi ile geçen bu yılın ilk 5 ayında İstanbul’a gelen turist sayısı ise ocak ve şubat aylarında salgın vakasının görülmediği 2020 yılının ilk 5 ayına göre yüzde 13,56 gerileme kaydetti. “SEKTÖRLERDE PANDEMİ BULUTLARI DAĞILIYOR” İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Pandemetre 2021 araştırması ve bugün itibarıyla başlayan yeni normalleşme sürecine ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Bugün başlayan ‘tam açılmayı’ üretimde, istihdamda, ihracatta ve yatırımda ‘tam atılıma’ çevirelim. Planlandığı gibi ‘tam aşılama’ ile de salgınının dönüşüne bir daha imkan vermeyelim.” dedi. Dünya çapında yaklaşık 1,5 yıldır ertelenen ihtiyaçların ve yeni normalin getireceği talebin belirleyici olacağı bir 6 aya girildiğini kaydeden Avdagiç, “Sektörlerde pandemi bulutları dağılıyor. Nasıl ki 16 ay önce pandeminin başında bıçak gibi kesilen bir talep şoku yaşamıştık. Şimdi de bunun tersiyle karşı karşıya kalacağız. Yeni normalin kazananı bu talep patlamasına üretim hatlarıyla cevap verebilen ülkeler olacak. Yani yatırım sezonu başlıyor ve Türkiye’nin bu fırsatı kaçırmaması gerektiği aşikar.” değerlendirmesinde bulundu. Kovid-19'un 16 aydır ekonomiden sosyal ilişkiye kadar hayatı baştan aşağı değiştirdiğine işaret eden Avdagiç, “2021 yılının ilk 6 ayında sadece harcamakla kalmayıp, daha fazla ürettik, daha fazla ihracat yaptık. Bunu Pandemetre 2021’de yer alan gelişmelerden görüyoruz.” şeklinde konuştu. İmalat sanayi kapasite kullanım oranının üst sınırlara yaklaşmasının da yeni yatırım ihtiyacını gösterdiğini belirten Avdagiç, şunları kaydetti: "Tam da bu süreçte, dijital dönüşüm yatırımı yapmadan meyve toplamanın imkansız hale geldiğini unutmadan hareket edelim. İmalat sanayimizin bu talebe cevap vermesi için yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm yatırımlarına hız verelim. Bu süreçte yatırım iştahını azaltan küresel enflasyon ile lojistik ve tedarik sıkıntıları, her zamankinden daha dikkat etmemiz gereken konular. Ayrıca iş dünyamızın yatırımda hızını belirleyecek önemli bir konu da finansman maliyetleri. Dünya normale dönüp, ticaretin kanalları açılırken bu süreci daha fazla yabancı yatırımcı çekecek reformlarla destekleyip, Türkiye için çok büyük bir fırsata çevirmeliyiz."

01 Temmuz 2021 Perşembe